Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Ekonomi

Bakan Nebati: Bu dönemi de atlatacağız

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, “Nasıl ki 2008 Küresel Finans Krizi’nden, 2011 Avrupa Borç Krizi’nden büyüyerek çıktıysak, nasıl ki Gezi kışkırtmasını, hain darbe girişimini ve önümüze çıkartılan nice engelleri birer birer aşıp yolumuza güçlenerek devam ettiysek, bu dönemi de Cumhurbaşkanımızın liderliğinde aynı ruhla aşmasını biliriz. Biz sabrı da sebatı da gayreti de iyi biliriz, kimsenin hiçbir kuşkusu, şüphesi olmasın” dedi.

Umutcan İşledici – Elif Ayşenur Bay
ADANA-
Bakan Nebati, Adana’daki bir otelde düzenlenen ‘Adana İş Dünyası Buluşması’na katıldı.

Burada konuşan Bakan Nebati, Adana’nın Türkiye’nin toplam gayrisafi yurt içi hasılası içindeki payının yüzde 2 olduğunu söyleyerek, “2002’den bugüne ülkemizin yakaladığı güçlü ve istikrarlı büyüme sonucunda birçok ilimiz gibi Adana’mız da mevcut potansiyelini geliştirerek atılım yapma fırsatı yakaladı. Anadolu’da sanayileşmenin lokomotifi olmuş bereketli toprakları, girişimci ve dinamik insan kaynağıyla Adana, bu dönemi en iyi değerlendiren illerimizden biri olmayı başardı. Nitekim 2004 yılında 11,8 milyar lira üretim yapan şehrimiz, 2020 yılında 99 milyar lirayı aşan üretim performansına ulaştı ve Türkiye’nin toplam gayrisafi yurt içi hasılası içindeki payı yüzde 2 seviyesinde gerçekleşti” ifadelerini kullandı.

“Adana’nın gerçek potansiyeli rakamların çok üstünde”

Bakan Nebati, Adana’nın Türkiye büyümesine en fazla katkı sunan 6. il olduğunu vurgulayarak, “2020 yılı gibi, küresel salgının gölgesinde tüm dünya için zorlu geçen bir dönemde ülkemiz, büyüme kaydeden nadir ekonomilerden biri olmuş ve Adana bu büyümeye en fazla katkı sunan 6. il olmayı başarmıştır. Adana’nın Mersin’le birlikte dahil olduğu bölgede, istihdam sayısı 2021 itibarıyla yaklaşık 1,4 milyona ulaşmıştır. Adana, 2002 yılındaki 842 milyon dolarlık ihracatını yaklaşık 3,5 kat artırarak 2022 yılı Nisan ayında yıllık bazda 2,8 milyar dolara yükseltmiştir. Bu performansıyla Adana, 2021 yılında Türkiye genelinde en çok ihracat yapan 16’ıncı ilimiz olmuştur. 2022 yılı Ocak-Nisan döneminde ilimiz yüzde 40,7’lik ihracat artışıyla yüzde 21,6 olan ülke geneli toplam ihracat artışımızın oldukça üzerinde kalmayı başarmıştır. Öte yandan, ihracat miktarını her geçen gün artırsa da Adana’nın gerçek potansiyelinin bunun çok üzerinde olduğuna inanıyorum” dedi.

“2023 hedeflerine doğru”

Adana’da yapımı devam eden projelerden de bahseden Bakan Nebati, daha sonra şunları söyledi:

“Şu anda yapım aşamasında olan bazı projelerin tamamlanmasıyla hiç kuşkusuz Adana’mız ülkemizin sanayi üretimi ve ihracat hedeflerine en çok katkı yapan illerin başında gelecektir. Bu projelerden biri temelleri geçtiğimiz yılın sonlarında Cumhurbaşkanımız tarafından atılan ve yatırım değeri yaklaşık 1,7 milyar dolar olan Ceyhan polipropilen üretim tesisidir. Ülkemizin kimya üssü olma hedefine de büyük katkı sağlayacak bu tesisin, dış ticaret dengesine her yıl yaklaşık 250 milyon dolar pozitif katkı vermesini bekliyoruz. Diğer taraftan, tamamlandığında sadece Adana’nın değil ülkemizin kalkınmasına, cari açığın azaltılmasına ve 2023 yılı hedeflerine ulaşılmasına önemli katkılar sağlayacak olan Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi, Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi, Su Ürünleri Organize Sanayi Bölgesi ve Ceyhan Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi gibi büyük ölçekli projelerde çalışmalar hızla devam ediyor. Bildiğiniz gibi, Çukurova’nın kalbinde yer alan Adana, Türkiye’de tarımın da öncüsü konumda.”

