Küresel iklim değişikliği başta olmak üzere çevredeki fabrikaların su çekmesi ve atıklarını bırakması Uluabat Gölü’nü tehdit ediyor. Kuraklığın yanı sıra sanayi kuruluşlarının gölden su çekmesi ve göle atık bırakan sanayi kuruluşlarının varlığının devam etmesi Uluabat’ı yok olma ile karşı karşıya getirdi. En derin yeri 1-1,5 metreye düşen gölün yakın zamanda kurumasından endişe ediliyor.
Alan çevresi 136 kilometrekare olan Uluabat Gölü, Bursa’ya bağlı önemli bir tatlı su gölü olarak birçok canlıya ev sahipliği yapıyor. Plankton ve dip canlıları, sucul bitkiler, balık ve kuş popülasyonu açısından Türkiye’nin zengin gölleri arasında gösterilen Uluabat Gölü, her geçen gün yok olma tehlikesi ile karşı karşıya.
1998 yılında Çevre Bakanlığı tarafından Ramsar alanı ilân edilen göl, son günlerde alg patlamaları ile bir kez daha gündeme geldi. Havaların serinlemesi ile kaybolan su yosunlarının her yıl yaz aylarında artarak görüldüğü bildirildi. Havaların serinlemesi ile birlikte kendiliğinden yok olan yosunların çıkış sebebi ağırlıklı olarak küresel iklim değişiklikleri ve çevre faktörlerine bağlanıyor.
Küresel ısınmanın etkisi büyük
Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER) Yönetim Kurulu Üyesi Murat Demir, “Son günlerde Uluabat Gölü’nde alg patlamalarını sık sık duyuyoruz. Bölge halkından bize şikâyetler geliyor. Küresel ısınma ile birlikte de Uluabat Gölü de bundan ciddi bir şekilde etkileniyor. Uluabat Gölü’nü besleyen su kaynakları azaltmakta. Bu azalma da Uluabat Gölü’nde sığlığa sebebiyet veriyor. Gölün en derin yeri 1-1,5 metreye kadar düştü. Bu böyle giderse yakın zamanda Türkiye’de birçok gölde olduğu gibi burası da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak” dedi.
Fabrikalar gölden su çekiyor
Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj gibi göllerde de alglerin sıkıntı teşkil edeceğine dikkat çeken Murat Demir, “Birçok gölümüzde de bu algleri görüyoruz. Mevsim itibari ile hava sıcaklıkları düştü ve serinleme başlayınca algler durdu. En azından gözle görünür değil. Bu, alglerin yok olduğu anlamına gelmemektedir. Her yıl daha yoğunlaşarak karşımıza çıkmaktadır. Uluabat’ı besleyen su varlıkları da tehdit altındadır. Hemen yukarıda Çınarcık Barajı oluştu ve oraya ciddi su gitmekte. Gerçi Çınarcık Barajı’ndan Uluabat’a su veriliyor, ama yeterli değil. Buraya yakın sanayi kuruluşları bu gölden ciddi ölçüde su çekiyor. Bu yanlıştır. Uluabat Gölü can çekişmektedir. Buradan sanayi kuruluşlarına, organize sanayi bölgelerine su gönderilmemelidir. Bu göldeki her damla suyun önemi vardır. Buranın suyu burada kalmalıdır” şeklinde konuştu.
Tokat’ta 191 konut zarar gördü, 2 bin yıllık köprüde çatlak bile yok
Tokat’ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen depremde üç ilçede toplam 191 konutta hasar oluşurken, 2 bin yıllık tarihi köprüde çatlak dahi oluşmadı.
Yasin Kıras – Yunus Çiftci TOKAT-Tokat, aynı gün içinde üst üste gelen depremlerle sarsıldı. Önceki gün meydana gelen 4.7, 4.1 ve 5.6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Sulusaray, Yeşilyurt ve Artova ilçelerinde ve 30 köyde 191 konutta hasar tespit edildi. Deprem sonucunda ahır duvarları yıkıldı, cami minareleri hasar gördü ve birçok evde çatlaklar oluştu. Ancak ilçe merkezinde bulunan ve halen çevre köylere ulaşımı sağlayan Roma döneminden kalma tarihi Sulusaray Köprüsü depremde zarar görmedi. 2 bin yıllık tarihi yapı, köylere olan karayolu ulaşımını güvence altına almaya devam ediyor. Öte yandan, depremin etkileri gün ağarırken dronla havadan görüntülendi.
Deprem uzmanından uyarı: Tokat’ın üzerinde bulunduğu fay hattında beklenen büyük şiddetli deprem hala olmadı
Gazi Üniversitesi DEMAR (Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi) Müdürü Prof. Dr. Abdussamet Arslan, Tokat’ın da üzerinde bulunduğu Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda beklenen büyük şiddetli depremin hala olmadığını kaydetti.
Muhammed Musab Gümüşer – Tolga Başer ANKARA-Prof. Dr. Abdussamet Arslan, Tokat’ta meydana gelen ve Samsun, Yozgat, Çankırı ve Çorum gibi çevre illerde de hissedilen 5.6 büyüklüğündeki depreme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Arslan, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, Bingöl çevresinde birleşen Doğu Anadolu Fay Hattı ve Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın birbirleri üzerinde sürekli hareket halinde olduğunu kaydederek, “Son 1 ayda özellikle Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın her iki ucunda hareketlenmeler mevcut. 4’ün üzerinde çok fazla sayıda deprem oldu. Hem Doğu bölgesinde özellikle Adıyaman’ın biraz daha ilerisinde depremler oldu hem de hattın batı ucunda yani Yunanistan’da 4’ün üzerinde depremler oldu. Dolayısıyla bu fay hattının üzerinde bir hareketlenmenin olduğu çok net bir şekilde ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı.
Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası Doğu Anadolu Fay Hattı’nın, Kuzey Anadolu Fay Hattı’na doğru 9 metre kaydığını kaydeden Arslan, yukarıya doğru meydana gelen hareket sonucu Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda kırılmalar meydana geldiğini ve Tokat’ın da bu hat üzerinde olduğunu kaydetti.
Arslan, iki hattın birleştiği noktalarda bulunan Bingöl, Erzincan, Bitlis ve Muş çevresinde stres birikimi yaşandığını kaydetti. Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde ortaya çıkan jeolojik verilere değinen Arslan, 10 yıl içerisinde bu hat üzerinde 7.0 ila 7.5 büyüklüğünde bir deprem olma ihtimalinin yüzde 90 olduğuna dikkati çekti.
“Deprem olan bir bölgede bir kırılmanın tekrar yaşanma ihtimalinin neredeyse sıfır” Deprem olan bir bölgede bir kırılmanın tekrar yaşanma ihtimalinin neredeyse sıfır olduğunu belirten Arslan, sözlerine şöyle devam etti: “Ne zamana kadar? Periyodu doluncaya kadar. Kahramanmaraş depreminin periyodu 450 ila 500 yıl civarındadır. Dolayısıyla da Pazarcık bölgesinde fayın tekrar kırılması için 450 yıla daha ihtiyacımız var ancak buradaki kırık meydana geldiğinde hem Elazığ ve Bingöl’e doğru olan bir bölgede hem de Hatay’ın daha güneyinde olan bölgelerde gerilme birikmesi meydana geldi. 9 metreye ileriye doğru giden hareket, Malatya civarında durdu. Sonra bu hareket bir türlü devam edecek, kırılmayı tamamlayacak.”
“Önümüzdeki 10 yılda Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde 7.0 ila 7.5 civarında deprem beklemek yanlış olmaz” Bingöl civarında büyük şiddetli depremin hala olmadığını ifade eden Arslan, “İki fay hattının buluştuğu kavşak nokta olan Bingöl’de henüz beklediğimiz deprem olmadı. Bu depremi de hakikaten bekliyoruz. Kuzey Anadolu Fay Hattı boyunca 7.0 ila 7.5 büyüklüğündeki depremi beklememek çok hata değil ama zamanlamasını söyleyebilmek çok zor. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde kesinlikle 7.0 ila 7.5 civarında deprem beklemek yanlış olmaz” değerlendirmesinde bulundu.
Kentsel Dönüşüm Başkanlığı Samsun’da 314 arsayı satışa çıkarıyor
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, Samsun’da 314 muhtelif arsayı yatırım yapmak isteyenler için avantajlı şartlarda satışa çıkarıyor. SAMSUN-Samsun’daki 314 arsa; yüzde 25 peşin, 24 ay vadeyle satışa çıkacak. Bakanlık, peşin ödemelerde yüzde 20 indirim avantajı ile yatırım yapmak isteyenler için büyük bir fırsat sunuyor. 30 Nisan Salı günü saat 10.30’da yapılacak müzayedelere çevrimiçi (on-line) katılım da sağlanabilecek.
Büyük fırsat için başvurular başladı, on-line katılım sağlanabilecek Konut, tarım ve plansız alan niteliğindeki 314 muhtelif arsa için alıcılar gün sayıyor. Samsun’daki arsalar için başvurular başladı. Açık artırma 30 Nisan Salı günü saat 10.30’da yapılacak. Ankara/Çankaya Holiday Inn Hotel ile Samsun Büyükşehir Belediyesi Çok Amaçlı Salon’da yapılacak artırmaya internet üzerinden de (emlakmuzayede sitesinden) teklif verilebilecek.
“Bu fırsat kaçmaz” Türkiye’nin en güzel şehirlerinden biri olan Samsun’da arsa sahibi olma fırsatının kendisini çok heyecanlandırdığını ifade eden Olgun Aydoğan, “Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, Samsun’daki 314 arsayı yüzde 25 peşin, 24 ay vadeyle satışa çıkaracak. Peşin ödemelerde yüzde 20 indirim avantajı ile yatırım yapmak isteyenler için büyük bir fırsat sunuluyor. Bu fırsat beni çok heyecanlandırdı. Bir firmayla anlaşıp 2-3 daire sahibi olabilirim. Yatırım için ise uzun vadede kullanabilirim. Bu fırsat kaçmaz” dedi.
“Arsa sahibi olmak isteyenleri açık arttırmaya davet ediyorum” Kendisi gibi arsa sahibi olmak isteyen vatandaşları müzayedeye davet eden Kadriye Arslan ise “Samsun’dan arsa almak istiyordum. Güvenilir yerden, uygun şartlarda arsa bulmak oldukça zor. Alacağım arsayı daire karşılığında inşaata verebilir ya da yatırım için bekletebilirim. Tüm uzmanlar da günümüz şartlarında en önemli yatırım aracının arsa almak olduğunu dile getiriyor. Arsa sahibi olmak isteyen vatandaşları bu imkanlardan yararlanmaya davet ediyorum” diye konuştu.
30 Nisan Salı günü saat 10.30’da yapılacak müzayede hakkında ayrıntılı bilgilere internet sitesinden ve 0212 608 15 00 numaralı telefondan ulaşılabilecek.