Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “İftira, yalan ve çarpıtma, siyaset yapma değildir; ahlaksızlıktır” dedi.
Engin Yağcı ANKARA-Bakan Bozdağ, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan sözlerine ilişkin Twitter hesabından açıklamada bulundu. Bozdağ, yaptığı paylaşımda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hiçbir zaman mücadeleden ve zorluktan kaçmadığını vurgulayarak, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, hiçbir müfteriden, hiçbir mücadeleden ve hiçbir zorluktan kaçmadı. Cumhurbaşkanımıza kaçacak diyen müfteriler, ya ülkemiz dışına kaçtılar ya da darbe teşebbüsü sırasında tankların arasından sıvışıp kaçtılar. İftira, yalan ve çarpıtma, siyaset yapma değildir; ahlaksızlıktır. İftira, yalan ve çarpıtma üzerine siyasetini bina edenler, bugüne kadar Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ı durdurmayı da yenmeyi de başaramadılar. Yine başaramayacaklar. Yine kaybedecekler. Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ı hapse attılar bitiremediler, Gezi kalkışmasıyla indiremediler, 17/25 Aralık kalkışmasıyla halledemediler, 15 Temmuz darbe teşebbüsüyle deviremediler. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteği sayesinde inşallah yine başaramayacaklar” dedi.
Özgür Özel: Suriye ve Türkiye halklarının kardeşliği için yeni sayfa açılmalıdır
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Sayın Esad’a çağrımızdır; herkes gittiğinde biz burada kalacağız. Burada olmaya devam edeceğiz. Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak, sizin menfaatinizedir. Suriye ve Türkiye halklarının kardeşliği için yeni sayfa açılmalıdır” dedi.
Aybala MELEK ANKARA-CHP Genel Başkanı Özel, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu. Özel, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü nedeniyle CHP Genel Merkezi’nde düzenlenen ‘Görme Engelliler Ulusal Satranç Turnuvası’nda 1’inci, 2’nci ve 3’üncü olanlara ödüllerini takdim etti. Daha sonra İYİ Parti’den ayrılarak CHP’ye katılan İzmir Milletvekili Ümit Özlale’ye parti rozetini taktı. Özel, “Bundan sonra Sayın Ümit Özlale ile birlikte ekonomi takımımız daha güçlü, İzmir’de daha güçlüyüz. Ailemiz büyümeye devam ediyor. Babaevine katılımlar devam ediyor. Bundan sonra da babaevine gelenlerin arttığını ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin güçlenerek ve büyüyerek, kararlılıkla iktidara doğru adım adım yürüdüğünü hep birlikte yaşayacağız” dedi.
‘ENGELLİ MAAŞINI NET ASGARİ ÜCRETE ÇIKARACAĞIZ’
Engelli bireylerin sorunlarına değinen Özgür Özel, “Güçlü bir bütçesi olan, icracı bir Engelliler Bakanlığı iktidarımızın ilk gününde hayata geçecek. Engellilerin bağımsız bireyler olduğu, yardım değil hak talep ettiklerini bilerek, tüm adımlarımızı buna göre atacağız. Engelli haklarından yararlanmak için Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine aykırı olarak en az yüzde 40’lık vücut fonksiyon kaybına sahip olma koşulunu derhal kaldıracağız. Engellilerin kamu hizmetlerinden ücretsiz ya da indirimli yararlanmalarına dayanan bugünkü sosyal destek sistemi yerine onların engelli olmalarından kaynaklı ilave tüm masraflarını karşılamaya yönelik olarak aylık engelli ödeneği sistemine geçeceğiz. Engelli maaşını net asgari ücrete çıkaracağız. Engelli ve yaşlısına bakan, çoğunlukla sosyal güvenceden yoksun kadınlardan oluşan vatandaşlarımıza ödenen evde bakım parasını da net asgari ücret düzeyine çıkaracağız. Engelliler Haftası’nda ödenmek üzere, her yıl seyyanen net asgari ücreti, engelliler haftasında yılda bir kez vermekten geri durmayacağız. Özel eğitim merkezlerinde öğrenci başına 4’te 1 asgari ücret ödeniyor. Bu yetmediği için sistem çökmüş durumda. Bir asgari ücret düzeyine çıkaracağız. Özel eğitim merkezlerine giden 0-12 yaş öğrencilerinin seans sayılarını 8+4 saatten net 20 saate çıkaracağız. 2024 yılında engelli öğretmen ataması yapılmadı. 2 bin 500 öğretmen atama bekliyor. Bir an önce bu atamaların yapılmasını hem o öğretmenlerimiz için, aileleri için hem de tüm engellilere verilen bu sözün tutulması için takipçisi olacağız. İktidarın 1’inci yılında tüm engellilere, Cumhuriyet Halk Partisi adına, ‘İktidarımızdan memnun musunuz’ dediğimde, ‘Çok memnunuz, sözünüzü tuttunuz’ dedirteceğim” diye konuştu.
