Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

ABD’nin Suriye’deki terör örgütlerine yönelik desteğine üzüntümüzü dile getirdik

ROMA- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan G20 Liderler Zirvesi’nin ardından düzenlediği basın toplantısında, ABD Başkanı ile yaptığı görüşmede “ABD’nin Suriye’deki terör örgütlerine yönelik desteğine yönelik üzüntümüzü dile getirdik” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İtalya’nın başkenti Roma’da düzenlenen G20 Liderler Zirvesi’nin ardından basın toplantısı düzenledi. Konuşmasına İtalya’ya misafirperverliğinden dolayı teşekkür ederek başlayan Erdoğan, “Değerli arkadaşlar zirve oturumlarında öncelikli olarak küresel ekonomik görünüme ilişkin son gelişmeleri ve temel riskleri değerlendirdik. Salgının olumsuzluklarının hissedilmeye devam ettiği bir dönemde sıkıntılarımızı bertaraf edecek, ekonomilerimizin dayanıklılığını artıracak politikaları ele aldık. Küresel ekonomi 2021 yılında toparlanmaya başlasa da ekonomilerimiz halen ciddi meydan okumalarla karşı karşıya bulunuyor. Özellikle emtia fiyatlarında ve borçluluk oranlarında tarihi seviyelere varan artışlar yaşanıyor. Küresel enflasyon baskısı gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun tüm ekonomileri derinden sarsıyor” dedi.

“Salgının ilk günlerinden itibaren hayata geçirdiğimiz destek ve teşvik paketleri ile halkımızın tüm kesimlerinin yanında olduk”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uluslararası kuruluşların raporları, bu enflasyon baskısının bir süre daha devam edeceğine işaret ediyor. Tedarik zinciri de meydana gelen kırılmaların olumsuz yansımalarını ise boş kalan market rafları ve uzayan benzin kuyruklarında zaten görüyoruz. Geçtiğimiz yıl yüzde 1,8 büyüme ile tamamlayan, bu yılı da yüzde 9 civarında büyüme ile kapatma yolunda ilerleyen bir ülke olarak, tüm bu gelişmeleri biz de yakından takip ediyoruz. Türkiye küresel dalgalanmaların kendi vatandaşlarına olan etkilerini en az düzeyde yansıtan bir ülkedir. Salgının ilk günlerinden itibaren hayata geçirdiğimiz destek ve teşvik paketleri ile halkımızın tüm kesimlerinin yanında olduk. Ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar dışında farklı projeleri devreye almayı sürdürüyoruz. Yatırım üretim, ihracat ve istihdam konusunda sürekli artan bir tempoda yükseliş içindeyiz” dedi.

“Küresel finans sisteminin kontrolünü elinde bulunduran kuruluşların siyasi amaçlı manipülasyonlara alet olmaması gerektiğini düşünüyoruz”

“Kendi ekonomimizi geliştirme yanında değişen üretim ve lojistik dengelerinin yol açtığı küresel istikrarsızlığın önüne geçilmesine katkıda bulunmak için de gayret gösteriyoruz” ifadelerini kullanan Erdoğan, “Bu anlayışla zirve görüşmelerinde uluslararası ticarette tedarik zincirlerinin işlemesinin önemini özellikle vurguladık. Dünya ticaret örgütünün merkezinde yer aldığı kurallara dayalı serbest ve ayrımcı olmayan çok taraflı ticaret sistemine desteğimizi bu vesileyle tekrarladık. Küresel finans sisteminin kontrolünü elinde bulunduran kuruluşların hiçbir makul ekonomik gerekçesi olmayan siyasi amaçlı manipülasyonlara alet olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Aksi taktirde özellikle bizim gibi ekonomik büyüme potansiyeli yüksek olan ülkelerin uluslararası kuruluşların işleyişini ve niyetlerine dair şüphelerinin artacağını belirtmek istiyoruz” dedi.

“Türkiye olarak talepte bulunan 160 ülkeye ve 12 uluslararası kuruluşa tıbbi ekipman ve kritik malzeme desteği sağladık”

Korona virüs salgınının herkese ibret olması gerektiğini belirten Erdoğan, “Korona virüs sürecinde yaşananlar bu doğrultuda daha dikkatli daha adil ve ilkeli davranılması hususunda herkese ibret olmalıdır. Son bir buçuk iki yıldır şahit olduklarımız tüm insanlığın temel sağlık hizmetlerinin ortaya koymuştur. Salgınların önlenmesi ne yönelik araç, gereç, aşı ve tedaviye erişim ayrıcalık değil temel bir haktır. Hepimiz güvende olmadan hiçbirimiz kendini güvende hissedemez. Türkiye olarak bu anlayışla salgının başından beri ülkemizden talepte bulunan 160 ülkeye ve 12 uluslararası kuruluşa tıbbi ekipman ve kritik malzeme desteği sağladık” dedi.