“Birçok esnaf ve çiftçiye destek kullandırdık”

Adana’daki esnaf ve çiftçilere sağlanan desteklerden de bahseden Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, “Adana ilimizin kalkınmasına katkı sağlamak için hükümet olarak birçok işletmemizi destekliyoruz. Adana ilimizde 2021 yılında, başta tekstil ve kâğıt imalatı sektörlerine sağladığımız 356 teşvik belgesiyle 10 milyar lira sabit yatırım yapılarak 7 bin kişiye istihdam oluşturulmasını destekledik. 2021 yılı içinde Adana’da faaliyet gösteren 7 bin 964 esnaf ve sanatkâra yaklaşık 1,2 milyar liraya ulaşan Hazine faiz destekli kredi kullandırdık. Böylelikle 2021 yılsonunda, Halk Bankası’ndan Adana ilinde Hazine faiz destekli kredi kullanan esnaf ve sanatkâr sayısı 31 bin 549 kişiye, toplam kredi bakiyesi de 2,4 milyar liraya yükseldi. 2022 yılı Ocak-Mayıs döneminde yine bu desteklerimizi devam ettirdik. Geçtiğimiz 5 aylık dönemde 4 bin 255 esnaf ve sanatkârımıza 777 milyon liralık Hazine faiz destekli kredisi kullandırdık. Ziraat Bankası aracılığıyla, 2021 yılı içinde Adana’da faaliyet gösteren 8 bin 935 tarımsal üreticimize yaklaşık 3,2 milyar TL’lik Hazine faiz destekli kredi sağladık. Böylelikle, 2021 yıl sonunda, Ziraat Bankasından Adana ilinde kredi kullanan üretici sayısı 11 bin 919 kişiye, toplam Hazine faiz destekli kredi bakiyesi de 3,9 milyar liraya yükseldi. Bu kapsamda, 2022 yılı Ocak-Mayıs döneminde toplam 5 bin 512 üreticiye 2,3 milyar liralık kredi kullandırdık” diye konuştu.

“Son 20 yılda ülkemiz dünya ortalamasının 2 katı hızlı yol aldı”

Türkiye’nin ekonomisi hakkında da katılımcılara bilgiler veren Bakan Nebati, “Türkiye, üretim, ihracat, yatırımlar ve istihdam bakımından son dönemde önemli başarılara imza attı. 2021 yılında salgın koşullarına rağmen yüzde 11 oranında büyüyerek son on yılın en yüksek performansına ulaştık ve G20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ekonomi olduk. Ekonomimiz, 2022 yılının ilk çeyreğinde de yıllık bazda reel olarak yüzde 7,3 büyüyerek güçlü performansını devam ettirdi. Bu dönemde iç talebin büyümeye katkısı 3,9 puan, net dış talebin katkısıysa 3,5 puan şeklinde gerçekleşti. Böylece, 2021 yılı ilk çeyreğinden itibaren elde ettiğimiz dengeli büyüme kompozisyonunu, 2022 yılının ilk çeyreğinde de devam ettirdik. Türkiye, pandemi sonrası dönemde küresel tedarik zincirinde yaşanan kırılmaları en iyi şekilde değerlendirerek önemli ihracat fırsatları yakaladı. 2002 yılında Türkiye’nin dünya ihracatından aldığı pay yüzde 0,55’ken, 2021 yılında yüzde 1 eşiğini aşmış durumda. Bu rakamlar, son 20 yılda ülkemizin, dünya ortalamasının neredeyse 2 katı bir hızla yol aldığını da net bir şekilde gösteriyor. Nitekim ihracatımız 2021 yıl sonunda 225,3 milyar dolara, 2022 Mayıs ayında da 242,6 milyar dolara ulaşarak tarihi rekorlar kırmaya devam etti” dedi.