‘MAHRUKİ 4 GÜN ENKAZDAN ÇIKMAMIŞ BİRİSİDİR’
Özel, eski AKUT Başkanı Nasuh Mahruki’nin 20 Kasım’dan bu yana tutuklu olduğunu söyleyerek, “Sadece görüşlerini belirtmiş. Mahruki, annesini kaybettiğinde ‘Ölen öldü. Bu enkazın altından birinin annesini çıkarırım’ diye 4 gün enkazdan çıkmamış birisidir. Böyle insan sevgisi olan, böyle birisinin hapiste tutulması, içerisinde bulunduğumuz saray rejiminin bir diğer büyük ayıbıdır. Diğer yandan TRT World Forumu’nda Sayın Erdoğan konuşuyor. Toplam 9 genç diyorlar ki, ‘Gemiler Gazze’ye Hayfa’ya değil’, ‘İsrail’e ticaret devam ediyor’ diyorlar, özgür Filistin bayrağı açıyorlar. Bu çocukları yaka paça dışarı attılar. Dedim ki ne ayıp bir şey. Demokrasi, tepki ve protesto rejimidir, demokrasi bunu güvence altına alır; ama yaka paça götürdüler. İnanılmaz bir şekilde bu 9 arkadaşımızı ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçuyla tutukladılar, cezaevine koydular. İsrail’le ticareti kınamanın, ‘Gemiler Gazze’ye Hayfa’ya değil’ demenin neresi hakaret?” dedi. Aile hekimlerinin iş bıraktığını hatırlatan Özel, “Aile hekimlerinin mücadelesini ve eczacıların gerçek bir kamu sağlığını düşünen bir meslek olarak yapmış oldukları katkıyı saygıyla selamlıyoruz. Aile hekimlerimizin, eczacıların ve hasta haklarının sonuna kadar arkasındayız” diye konuştu.
‘BÖLGENİN EN ÖNEMLİ AKTÖRÜ TÜRKİYE’DİR’
Suriye‘deki son gelişmelerle ilgili konuşan Özel, en önemli aktörün Türkiye olduğunu ifade ederek, “Türkiye’nin birinci partisiyiz ve bu partinin ve ülkenin kurucusu bize vasiyet niteliğinde dış politika öğütleri bıraktı. Bunlardan birincisi ‘Komşularınla iyi geçin, onların iç işlerine karışma. Toprak bütünlüğüne saygılı ol. Komşularının devlet dışı unsurlarını muhatap alma.’ 2010’ların başlarından başlayıp bugüne kadar, Emevi Camisi’nde namaz kılmaya gitmeler, Esad’ı terörist, hain, katliamcı ilan edip Suriye’yi bölmek üzerinden söylemler. Atatürk ne dediyse, tersini yapıyorlar. Bunun sonucunda milyonlarca sığınmacı Türkiye’ye geldi, bizim gencimiz yerine ucuz iş gücü oluyorlar, bizim gencimiz işsiz. Bizim yoksulumuz yerine sosyal yardım alıyorlar, bizimkilerin maaşları yetmiyor, sosyal yardım yetmiyor. Bu ülkede ne huzurları var, ne huzur veriyorlar. Bu süreçte halen daha birileri aynı yanlışta ısrar ediyor. Bu bölgenin en önemli aktörü, Türkiye’dir. Bu yaşananlara kayıtsız kalamayız, soğuk kanlılığı elimizden bırakmamalıyız. Devlet kuran parti, dış politikaya devlet ciddiyeti zaviyesinden bakmak durumundadır” dedi. (DHA)
Bahçeli: Esad’ın Türkiye’yle ön şartsız temas kurması hayrınadır
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Esad’ın Türkiye’yle ön şartsız temas ve diyalog kurması, normalleşme iradesi göstermesi önce kendi hayrına, sonra da ülkesinin çıkarınadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir ülkenin toprağında gözü yoktur. Ancak vatan topraklarımızda gözü olanlara, yerinden çıkarılacak gözleri olan bu sırtlanların sırtını sıvazlayanlara tahammülümüz de söz konusu olamayacaktır” dedi.