“İstisnasız herkesin sağlık hizmetlerine ve tüm temel ihtiyaçları erişimini temin ettik”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde misafir ettiğimiz sığınmacıları kendi vatandaşlarımızdan ayrı tutmadan istisnasız herkesin sağlık hizmetlerine ve tüm temel ihtiyaçları erişimini temin ettik. Bir tarafta 100 milyonlarca insan daha ilk doz aşı ya dahi ulaşamazken diğer tarafta turizm amaçlı uzay seyahatleri için 100 milyonlarca dolar harcanabiliyor. Bir tarafta yoksulluğun olduğu diğer tarafta düşün ve şatafatın hüküm sürdüğü bu adaletsiz düzenin daha fazla devam etmesi mümkün değildir. Aşı milliyetçiliğinin farklı yöntemlerle hala sürdürülmesi ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından tanınan aşıların özellikle uluslararası arenada ayrımcılığa tabi tutulması kabul edilemez. Aynı şekilde aşının şantaj veya politika dikte aracı olarak kullanılması son derece yanlıştır. Bu hissiyatımızı ve ayrımcılığın ortadan kaldırılması yönündeki değerlendirmelerimizi diğer G20 liderleri ile de paylaştık. Nitekim biz Türkiye olarak kendi geliştirdiğimiz aşımız Türkovac ile ilgili çalışmalarımızı insan odaklı olarak yürütüyoruz. Klinik deneylerinin son aşamasına geldiğimiz yerli aşımızı inşallah vatandaşlarımız da birlikte tüm insanlığın istifadesine sunacağız” dedi.

“İklim değişikliği insan hayatı, iktisadi büyüme ve sürdürülebilir kalkınma için ciddi bir tehdit kaynağıdır”

“Ecdadımızın mirası çocuklarımızın bize emaneti dünyamızı bencilce tüketmeye devam edersek, belki de bizlere nefes alabilecek bir atmosfer, içecek bir damla su, ekecek bir karış toprak dahi kalmayacak” ifadelerini kullanan Erdoğan, “Son dönemde yaşadığımız doğal afetler iklim değişikliğinin tabiat üzerindeki olumsuz etkilerini açıkça ortaya koyuyor. İklim değişikliği insan hayatı, iktisadi büyüme ve sürdürülebilir kalkınma için ciddi bir tehdit kaynağıdır. Zirve boyunca yaptığımız tüm temaslarda gittim değişikliği ile mücadelede acilen somut ve gerçekçi çözümlere ulaşmamız gerektiğine vurgu yaptık. Gelecek nesillerin ormanı, temiz suyu, verimli toprağı olan bir dünyada yaşayabilmesi için elimizden geleni yapmak zorundayız. Biliyorsunuz Türkiye olarak Paris İklim Anlaşmasını geçtiğimiz haftalarda onayladık, esasen ülke olarak bu konuda oldukça iyi bir seviyede bulunuyoruz. Yeşil kalkınma devrimi hedefi ile inşallah bu alanda tüm dünyada öncü bir rol üstleneceğiz. Bu çerçevede belirlediğimiz 2053 net sıfır emisyon niyet beyanımızı G20 liderleri ile paylaştık. Hazırlayacağımız eylem planlarıyla bu alanda ülkemize ve uluslararası camiaya katkılarımızı sunacağız. Tabi bu süreçte küresel bir mücadele olan iklim değişikliğinde ülkelerin eşit bir konumda bulunmadığını da dikkat çektik” dedi.