“Tüm veriler Türkiye’nin lehine”

Türkiye’nin son 21 ayın 19’unda ihracat rekoru kırdığından bahseden Bakan Nureddin Nebati, “Son 21 ayın 19’unda ihracat rekoru kırdık. İhracatçılarımızın devam eden gayretleriyle de 2022 yılında 250 milyar dolar ihracat hedefimize ulaşacağımıza yürekten inanıyorum. Cumhurbaşkanlığımızın liderliğiyle Cumhuriyetin 100. yılındaki hedefimiz de inşallah 300 milyar dolarlık ihracat yapmak, yeni rekorlara doğru beraberce ilerlemek. Ülkemiz ekonomisinde kat ettiğimiz mesafeler işgücü piyasasına da olumlu yansıyarak hem istihdamın hem de iş gücü verimliliğinin artmasını sağladı. Böylece toplam istihdamımız 2022 Nisan itibarıyla 30,4 milyon kişiye ulaşmış bulunuyor. Salgının derinden hissedildiği 2020 yılı Nisan ayına göre oluşturduğumuz ilave istihdam da 5 milyonu aşmış durumda. Böylece salgın öncesi döneme göre OECD ülkeleri arasında istihdamını en çok artıran ülke Türkiye oldu. Tüm veriler, Türkiye’nin üretimde, ihracatta ve en önemlisi istihdamda atılımlar yaptığını açıkça gösteriyor” ifadelerini kullandı.

“Türkiye, liberal bir ekonomidir”

Türkiye’nin küresel ekonomide yaşanan zorlukları büyük ölçüde atlattığını anlatan Bakan Nebati, daha sonra şunları söyledi:

“Küresel ekonomideki zorlukların önemli ölçüde arttığı bu dönemde elde ettiğimiz başarılarda kuşkusuz Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde uyguladığımız makro politika seti etkili oldu. Ayrıca kamu maliyesi ve bankacılık sektörümüzdeki güçlü görünümle ülkemizin düşük borçluluk seviyeleri bu tabloyu daha da umut verici hale getiriyor. Ocak-Mayıs 2022 döneminde bütçe 124,6 milyar lira fazla vermiş olup bu durum, mali disiplinin devam ettiğini teyit ediyor. Önümüzdeki süreçte de kamu maliyesindeki sağlam duruşumuzu kararlılıkla sürdüreceğiz. Küresel ölçekte yaşanan büyük çalkantılara rağmen, ekonomimizdeki tüm bu başarı ve kazanımlar ortadayken, bir kısım çevreler ne yazık ki ülkemiz özelinde karamsar senaryolar üretmekte ısrar ediyorlar. Satın alma gücü paritesine göre 18. sıradan 2021 yılı itibarıyla 11. sıraya yükselen Türkiye ekonomisinin başarısını, konjonktürel birkaç veriyi kullanarak gölgede bırakmaya çalışıyorlar. Hatta hatta, Türkiye ekonomisinin bir serbest piyasa ekonomisi olduğunu sorgulatmak için çeşitli mecralarda olmadık spekülasyonlara girişiyorlar. Türkiye, serbest piyasa koşulları altında istikrarlı ve dengeli bir şekilde büyümeye devam eden liberal bir ekonomidir.”

“Gerekli adımları atıyoruz”

Artan emtia fiyatları nedeniyle yüksek enflasyon yaşandığını kaydeden Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, “Tüm dünyada Rusya-Ukrayna savaşı ve kuraklık nedeniyle artan gıda fiyatları, yükselen enerji fiyatları, arz-talep uyumsuzlukları, tedarik zincirlerindeki bozulmalar ve artan navlun maliyetleri sebebiyle bugün gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler dahil yüksek enflasyon sorunu yaşıyor. İçinde bulunduğumuz 2022 yılında brent petrolün ortalama varil fiyatı yüzde 50’nin üzerinde artışla 110 dolar seviyelerine kadar yükseldi. Doğalgaz fiyatlarıysa 2020 yılından bu yana yaklaşık 10 kat artış gösterdi. Girdi maliyetlerimizdeki bu olağan dışı artışlar doğal olarak ülkemizdeki fiyatlamaları da etkiliyor hayat pahalılığına sebep oluyor. Bununla birlikte, fiyatlardaki yükselişte arz yönlü ve maliyet artışı kaynaklı faktörlerin belirleyici olması fiyatlardaki bu bozulmanın geçici nitelikte olduğuna işaret ediyor. Büyük ölçüde dışsal faktörlerden ve beklentilerdeki kötüleşmeden kaynaklanan fiyat artışlarının, vatandaşlarımıza asgari düzeyde yansıması için azami gayret gösteriyor ve gerekli adımları hız kesmeden atmaya devam ediyoruz” dedi.

