Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Ekonomi

 “Enflasyon oranlarının belli olmasıyla birlikte memur ve emeklilerimize verdiğimiz sözleri yerine getireceğiz”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Enflasyon oranlarının belli olmasıyla birlikte biz de memur ve emeklilerimize verdiğimiz sözleri yerine getireceğiz” dedi.

Mehmet Kalay
ANKARA-
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki Kabine Toplantısı’nın ardından millete sesleniş konuşması yaptı. “İslam dünyası olarak Kurban Bayramı’na ulaşmanın heyecanını yaşarken İsveç’in başkenti Stokholm’da mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yönelik gerçekleştirilen alçakça saldırı hepimizi öfkelendirmiştir” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2 milyar Müslüman’ın hissiyatını hiçe sayan bu sapkınlığın bırakın fikir özgürlüğünü, en temel insani değerlerle bağdaşması mümkün değildir. Bunlar İslam düşmanlığından beslenen nefret suçlarıdır. Bu nefret suçunun polis korumasında işlenebilmesi çok daha vahimdir. Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde insanların kurallarına yönelik saldırılar, düşünce hürriyeti olarak nitelenemez. Nasıl kiliseyi veya bir başka inancın mabedini ateşe vermek özgürlük değilse Kur’an-ı Kerim mushafı yakma diye bir özgürlük olamaz. Bizim nazarımızda, camilerimizi hedef alan eylemler ile kutsal kitabımıza yapılan rezil saldırılar arasında hiçbir fark yoktur. Bu gerçeği aslında nefret suçlarına imza atanlar kadar buna izin verenler göz yumanlarda çok iyi bilir. Söz konusu kendi güvenlikleri olunca hiçbir hak, hukuk, ilke tanımayanlar sıra Müslümanların haklarına gelince bizden fikir özgürlüğünü hatırlıyorlar. Bu zihniyetin elinde fikir hürriyeti İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığının tüm biçimlerini meşrulaştıran bir araç konumundadır” dedi.

“Bu saldırıları batıda hızla yayılan İslam ve Müslüman düşmanlığı hastalığının yeni tezahürleri olarak görüyoruz”

“Stockholm’de Kurban Bayramı’nın ilk günü hem de bir cami önünde gerçekleştirilen menfur eyleme münferit bir hadise gözüyle bakamayız” ifadelerini kullanan Erdoğan, “Bu saldırıları batıda hızla yayılan İslam ve Müslüman düşmanlığı hastalığının yeni tezahürleri olarak görüyoruz. Batı dünyası özellikle bu hastalıkla mücadele noktasında hiçbir adım atmıyor. 4 yıl önce Yeni Zelanda’nın Christchurch şehrinde bir camide ibadet eden 51 Müslüman’ın şehit edildiği terör eyleminden hala ders alınmıyor. Neo-nazi örgütler çoğu zaman devlet içindeki uzantılarının da desteğiyle palazlanmaya devam ediyor. Aşırı sağcıların işlediği nefret suçlarının kaydı çoğu zaman hiç tutulmuyor. Failler ya yakalanıyor ya da ön kapısından mahkeme salonlarının arka kapısından ellerini, kollarını sallayarak çıkıyor. Günümüzde Müslümanlar için inançlarını özgürce yaşamak, dillerini sokakta, özgürce konuşmak, dinlerinin emrettiği şekilde giyinmek, çalışmak, sosyal hayatta var olmak giderek zorlaşmaktadır. Irkçı terör saldırıları sadece Müslümanlara değil Musevilere, Afrikalılara, Asya kökenlilere, Romanlara ve göçmenlere de yönelmektedir” dedi.

“Yüzlerce kişinin ölümü Titanik gemisini görmeye giden beş zengin kadar gündem olmadı”
Mora Yarımadası açıklarında batan gemi faciasına ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önceki hafta Mora Yarımadası açıklarında batan ve yüzlerce mülteciye mezar olan gemi faciasında buna bir kez daha şahit olduk. İnsanları kurtarmak adına ciddi hiçbir emek harcanmadığı gibi yüzlerce kişinin ölümü Titanik gemisini görmeye giden beş zengin kadar gündem olmadı. Bu mazlumlar da her yıl Akdeniz’in sularında kaybolan binlerce can gibi kısa sürede unutulup gitti” diye konuştu.

