Furkan Abrek Ünal SAMSUN – Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Kenevir Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilen, Türkiye’nin ilk tescilli endüstriyel kenevir tohumu olan ‘narlı’nın hasadı yapıldı.
2021 yılında OMÜ’nün girişimleriyle geliştirilen “narlı” ve “vezir”, Türkiye’nin ilk tescilli endüstriyel kenevir tohumu oldu. Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Deneme İstasyonu’nda 11 dönüme ekilen ‘narlı’nın hasadı gerçekleşti. Milli kenevirler gıdadan, tekstile kadar birçok alanda kullanılıyor. Boyları 4 buçuk metreye kadar ulaşan kenevirlerin hasadında ise makine kullanıldı. Deneme istasyonunda yapılan hasat şenliği ilk olarak kürsü konuşmaları ile başladı.
Hasat etkinliğinde ilk olarak konuşan Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Kibar Ak, “Kenevir çok eskiden kadim ve önemli bir bitkidir. Son yıllarda Cumhurbaşkanımızın talimatları ve gündeme getirilmesiyle Türkiye’de ön plana çıkan bir ürünümüzdür. Biz de üniversite ile birlikte iş birliğiyle çalışmalarımızı yaparak 2 tane ürünümüz bu sene tescil edilmiş durumda. Bu daha başlangıçtır. Bunun hasadından farklı amaçlara yönelik ıslaha yönelik çeşit geliştirilmeleri devam edecektir” dedi.
“2020’de 2 bin 644 dekar olan kenevir ekimi 2021’de 250 dekara düştü”
Samsun genelinde kenevirle ilgili bilgi veren İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, “2019 yılı içerisinde 466 dekar bir kenevir ekimi olmuştu. 2020 yılı içerisinde 2 bin 644 dekar bir kenevir ekimi gerçekleşti. 2021’de ise bu rakam 250 dekara düştü. Sebebi ise kenevir diğer tarım ürünleri gibi bunu burada satamazsak başka bir pazarda satarız diye bir şartımız yok. Kenevirin artırılabilmesi için kesinlikle sanayi ile entegrasyon ve sözleşmeli üretim modeli olursa bunun artırabileceğidir. 2020 yılında 53 üreticimizde üretimi arttırdığımızda pazarlama ile ilgili ciddi bir sıkıntı yaşadık. Kenevirle ilgili tohumda yoğun bir şekilde bizlerden talep var. Tohumu ile ilgili gerekse ürünü ile ilgili bizler de talepte bulunuyorlar” diye konuştu.
“Mutlaka pazara göre ayarlanması lazım”
Kenevirin pazarlanmasına dikkat çeken Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Dr. Muharrem Özcan, “Burada önemli olan konu biz üretmek ve pazarlamayı bir arada götürmüyoruz. Bu da sorunlar oluşturuyor. Kenevir gibi ürünlerde kenevir statüsünü dikkate alarak mutlaka pazara göre ayarlanması lazım. Özellikle sanayi entegre olan ürünlerde sanayisi ile birlikte gelişmesi lazım. Aksi halde kontrolsüz üretim sıkıntı olarak karşımıza çıkacaktır. Bu ürünün sektörüyle gelişerek devreye girmesiyle kenevirin ekonomik değer olarak istediği noktaya ulaşabilmesi mümkün olabilecektir” şeklinde konuştu.