“2022 yılında 241,3 milyar lira vergi gelirinden vazgeçiyoruz”

Birçok kalemde KDV indirimi yapıldığını vurgulayan Bakan Nebati, “Hanehalkının tüketim sepetinde önemli yer tutan gıda, temizlik ve hijyen malzemeleri gibi belirli ürünlerde ve meskenlerde kullanılan elektrikte KDV indirimi yaptık. Ayrıca kamunun önemli bir oyuncu olduğu sektörlerde yönlendirilen fiyatlar vasıtasıyla enflasyonist baskıları azaltıcı tedbirler aldık. Elektrik ve doğalgaz gibi stratejik alanlarda yüksek oranlı sübvansiyonlarla vatandaşlarımızı, KOBİ ve sanayicilerimizi destekledik. Yakın zamanda da kira artışlarını yüzde 25’le sınırladık. Böylece vatandaşlarımızı fahiş artışlardan koruma yönünde önemli bir adım attık. Ayrıca bazı stratejik ürünlere yönelik dış ticaret tedbirlerini devreye aldık. Saydığım tüm bu adımlar kapsamında, enflasyonla mücadeleyi desteklemek üzere devlet olarak 2022 yılında 241,3 milyar lira vergi gelirinden vazgeçiyoruz. Önümüzdeki dönemde de Gıda Komitesi ve Fiyat İstikrarı Komitelerimizde aldığımız kararlarla arz güvenliğini ve istikrarını güçlendirmeye ve enflasyonla mücadeleye kararlılıkla devam edeceğiz. Diğer yandan, makroekonomik ve finansal istikrarı kuvvetlendirmeye yönelik ilave tedbirlerle enflasyonla mücadele sürecimizi destekliyoruz” diye konuştu.

“3 ila 10 yıl arası vadelerle kredi veriyoruz”

Kredi Garanti Fonu (KGF) aracılığıyla 2022 yılının başından bu yana 60 milyar lira kefalet limitiyle 3 farklı KGF paketini yürürlüğe koyduklarını söyleyen Bakan Nebati, “Yakın zamanda selektif kredi politikamıza yeni bir enstrüman daha ekleyerek ihracatçılara ve turizm sektöründe faaliyet gösteren girişimcilere uygun faizli ve uzun vadeli TL cinsinden kredi imkânı sunuyoruz. Bu kapsamda toplam büyüklüğü 150 milyar liraya ulaşan, 2 yıla kadar geri ödemesiz olmak üzere 3 ila 10 yıl arası vadelerde krediler veriyoruz. Kredinin maliyeti yıllık yüzde 9’lara kadar inebiliyor. Gelinen aşamada, bu kredi için başvurular Kalkınma ve Yatırım Bankası tarafından alınıyor. Ayrıca, Türk Eximbank, dış ticaret faaliyetlerine katkıda bulunacak yatırım projelerinin ve katma değeri yüksek firmaların ihracata yönelik finansman ihtiyaçlarını karşılamaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.

“Enflasyon düzeltmesini 2023 sonuna erteledik”

İş dünyası için yapılan vergi düzenlemelerinden de bahseden Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, daha sonra şunları söyledi:
“Vergi Kanunlarında yatırımı, üretimi, istihdamı, ihracatı teşvik edecek pek çok düzenleme yaptık. İhracat yapan şirketlerin kurumlar vergisi oranını 1 puan indirdik. Asgari ücreti vergi dışı bıraktık. Yeni nesil teknolojilerin gelişmesini teşvik etmek amacıyla Türkiye’de gerçekleştirilen AR-GE faaliyetleri kapsamında üretilen elektrikli motorlu taşıt araçlarının geliştirilmesi için alınan mühendislik hizmetlerine 2023 sonuna kadar KDV istisnası getirdik. KDV’de İsteğe Bağlı Tam Tevkifat uygulamasını hayata geçirdik. Ticarette, mal alım-satım işlerinde sahte belge nedeniyle KDV’den sorumlu tutulacağı kaygısı yaşayan tüm mükelleflerimize önemli bir kolaylık getirdik. Tarafların anlaşmasına bağlı olarak satıcıya ödenecek KDV’nin tamamının devlete ödenmesi durumunda bu alışverişteki belgelerden hiçbir şekilde sorumlu olunmamasını sağladık. İmal ettikleri malları doğrudan ihraç eden imalatçıların, ihracat bedelinin yüzde 10’una kadar devreden KDV tutarıyla sınırlı olarak iade talep etme imkanı getirdik. Böylelikle bu kapsamdaki ihracatçılarımızın iadelerini çok daha kolay bir şekilde almalarının önünü açtık. Enflasyon düzeltmesini 2023 yılı sonuna erteledik. 2023 yıl sonunda yapılacak enflasyon düzeltmesi nedeniyle oluşan geçmiş yıl karlarının da vergiye tabi tutulmamasını sağladık.”

