Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Ekonomi

Türkiye iç sularına nasıl girdiği bilinmiyor

ELAZIĞ- Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde Keban Baraj gölünde balıkçılık yapan 2 farklı balıkçının ağına son 15 günde 2 defa Sibirya Mersin balığı takıldı. Uzmanlar, Türkiye iç sularına nasıl geldiği bilinmeyen balığın etinin en fazla 500 liraya, havyarının ise kilosuna göre 20 milyon liraya kadar alıcı bulduğunu bildirdi.

Rıdvan Yeşilırmak-Ahmet Mücahid Kantarcıoğlu

Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde 25 Ekim’de Keban Baraj gölünde balık tutan bir vatandaşın ağına daha önce hiç karşılaşmadığı balık türü takıldı. Yapılan incelemelerde balığın Sibirya Mersin balığı olduğu belirlendi. Aynı bölgede önceki gün de Muharrem Koçer isimli balıkçının ağına yine Sibirya Mersin balığı takıldı. Balığı inceleyen Koçer daha sonra hayvanı tekrar suya bıraktı. Balık hakkında bilgi veren Fırat Üniversitesi (FÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğr. Üyesi Doç. Dr. İbrahim Akın Temizer, nesli tükenmekte olan bu balığın Keban Baraj gölüne kadar gelmesinin normal bir hadise olmadığını belirtti. Doç. Dr. Temizer, aynı zamanda bir balığın kilosuna göre elde edilen havyarın 20 milyon liraya kadar alıcı bulduğunu kaydetti.

“İç sularımızda görülmesi normal bir hadise değildir”

Bölgede ilk defa görülen balık türü ile ilgili bilgi veren FÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğr. Üyesi Doç. Dr. İbrahim Akın Temizer, Çemişgezek’te görülen Sibirya Mersin balığının acipenser familyasından olduğunu söyledi. Doç. Dr. Temizer, “Bu balıklar, Karadeniz’de, Marmara denizinde ve Kızıldeniz’de daha çok gözüküyor. Tuzlu sulardan tatlı sulara göç eden balıklardır. Bu balıklara, annato balık ismi veriyoruz. Çemişgezek sularında veya iç sularda gözükmesi normal bir hadise değildir. Bize göre bir anormallik söz konusudur. Bu balıklar denizlerden yumurtalarını bırakmak için iç sulara geçiyor. En fazla 5 kilometre içeri geçer. Kızıldeniz’den girip bir sürü barajı geçip de bu iç sularımızda görülmesi normal bir hadise değildir. Bunlar ya yavruyken bırakıldı ya da bir şekilde barajların taban kısımları açıldığı zaman iç sulara geçerek beslenmek veya üremek için buralara kadar geldiler” dedi.

“Yumurtalarını havyara çevirebilirsek 20 milyon lira kazanabiliriz”

Sibirya Mersin balığının etinden çok yumurtalarından elde edilen havyarın ekonomik kazanç sağladığını ifade eden Doç. Dr. Temizer, “Bu balıkların bugüne kadar acipenser familyasına bağlı Sibirya Mersin balıkları görülmemiş. Bu balıkların ekonomik değerlerine bakıldığında sadece eti değerli değildir, bunların yumurtalarından havyar elde ediliyor. Balığın etinden çok yumurtaları daha çok değerli. Çok lezzetli bir eti var ama etinin değer en fazla 500 lira eder. Bu balığı öldürmez, yumurtalarını havyara çevirebilirsek 20 milyon lira kazanabiliriz. Balığı yakaladığınız zaman öldürüp yediğiniz zaman her geçen gün nesli tükeniyor. Zaten yumurtalarını suya bırakmak ve beslenmek için iç sulara kadar geldi. Çak faydalı bir balık. Yani bunu ekonomik değeri, etinden çok havyarıdır. Onun için bu balığı öldürmememiz aksine koruma altına almamız lazım. Tarım ve Orman Bakanlığının mutlaka bu duruma el atması gerekiyor” diye konuştu.

“İran bu balıklardan havyar üreterek dünya piyasasına sunuyor”

Doç. Dr. Temizer, İran’ın Sibirya Mersin balığının yumurtalarından havyar üreterek dünya piyasasına sunduğunu vurgulayarak Türkiye’nin de bunu fırsata çevirerek ciddi ekonomik gelir elde edebileceğini kaydetti. Doç. Dr. Temizer, konuşmasına şöyle devam etti:
“Kızıldeniz’den geçip Basra Körfezi’nden İran bölgesindeki iç sulara geçen ve burada bu balık için üretim istasyonu yapmışlar. Bu balıkları yakalıyorlar, havuzlara getirip balıkların gonadlarında bulunan yumurtalarından havyarı elde ediyorlar. Yumurtaları havyar olarak değerlendiriyorlar. Ondan sonra da bu balıkların karınlarını dikip, öldürmeden tekrar Kızıldeniz’e Basra Körfezi’nin döküldüğü yere kadar salıyorlar. Bu balık bayağı büyüyor. 4 metre uzunluğunda 400 kilograma kadar ulaşabiliyorlar. Bu balıkların yumurtalarında 20 kilogram havyar çıktığını düşünün. Dünyanın parası tutuyor. Azalma ve nesli yok olma pozisyonuna gelmiş. Bu balığı korumak, onun üremesine yardımcı olmak lazım. Etinin ekonomik değerinden daha önemlisi havyarın ekonomik değeri var. Bu balık büyüdüğü ve havyarından faydalanıldığı zaman büyük bir ekonomik gelir elde ederiz. Bu balığı ilim adamlarının mutlaka ele alması gerekir ve araştırmacılar bunu koruma altına almalıdır.”