“Pek çok batı ülkesinde ayrımcılık, toplumsal bir norm haline gelmiştir”

Fransa’da yaşanan şiddet olaylarına ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:
“Beyaz adamın üstünlüğüne dayanan sömürgeci kibirli ve gayri insani zihniyetin varlığını halen devam ettirdiğini işaretidir. Pek çok batı ülkesinde ayrımcılık, toplumsal bir norm haline gelmiştir. Özellikle sömürgeci, geçmişiyle bilinen ülkelerde kültürel ırkçılık, kurumsal ırkçılığa dönüşmüştür. Fransa’da başlayan kısa sürede diğer ülkelere yayılan olayların kökünde işte bu zihniyetin inşa ettiği sosyal mimari vardır. sistematik şekilde baskı gören kamusal hayatların dışına itilen varoşlarda gettolarda mahkum edilen göçmenlerin çoğu Müslümanlardır. Şiddet maalesef şiddeti doğurmuş ve bugünkü hadiseleri tetiklemiştir. Tarih boyunca olduğu gibi bugün de rüzgar ekenler fırtına biçmektedir. Kamu malına zarar verilmesini sokakların yakılıp yıkılmasını, mağazaların yağmalanmasını elbette tasvip etmiyoruz. Sokak olayları meşru bir hak arama metodu olamaz. Ancak bu sosyal patlamadan otoritelerin de ders çıkarması gerektiği açıktır. Benzer vakalar ülkemizde yaşandığında bizlere hak, hukuk ve demokrasi dersi verenlerin meydanlarda kamp kurup yirmi dört saat canlı yayın yapanların bugün derin bir sessizliğe bürünmesi ayrıca manidardır. Dışişleri Bakanlığımız özellikle bugünlerde Fransa’ya gidecek olan veya orada yaşayan vatandaşlarımıza gereken uyarılarda bulundu. Büyükelçiliklerimiz ve konsolosluklarımız her zaman vatandaşlarımızın yanındadır. Biz de ilgili birimlerimize süreci yakından takip ediyoruz. Endişeyle karşıladığımız son hadiselerin daha fazla kan akmadan şiddet sarmalı daha fazla büyümeden bir an önce sona ermesini diliyoruz. Bu olayların göçmenlere ve Müslümanlara yönelik yeni bir baskı yıldırma sindirme furyasına yol açmasından da kaygı duyuyoruz. Daha çok kısıtlama daha çok daha fazla ötekileştirmeye, adaletsizliğin daha fazla derinleştirmesine sebep olacaktır. Bu da gelecekte daha vahim olayların fitilini ateşleyecektir. Biz yüz binlerce vatandaşımızın yaşadığı hiçbir ülkenin böyle bir girdaba sürüklenmesini istemeyiz. Hele hele ırkçı nefretin insanımızı hedef almasına izin veremeyiz.”

Türklerin İslam düşmanlığından en çok mağdur olan, en çok bedel ödeyen toplumun kesimlerinden biri olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Solingen’de katledilen vatandaşlarımızın acısı halen tazedir. ‘Dönerci cinayetleri’ denilerek üzeri kapatılmak istenen katliamlarda yüreği yanan yine bizim insanlarımızdı. Mescitleri, dernekleri, iş yerleri saldırıya uğrayan bizim kardeşlerimizdir. Terör örgütlerinin önü açılırken, polis şiddetine maruz bırakılan bizim sivil toplum kuruluşlarımızdır. Yurt dışında 7 milyon vatandaşı bulunan ülkemiz için Türk ve Müslüman düşmanlığı dış politika meselesinden öte, bir milli güvenlik sorunudur” dedi.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Ekonomi

Hepsiburada Moda Haftası başladı

Hepsiburada, 10 bin marka ve birçok üründe geçerli olan Moda Haftası‘nın başladığını duyurdu. 16 Mayıs’a kadar sürecek olan etkinlik kapsamında moda, kozmetik ve giyilebilir teknoloji ürünlerinde müşteriyi, peşin fiyatına 12 taksit, Hepsiburada limiti ve kapıda kolay iade gibi avantajlar bekliyor.