“2 tane daha kenevir çeşidi tescil aşamasında”
Akabinde kürsüye gelen OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Türk toplumu tarım toplumudur. Bizim genimizde gerçekten tarım vardır. Kenevirde mirasımızın bir parçasıdır. Bütün ihtiyaçlarımız artık plastik üzerinden karşılanıyor. Doğal olan şeyler daha pahalı ve daha dışarıda kaldı. Cumhurbaşkanımız tarafından Samsun ‘kenevirin üssü’ olarak ilan edildi. 2 enstitü tür ıslahı çalışmasına başladı. Dolayısıyla bir hava oluştu. Bu hava ister istemez üretim sahasını birden yaygınlaşmasına neden oldu. Çünkü pay edeceği düşünüldü. Vatandaş için bunun önemli olacağı bir kazanca dönüştürülmesidir. Bunun ne kadar para ettiği önemlidir. Hanesine ne kadar para gireceği bu son derece doğal bir şeydir. Ancak kazanma ile alakalı bir talihsizlik yaşandı. Islah yapıldı, ekimi yapıldı ancak sektör olarak bir pazarı oluşturulamadı. En azından mağduriyetler yaşanmaması açısından son noktanın tamamlanması gerekiyordu. Burada o tıkanıklığın giderilmesi noktasında üniversiteye ciddi bir misyon düşüyor. Kenevirin ‘etinden, sütünden’ tamamını kullandığımız zaman bir endüstriyel ürüne dönüşüyor. Ne tohumu ne lifi tek başına bir kazanç elde etmiyor. Bunun kazançlı bir ürüne dönüşebilmesi açısından mutlakla endüstriyel bir ürüne dönüştürülmesi ve pazarının oluşturulması gerekiyor. Bu noktada üniversite olarak ciddi girişimlerimiz oldu. Tekstil alanında bazı denemelerimiz, özel sektörden bazı firmalarla iş birliğimiz oldu. Bütün unsurlarıyla eğer kullanıma açılmazsa, kullanıma bir şekilde sunulmazsa kenevirin çok kazançlı bir ürün olarak piyasa çıkmayacağının farkındayız. Ekosistem açısında bakıldığında aslında kenevir vazgeçilemeyecek bir üründür. Kaybolmak üzere olan unutulmak üzere olan bir değeri tekrar gün yüzüne çıkardık. 2 tane şuan tescil edildi. 2 tanesi de tescil aşamasındadır” ifadelerini kullandı.
“Sanayi anlamında kenevirin kıymetini ve katma değerini artırıcı çalışmalara ihtiyacımız var”
Kenevirin tescil aşamasında ve ekimin önemli bir rol üstlenen OMÜ Kenevir Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Selim Aytaç ise şunları söyledi: “2 tescilli kenevirini Türk tarımına kazandırmış olduk. Tabii, kenevir insanlık tarihi kadar eski bir bitkidir. 5 bin yıldan beri insanlık bu bitkiyi kullanmaktadır. Ülkemizde de çok eski bir geçmişi var. Yaşı 50’nin üstünde olan herkes keneviri bilir ama genç nesil keneviri bilmiyor ve kenevirden insanlarımızı uzaklaştırmışız. Son günlerde bunu tekrar gündeme getirerek kenevirle ilgili algıyı yıkmak ve zarar yönünde değil fayda yönünde olması ile ilgili çalışmalarımız var. Şu anda gördüğünün narlı çeşidini tohumluk için yapıyoruz ama tohumu aldıktan sonra geriye kalan saplarını birçok alanda AR-GE çalışmalarına aktaracağız. Ahşap levha yapımında, değişik şekilde kullanımında AR-GE çalışmaları yapacağız. Liflerini tekstil sanayisine aktaracağız. Ülkemiz nihayet 2 çeşidine kavuşmuş oldu. Şu anda mevcut çeşitlerimizi sanayi anlamında hangi AR-GE çalışmalarını tekrar gündeme taşıyıp çalışmaları başlatmış olduk. Üretim yenilik arayan özel sektörle ilgili çalışmalarımız var. Daha yaşanabilir dünya için alet ekipmanlarımızı doğaya uygun veya saygılı bir sistem içinde yapmamız lazım. Petrol türü plastiklerin belki de sonu gelmek üzere yasaklanmak üzere. Biz petrolün yerine geçebilecek olan kenevir gibi ürünlerimizin AR-GE çalışmalarının artırılarak üretime geçilmesi ve bununla ilgili pazardan payımızı almamız lazım. Ülke olarak buna hazırlıklı olmamız lazım. Sanayi anlamında kenevirin kıymetini ve katma değerini artırıcı çalışmalara ihtiyacımız var.” Konuşmaların ardından kenevirlerin hasadı makine kullanılarak gerçekleşti.
Hazine ve Maliye Bakanlığı: Güncel gelişmeler istişare edilmiştir
ANKARA-Hazine ve Maliye Bakanlığı: Finansal İstikrar Komitesi, Bakanımız Mehmet Şimşek başkanlığında bugün toplanmıştır. Toplantıda, dünya ve Türkiye makroekonomik görünümü kapsamlı bir şekilde değerlendirilmiştir. Ayrıca, bankacılık, sermaye piyasaları ve sigortacılık sektörüne ilişkin güncel gelişmeler istişare edilmiştir. (DHA)
TÜİK: Tavuk eti, yumurta ve içme sütü üretimi şubatta azaldı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), şubat ayında aylık tavuk eti, tavuk yumurtası ve içme sütü üretim miktarlarının azaldığını açıkladı.
