Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Teknoloji

Türkiye’nin ilk yerli tasarım lokomotif motoru görücüye çıktı

Türkiye’nin ilk yerli lokomotif motoru olan Özgün Motor, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun da katıldığı tören ile ilk kez görücüye çıktı. Programda konuşan Bakan Mustafa Varank, “Müzmin muhaliflerin çokça kurduğu bir cümle var. Biz bir platform geliştirdiğimizde bir ürün geliştirdiğimizde, ’Bunun neresi yerli, bunun motoru yerli mi?’ diye soruyorlar. Bugün onlara bir cevap veriyoruz. Kendi özgün motorumuzu geliştirdik” dedi.

Mehmet Ekrem Ceylan – Fehime Kartal – Mert Gürenç
KOCAELİ-
TÜBİTAK RUTE, TÜRASAŞ, Marmara Üniversitesi ve Sıradışı Mühendislik ortaklığı ile gerçekleştirilen Özgün Motor Geliştirilmesi Projesi tamamlandı. 1 litreden en yüksek gücün alınabildiği Türkiye’nin ilk yerli tasarım lokomotif motoru Gebze’de görücüye çıktı. Özgün Motor, lokomotif için Türkiye’de sıfırdan tasarlanan ve üretilen, aynı zamanda lisans hakları da Türkiye’de olan ilk motor olma özelliğini taşıyor. Özgün Motor, aynı zamanda raylı ulaşım alanındaki motorlar içinde 1 litreden elde edilen en yüksek güce sahip dizel motor olma özelliğini de taşıyor.

TÜBİTAK Raylı Ulaşım Teknolojileri Enstitüsü’nde (RUTE) “160 Serisi Özgün Motor Ailesi Lansmanı” düzenlendi. Programa, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu da katıldı.

“Son 20 yıl öncesinde Türkiye’de son derece az gelişmiş bir altyapı vardı”

20 yılda Türkiye’nin ulaştırma ve altyapı konusunda çok mesafe kat ettiğini belirten Adil Karaismailoğlu, “Son 20 yılda, 100 yılda yapılacak işleri yaptığımız bir hikaye ve serüven var. Tarih bunu yazacaktır. Son 20 yıl öncesinde Türkiye’de son derece az gelişmiş bir altyapı vardı. Allah’a şükürler olsun bugün geldiğimiz noktada özellikle karayolu altyapısının çok önemli bir kesimini tamamlamış durumdayız. Havayolu altyapımızı tamamen bitirdik. Yani bugün 29 bin kilometreye ulaşmış, bölünmüş yol ağımızla bütün engelleri ortadan kaldırdık. 20 yıl önce Türkiye genelinde 8 milyon araç vardı, bugün Türkiye genelinde kayıtlı araç sayısı tam 26 milyon. Fakat trafik sıkışıklığı 20 yıl öncesinden çok çok daha az. Çünkü yapmış olduğumuz yatırımlar sayesinde bütün engelleri ortadan kaldırdık. Anadolu’nun her tarafında sanayinin, istihdamın, üretimin gelişmesinin en önemli etkisi bu ulaştırma altyapısının altındaki büyük yatırımdır” dedi.

“Hızlı tren bağlantımızı 8 ilden 52 ile çıkarmak için yoğun çabamız var”

Demiryolu ağına yapılan yatırımlardan ve yapılacak çalışmalardan bahseden Bakan Karaismailoğlu, “Tabii siz bir bölgeye bir milimlik ulaştırma altyapı yatırımı yaptığınızda bunun kısa sürede üretime tam 10 kat etki ettiğini, milli gelire tam 6 kat etki ettiğini arazide ve Anadolu’nun her köşesinde görebiliyorsunuz. Son 20 yılda tam 183 milyar dolarlık ulaştırma altyapısı yatırımı yaptık. Bunun sonucunda üretime tam 1 trilyon doların üzerinde etki ettik. Bu yatırımlar yine milli gelirlere de tam 600 milyar doların üzerinde etki etti. Her yıl, yıllık 1 milyon kişiyle istihdama katkı sağlıyoruz bu yatırımlar sayesinde. Ulaştırma altyapımızı tamamladık. Yani biz bugün 183 milyar dolarlık yatırımın yüzde 65’ini karayollarına yatırmıştık ama karayollarında önemli bir eksiğimizi tamamladık. Artık biz bundan sonra demiryolu ağırlıklı bir yatırım dönemine girmiş bulunuyoruz. Bugün 13 bin 100 kilometrelik demiryolu ağımız var Türkiye genelinde. Bunun bin 400 kilometresi hızlı tren. Şu anda yapımı devam eden tam 4 bin 500 kilometre demiryolu hattında yoğun bir çalışma gösteriyoruz. Bu yoğun çalışma sonucunda şu an hızlı tren bağlantılı 8 ilimizi 52 ile çıkarmak için yoğun bir çabamız var. Ulaşım master planı çerçevesinde ülkemizin dört bir tarafına demir yolu ağımızı dağıtacağız” diye konuştu.