“Türkiye erozyonla mücadelede dünya lideri konumunda bir ülkedir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha önce de ifade ettiğimiz üzere gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki paylaşımının adil bir şekilde yapılması önemlidir. Dünyanın çevreye en fazla kirleten ülkelerinin, düzensiz göçle mücadele harcadığı miktara bir bakın, bu rakam iklim değişikliği ile mücadeleye ayırdıkları mebladan yaklaşık iki kat daha fazladır. Karşımızdaki bu çarpık tablo gerçekten utanç vericidir. Benzer tutarsızlıklar terörle mücadeleden insani yardımlara kadar bir çok alanda yaşanmaktadır. Bu meselelerde gelişmiş ülkeler sorumluluk almaktan, özellikle maddi olarak üzerlerine düşeni yapmaktan kaçmaktadır. İklim değişikliği ile mücadelemizin bir diğer boyutunu çevre hassasiyetlerimiz oluşturuyor. Bu konudaki küresel sorunların ancak ortak çabayla çözülebileceğini bir kez daha vurguladık. Türkiye erozyonla mücadelede dünya lideri konumunda bir ülkedir. Orman varlığını artıran nadir ülkelerden biriyiz. Yenilenebilir enerji kaynaklarımızı geliştirmek için çok ciddi yatırımlar yapıyoruz” dedi.

“Her yıl toplam değeri 1 trilyon doları bulan gıda maddesinin çöpe gitmesini hiçbir makul açıklaması olamaz”

Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Zirvede ayrıca sürdürülebilir kalkınma amaçlarında ilerleme kaydedilmesinin önemine de işaret ettik. Bu kapsamda gıda güvenliğini ön plana çıkardık. Salgının küresel ölçekte gıda krizini daha derinleştirdiğini görüyoruz. Birleşmiş Milletler raporları, dünyada açlık çeken kişi sayısının geçen yıla göre yükseldiğini açıkça ortaya koyuyor. Aynı raporlara göre dünya nüfusunun yüzde 10’dan fazlası yani 810 milyon insan yetersiz beslenme tehdidi ile karşı karşıya bulunuyor. 1 milyara yakın insan temel gıda maddelerini erişimde sıkıntı çekerken, her yıl toplam değeri 1 trilyon doları bulan gıda maddesinin çöpe gitmesini hiçbir makul açıklaması olamaz”

“Salgın hem mevcut düzenin bu çarpıklıklarını gözler önüne sermiş hem de tüm insanların aynı gemide olduğunu bir kez daha hatırlatmıştır”

“Dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın içinde bulunduğumuz çağı da artık hiç kimsenin banane başkasından deme lüksü yoktur. Her gün 100 milyonlarca insanın yatağa aç girdiği, her yıl milyonlarca çocuğun bir dilim ekmek bulamadığı için can verdiği bir dünyada açık söylüyorum hiçbirimiz kendimizi emniyette hissedemeyiz. Ruh taşıyan, kalp taşıyan, vicdan taşıyan insanlar olarak hepimiz sahip olduklarımızı sorgulamak, yoksulları hatırlamak yoksullarla çok daha fazla empati kurmak mecburiyetindeyiz. G20 Liderler Zirvesi’nin de temasını oluşturan refahı özellikle sağlayacak bunun yolu kendi dışımızdaki acılara kulaklarımızı kapatmaktan değil hazım ve mağdurlara gönül kapılarımızı açmaktan geçiyor. İşte salgın hem mevcut düzenin bu çarpıklıklarını gözler önüne sermiş hem de tüm insanların aynı gemide olduğunu bir kez daha hatırlatmıştır. Ülke olarak 2015 yılındaki G20 dönem başkanlığımız sırasında gıda güvenliğini önceliklerimiz arasına aldığımızı açıklamıştık.”

“Milli gelire göre dünyanın en fazla insani ve kalkınma yardımı yapan ülkelerinden biriyiz”

“Uzun yıllardır Afrika başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında yaptığımız kalkınma yardımlarında bu konuya hep hassasiyet gösterdik. Balık vermekten ziyade balık tutmayı öğretme hedefleyen projelerle pek çok yerde insanların hayatlarına dokunan çalışmalar yürüttük. Milli gelire göre dünyanın en fazla insani ve kalkınma yardımı yapan ülkelerinden biriyiz. 2030 yılına kadar açlığın olmadığı bir dünyaya erişme çabalarına öncülük etmek G20 ülkeleri olarak bizlerin en temel sorumluğudur”

“Afganistan kaynaklı göç yükünü en fazla hisseden ülkelerden biriyiz”