ANKARA-TÜİK, Şubat 2025 dönemine ilişkin kümes hayvancılığı ile süt ve süt ürünleri üretimi verilerini açıkladı. Buna göre; bir önceki aya göre tavuk eti üretimi yüzde 6,4 oranında azalarak 218 bin 260 ton, tavuk yumurtası üretimi de yüzde 6,4 oranında azalarak 1 milyar 547 milyon 93 bin adet oldu. Bir önceki yılın aynı ayına göre ise tavuk yumurtası üretimi yüzde 10,8 azaldı, kesilen tavuk sayısı yüzde 5,8 arttı, tavuk eti üretimi yüzde 8,2 arttı. Ocak-şubat döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre, tavuk yumurtası üretimi yüzde 10,4 azaldı, kesilen tavuk sayısı yüzde 8,8 arttı, tavuk eti üretimi yüzde 11,5 arttı.
Şubat ayında bir önceki aya göre ticari süt işletmelerince toplanan inek sütü miktarı yüzde 8,9 oranında azalarak 857 bin 821 ton oldu. İçme sütü üretimi ise yüzde 11,9 oranında azalarak 132 bin 720 ton olarak gerçekleşti. Ticari süt işletmeleri tarafından toplanan inek sütü miktarı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,4 azaldı, ocak-şubat döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,5 azaldı.
Ayrıca, şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre, inek peyniri üretimi önemli bir değişiklik göstermedi, ayran ve kefir üretimi yüzde 6,9 arttı, yoğurt üretimi yüzde 4,6 arttı, içme sütü üretimi yüzde 0,6 azaldı, tereyağı ve sadeyağ üretimi yüzde 1,5 azaldı. Ocak-şubat döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre, inek peyniri üretimi yüzde 0,6 azaldı, ayran ve kefir üretimi yüzde 5,9 arttı, yoğurt üretimi yüzde 3,6 arttı, içme sütü üretimi yüzde 1,4 azaldı, tereyağı ve sadeyağ üretimi yüzde 0,4 arttı. (DHA)
Elektrikli araç şarj istasyonu destek programına başvurular başladı
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, elektrikli araç kullanımının yaygınlaştırılması ve Türkiye’nin sürdürülebilir ulaşım hedeflerine katkı sağlanması amacıyla ‘Elektrikli Araçlar Hızlı Şarj Altyapısı Destek Programı 2’nci Çağrısı’ kapsamında yeni başvuru döneminin başladığını duyurdu.
ANKARA-Bakan Kacır, sosyal medya hesabından paylaştığı mesajında, ‘Elektrikli Araçlar için Hızlı Şarj Altyapısı Destek Programı’ ile Türkiye’nin her şehrinde hızlı şarj istasyonları kurulmasını desteklediklerini belirtti. Kacır, “Birinci çağrı döneminde 81 şehrimizin tümünde hızlı şarj istasyonları kuruldu. Ülke geneline yayılan yaklaşık 12 bin hızlı şarj, toplam 30 bine yakın şarj noktası ile elektrikli araç sahipleri ülkemizin tamamında kesintisiz seyahat imkanına sahip. İlan ettiğimiz 2’nci çağrı ile; özellikle nüfus yoğunluğunun daha az olduğu bölgelere de şarj ünitesi kurulumu gerçekleştirilmesini, elektrikli araç kullanımının tüm ülke sathında yaygınlaşmasını hızlandırmayı amaçlıyoruz. Türkiye’yi yenilikçi teknolojilerin öncü ülkelerinden biri haline getirecek adımlar atmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
HIZLI ŞARJ ALTYAPISI GÜÇLENİYOR
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre; elektrikli araç kullanıcılarına kesintisiz, eşit ve erişilebilir bir şarj ağı sunulması ve temiz enerji dönüşümüne ve karbon emisyonlarının azaltılmasına katkı sağlanması hedefleniyor. 2’nci çağrı ile özellikle nüfus yoğunluğu ve mobilitenin daha düşük olduğu bölgelere de şarj ünitesi kurulumu gerçekleştirilerek, tüm Türkiye’de elektrikli araç şarj altyapısının dengeli bir şekilde dağılımı, elektrikli araç kullanımının tüm ülke sathında yaygınlaşması ve her bölgede eşit erişim sağlanması amaçlanıyor.
1’inci çağrı döneminde Türkiye genelinde 35 farklı proje desteklenmiş ve 81 il ve 400 ilçede şarj istasyonları kurulmuştu. (DHA)