“Demiryolunda taşıdığımız yolcu sayısını 270 milyona çıkaracağız”

Demiryolu ulaşımının bir kültür olduğuna değinen ve özellikle yerli milli çalışmalar yapıldığını ifade eden Karaismailoğlu, “Bizim master planları çerçevesinde bugün yıllık 19 buçuk milyon olan demiryolunda taşıdığımız yolcu sayısını yatırımlarımız sonucunda 270 milyona çıkaracağız. Bundan daha önemlisi biz geçen yıl demiryollarına tam 38 milyon ton yük taşıdık. Yapacağımız yatırımlarla birlikte bunu tam 440 milyon tona çıkarmak için yoğun bir çaba gösteriyoruz. Tabii, bu demiryolları özellikle bu gelişmeye ve bu demiryollarının yaygınlaşması sonucunda çalışacak demiryolu araç ve ekipmanlarının yerli ve milli olarak yapılması da çok önemli. Yıllarca biz dünyada üretilmiş olan neredeyse bütün demiryolu araçlarını ülkemizde yürütmeye çalıştık ve onun sıkıntılarını yaşayan, bilen birisi olarak söylüyorum; özellikle İstanbul’daki metrolarda neredeyse dünyadaki bütün demiryolu markalarının metro araçları var. Onların hem tedarikleri, hem bakımları, onarımlarıyla ilgili yaşadığımız sıkıntıları çok iyi biliyorum. Fakat bugün Allah’a şükürler olsun demiryolu sektöründe, metrolarda olsun diğer demiryolu araçlarında olsun çok önemli seviyeleri geride bıraktık” şeklinde konuştu.

“Bu ihtiyacı yerli milli kaynaklardan sağlayacağız”

TÜBİTAK ve Bilişim Vadisi’nin istasyonlarının üzerinde yer aldığı hat olan Gebze – Köseköy hattının tamamlanmasının yakın olduğunu belirten Karaismailoğlu, “Tabii bu demiryolları kültürü ve demiryolu yatırımları bizim için çok önemli. Yaptığımız çalışmalar, planlamalar sonucunda 2035 yılına kadar sadece Türkiye için, demiryolu araçları için tam 17 buçuk milyar Euro’luk bir pazar var. Çok ciddi bir rakam. Bunun altyapısını inşallah bugünkü Özgün Motorumuzla birlikte demiryollarında yaptığımız çalışmalarla, TCDD ve özel sektördeki müthiş gelişmelerle birlikte bu ihtiyacımızı kendi kaynaklarımızdan karşılamak için önemli çalışmalar yapıyoruz. 2035 yılına kadar 17 buçuk milyar Euro sadece Türkiye’nin ihtiyacı. Yakın komşularımızı, yakın coğrafyaları da düşündüğümüzde buradaki rakamın kat kat üzerinde bir pazar var. Bu pazardan da önemli bir pay almak için hem devletimizin kurumları hem özellikle özel sektörün prensibinden faydalanarak bu pazarı inşallah hep beraber gerçekleştireceğiz, bu ihtiyacı yerli milli kaynaklardan sağlayacağız. Yaptığımız bu demiryolu çalışmalarında özellikle burada Gebze – Köseköy hattımız var, orada da çalışmalarımız devam ediyor. Bu çalışmalarımızın, burada bahsetmemizin önemli nedeni hem TÜBİTAK’ın hem de Bilişim Vadisi’nin istasyonları da bu hat üzerinde olacak. Çalışmaları devam ediyor, inşallah bunu da yakın bir zamanda bitiriyoruz. İstasyonu bitiriyoruz peşinden sinyalizasyonu da kurduğumuzda inşallah artık bundan sonra TÜBİTAK ve Bilişim Vadisi’nde çalışan arkadaşlarımız raylı sistemin konforundan faydalanmaya başlayacaklar” ifadelerini kullandı.