Taha AYHAN ANKARA-MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, Türkiye ekonomisinin 4 yıl boyunca kesintisiz 17 çeyrektir büyüme performansı gösterdiğini söyleyerek, “Bu önemli bir başarıdır ve hak teslimi yapılmalıdır. Milli gelirimizin bu yıl sonunda 1 trilyon 330 milyar dolara ulaşmasıyla birlikte kişi başına düşen gelirin 15 bin 500 dolar sınırını geçmesi, bunun yanı sıra bütçe açığının gelecek yılda yüzde 3,1’e gerilemesi, karamsarlık salgınıyla siyasi ahlak entübesi yaşayanları şaşkına çevirmek şöyle dursun, perişan edecektir. Enflasyon kuşatması kırılırken, hayat pahalılığının şiddetli akını püskürtülmektedir” dedi.
‘SAHTE PARA MAKSATLI ŞEKİLDE DOLAŞIMA SOKULMAKTADIR’
Bahçeli, Türkiye’nin parlak imaj ve yükseliş iradesini kundaklamak için gündüz vakti köşe kapmaca oynayan, pusuya yatıp iftira namlusu dolduran müfteri ve müfsitlere hadlerini bildirmenin en başta hukuk onuru olduğunu söyleyerek, “Nitekim İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı harekete geçmiş, sahte para basımı ve dağıtımı konularının araştırılması amacıyla resen soruşturma başlatmıştır. Sahteliğe ve sahtekarlığa karşı mücadele amasız ve amansız şekilde sürmelidir. Ülkemizin sahte parayla anılmasını planlayanların pirelenmiş hevesleri, pis kursaklarında bırakılmalıdır. FETÖ’cü alçakların, bölücü ve yıkıcı terör örgütü yandaşlarının sosyal ve ekonomik ahlakı zehirleme teşebbüslerini engellemekle birlikte, dolandırıcılığın ve kalpazanlığın azılı fail ve figüranlarını kıskıvrak yakalayarak, hesap sormak herkese de ders ve ibret olacaktır. Vatandaşlarımızı, ekonomik aktörleri soğukkanlılığa, sükunete ve sakin olmaya davet ediyorum. Telaşa lüzum olmadığını, bilakis Türkiye düşmanlarının bunu arzuladığını düşünüyorum. MHP, meseleyi her zaviyesiyle incelemektedir. Oynanan oyunun, oluşturulmak istenen ablukanın farkındadır. Kaldı ki sahte para iddiasının maksatlı şekilde dolaşıma sokulduğu görüşündedir, suçlular ve sorumlular ise tek tek yakayı ele verecekler, boş beleş süfli hayatlarının faturasını ödeyeceklerdir” diye konuştu.
