Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Kültür Sanat

Tatlının dilimi 5 bin lira

Bekir Tosun

MUĞLA- Muğla’nın geleneksel mutfak kültürünün kayıt altına alınarak gelecek kuşaklara aktarılması, kentin gastronomi potansiyelinin turizmle entegre edilmesi, yeme-içme ve kültür turizminin canlandırılması amacıyla Menteşe Belediyesi tarafından “Menteşe Mutfak Kültürü Atölyesi” açıldı.


Menteşe’nin tarihi Saburhane meydanında açılan atölyenin en dikkat çeken ürünü ise Muğla’nın coğrafi işaret tescilli ürünü ‘Muğla Saraylısı’ oldu. Muğla yöresine ait tat ve lezzetlerin sergilendiği stantlarda, Muğla Tarhanası, keşkek, odun ateşinde yapılmış ev ekmeği, reçel, salça, turşu ve kurutulmuş sebze ve meyveler satışa sunuldu.
“Menteşe Mutfak Kültürü Atölyesi”nde Muğla mutfağına özgü yemekler de yarışırken, Türkiye’nin ünlü şeflerinin de katıldığı etkinlikte yöre kadınları tarafından yapılan el yapımı yemekler yarıştı.

Dünyanın en pahalı tatlısı

Menteşe Mutfak Kültürü Atölyesinin en dikkat çeken ürünü Muğla Saraylısı oldu. Muğla Sanayi ve Ticaret Odası tarafından coğrafi işaret tescili alınan Muğla Saraylısı, Aysel Yüksel tarafından yapılırken, Muğla Gastronomi ve Mutfak Sanatları Derneği Başkanı Timur Kocabıçak tatlının üzerine altın kaplama yaptı. Altın kaplamalı Muğla Saraylısının dilimi 5 bin liradan satışa sunulurken, 8 dilim Muğla Saraylısına 40 bin lira ödeme yapılacak.

“Saraylı tatlısının ortasına sarı lira konulurdu”

Muğla Gastronomi ve Mutfak Sanatları Derneği Başkanı Timur Kocabıçak Muğla Saraylısı hakkında bilgi verdi. Kocabıçak, eskiden damat evi tarafından kız istemeye veya nişan takmaya giderken bu tatlının kız evine götürüldüğünü belirterek, “Altın Saraylı aslında çok geçmişimizde en eski tatlılarımızdan birisi Saraylının tam ortasına aslında bir tane sarı lira koyarlar. Kız evinde saraylı tatlısının içinde sarı lirayı bulan kim olursa çok mutlu olur. Aslında o sarı lira semboliktir. Bu gelenek Cumhuriyet’ten önce ve Cumhuriyet kurulduktan sonra daha artarak, ta ki 1960 yıllarına kadar devam etmiş. 1960 yıllarından sonra yavaş yavaş içine altın konulmamaya başlanmış. Altın yok ama Saraylımız hala altın değerinde. Biz bugün Saraylımıza altın kapladık. İçerisinde altın tozu var. Neden altın derseniz. Altın yenilebilir bir şey aslında. Tarihte altın yeniliyor. Kanuni Sultan Süleyman’ın yemeklerinde kullandığı biliniyor. Altın insan vücuduna girdiği andan itibaren 0,2 miligram altın insan vücudundaki toksinlerin atılmasına sebep oluyor” dedi.

“Menteşe’yi gastronomi kenti yapmak istiyoruz”

Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş ise, “Muğla tarihi evleri ve yapısı ile korunmuş bir ilçe olarak bir kültür kenti konumunda. Ama bunun yanında somut olmayan kültürün yemekleri ile de ön planda. Geçmişten bu güne gelen Yörük kültürünün de kullandığı yemeklerimizin tanıtılması noktasında Menteşe’de gastronomi ve mutfakları ile beraber tarihi bölgemiz Saburhane’de Muğla’nın geçmişten bu güne olan yemeklerin tanıtılması noktasında güzel bir etkinlik düzenledik. Burada çıntar, tarhana, keşkek, büryan gibi buna benzer 20’ye yakın yemeği tanıtarak bunu dışarıdan gelen misafirlerimize tanıtmak istedik. Muğla kültüründe de gastronomi şehri olma noktasında Menteşe’yi öne çıkarmak için bu etkinliği çok önemsiyoruz. Bu etkinlik sayesinde de kültür kenti özellikle Muğla merkez ilçesi Menteşemizi ön plana çıkarmak ve gastronomi kenti yapmak istiyoruz” dedi.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Kültür Sanat

DHA’ya Yılın Haber Ajansı ödülü

İstanbul İş İnsanları Derneği’nin düzenlediği 8’inci Türkiye Marka Zirvesi’nde Demirören Haber Ajansı (DHA) ‘Yılın Haber Ajansı’ olurken, CNN Türk de ‘Yılın Haber Kanalı’ ödülüne layık görüldü.