“Yepyeni başarılara imza atacağız”

Pandeminin tüm dünyayı etkilediğini söyleyen Bakan Nebati, “Biz bu süreci güçlü sağlık sistemimiz, sağlam makroekonomik temellerimiz, dinamik ve donanımlı beşeri sermayemizle hamd olsun aşmayı başardık. Şekillenmekte olan yeni küresel dengeler elbette yalnızca olumsuzluklar ve zorluklar değil, aynı zamanda yeni fırsatları da getiriyor. Birçok rekabetçi avantajımız, üretim gücümüz ve keskin girişimci zekasına sahip iş insanlarımızla bu süreçten en karlı çıkan ülkelerden biri olmamız çok mümkündür. Bu doğrultuda, Adana’nın azimli, mücadeleci ve girişimci ruha sahip iş insanları olarak sizlere çok iş düşüyor. Bu yeni dönemde oluşan bölgesel ve küresel fırsatları en iyi şekilde değerlendireceğinize ve yepyeni başarılara imza atacağınıza eminim” dedi.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Ekonomi

TZOB Başkanı Bayraktar: Sera ürünlerinde fiyatlar düşüyor

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Sebze seracılığının yoğun olarak yapıldığı Antalya ve Mersin illerinde bulunan Ziraat Odalarımızdan alınan bilgilere göre, bayram sonrasında örtü altı sebze ürünlerinde önemli fiyat düşüşleri görülüyor” dedi.

ANTALYA-
TZOB Başkanı Bayraktar, Türkiye’de örtü altı üretimini, sera ürünlerindeki fiyat düşüşlerini ve çiftçilerin belediyelerden beklentileri ile ilgili bir açıklama yaptı.

Seracılık dünyada önemli bir sektör hâline geldiğini belirten Bayraktar şunları dedi:

“Seracılık ülkemizde de son yıllarda hızla atılım ve gelişme göstermiş olup, dünyada dördüncü, Avrupa’da ise İspanya’nın ardından ikinci sırada yerini aldı.

Ülkemizde 73 ilde, toplam 764 bin 207 dekar alanda örtü altı üretim yapılıyor.

Örtü altı üretim alanlarının yüzde 40,7’si Antalya’da, yüzde 24,6’sı Mersin’de, yüzde 15,6’sı Adana’da ve yüzde 4,3’ü Muğla’da bulunuyor.

2023 yılında seralarda yapılan toplam üretim 8 milyon 956 bin 951 ton olup bu üretimin yüzde 89’unu sebzeler oluşturuyor.

Sebze seracılığının yoğun olarak yapıldığı Antalya ve Mersin illerinde bulunan Ziraat Odalarımızdan alınan bilgilere göre, bayram sonrasında örtü altı sebze ürünlerinde önemli fiyat düşüşleri görülüyor.

Bu illerde son 15 günde biber ortalama 45 liradan 15 liraya, salatalık ortalama 17 liradan 3 liraya, domates 21 liradan 15 liraya, patlıcan 27 liradan 6 liralara kadar düştü.

Bu fiyatlarla çiftçilerimiz zarar ediyor.

Mevsim normalleri üzerinde gerçekleşen hava sıcaklığıyla sera üretiminde artan verim ve ürünlerin erken hasat olgunluğuna gelmesiyle arzda artış görülüyor.

Arzda yaşanan artışın yanı sıra, bu günlerde ihracata giden ürünün azalması ve özellikle Ramazan Bayramı nedeniyle zincir marketlerin alımlarında görülen azalmayla fiyat düşüşleri yaşanıyor.”

“Çiftçinin ürettiği yok pahasına satılmaması için pazarlama sorunu çözülmelidir”

“Çiftçimiz her zaman olduğu gibi üreterek ülkemizin gıda ihtiyacını karşılamak adına gereğini yapıyor. Ancak, zaman zaman ürettiği ürün çiftçilerimize sorun oluyor.