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Ekonomi

Konut fiyatları Şubat’ta yıllık yüzde 58,3 arttı

Konut Fiyat Endeksi (KFE), 2024 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 2,2 oranında artarak 1216,0 seviyesinde gerçekleşti.

İSTANBUL-
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Şubat ayı konut fiyat endeksini açıkladı. Türkiye’deki konutların kalite etkisinden arındırılmış fiyat değişimlerini izlemek amacıyla hesaplanan Konut Fiyat Endeksi (KFE), 2024 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 2,2 oranında artarak 1216,0 seviyesinde gerçekleşti.

Bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 58,3 oranında artan KFE, aynı dönemde reel olarak yüzde 5,1 oranında azalış gösterdi.

İstanbul, Ankara ve İzmir’in konut fiyat endekslerindeki gelişmeler değerlendirildiğinde, 2024 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre, sırasıyla yüzde 1,5, 2,0 ve 1,6 oranlarında artış gözlenmiştir. Endeks değerleri bir önceki yılın aynı ayına göre, İstanbul, Ankara ve İzmir’de sırasıyla yüzde 45,6, 72,9 ve 57,4 oranlarında artış gösterdi.


Okumaya devam et

Ekonomi

Serbest piyasada döviz fiyatları

 Dolar 32,5830 liradan, euro ise 34,8670 liradan güne başladı.

İSTANBUL-İstanbul Kapalıçarşı’da 32,5810 liradan alınan dolar 32,5830 liradan, 34,8650 liradan alınan euro ise 34,8670 liradan satılıyor. Son kapanışta dolar 32,50 liradan, euro ise 34,56 liradan satılmıştı.


Okumaya devam et

Ekonomi

Tapu işlemleri için vekalet verirken dikkat

Tapu işlemleri için verilen vekaletlerde önemli riskler olduğunu ifade eden Altın Emlak Global Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı, dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında bilgiler verdi. Özelmacıklı günümüzde verilen vekaletlerin birçoğunun hatalı verildiğini belirtti.

İSTANBUL-
Vekalet verme işlemlerinin günümüzde çoğunlukla yanlış yapıldığı ve vekâletin, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği bir sözleşme olduğunu ifade eden Özelmacıklı “Vekalet şekli koşullara bağlı ve karşılıklı güvene dayalı bir sözleşme olduğundan yapılacak işlemin niteliği açıkça tanımlanmış olmalıdır. Vekaletname düzenlemeye yetkili kurum ülkemizde noterlerdir. Yurtdışında yerleşik yurttaşlarımız için Türk Elçilik ve Konsoloslukları vekaletname düzenleyebilirler. Tapu dairelerinde de sıklıkla vekâletli işlemler yapılmaktadır. Lakin bu konudaki risklere dikkat etmek gerekir” dedi.

Günümüzde birçok vekâletin hatalı verildiğine dikkat çeken Altın Emlak Global Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı “Vekaletnamelerin yetki sınırlarını belirtir şekilde sadece o taşınmaz için ve mümkün olduğu kadar süreli verilmelidir. Bugün bir notere gidip standart bir alım vekâleti verdiğinizde, adınıza ipotekli hatta hacizli bir taşınmaz, çok düşük bir bedel gösterilerek satın alınabilir. Verdiğiniz bir satış vekâleti ile de taşınmazınız çok yüksek bir rakama satışa konu olabilir hatta bu vekâlet sınır belirtilmediyse diğer tapu dairelerinde bile kullanılabilir. Bu kadar hassas bir konuda dikkat ederek yetki verilmelidir.” dedi.

Vekâletnamede aranan hususlar

Tapu Sicil veya Kadastro Müdürlüklerinde kullanılacak vekaletlerin düzenleme şeklinde yapılmış olması gerektiği hatırlatan Özelmacıklı “Vekaleti düzenleyen noterin veya konsolosun adı, adresi ile imza ve mührünü, düzenleme yeri, tarihi ve yevmiye numarası bulunmalıdır. Vekalet verenin kimliği Nüfus hüviyet cüzdanı, Pasaport veya Avukat ise Avukatlık kimlik belgesine göre düzenlenmiş olmalı, T.C. Kimlik numarasını içermeli ve adresi belirtilmelidir. Vekalet verenin son durumunu yansıtır biçimde yeni çekilmiş, kimlik teşhisine elverişli, vesikalık fotoğrafı yapıştırılmış ve mühürlenmiş olmalıdır” dedi.

Vekâletnamelerde yetki

Vekalet konusu ana işlemin yapılabilmesi için öncelikle yapılması gereken işlemler varsa bu işlemler için ayrı bir yetki almaya gerek olmadığı bilgisini de paylaşan Özelmacıklı “Örneğin vekaletnamedeki sahibi bulunduğum taşınmazları dilediği bedel ve koşullarla satmaya ibaresi, satışa konu taşınmazın varsa öncelikle intikalini ve iştirakının feshini, basit yazım hataları ile belgelenmesi halinde isim yanlışlıklarını yine yanlışlık varsa kaydının düzeltilmesini, kamulaştırılmasını, satış ve kanuni ipotek tesisini ve kanuni ipoteğin terkinini kapsar. Yani satış için verilen ana yetkinin gerçekleştirilebilmesine yönelik olarak yapılması zorunlu olan tüm işlemleri kapsar. Vekâletnamede aksine hüküm yoksa satış yetkisi tescili ve bedeli almayı da içerir” dedi.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.