Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Çevre

Uzmanlardan “Doğu Karadeniz için yangın sezonu yaklaşıyor” uyarısı

Uzmanlar, Karadeniz Bölgesi’ndeki örtü ve orman yangınlarının Ege ve Akdeniz Bölgesi’nin tam tersi olarak en fazla nemin az olduğu Ocak, Şubat ve Mart aylarında çıktığını belirterek bu nedenle yaklaşan yangın sezonu öncesi dikkatli olunması gerektiği uyarısında bulundular.

Bekir Koca – Ozan Köse
TRABZON-
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Ömer Üçler, Karadeniz Bölgesi’nde orman ve örtü yangınları için tehlikeli bir döneme girildiğini söyledi. Çoğunlukla yöredeki bağ bahçe temizliği sırasında çıktığı belirtilen yangınların yayılmasının en önemli nedeninin iklim şartları olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ali Ömer Üçler “Karadeniz bölgesinde nemin çok düşük olduğu dönem Ocak, Şubat ve Mart aylarıdır. Haliyle de yangının en sıkıntılı olabileceği dönem. Tam tersine Akdeniz bölgesinde meslektaşlarımız Eylül, Ekim ayları geldi mi rahatlıyorlar yangın sezonunu kapattık gibi. Çünkü ne oluyor ? orada tam tersine nem yükseliyor, sıcaklık düşüyor. Burada 2017 yılındaki Sürmene ilçesi Çamburnu’nda çıkan yangında olduğu gibi sıcaklık bayağı yüksekti, nem de çok düşüktü bu sefer yanabilecek madde artıyor. Genel anlamda baktığımızda Ege ve Akdeniz bölgesi için yangın sezonu yaz ayları olduğunu söyleyebiliriz. Bu bölge içinde Ocak, Şubat, Mart, Nisan ayları diyebiliriz. Gerçekten de bu bölgede zaman zaman bu dönemde örtü ve orman yangınları çıkıyor. Yöre insanımızın dikkatli olması, ekiplerin de teyakkuzda olması gerekiyor” dedi.

Akdeniz ve Ege bölgesinde ormanların daha çok Kızılçam’dan oluştuğunu ancak Karadeniz’de bu ağaç türünün yerine ormanların Doğu ladininden oluştuğunu kaydeden Üçler “Kızılçam, Akdeniz ve Ege bölgesinin ağaçları. Yangın ekosisteminde en çok yetişen ağaç türü bu. Yıllarca da neslini yanarak devam ettirmiş. Yangın aslında bu türün bir ekolojisi. Bizim bu bölgeyi düşünecek olursak ağırlıklı doğu ladini var. Doğu ladini Gürcistan’dan Ordu’ya kadar yanıyor mu hiç duydunuz mu? yok yanmaya müsait değil. Bulunduğu dönemde çok anormal sıcaklıklar, nem düşüşleri olmadığı için en çok da bu bölgede hangisi zarar görüyor derseniz; sarıçamın bulunduğu alan zarar görebiliyor. 2017 yılında Sürmene ilçesi Çamburnu mevkiinde olduğu gibi. Burası da onun için zor bir ekosistem özellikle de bu bölge. O yüzden varlığını devam ettirmesi zor yani kolay olmuyor” diye konuştu.

“Sürmene-Çamburnu’nda sağlıklı ağaçlardan tohum elde edilerek üretilen fidanlar yanan yerlere dikildi”

2017 yılının Ocak ayında meydana gelen yangından sonra bölgede yanan ağaçların yerine 30 bine yakın yeni fidan dikildiğini ve yüzde 90 oranında başarı elde edildiğini vurgulayan Prof. Dr. Ali Ömer Üçler, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“Yanan alanla ilgili o dönemde bir rapor düzenlemiştik ve raporda bazı önerilerimiz olmuştu; ‘Yerel tohum orada bulunan sağlam sağlıklı ağaçlardan kozalak toplansın tohum çıkartılsın sonra en yakın fidanlıkta Of fidanlığında fidan yetiştirilerek mevcut sahaya dikilsin’ şeklinde. Gerçekten ormancılıkta çalışan yerel teşkilattaki mühendis arkadaşlar bu sistemi uyguladılar. Kozalak topladılar sonra 2017 yılı Nisan-Mayıs ayında tohumları ektiler. Sonra 1 yaşına gelince sonbahar döneminde, bir bölümünü de ilkbahar döneminde yangından zarar gören iki bölmede asıl zarar görmüştü oradaki ağaçları kestiler. Toprak işlemesi yaptılar, alanda bir örtüyü kaldırdılar, yaklaşık 30 bine yakın fidan diktiler. Bir bölümünü de karşılaması için yakın bölgeden tohum alıp fidan yetiştirip diktiler. Zarar görmeyen iki bölme vardı, o bölmedeki ağaçlarda duruyordu, onlarında tohumları dökülerek gençlik oluşturuldu. Başarılı oldular. Sarıçamın Türkiye’de denize kadar indiği 1-2 yerden bir tanesi denize kadar inmiş olması çok güzel onu özel kılan bir şey. Ancak toprak özellikleri bakımından alan bakımından sarıçamın orada tutulması gerçekten zor kolay da yetişmiyor. Sahadaki fidanlar başarı olarak yüzde 90’nın üzerinde. Kuzey batıya bakan tarafta çok az bir yerde sürgün atmada biraz sıkıntı var. Orayı da sanırım yeniden fidan dikerek alanı tekrar çok az çok küçük bir bölüm ihtimam gösteriyorlar. Genel olarak gelinen nokta nasıl? İyi yani başarılı olduklarını söyleyebiliriz.”