‘KONU TÜRKİYE’YSE VAKİT TAMAMDIR, SÖZ KONUSU VATANDIR’
MHP ve Cumhur İttifakı’nın, Türkiye’nin istikbal umutlarını boşa çıkarmama hususunda ilke, inanç ve irade birliği içinde olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Evin içini güvenceye kavuşturamazsak, sadece cümle kapımızdan değil, bahçe duvarlarımızdan tehlikeli ve tehdit algısı yüksek sızmaların olması mukadderdir. Buna karşılık ‘aman sen de’ diyecek halimiz olamaz. ‘Bana dokunmuyorsa yılan, bin yıl yaşasın’ ezberiyle avunamayız. ‘Her koyun kendi bacağından asılır’ diyecek kadar düşkün ve düşük olmaya hiç niyetimiz yoktur. Konu Türkiye’yse, konu devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüyse vakit tamamdır, söz konusu vatandır. Bugüne kadar gerek şahsım gerekse de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ısrarla yapılan uyarıların ne kadar isabetli olduğu son gelişmelerle iyice netleşmiştir. 22 Ekim 2024 tarihinden bu yana milletimizle paylaştığımız şeffaf, samimi ve temiz düşüncelere kulp takanlar, çamur atanlar, kara çalanlar, dış kanallardan saldırı komutu alanlar haricinde, sağduyulu ve vicdan sahibi her insanımız haklılığımızı zannederim tasvip ve teyit etmiş olsa gerektir. Aklı kiralanmış olanlara devletin hükmü şahsiyetini nasıl anlatacağız? Sırtında çıkarlarının heybesinden başka herhangi bir şey taşımayan ruhsuz ve şuursuz siyasi fırıldaklara rüzgarsız havada ne hikmetse sürekli döndüklerini nasıl kabullendireceğiz? Milli güvenliğimizin, milli birliğimizin, bin yıllık kardeşliğimizin iç ve dış mahreçli tahrik, taciz ve tahrip ihtimalinin günbegün farklı boyutlar kazandığını, dönem sonu kanlı hesapların kapatılmasına dönük ardışık provokasyon sürecinin kamçılandığını daha neyi ileri sürerek izah ve ifade edeceğiz?” dedi.
‘SİYASİ VE TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNE SAYGI VE RİAYET ESASTIR’
Bölgede yerinden oynayan taşların hala oturmadığını kaydeden Bahçeli, “Çatışmaların biri sonlanırken diğeri sökün etmektedir. Suriye‘de 14 yılı bulan istikrarsızlık ve işgal sarmalında cephe üstüne cephe açılmaktadır. Komşu coğrafyalarda süregelen, bölge ve dünya siyasetini sürgüleyen, barış ve huzur ortamını süngüleyen kaotik iklim giderek sertleşmektedir. Sınırlarımızın diğer alanlarını, özellikle Suriye’yi kapsam ve tesir alanına alan sıcak gelişmeleri evvelemirde akıl, sabır, sebat, sağduyu ve dikkatle takip etmek zorundayız. Çılgınlık ile yılgınlık tuzağına düşmeden, nevzuhur duygusallıklara kapılmadan, başkent Ankara vizyonuna bağlı kalarak, jeopolitik angajmanlara tutunarak, ülkemizi ve milletimizi önceliğine alan güvenlik tedbirlerine müzahir ve münasip tavır ve tutum takınmalıyız. Nitekim Türk devletinin yaptığı da şimdiye kadar budur. Suriye Arap Cumhuriyeti’nin siyasi ve toprak bütünlüğüne saygı ve riayet kuşkusuz esastır, başka türlüsünü bırakınız düşünmeyi, kafamızdan geçirmek dahi abestir. Ne var ki Suriye Arap Cumhuriyeti, Şam ile Lazkiye arasına sıkışan, topraklarının üçte ikisi kontrol dışına çıkan, egemenliği ölümcül yaralar alan, solunum cihazına bağlı halde bulunan tartışmalı devlet konumundadır” diye konuştu. (DHA)
Bakan Tunç: Kadına şiddeti meşru göstermeye çalışan hiçbir bahaneyi kabul etmiyoruz
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Kadına şiddet, yalnızca bir kadını değil; bir aileyi, bir toplumu, nesilleri yaralayan bir kötülüğün yansımasıdır. Bu bakımdan kadına karşı şiddeti meşru göstermeye çalışan hiçbir bahaneyi kabul etmiyor, bu tür temelsiz savunmaları reddediyoruz” dedi.