“Yerli milli elektrikli trenlerimizin de tasarım çalışmaları bitmek üzere”

Yerli milli elektrikli trenlerin tasarım çalışmalarının bitmek üzere olduğunu söyleyen Adil Karaismailoğlu, “Bugün burada bizi buluşturan Özgün Motor projemiz çok kıymetli. Biz TÜBİTAK RUTE ile çok önemli çalışmalar yapıyoruz. Yani demiryolu sektöründeki, demiryolu araçlarındaki ihtiyacımızın önemli bir kısmının altyapısını, buradaki tasarımları ve bu altyapıyı TÜBİTAK RUTE ve TCDD’deki arkadaşlarımızla birlikte önemli seviyeleri aşmış durumdayız. Türkiye’deki en önemli 3 tane demiryolu fabrikası, Eskişehir, Adapazarı ve Sivas’taki fabrikaların güçlerini birleştirerek önemli bir aşamayı geçtik. Artık Adapazarı’nda hem banliyö trenlerimizi, milli elektrikli trenlerimizi, Eskişehir’de lokomotiflerimiz ve demiryolu bakım ekipman araçlarımızı üretiyoruz. Sivas’ta da vagon ihtiyacımızın çok önemli bir kısmını karşılıyoruz. Milli elektrikli trenimizin imalatları bitti. Şu an test süreçlerinde 10 bin kilometreye ulaştık. İkinci tren setimizin de imalatları başladı. Aslında bir yandan da seri imalatlara başladık. İnşallah önümüzdeki günlerde sertifikasyon test süreci tamamlandığında; Türkiye’nin akıllı otomobili akıllı yollarda seyahat etmeye önümüzdeki günlerde nasıl başlayacaksa inşallah bizim demiryolu aracımız, yerli milli trenimizi de demiryolu raylarında görmeye başlayacağız. Peşinden bu 160 kilometre hıza ulaşacak trenimiz peşinden 225 kilometre hıza sahip yerli milli elektrikli trenimizin de tasarım çalışmaları bitmek üzere. İnşallah prototipinden sonra seri üretimlerimize de başlayacağız.
Bugün burada bizi buluşturan Özgün motor, 8 silindirli olarak üretildi ama mühendislik altyapısı 12 ve 16 silindirliye de ihtiyaca cevap verebilecek şekilde tasarımları yapıldı. Demiryolu araçlarımızı da özellikle lokomotiflerimizde kullanmaya başlayacağız ama aynı zamanda tersanelerimizde de aranan bir motor olacak önümüzdeki günlerde” dedi.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Teknoloji

Bakan Kacır: Hibrit roket motorunu uzayda ateşlemeyi başaran ilk ülke olacağız

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Türkiye, ‘Ay Projesi’ sayesinde kendi geliştirdiği hibrit roket motorunu uzayda ateşlemeyi başaracak ve böylelikle bu teknolojiye uzayda tecrübe kazandırmış ilk ülke olacağız” dedi.

Erdi Demir
SAMSUN-
Bakan Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı ile birlikte Samsun Üniversitesi Ballıca Kampüsü’nde öğrenciler ile bir araya geldi. Bakan Kacır, Türkiye’nin teknolojide geldiği noktayı ve hedeflerini öğrencilerle paylaştı.