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Çevre

Bursa Valiliği’nden toz taşınım uyarısı

Bursa Valiliği tarafından vatandaşlara toz taşınımı uyarısı yapıldı.

BURSA-
Bu gece 23:59’a kadar sürmesi beklenen meteorolojik olayla ilgili şu ifadelere yer verildi: “Yapılan son değerlendirmelere göre; Çarşamba günü bölge genelinde (Eskişehir, Bursa, Kütahya, Bilecik) toz taşınımı beklenmektedir. Toz taşınımı nedeni ile görüş mesafesinde düşme, hava kalitesinde azalma ve ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmalıdır.”

Okumaya devam et

Çevre

Tokat’ta 191 konut zarar gördü, 2 bin yıllık köprüde çatlak bile yok

Tokat’ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen depremde üç ilçede toplam 191 konutta hasar oluşurken, 2 bin yıllık tarihi köprüde çatlak dahi oluşmadı.

Yasin Kıras – Yunus Çiftci
TOKAT-
Tokat, aynı gün içinde üst üste gelen depremlerle sarsıldı. Önceki gün meydana gelen 4.7, 4.1 ve 5.6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Sulusaray, Yeşilyurt ve Artova ilçelerinde ve 30 köyde 191 konutta hasar tespit edildi. Deprem sonucunda ahır duvarları yıkıldı, cami minareleri hasar gördü ve birçok evde çatlaklar oluştu. Ancak ilçe merkezinde bulunan ve halen çevre köylere ulaşımı sağlayan Roma döneminden kalma tarihi Sulusaray Köprüsü depremde zarar görmedi. 2 bin yıllık tarihi yapı, köylere olan karayolu ulaşımını güvence altına almaya devam ediyor.
Öte yandan, depremin etkileri gün ağarırken dronla havadan görüntülendi.

Okumaya devam et

Çevre

Deprem uzmanından uyarı: Tokat’ın üzerinde bulunduğu fay hattında beklenen büyük şiddetli deprem hala olmadı

Gazi Üniversitesi DEMAR (Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi) Müdürü Prof. Dr. Abdussamet Arslan, Tokat’ın da üzerinde bulunduğu Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda beklenen büyük şiddetli depremin hala olmadığını kaydetti.

Muhammed Musab Gümüşer – Tolga Başer
ANKARA-
Prof. Dr. Abdussamet Arslan, Tokat’ta meydana gelen ve Samsun, Yozgat, Çankırı ve Çorum gibi çevre illerde de hissedilen 5.6 büyüklüğündeki depreme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Arslan, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, Bingöl çevresinde birleşen Doğu Anadolu Fay Hattı ve Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın birbirleri üzerinde sürekli hareket halinde olduğunu kaydederek, “Son 1 ayda özellikle Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın her iki ucunda hareketlenmeler mevcut. 4’ün üzerinde çok fazla sayıda deprem oldu. Hem Doğu bölgesinde özellikle Adıyaman’ın biraz daha ilerisinde depremler oldu hem de hattın batı ucunda yani Yunanistan’da 4’ün üzerinde depremler oldu. Dolayısıyla bu fay hattının üzerinde bir hareketlenmenin olduğu çok net bir şekilde ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı.

Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası Doğu Anadolu Fay Hattı’nın, Kuzey Anadolu Fay Hattı’na doğru 9 metre kaydığını kaydeden Arslan, yukarıya doğru meydana gelen hareket sonucu Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda kırılmalar meydana geldiğini ve Tokat’ın da bu hat üzerinde olduğunu kaydetti.

Arslan, iki hattın birleştiği noktalarda bulunan Bingöl, Erzincan, Bitlis ve Muş çevresinde stres birikimi yaşandığını kaydetti. Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde ortaya çıkan jeolojik verilere değinen Arslan, 10 yıl içerisinde bu hat üzerinde 7.0 ila 7.5 büyüklüğünde bir deprem olma ihtimalinin yüzde 90 olduğuna dikkati çekti.

“Deprem olan bir bölgede bir kırılmanın tekrar yaşanma ihtimalinin neredeyse sıfır”

Deprem olan bir bölgede bir kırılmanın tekrar yaşanma ihtimalinin neredeyse sıfır olduğunu belirten Arslan, sözlerine şöyle devam etti:
“Ne zamana kadar? Periyodu doluncaya kadar. Kahramanmaraş depreminin periyodu 450 ila 500 yıl civarındadır. Dolayısıyla da Pazarcık bölgesinde fayın tekrar kırılması için 450 yıla daha ihtiyacımız var ancak buradaki kırık meydana geldiğinde hem Elazığ ve Bingöl’e doğru olan bir bölgede hem de Hatay’ın daha güneyinde olan bölgelerde gerilme birikmesi meydana geldi. 9 metreye ileriye doğru giden hareket, Malatya civarında durdu. Sonra bu hareket bir türlü devam edecek, kırılmayı tamamlayacak.”

“Önümüzdeki 10 yılda Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde 7.0 ila 7.5 civarında deprem beklemek yanlış olmaz”

Bingöl civarında büyük şiddetli depremin hala olmadığını ifade eden Arslan, “İki fay hattının buluştuğu kavşak nokta olan Bingöl’de henüz beklediğimiz deprem olmadı. Bu depremi de hakikaten bekliyoruz. Kuzey Anadolu Fay Hattı boyunca 7.0 ila 7.5 büyüklüğündeki depremi beklememek çok hata değil ama zamanlamasını söyleyebilmek çok zor. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde kesinlikle 7.0 ila 7.5 civarında deprem beklemek yanlış olmaz” değerlendirmesinde bulundu.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.