Murat DELİKLİTAŞ-Mustafa Mert KARACA
İSTANBUL-İstanbul İş İnsanları Derneği tarafından düzenlenen 8’inci Türkiye Marka Zirvesi ödül töreni, dün akşam İstanbul’da gerçekleşti. Tören öncesi, ‘İhracatın Yol Haritası’ ve ‘Markalar Konuşuyor’ başlıklı iki panelin yapıldığı zirveye iş, sanat, basın ve cemiyet dünyasından yaklaşık 400 kişi katıldı.

ÖDÜLÜ DHA ÇALIŞANLARI ADINA ALIYORUM 

Türkiye Marka Zirvesi ile ilgili tanıtım ve konuşmaların yapılmasının ardından gerçekleşen törende, Demirören Haber Ajansı’na ‘Yılın Haber Ajansı’ ödülü verilirken, CNN Türk de ‘Yılın Haber Kanalı’ ödülüne layık görüldü.DHA ve CNN Türk adına ödülleri alan DHA Genel Müdürü Celal Korkut, “Biz Demirören Haber Ajansı olarak, Türkiye’nin en ücra köşesine yayılan haber ağımızda, en nitelikli, en doğru haberi, en hızlı şekilde yayıncı kuruluşlara yetiştirmeye çalışıyoruz.

İşimizi de en iyi şekilde yaptığımıza inanıyoruz. Bizi ödüle layık gören Türkiye Marka Zirvesi’ne çok teşekkür ederiz. Ödülü, büyük bir özveriyle çalışan DHA çalışanları adına alıyorum” dedi.

Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’in ‘Kültür Sanat Özel Ödülü’, Sinop Belediye Başkanı Metin Gürbüz’ün ‘Türkiye’de Yılın Mutlu Şehri’ ödülünü aldığı törende, toplamda 52 kurum ve kişiye ödül dağıtıldı. ‘Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü almak için sahneye çıkan şarkıcı Demet Sağıroğlu, mini bir konser vererek sevilen şarkılarını seslendirdi.(DHA)

Okumaya devam et

Genel

ÖZGÜR BASIN, MUTLU TOPLUM DEMEKTİR…

“Basın özgürlüğü dünya genelinde tehdit altında. Özgür ve mutlu bir toplum, özgür basın ile mümkündür”

SAMSUN-Samsun 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yusuf Ziya Çakır, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü nedeniyle bir mesaj yayımladı.

Başkan Çakır mesajında şu görüşlere yer verdi;

“Birleşmiş Milletler (BM) 3 Mayıs 1994 yılında aldığı bir karar ile aynı gün Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlanmaya başlandı. Son yıllarda basın özgürlüğü sadece az gelişmiş demokrasilerde değil, çok gelişmiş ve ileri demokratik ülkelerde bile tartışılır hale gelmiştir. Bazı medya kuruluşları ise ekonomik kaygılarla ayakta kalabilmek adına yayın ilkelerinden ve etik değerlerden taviz vermeye başlamıştır. Bu durum medya bağımsızlığını ve basın özgürlüğünü de tehdit etmektedir.

Bunun yanı sıra, maalesef dünyanın birçok ülkesinde basın çalışanları büyük haksızlıklara uğramakta, baskıya ve şiddete maruz kalmaktadır. Özgür basının olduğu yerde daha özgür ve mutlu bir toplum olacaktır.

Bu düşüncelerin ışığında, ülkemizde basın özgürlüğünün çok daha ileri noktalara taşınmasını istiyor, halkın sesi olan tüm gazetecilerimizin 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü kutluyor, meslektaşlarıma başarılar diliyorum.”

Okumaya devam et

Kültür Sanat

Osmanlı’da bir devre adını veren ‘Köprülüler’ memleketi Samsun’da yaşatılıyor

Osmanlı’da ‘Köprülüler Devri’ olarak bir döneme adını veren Vezirköprülü sadrazamlar, Samsun Müzesi’nde yaşatılıyor.