“Sürdürülebilir kalkınmayı doğrudan etkileyen unsurlardan biri de göç ve göçün idaresidir. Hali hazırda 3,6 milyonu Suriye’deki savaştan kaçanlar olmak üzere 5 milyona yakın yerlerinden edilmiş insana ev sahipliği yapıyoruz. Afganistan kaynaklı göç yükünü en fazla hisseden ülkelerden biriyiz. Göç krizinin hem insani güvenlik boyutunu hem de göçle mücadelede yalnız bırakılmanın ne demek olduğunu gayet iyi biliyoruz. 12 Ekim‘deki Afganistan konulu G20 olağanüstü zirvemizde konunun mutlaka platformun gündeminde yer alması gerektiğini vurgulamıştık. Ayrıca G20 bünyesinde bu maksatla bir çalışma grubu oluşturulmasını önermiştik. Bu grubun başkanlığına da talibiz teklifimizi hem ikili görüşmelerimizde hem de bugünkü oturduğumuzda tekrarlayarak mevkidaşlarımızı bize destek vermeye davet ettik. İki günlük zirve boyunca pek çok ikili görüşme de gerçekleştirdik. Muhataplarımız da ülkelerimiz arasındaki konuları bölgesel ve küresel gelişmeleri değerlendirme imkanı bulduk. Yine zirve sırasında farklı ülkelerden katılımcılarla görüşmelerimiz oldu. İki gün süresince gerçekleştirdiğimiz istişarelerin küresel ekonomik ve siyasi istikrar için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum”

“ABD’ye Suriye’deki terör örgütlerine verdikleri desteklerle ilgili üzüntümüzü ilettik”

ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı görüşmede ABD’nin terör örgütlerine verdiği desteğin gündeme gelip gelmediği sorusu üzerine Erdoğan, “Suriye’de bulunan bu terör örgütleri PKK/YPG/PYD gibi bunların özellikle Amerika’dan aldıkları destekler konusunda kendilerine bu desteklerle ilgili üzüntümüzü bu desteklere yönelik NATO üyesi ülkeler olarak bunun bizde meydana getirdiği üzüntüleri ifade ettik. Bu konularda bizim dayanışmamızı zedeleyecek adımlar olduğunu da söyledik. Bununla ilgili olarak da özellikle dışişleri bakanlarımızın karşılıklı olarak çok daha sıkı irtibat halinde olmaları gerektiğini vurguladık. Güvenlik noktasındaki savunma bakanlarımızın bu noktada ki ilişkilerini gündeme getirdik. Bundan sonraki süreçte inanıyorum ki bugüne kadar olan süreç herhalde böyle devam etmeyecektir” dedi.

Erdoğan ve Biden Afganistan’ı ele aldı

Başkan Biden ile yapılan görüşmede Afganistan konusunun gündeme gelip gelmediği sorusu üzerine ise Erdoğan, “Afganistan konusu tabii ki gündeme geldi zira Brüksel görüşmemizde zaten Afganistan Karzai Havalimanı özellikle gündemimizdi. Fakat öyle gelişmeler oldu ki biz tabi Afganistan’dan özellikle askerimizi çekmek durumunda kaldık. Askerimizi biliyorsunuz Afganistan‘dan çektik. Tabi bu orada yaptığımız görüşmenin aynı minvalde devam etmediğinin bir ifadesiydi. Fakat biz tabi kendilerini şunu da söyledik şu anda Katar’la Türkiye arasındaki görüşmeler bundan sonraki süreçte yol haritamız ne olacak bu konuda bunların değerlendirmesini yaptık. Fakat bundan sonraki süreci biraz da gelişmeler belirleyecek. Bu gelişmelerin içerisinde daha aktif şu anda yol haritasının içerisinde bulunan tabii Türkiye, Katar gibi ama bunun yanında Taliban nasıl bir tavır ortaya koyacak onu da zaman içerisinde göreceğiz. Şu anda tabi Taliban izlerle gerek Afganistan’daki Büyükelçiliğimizde görüşmelerini filan yapıyorlar ve bu görüşmeler esnasında ne gibi adımlar atacağız. Bunu da biraz zaman gösterecek. Afganistan’daki yeni yapılanmada kucaklayıcı yapı nasıl oluşacak, kadınlara yönelik eğitim anlayışı nasıl gelişecek yani bizim sosyal veya sosyolojik yaklaşımınız ile Taliban’ın sosyolojik yaklaşımın ne kadar birbiriyle örtüşecek bunu zaman gösterecek buna göre de adımlarımızı atmış olacağız” dedi.