“Böyle bir teknoloji geliştirme kabiliyeti de dünyanın hiçbir yerinde yok”

Türkiye’nin ve Türk gençlerinin teknolojide geldiği noktanın dünyada takdirle karşılandığına değinen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Türk genci, TEKNOFEST kuşağı aslında kendini ispat etti. Savunma sanayinde, havacılıkta dünyaya parmak ısırtan başarı hikayelerinin sahibi Türk gençliği oldu. Türkiye’nin topyekun sanayileşme tarihi akamete uğratılmış hikayeler tarihi gibiydi. Ta ki 2000’li yıllarda bir sağlam irade gelip, ‘bu ülkenin neye ihtiyacı varsa biz onu kendi evlatlarımızın alın teriyle geliştireceğiz, üreteceğiz’ diyene kadar. O sağlam irade Türk gençliğinin önündeki engelleri bir bir kaldırana kadar. Engeller kaldırıldığında, imkansızlıklar ortadan kalktığında kendi yetkinlikleri ile alın teriyle, akıl teriyle Türk gençleri Bayraktar’larla, Anka’larla, Akıncı’larla, Aksungur’larla, Hürküş’larla, Hürjet’lerle, Atak’larla, Gökbey’lerle, Kızılelma’larla, Kaan’larla gökyüzüne imzasını attı. Demek ki bizim evlatlarımızın başka milletlerin evlatlarından geri kalır hiçbir şeyi yokmuş. Yeter ki önlerindeki takozları kaldıralım. Bu anlayışla Türkiye’nin milli teknoloji hamlesi yolculuğunda en önemli ödevimizi sizlerin önlerindeki engelleri kaldırmak olarak görüyoruz. TEKNOFEST’leri de bu anlayışla düzenliyoruz. 2024 TEKNOFEST yarışmalarına bu ana kadar 788 bin takımdan 1,6 milyon Türk genci başvurdu. Böyle bir seferberlik ruhu dünyanın hiçbir yerinde yok. Böyle bir teknoloji geliştirme kabiliyeti de dünyanın hiçbir yerinde yok. Türk gençleri dünyaya parmak ısırtıyor. İnşallah çok daha büyük işleri hep birlikte yapacağız. Hedefimiz; nasıl savunma sanayinde başarılı olmuşsak, havacılıkta destan yazmışsak, yeni projelerde bu başarıları perçinleyeceğiz. Ayrıca bu başarıyı sanayi ve teknolojinin tüm alanlarına hızla yaygınlaştıracağız” diye konuşu.

“Hibrit roket motorunu uzayda ateşlemeyi başaran ilk ülke olacağız”

1 trilyon doları bulacak uzay ekonomisinden Türkiye’nin de pay alması için uyduların yörüngeler arası transferlerini yapacak uzay araçlarını üretme projesinin önemine değinen Bakan Kacır, “Önümüzde yeni hedefler var, durmuyoruz. 8 Temmuz 2024 haftası, Türkiye geliştirdiği ilk ‘haberleşme uydusu Türksat 6A’yı uzaya gönderecek ve dünyada bunu başarabilen 11 ülkeden biri olacağız. Tüm bu projeler sizler gibi genç insanların sayesinde oluyor. İnşallah daha ileri projelere de Türkiye’yi uzay alanında taşıyacağız. İMECE dediğimiz yaklaşık 600 kiloluk ve yaklaşık 600 km’de görev yapan bir uydudan bahsediyoruz. Türksat 6A dediğimizde yer sabit yörüngede 36 bin km’de görev yapan ve 4 bin 250 kiloluk bir uydudan bahsediyoruz. Daha ileri ve sofistike bir sistemden bahsediyoruz. İnşallah sizlerin sayesinde ‘Ay Projesi’ni de gerçekleştireceğiz. Hibrit roket motoru teknolojisinde şu anda dünyada en ileri düzeyde çalışmalar yapan 4 ülkeden bir olan Türkiye inşallah Ay Projesi sayesinde kendi geliştirdiği hibrit roket motorunu uzayda ateşlemeyi başaracak ve böylelikle bu teknolojiye uzayda tecrübe kazandırmış, tarihçe kazandırmış dünyadaki ilk ülke olacağız. Bütün bu alanlar Türkiye için çok kıymetli. Uzay ekonomisi hızla büyüyor. Yıllık 600 milyar dolara yakın uzay ekonomisinin büyüklüğü var ve devam ediyor. 1 trilyon dolara çıkması öngörülüyor. Teknolojide yaşanan paradigma değişiklikleri uzaya erişimi daha mümkün hale getirdi. 10 yıl evvel yılda 100 uydu uzaya gönderilirken şimdi yılda 2 bin uydu uzaya gönderiliyor. Biz, hibrit roket motoru teknolojisinde başarılı olabilirsek hedefimiz, uyduların yörüngeler arası transferleri yapacak uzay araçlarını Türkiye olarak üretmek, geliştirmek ve uzay ekonomisinden pay almayı başarmaktır” ifadelerini kullandı.