İSTANBUL-Moda Haftası kapsamında 4 gün boyunca erkekler ve kadınlar için giyim, çanta-ayakkabı, saat, gözlük & aksesuar, kişisel bakım, giyilebilir teknoloji ürünlerinde cazip kampanyalarla alışveriş yapılabilecek.

Peşin fiyatına 12 taksit imkanı ile bütçeleri zorlamadan alışveriş keyfinin yanı sarı, Hepsiburada limiti ile kartsız taksitle ödeme ve kapıda kolay iade gibi avantajlar da Moda Haftası’nda kullanıcıları bekliyor. Moda tutkunları, ‘İyi fiyata süper görün’ mottosuyla hayata geçen etkinlikte tarzını yansıtacak ürünlere uygun fiyatlarla sahip olabilecek.

ÖZEL İNDİRİMLERLE AVANTAJLI ALIŞVERİŞ

Erkekler ve kadınlar için geniş bir yelpazede, binlerce markanın milyonlarca ürününün yer alacağı Moda Haftasında, giyim ürünleri, saat, gözlük ve aksesuar çeşitleri, kişisel bakım ve kozmetik ürünleri, akıllı saatler ve bileklikler gibi giyilebilir teknolojiler avantajlı fırsatlarla sunuldu.(DHA)

Okumaya devam et

Ekonomi

Bakan Yumaklı: Yıllık 2 bin tarımsal Ar-Ge projesi yürütüyoruz

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, tarımsal alanda Ar-Ge’ye ve inovasyona yapılan her yatırımın, ülkenin geleceğine yapılan yatırım olduğunu söyleyerek, “Güçlü tarımsal Ar-Ge alt yapımızla, üniversitelerimiz, sivil toplum kuruluşları ve özel sektörle iş birliği içerisinde çalışıyor, yıllık yaklaşık 2 bin Ar-Ge projesi yürütüyoruz” dedi.

Taha AYHAN- Ali Eren İĞDE
ANKARA-Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde ‘2024 Uluslararası Tarım Teknolojileri Festivali’nin açılışına katıldı. Bakan Yumaklı, tarımsal üretimlerini geliştirmek ve dünyayla rekabet gücünü arttırmak için son dönemde önemli çalışmalar yaptıklarını belirterek, “Bitkisel üretimden hayvansal üretime, su ürünleri üretiminden tarımsal Ar-Ge’ye, kırsal kalkınma yatırımlarından su ve sulama yatırımlarına, birçok alanda üretimi ve üreticimizi destekledik. Yıllık 69,2 milyar dolarlık tarımsal hasılayla; Avrupa’da 1’inci, dünyada ilk 10 ülke arasına girdik. Bunların sonucunda bugün 85 milyon nüfusumuzun ve 60 milyona yaklaşan turistin gıda ihtiyacını sorunsuz karşıladık ve karşılamaya devam ediyoruz. Bunun yanı sıra; 31 milyar dolar tarımsal ürün ihracatımızla ekonomimize önemli katkı sağlıyoruz. Hem ihtiyacımız olan gıdayı üretiyoruz, hem de ürettiğimiz gıdanın fazlasını ihraç ediyoruz. Ancak bu başarı bizde rehavet oluşturmamalı. Son 10 yıl içinde ülkemizin bulunduğu coğrafyada önemli değişimler oluyor. Savaşlar, pandemi, afetler, iklim değişikliği, nüfus artışı. Bu sıraladığım bütün risk faktörleri, başta tarım sektörümüz olmak üzere, tüm alanlarda ekonomimizi etkiledi ve etkilemeye devam ediyor. İşte biz bu risk faktörlerini yeni normal olarak tanımlıyoruz. Uzun değil, 2050 yılında dünya nüfusu 10 milyar, Türkiye nüfusu da 105 milyon olacak. Bu durum gıdaya olan talebin yüzde 70 daha fazla olacağını gösteriyor. Ülkemiz gıda üretimi noktasında büyük bir potansiyele ve üretim kabiliyetine sahip. Ülkemiz tarımını geleceğe taşıyacak olan insan kaynağını yetiştirme ile bilim ve teknoloji üretme konularında üniversitelerimize büyük görevler düşüyor” ifadelerini kullandı.