ABD ile kurulacak ortak mekanizma sorusu üzerine Erdoğan, “Bu ortak mekanizmadan ifade edilen özellikle şu anda ekonomik ilişkiler de ticari ilişkilerde gerek bizim Hazine Maliye Bakanlığımız gerekse Amerika’nın Hazine Maliye Bakanlığı çok daha sıkı suretiyle görüşmek suretiyle bunu kendilerine biz teklif olarak yaptık. Bunun dışında da tabi aynı şekilde dışişleri bakanlarımızın daha sıkı birbirleriyle görüşmelerinin gereğini vurguladık” dedi.

ABD ile F-16 konusu ele alındı

ABD ile Türkiye arasındaki F-16 görüşmesinde gelişme olup olmadığı sorusu üzerine Erdoğan, “Biden’la bugün ikili görüşme olmadı biliyorsunuz, görüşmemiz dar kapsamlı bir görüşme oldu. Bu dar kapsamlı görüşmede de F-35’ten kaynaklanan bildiğiniz gibi bizim 1 milyar 400 milyon dolar bir ödememiz vardı. Bu ödemeden hareketle biz bu süreci nasıl iyi bir konuma taşırız, bunun üzerinde durduk. Bunun üzerinde daha çok F-16’lar gündeme geldi. F-16’ların elimizdekilerin modernizasyonuna ya da yeni F-16’ların verilmesi konusu gündemimize geldi. Bununla ilgili de şu anda zaten Savunma Bakanlarımız süreci takip ediyorlar. Bu konuyla ilgili de Sayın Biden‘ın ben olumlu yaklaşımını gördüğüm gibi tabii olayın bir diğer boyutu da malum Temsilciler Meclisi olsun Senato olsun iki tarafta da sizin ağırlığınız var. Biz sizden gerekli bu noktada ihtimamı bekliyoruz” dedi.

Erdoğan ve Macron, Fransa’nın Yunanistan’a yaptığı silah satışını ele aldı

Erdoğan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile yaptığı görüşmeye ilişkin gelen soru üzerine, görüşmede Libya, Suriye ve Afganistan’ın ele alındığını ifade ederek, Macron’un Libya’ya yönelik bir zirve gayreti olduğunu ve bu zirveye yönelik daveti olduğunu aktardı. Erdoğan, görüşmede Yunanistan’a yönelik silah satışlarını ele aldıklarının belirterek, “Bu konudaki endişelerimiz de yine kendileriyle paylaştık” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa ordusu kurulmasına yönelik soru üzerine, söz konusu ülkelerin çoğunun NATO üyesi olduğunu ve ülkelerin buna karşı çıktığını belirterek, “Bu olabilecek bir proje değil, mümkün değil” dedi.

“Afganistan’dan yeni bir göç dalgası bekliyor musunuz?” sorusu üzerine ise Erdoğan, “Afganistan’dan yeni bir göç dalgasına kapılarımızı açma düşüncemiz yok” dedi.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Çevre

7 dakikada tsunami uyarısı

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, 19 adet yeni ‘Çok Disiplinli Tsunami Erken Uyarı’ istasyonunu devreye aldı. Tsunami Erken Uyarı Sistemi hakkında bilgi veren Kandilli Rasathanesi Müdürü Haluk Özener, “Uluslararası standartlarda biz bir deprem olduktan sonra 7 dakika içerisinde bir tsunami olup olmayacağını AFAD üzerinden vatandaşlarla paylaşacağız. Dolayısıyla uluslararası standartlar 7 dakika, Marmara Denizi için istasyon sayımızı ne kadar arttırırsak bu uyarı mesajını daha erken verme şansımız var. Bu biz bunu 4-5 dakika civarlarına indirmeyi planlıyoruz” dedi.

Feridun AÇIKGÖZ
İSTANBUL-Beklenen İstanbul depreminin yıkıcı etkisi kadar Marmara Denizi kıyılarında oluşturacağı tsunami ihtimali de endişe yaratıyor. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) kapsamında yerleştirilmesi planlanan 20 adet yeni ‘Çok Disiplinli Tsunami Erken Uyarı’ istasyonlarından 19’unu devreye aldı. Yapımı devam eden İmralı istasyonunun devreye alınmasıyla birlikte daha önce yapılan 28 istasyonla birlikte toplam erken uyarı sistemi sayısı 48’e ulaşılmış olacak. Türkiye genelinde faaliyet gösteren istasyonlar sayesinde depremin ardından 7 dakika içerisinde tsunami olup olmayacağı yönünde vatandaşların uyarılabileceğini belirten Kandilli Rasathanesi Müdürü Haluk Özener, istasyon sayısını arttırarak süreyi 4 dakika seviyesine indirmeyi planladıklarını söyledi.