Özellikle yaş sebze ve meyve çabuk bozulduğu için pazarlama sorunu daha fazla yaşanıyor” diyen Bayraktar şöyle devam etti:

“Bu nedenle yaş sebze ve meyve pazarlamasının ayrı bir önemi bulunuyor.

Örtü altı üretimin yaygın olduğu illerde yaş sebze ve meyve pazarlanmasına yönelik üretici birlikleri ve kooperatifler mevcut olsa da, bu birliklerin piyasayı etkileyecek ve düzenleyecek gücü bulunmuyor.

Hatta kurulan bazı birlikler ne yazık ki varlığını sürdüremeyerek, kapandı.

Ürün pazarlamaya yönelik örgütlerin mali ve idari yönden güçlenmesi ve tarımsal pazarlamada etkin olması için mevzuatlarda gereken düzenlemeler yapılmalıdır.”

“Semt pazarlarında üreticilere daha fazla yer ayrılmalı, üretici pazarları her ilçede kurulmalıdır”

Çabuk bozulabilen sebze ve meyvelerde arzda dönemsel yaşanan yoğunluklarda çiftçilerin zarar etmemesi ve yetiştirilen ürünlerin heba olmaması için, belediye adına alımlar yapılması gerektiğini vurgulayan Bayraktar şu değerlendirmeyi yaptı:

“Pazar Yerleri Hakkında Yönetmelik hükümlerinde pazar yerlerinin en az yüzde 20’sinin özel satış yeri olarak üreticilere ayrılması hükmü bulunuyor.

Ürettiği ürünü doğrudan semt pazarında satmak isteyen üreticimize tüm belediyeler yer ayırmalı ve ayrılan alan yüzde 20 ile sınırlandırılmamalıdır.

Bu sınırlama özellikle ürün arzındaki artış nedeniyle kendi ürününü pazarda satmak isteyen üreticilerimize engel teşkil ediyor.

Yine belediyelerce belirlenecek günlerde sadece üreticilerimizin ürettiği ürünü halka doğrudan sunabileceği üretici pazarlarının her il ve ilçede kurulması sağlanmalıdır.

Gıda fiyatları üzerinden haksız kazanç elde etmeye yönelik hareketler konusunda belediyelerde denetimlerini artırmalı, piyasa üzerinde bozucu etkisi olanlara ceza uygulamalıdır.”

“Belediyeler ilinde ilçesinde üretim yapan çiftçisine destek vermelidir”

Yerel seçimler öncesi 6360 Sayılı Kanunla Büyükşehir belediyelerinin tarım sektörüne yönelik sorumluluklarının arttığını, çiftçilerin belediyelerden beklentileri olduğunu dile getirdiklerine dikkat çeken Bayraktar, “Bugün tekrar ifade etmek istiyorum ki Belediyeler ilinde ilçesinde üretim yapan çiftçisine her türlü desteğini yapmalıdır” diye konuştu.

Okumaya devam et

Ekonomi

Kurbanlık telaşı erken başladı

Kurban Bayramının yaklaşmasıyla vatandaşlar büyükbaş ve küçükbaş hayvan üreticilerini ziyaret etmeye başladı.

İbrahim Acıkara
DENİZLİ-
Denizli’de Kurban Bayramında kurbanlık kesmek isteyen vatandaşlar 2 ay öncesinden üreticileri ziyaret etmeye başladı. Buldan ilçesi Türlübey mahallesinde hayvan yetiştiriciliği yapan Murat Taşkıner, bu yıl hayvan üretiminde büyük zorluklar yaşadıklarını dile getirerek “Müşterilerimiz geliyorlar. Yaşadıkları ekonomik sıkıntıları dile getiriyorlar. Ancak bizimde girdi maliyetlerimiz oldukça yükseldi. Yem, ilaç ve veteriner kontrolleri ne yazık ki hayvan fiyatlarının artmasına neden oldu. Hayvan yetiştiriciliği gerçekten çok zor. Koyun ve keçi kurbanlıklarımız 15 bin ila 25 bin TL arasında. Allah hepimizin yardımcısı olsun” dedi.

Buldan Kadıköy mahallesinde büyükbaş hayvan yetiştiriciliği yapan Zafer Özinsel ise, bu yıl canlı büyükbaş hayvan kilogram fiyatlarının 125 ile 150 TL’den belirlediklerini ifade etti.