Okumaya devam et

Teknoloji

Alper Gezeravcı: Yapmış olduğumuz Türk astronot ve bilim misyonu hedeflerimizden sadece bir tanesiydi

Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, Sakarya’da üniversiteli gençlerle buluştu. Gençlere uzay yolculuğu hakkında bilgiler veren Gezeravcı, “Cumhurbaşkanımız tarafından uzaya dair 10 ana hedef belirlendi. Yapmış olduğumuz Türk astronot ve bilim misyonu bu on hedeften sadece bir tanesiydi” dedi.

Orkun Kaya
SAKARYA-
Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) eğitimini tamamlayan Alper Gezeravcı, programlarının ardından Sakarya’ya geldi. Türkiye’nin ilk astronotu Gezeravcı, gençlerle buluşmasında uzay yolculuğu ile ilgili bilgi verdi. Turgut Özal Kültür ve Kongre Merkezi’nde üniversiteli öğrenciler ile buluşan Gezeravcı yoğun ilgiyle karşılandı. Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) yürüttüğü deneysel çalışmalar hakkında da bilgiler veren Gezeravcı, “Yaptığımız bütün çalışma süreçlerinde daha öncesinde hava kuvvetlerindeyken yurt dışına gidip geldiğinde yüksek lisansta farklı uçak tiplerinin eğitiminde her daim mutlu olduğum ve gurur duyduğum bir husus var Türk insanının pratik zekası. Eğitim öğretim Hayatınızın devam ettiği süreçte ya da ilerleyen dönemde mezun olduktan sonra kariyer yaşamınızda yurt dışına gittiğinizde karşılaştığınız farklı örneklerde benim duyduğum bu gururu ve mutluluğu emin olun yaşadığınız her olayda Türk insanının yıllara sahip badirelerle başa çıkabilme refleksini geliştirmiş bünyesinde, beraberinde taşıdığı pratik zekanın nerelere kadir olduğunu bizzat kendini zehirleme imkanı bulacaksınız. Bu pratik zekayla müthiş derecede gurur duyuyorum. Yapmış olduğunuz operasyonun içerisinde de farklı işlem adımlarında, farklı operasyonel süreçlerde her daim işin kilitlendiği bir noktada düşünmeye dair fırsat bulamadan vücudunu ortaya koymuş olduğu pratik zeka bu Türk insanına mahsus. Dolayısıyla zaten yüksek olağan zekanın zaten yüksek olan potansiyeliniz yanında her daim size can simidi gibi sizi ayakta tutacak olan bu pratik zekanızla da gurur duyun” dedi.

“2018 yılında ülkemiz Türkiye Uzay Ajansı’nı kurdu”

Ülkenin hedeflerinden bahseden Gezeravcı, “2018 yılında ülkemiz Türkiye Uzay Ajansı’nı kurdu. Sadece iki yıllık hazırlık sürecinin ardından 2021 bir yılının Şubat ayında Türkiye Cumhuriyeti olarak Cumhurbaşkanımız tarafından uzaya dair 10 ana hedef belirlendi. Yapmış olduğumuz Türk astronot ve bilim misyonu bu on hedeften sadece bir tanesiydi. Bugün burada bu kadar güzel bir toplulukla başarmış olan bu hedefin mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz. Ancak daha fazla gurur duyacağımız husus şu; devletimizin koyduğu bu on alanda farklı takvimler dahilinde ilerleme devam ediyor. Biz sadece bir tanesini şu anda tamamlamış durumdayız. Yakın süreçte bu hedefe belirlenmiş olan on hedeften yine sıralı takvim dahilinde güzel gelişmelerini duyacağınız birkaç tanesinden bazıları aya gediş projesi. Malumunuz bizim gerçekleştirdiğimiz görevi Amerika Birleşik Devletleri’nde Space X firmasının roketi ve kapsülüyle gerçekleştirdik. Yakın tarihte şu an için hedeflenen 2026’da aya sert iniş planımız var. Farklı hesaplamaları, doğru şekilde tutturarak Ay’a bir roketi çarptırmayı planlıyoruz ilk hedef. Ardından bunun daha planlı bir biçimde yumuşak inişi olacak ve faydalı yük bu da Rober ya da benzer farklı bir yükü orada araştırma yapabilecek bir yükü kontrollü olarak yüzeye ulaştırmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken başka ülkelerden temin ettiğimiz bir roket de değil. Kendi roketimizle ve kendi itki sistemimizle bu işi gerçekleştirmeye planlıyoruz” diye konuştu.