“13 FARKLI ÜLKEDE 19 TANE KURUMA TSUNAMİ UYARI MESAJI YOLLUYORUZ”

Tsunami Erken Uyarı Sistemi hakkında bilgi veren Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Haluk Özener, “Hepimizin bildiği gibi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü sadece Türkiye’de değil, Ege, Akdeniz, Karadeniz ve bağlantılı denizlerde tsunami uyarı merkezi. Bu merkezin görevi sadece Türkiye’ye değil bize abone olan 13 farklı ülkede 19 tane farklı kuruma biz tsunami uyarı mesajı yolluyoruz. Bir denizde bahsetmiş olduğum denizlerde veya karadan 100 kilometre içeride, 5 buçuğun üzerinde bir deprem olduktan sonra bu depremlerin tsunami yaratma riski bulunuyor. Enstitümüzde bu konuda bir depremden sonra arkadaşlarımız bir algoritma çalıştırdıktan sonra bunun bir tsunami yaratma imkanı varsa bunu Türkiye’de AFAD aracılığıyla kamuoyuyla paylaşılıyor. Onun dışında dediğim gibi farklı ülkelere gönderiliyor” ifadelerini kullandı.

“MARMARA DENİZİ’NDE HEYELANLARDAN DOLAYI TSUNAMİ OLMA RİSKİ VAR”

Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nün 10 yılı aşkın süredir bu konuda yetkili olduğunu söyleyen Haluk Özener, “Sadece Türkiye içinde değil, bakın şu ana kadar Harita Genel Müdürlüğü’nün kurmuş olduğu 20 tane deniz seviyesi istasyonlarının verileri Kandilli’ye geliyor. Bizim kurmuş olduğumuz 8 tane daha öncesinde deniz seviyesi istasyonları var. Tsunami istasyonları diyoruz, mareograf diyoruz. Fakat önceki 8 tanenin farklılıkları, içinde sismik gözlem yapan cihazların da olmasıydı. Bununla birlikte İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) kapsamında, tabii ki bunun büyük ölçekteki organizasyonda TARAP, Türkiye Afet Risk Azaltma planı. Marmara Denizi çevresinde yakın alan tsunamisini belirlemek için Kandilli’ye verilmiş bir görev var. Yani hepiniz biliyorsunuz olası bir Marmara depremi, Marmara Denizi içinde olacak ve özellikle meydana gelecek heyelanlardan dolayı tsunami olma riski var. Biz de mümkün olan en kısa sürede vatandaşlarımıza tsunami riskine karşı haberdar etmek için bu istasyonları kuruyoruz. Bu görev bize verildi” dedi.(DHA)

Okumaya devam et

Asayiş

Trafik kazalarında 5 yılda 20 bin kişi öldü

TESK, trafik kazalarına dikkat çekmek için trafik kazalarında ölenleri sergi ile anacak…

ABDULLAH GONCA
HABER MERKEZİ-Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) ile Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu’nun (TŞOF), Karayolu Trafik Haftası etkinlikleri kapsamında düzenlediği “Trafik Kazalarında Kaybettiğimiz Değerler” konulu fotoğraf sergisi, TESK Sanat Galerisi`nde açıldı. Karayolu Trafik Haftası kapsamında açılan sergi hakkında bilgi veren TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Son 5 yılda meydana gelen 4 milyon 143 bin 376 trafik kazasında 18 bin 546 vatandaşımız hayatını kaybetti, 1 milyon 251 bin 310 kişi yaralandı. Bu yılın ilk 4 ayında ise 184 bin 590 trafik kazasında 665 kişi hayatını kaybederken 107 bin 410 kişi de yaralandı. Canımızı acıtan bu trafik kazalarına dur demek için her yıl geleneksel haline gelen sergimizde trafik kurallarına uymamanın doğurduğu sonuçlara dikkat çekmek istedik” dedi.