Okumaya devam et

Ekonomi

Palandöken: Konaklama fiyatlarında abartıya gidilmemeli

Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, konaklama fiyatlarında abartıya gidilmemesi uyarısını yaparak, “İnsanların yaşadığı ülkede tatil yapma şartları kolaylaşsın” dedi.

Billur Çetinkaya
ANKARA-
Dokuz günlük bayram tatilinde otel fiyatları cep yakınca yerli turistin yurtdışına yöneldiğini belirten TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “2024’te turizm sektöründen önemli katkılar beklerken potansiyel olarak turizm gelirimiz de artıyor. Ancak yerli turistin yurtdışına çıkarak döviz bırakmasının önüne geçilmeli. Bayram tatilinde 6,8 milyon kişi hava yolu ile seyahat etti. Döviz kurlarındaki artış ve yüksek enflasyona bağlı olarak son dönemde otel fiyatları yükseldi. Yerli turistin bu ücretlerle yurt içinde seyahat edebilmesi mümkün değil. Dolayısıyla bir taraftan döviz girdimiz artsın, turist kazanalım derken diğer taraftan da yerli turisti kaybetmeyelim. Bildiğiniz gibi birçok ülke ile 3-5 günlük tatillerde vize sorunu kalktı. Bu bir taraftan sevindirici ancak diğer taraftan da ülkemizden dövizin çıkması ve turizm gelirimizin azalması anlamına geliyor. Turizm Bakanlığımız tarafından iç turizmde yerli turiste teşvik mekanizmaları ile promosyonların tanınması ve bu sıkıntının giderilmesi lazım. İnsanların yaşadığı ülkede tatil yapmasının şartları kolaylaştırılmalı” diye konuştu.

“2023’te 56.7 milyon turist Türkiye’yi tercih etti”

Ülkemizin dövize ihtiyacı olduğu dönemde yerli turistin yurt dışına kaçmaması için formül bulunması gerektiğini söyleyen Palandöken, “Coğrafi konumu, doğal turizm kaynakları, köklü tarihsel geçmişi ve geniş mutfağı ile ülkemiz adeta bir turizm cenneti. Turizm açısından son yılların rekoru olarak nitelendirilen 2023’te 56.7 milyon turist Türkiye’yi tercih etti. Turizm geliri ise 54,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Turizmdeki başarımız ülke ekonomisi açısından sevindirici ancak Türkiye turizm açısından çok daha yüksek bir potansiyele sahip. Dört mevsimi bir arada yaşayan ve eşsiz coğrafi özelliğe sahip ülkemizin turizmdeki payını artırmalıyız. Bununla birlikte yerli turistimiz de yabancı ülkelere kaptırılmamalıyız. 2023’te ülkeden çıkış yapan ziyaretçi sayısı bir önceki yıla göre yüzde 11,1 artarak 57.7 milyon oldu. Çünkü yüksek döviz kuruna rağmen vatandaşın yurtdışı tatili yurtiçinde her şey dahil konseptli bir tatilden daha uyguna gelmeye başladı. Buna bir de çeşitli kampanyalar ve kapıda vize vb. gibi uygulamalar eklenince yerli turistin parası yurtdışına kaçıyor” diye konuştu.

“Turizmi yılın 12 ayı canlı tutmalıyız”

Turizm gelirimizi yabancı ülkelere kaptırmamak için formüller bulunması gerektiğini belirten Palandöken, “Öncelikle turizmi mevsimsellikten kurtararak yılın 12 ayı canlı tutmalıyız. Esnaf ve sanatkârlarımızın turizm gelirinden elde ettiği payı arttırarak ülke ekonomisine katkıda bulunmalıyız. Özellikle son zamanlarda trend haline gelen sağlık turizmi, gastronomi turizmi ve kültür turizmi gibi turizm alanlarından daha çok fayda sağlamalıyız. Turist sayısındaki artışı ülkemizin ve yerli üretimlerimizin tanıtımında fırsata çevirmek için yeni konseptler belirlemeliyiz. Yabancı turistler yalnızca otellerle sınırlı kalmamalı, gittikleri şehirlerin özelliklerini, yöresel ürünlerini tanımalı ve Türk insanının misafirperverliğini hissetmeli. Havaalanı, otogar ve otel gibi kalabalık noktalarda doğal güzelliklerimizin, yöresel ürünlerimizin ve yerli üretimlerimizin tanıtımını içeren broşürlerin dağıtımı zorunlu olmalı” şeklinde konuştu.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.