‘POLİTİKALARIMIZDA AR-GE VE İNOVASYON KONUSUNUN AYRI YERİ VAR’

Bilim ve teknolojinin her alanda geliştiği bir çağda yaşadıklarını aktaran Bakan Yumaklı, şöyle konuştu:

“Tarımsal alanda Ar-Ge’ye ve inovasyona yapılan her yatırımın, bu ülkenin geleceğine yapılan bir yatırım olduğunu çok iyi biliyoruz. Bakanlık politikalarımızda Ar-Ge ve inovasyon konusunun ayrı bir yeri var. Bugün Türkiye, bulunduğu coğrafyanın en büyük ve en güçlü tarımsal Ar-Ge altyapısına sahip ülkesinden biri. Tarımsal Ar-Ge anlamında; 49 araştırma enstitümüz, 300 laboratuvarımız, 2 binden fazlası akademik seviyede olmak üzere 6 bin 500 personelimiz ile ihtiyaç duyulan her alanda ülkemizin hizmetindeyiz. Güçlü tarımsal Ar-Ge alt yapımızla, üniversitelerimiz, sivil toplum kuruluşları ve özel sektörle iş birliği içerisinde çalışıyor, yıllık yaklaşık 2 bin Ar-Ge projesi yürütüyoruz. Bu çalışmalarla üreticimizin verimli ve kaliteli ürün almasını sağlıyoruz. Araştırma kurumlarımızda; tarla bitkilerinde 1004, bahçe bitkilerinde 1041 yerli ve milli tohumluk çeşidi geliştirdik. Ata Tohumu Projesi kapsamında, farklı türlerde 37 yerel çeşidi tescil ettik ve koruma altına aldık. Tarımsal üretimin geleceğinin teminatı olan 318 bin genetik materyali gen bankalarımızda koruyoruz. Küresel iklim değişikliğinin etkilerini her geçen gün daha fazla hissettiğimiz bir dönemdeyiz. Bunun için kuraklığa, soğuğa ve hastalıklara dayanıklı tohum çeşitleri geliştiriyoruz. Bu bağlamda, 79 tohumluk çeşidi geliştirdik ve çiftçilerimizin hizmetine sunduk.”

‘HİBE DESTEKLERİNE ÖNEMLİ YENİLİKLER GETİRDİK’

Bakan Yumaklı, tarımsal üretimde gençlerin söz sahibi olması için genç girişimcilerine hibe destekleriyle pozitif ayrımcılık yaptıklarını belirterek, “Buradaki temel amacımız, kırsalda teknolojiyi ve inovasyonu üretime katarak, üretimde verimliliği sağlayan genç ve kadın çiftçi sayısını arttırmak. Çünkü artan nüfusun gıda ihtiyacını karşılamak için daha az kaynak kullanarak, daha çok üretmemiz gerekiyor. Bu kapsamda ekonomik yatırımlar ve IPARD programları ile genç ve kadın girişimcilerimizin projelerine ekstra puan ve hibe desteği veriyoruz. Bu yıl hibe desteklerimizle ilgili önemli yenilikler getirdik. Kırsal Kalkınma Yatırımlarını Destekleme Programı’nda hibe desteğine esas proje limitlerini 7 milyon TL’den, 14 milyon TL’ye yükselttik. 42 ilde uyguladığımız IPARD programını da 81 ilimize yaygınlaştırdık. Yeni hayvancılık yol haritamız kapsamında; hayvancılık desteklerimizde gençlere ve kadınlara daha çok destek vereceğiz. Bunun yanı sıra; tarım ve ormancılık alanında yükseköğrenim görmüş gençlerimizin sektöre yatırım yapması için Uzman Eller Projesi’ni başlattık. Projeyle tarımsal üretime katma değer sağlayan her projeye 250 bin lira hibe desteği sağlıyoruz. TARSİM, ORKÖY ve daha birçok alanda kadınlara ve gençlere pozitif ayrımcılık yapmaya devam edeceğiz” dedi.(DHA)


Okumaya devam et

Ekonomi

2024 yılı Mart ayı cari işlem açığı yüzde 13,4 oranında azalışla 4,5 milyar dolar olarak gerçekleşti

Ticaret Bakanlığı: 2023 yılı Mart ayında 5,2 milyar dolar olan cari işlemler açığı, 2024 yılı Mart ayında yüzde 13,4 oranında azalışla 4,5 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.(DHA)


Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.