Ayça YASLI-Canberk ÖZTÜRK ANKARA-TBMM Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığı Araştırma Komisyonu, AK Parti İstanbul Milletvekili Hulki Cevizoğlu başkanlığında toplandı. Komisyon Başkanı Cevizoğlu, Türkiye’de özellikle son 23 yıl içinde kadına karşı şiddet ve ayrımcılıkla mücadele edilmesine yönelik temel kanunlarda reform niteliğinde yasal düzenlemeler gerçekleştirildiğini söyledi, Cevizyoğlu, “Mevzuatımız ‘şiddete sıfır tolerans’ şeklinde bir yapıya kavuşturulmuştur. Bu alanda kurumlarımızda önemli çalışmalar halen yoğun biçimde yürütülmektedir. Yasalardaki değişimin toplumsal yaşama yansıması ve toplum tarafından kişiselleştirilmesi, geliştirmesinde uygulamacıların tutumları da çok önem taşımaktadır. ‘Şiddete karşı sıfır tolerans’ şeklinde yürütülen politikalarımızın hedefi şiddetten arınmış bir toplumdur” dedi.
‘KADINA ŞİDDET, EN AŞAĞILIK SALDIRIDIR’
Komisyonda Adalet Bakanı Yılmaz Tunç sunum yaptı. Bakan Tunç, insan onurundan üstün bir kimlik olmadığını vurgulayarak, “Kadına yönelik şiddet, bu insanlık onuruna yöneltilmiş en karanlık, en çirkin, en aşağılık saldırıdır. Şiddetin hiçbir türünü kabul etmediğimiz gibi, özellikle kadına yönelik olanını tartışmasız biçimde reddediyoruz. Kadına yönelik şiddeti, insanlık ailesinin tamamına yöneltilmiş bir ihanet olarak görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadesiyle ‘Kadına şiddet insanlığa ihanettir.’ Çünkü kadına şiddet, yalnızca bir kadını değil; bir aileyi, bir toplumu, nesilleri yaralayan, kökleri derine inen bir kötülüğün yansımasıdır. Bu bakımdan kadına karşı şiddeti meşru göstermeye çalışan hiçbir bahaneyi kabul etmiyor, bu tür temelsiz savunmaları reddediyoruz. Ve bundan sonra da şiddeti meşru göstermeye çalışan her söylemin ve davranışın karşısında en güçlü şekilde durmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
‘TEDBİR MAHKEMELERİ KURDUK’
Kadın hakları ve kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında gerek anayasal gerek yasal gerek de uygulamaya yönelik birçok düzenleme hayata geçirdiklerini belirten Bakan Tunç, şunları söyledi: “2012 yılında yürürlüğe giren 6284 sayılı kanunla; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesini amaçladık. 2020 yılında Adalet Bakanlığı bünyesinde de Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Dairesi Başkanlığını kurduk. Böylece çocuklar ve kadınlar başta olmak üzere; adli süreçte suç mağdurlarının korunmasını amaçlayan kurumsal yapıyı oluşturduk. 6284 sayılı kanunda öngörülen tedbirler hakkında karar vermek üzere her adliyede tedbir mahkemeleri (ihtisas mahkemeleri) belirledik. Halihazırda sadece 6284 sayılı kanunda öngörülen tedbirler hakkında karar vermek üzere iş yoğunluğunun fazla olduğu Ankara, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere büyük illerimizde tedbir mahkemeleri görev yapmaktadır. Kadına yönelik şiddetle ilgili soruşturmaların daha etkin yapılabilmesi için sadece belirli Cumhuriyet savcılarının görev aldığı Özel Soruşturma Büroları ile Tedbir Mahkemelerinin kurulmasını sağladık. Hali hazırda, 81 ilde toplam 242 adliyede bu soruşturma büroları faaliyet göstermektedir.”
‘İNFAZ ORANLARINI KADEMELİ OLARAK ARTIRDIK’
Cezaları artıran düzenlemelere ilişkin de bilgi veren Bakan Tunç, “‘Töre saikiyle’ kasten öldürme suçunu, Türk Ceza Kanunu’ndaki en ağır yaptırım olan ‘ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası’ olarak düzenledik. Cinsiyet farklılığı nedeniyle ayrımcılık yapmayı suç olarak düzenledik. 2005 yılında yürürlüğe giren yeni Ceza Muhakemesi Kanunuyla cinsel saldırı suçlarından dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmalarda mağdura baro tarafından avukat görevlendirilmesini isteme hakkı verdik. Yine 2014 yılında cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçların cezaları ve infaz oranlarını kademeli olarak artırdık” dedi. (DHA)