Erdi Demir
SAMSUN-
Köprülü ailesinin kurucusu Köprülü Mehmed Paşa aslen Arnavutluk asıllı. Devşirme olarak Enderun’a yerleştirilen paşa, Samsun’un Köprü ilçesinden bir hanımla evlendi ve burayı ikinci memleketi olarak gördü. Sadrazamın Osmanlı’da daha önceden görülmemiş yetkileri elinde toplamasının ardından ilçenin Köprü olan adı, Vezirköprü olarak adlandırılmaya başlandı.

17’nci yüzyılda Osmanlı’da Kösem Sultan’ın etkin olduğu ve 4. Mehmet’in 6 yaşında tahta çıktığı dönemde devletin başına getirilen Köprülüler, Osmanlı’yı içinde bulunduğu kaotik ortamdan çıkartıp, tekrar şaşalı günlerine geri döndürmüştü. Osmanlı’da bir döneme adını verecek kadar hizmetlerde bulunan Vezirköprülü sadrazamlar Köprülü Mehmed Paşa, Oğlu Fazıl Ahmet Paşa ve damadı Kara Mustafa Paşa’nın 27 yıl boyunca devlet yönetiminin elinde bulundurması Samsun Müzesi’nde ziyaretçilere aktarılıyor. Müzede, 3 sadrazamın balmumu heykellerinin yanı sıra bilgilendirme yazıları, Osmanlı dönemine ait savaş malzemeleri ve araç gereçleri de sergileniyor.

Samsun Müzesi’nde kendilerine ayrılan köşede Köprülü ailesi hakkında, “17. yüzyıl ortalarından itibaren saltanata önemli vezir ve sadrazamlar yetiştirmişti. Köprülü ailesinin kurucusu olan Köprülü Mehmed Paşa’nın 1656 tarihinden itibaren kesintisiz olarak oğlu Fazıl Ahmet Paşa, damadı Kara Mustafa Paşa ile birlikte 27 yıl boyunca devlet yönetimini elinde bulundurmuştu. Kara Mustafa Paşa’nın Viyana yenilgisi adeta Köprülü ailesi için de bir dönüm noktası olmuştur. Aile bu tarihten itibaren hiçbir zaman eski gücünü elde edememiş olsa da Abaza Siyavuş Paşa, Köprülü Fazıl Mustafa Paşa, Amcazade Hüseyin Paşa, Köprülüzade Numan Paşa ve Abdullah Paşa da sadrazamlık makamına yükselen aile üyeleridir. Kars ve İstanbul milletvekillikleri, dışişleri, devlet bakanlığı ve başbakan yardımcılığı da yapan edebiyatçı, edebiyat tarihçisi ve Türkolog olan Ord. Prof. Dr. Mehmet Fuat Köprülü (1890-1966) de bu aileden gelmektedir” ifadeleri yer alıyor.

Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği müzede ayrıca Köprülü ailesi ile ilgili olarak, “17. yüzyıl başlarından itibaren Osmanlı’da değişim ve dönüşüm faaliyetleri kısa süreli çalkantılar yaşanmasına yol açmıştır. 17. yüzyıl ortalarından itibaren mutlak otoriteyi ele geçiren Köprülü Mehmed Paşa saray içerisindeki konumunu güçlendirirken Anadolu, Balkanlar ve Orta Doğu’da büyük imar faaliyetlerinde bulunmuştur. Bu şekilde hem kendinden sonraki aile fertlerine zengin vakıflar bırakmış, hem de halk nazarında devlet otoritesinin gücünü yansıtmayı amaçlamış olmalıdır. Köprülü Mehmed Paşa’nın ilk olarak imar faaliyetinde bulunduğu yer Vezirköprü’dür. Burada önce bir konak, han, arasta, namazgah ile Kedeğre/ Köpri kasabasının su yollarının tamiri, çeşmeler yaptırmıştı. Gümüşhacıköy, Turhal, Hekimhan, Safranbolu, Bilecik, Bozcaada, İstanbul ve Balkanlarda cami, mescit, namazgah, medrese, han, hamam, mektep, sebil ve çeşmeler yaptırdığı kitabe, vakfiye ve arşiv belgelerinden öğrenilmektedir” bilgileri yer alıyor.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.