Okumaya devam et

Teknoloji

TÜBİTAK Başkanı Mandal: Küresel ısınmadan nedeniyle Akdeniz’den Karadeniz’e göç olacak

Hitit Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen Bilim ve Teknoloji Festivali’nde konuşan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, küresel ısınmaya dikkat çekerek, “Bulunduğumuz coğrafya bundan çok daha fazla etkilenecek kısımda. Özellikle Akdeniz havzası. Şu anki senaryolar, modellemeler Akdeniz’den Karadeniz’e göçün olacağı yönünde. Eğer herhangi bir çözüm üretilmezse Kuzey’e doğru göç olacak” dedi.

Muhammed Muttalip Yalçın
ÇORUM-
Hitit Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen Bilim ve Teknoloji festivali başladı. Bilim ve Teknoloji Festivali bünyesinde, Makine ve İmalat Teknolojileri alanında ihtisaslaşan Hitit Üniversitesi’nin, bu alandaki yetkinliklerini ve yenilikçi hamlelerini dış paydaşlar buluşturduğu etkinlikte 150 proje sergileniyor. Festival, Hitit Üniversitesi’nin de ortağı olduğu ve Avrupa Birliği tarafından desteklenen “STEM’de Kadınlar, Güçlü Yarınlar” projesi etkinliklerini de kapsarken, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gelecek olan öğrenci ve akademisyenlerin katılımları ile gerçekleştirilecek. Kız öğrencilerin ve kadınların bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) alanlarına katılımını önemseyen ve destekleyen Hitit Üniversitesi, bu etkinlikler çerçevesinde düzenlenecek interaktif atölyeler ve panellerle STEM alanındaki başarılarıyla öne çıkan kadın liderleri, araştırmacıları ve girişimcileri gençlerle bir araya getirmeyi hedefliyor.

Bilim ve Teknoloji Festivalinin açılışında konuşan Prof. Dr. Hasan Mandal, bilim ve teknoloji kimin elindeyse gücün onda olduğunu belirterek, “Yanlış insanın elindeyse yanlış şekilde şekillenir. Bilim ve teknolojiyi sadece bazı üniversitelerin değil her üniversitenin, sadece belli illerin değil tüm illerin her alanda hakim kılmadığımız önemli bir araç olarak görmediğimiz müddetçe sorunların üstesinden gelmemiz mümkün değil” dedi.

“İklim şu an dünyanın en önemli gündemi”

Dünyanın en önemli gündeminin iklim olduğuna dikkat çeken Mandal, “İklim şu an dünyanın en önemli gündemi. Gıda, su, enerji ve bunun yanı sıra beraberinde getirdiği ne yazık ki toplumsal güçlükler. Bunun içinde zorunlu göç var. Yurt dışından gelecek bir göç değil yurt içinde. 6 Şubat’ta asrın felaketinde bunu yaşadık. Bunun beraberinde getirebileceği toplumsal güçlükler, ekonomik güçlük dijitalleşme. Dijitalleşme bir taraftan çözüm gibi gözüküyor. Ala aynı zamanda beraberinde getirebileceği riskler yanlış bilgi, dezenformasyon, yapay zeka teknolojilerinin olumsuz sonuçları, siber güvensizlik noktası gibi başlıklar gündemde. Dünya çözüm arayışında. Bugüne kadar el edilen birikimler bu tür sorunların üstesinden gelebilmek için mümkün değil. Bu yüzden yeni bakışa ihtiyaç var” diye konuştu.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.