-“KAZALARIN BAŞLICA SEBEBİ EĞİTİMSİZLİK VE DİKKATSİZLİK”

Her yıl Mayıs ayının ilk haftasının Karayolu Trafik Güvenliği Haftası olarak belirlendiğini hatırlatan Palandöken, “Tüm sürücü ve yayaların trafik kazaları konusunda duyarlılığının artırılması, trafik kuralları hakkında daha çok bilinçlenmesi gerekiyor. Trafik kazalarının en büyük sebebi trafik canavarı değil, eğitimsizliktir. 2020’de 983 bin 808 olan kaza sayısı 2021de 1 milyon 186 bin 353e yükseldi. 2022 yılında ise toplam kaza sayısı 2020 ve 2021 yılına göre daha da artarak yüzde 10`a yakın yükseldi. 2023 yılında ise toplam kaza sayısı ciddi bir şekilde gerileyerek 555 bin 668 oldu. 2023 yılında meydana gelen trafik kazalarında 2 bin 424 kişi hayatını kaybederken 354 bin 323 kişi de yaralandı. Ancak trafik kazası sayılarındaki düşüş yeterli değil” ifadelerini kullandı.

-“TRAFİKTE KAYBETTİKLERİMİZİ SERGİ İLE ANIYORUZ”

‘Trafikte Kaybettiğimiz Değerler’ isimli sergi ile trafik kazalarına yönelik farkındalık oluşturmak istediklerinin altını çizen Palandöken, “Trafik kurallarına uyulması ve bu kazaların önüne geçilmesi için duyarlılık yaratmak istiyoruz. Trafik kazaları can alırken yaşa, cinsiyete veya unvana bakmıyor. Bu durumun örnekleri olan trafik kazalarında kaybettiğimiz değerler arasında maalesef siyasetçilerimizden futbolcularımıza, gazetecilerimizden şarkıcılarımıza kadar birçok önemli isim var. Vali Recep Yazıcıoğlu, Eski Bakanlarımızdan Mustafa Taşar, Sanatçılarımızdan Barış Akarsu, Kıvırcık Ali, Sporcularımızdan Metin Oktay, Ahmet Çalık ve niceleri gibi” diye konuştu.

-“DAHA ÇOK DİKKAT ETMELİYİZ”

Sürücü kusurlarından kaynaklanan kazaların oranının yüzde 90`ın üzerinde olduğuna dikkat çeken Palandöken, “Kültürümüzü, devlet adamlarımızı, siyasetçilerimizi, birçok değerimizi bu kazalar neticesinde yitiriyoruz. Bu değerler geri gelmiyor. Yola, araca, yayaya haddinden fazla dikkat etmeliyiz” diye konuştu.

Aralarında Recep Yazıcıoğlu (vali), Metin Oktay (futbolcu), Kerim Tekin (sanatçı), Barış Akarsu (sanatçı), Kıvırcık Ali (sanatçı), Ercan Arıklı (gazeteci), Erdal Tosun (oyuncu), Ahmet Çalık(futbolcu) gibi ünlü isimlerin fotoğraflarının yer aldığı sergi, vatandaşlar tarafından büyük ilgiyle karşılandı.


Okumaya devam et

Asayiş

İstanbul Havalimanı’nda uçak gövde üstü indi

İstanbul Havalimanı‘nda kargo uçağı gövdesi üzeri iniş yaptı. Edinilen bilgiye göre FEDEX şirketine ait kargo uçağının iniş takımları açılmadı. Uçak gövdesi üstü indi. Olayda ölen yada yaralanan olmadığı öğrenildi.

İbrahim YILDIZ 
İSTANBUL-Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’ndan olayla ilgili yapılan açıklamada şöyle denildi:

“Bugün FX6238 Fransa/İstanbul kargo seferi yapmakta olan Fedex Havayolları’na ait N110FE tescil işaretli, Boeing 763 tipi hava aracı, saat 07:55 lokalde (pilot ifadesine göre hidrolik arızası nedeniyle) ön iniş takımının açılmadığı bilgisini İstanbul Havalimanı ATC ünitesine bildirmiş ve 08:17 lokalde ön iniş takımı kapalı vaziyette 16R pistine iniş yapmış ve pist içerisinde kalmıştır.

Havalimanına iniş yapan uçağa Havalimanı Kurtarma ve Yangınla mücadele Servisi ekipleri (ARFF) tarafından müdahale edilmiş olup, pist notamlanmıştır. Kazada ölen ya da yaralanan olmamıştır. Başkanlığımız tarafından uzmanlar görevlendirilerek araştırma ve inceleme çalışmaları başlatılmıştır”(DHA)



Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.