Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Siyaset

MHP lideri Bahçeli’den mahalli idareler seçimlerine ilişkin açıklama

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 2024 yılında yapılacak mahalli idareler seçimlerine ilişkin, “Parti olarak, mahalli idareler seçimlerinde takip edeceğimiz birinci stratejik hedefimiz; mevcut belediye başkanlıklarımızı muhafaza ederek bunun üzerine yenilerini ve hatta daha çoğunu eklemektir. İkinci stratejik hedefimiz; Cumhur İttifakı’nın doğasına ve ruhuna muvafık hareket edip muhalefet partilerinin yönetimindeki belediyelerin yürek yaralayan makus ve meyus hallerine son vermektir” dedi.

Huzeyfe Tarık Yaman
ANKARA-
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak mahalli idareler seçimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin ardından Türk milletinin, Cumhuriyet’in 100’ncü yıl dönümünde mühim ve müessir bir kazanıma imza attığını, kutlu iradesiyle gelecek beş yılın ve Türkiye Yüzyılı’nın yol haritasını belirlediğini dile getiren Bahçeli, “Kaldı ki ülkemizi dibi zifiri karanlık uçurumlara çekmek maksat, arayış ve arzu içinde kıvranan muhtelif iç ve dış fesat yuvalarına fırsat verilmemiştir. Egemenliğin yegane sahibi olan milletimiz istikbal ve istiklal haklarına gölge düşürmediği gibi zillet ve hezimet siyasetine de şans tanımamıştır” ifadelerini kullandı.

MHP lideri Bahçeli, 14 Mayıs ve 28 Mayıs tarihlerindeki seçimler sonucunda kazananın hem Türkiye hem de Türk milleti olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

“Bu mezkur ve müstesna kazanımın 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak seçimlere aynısıyla yansıması merkezi yönetimden yerel yönetimlere uzanan hat boyunca Türkiye’nin gücüne güç katacaktır. Maalesef muhalefet partilerinin uhdesinde bulunan belediyeler en kötü dönemlerini yaşamaktadır. Eser ve hizmet siyaseti yerine hamaset ve husumet siyaseti takip eden muhalefet partileri yerel yönetimlerde sınıfta kalmış ve dağılmışlardır. Türk milleti yürek yaralayan çarpık ve yozlaşmış böylesi bir tabloya asla mecbur ve müstahak değildir. 31 Mart 2019 sonrası zillet ittifakı partilerinin yönetimine geçen belediyeler adeta Fetret Devri’ne mahkumiyetle birlikte, bu belediyelerin hizmetle mükellef oldukları şehirler ve bu şehirlerde mukim aziz vatandaşlarımız çaresizliğe ve ilgisizliğe terk edilmişlerdir. Emanet zayi olmuş, CHP’li ve diğer muhalif partili belediye başkanları üstlendikleri görevleri taammüden ihmalin yanı sıra, genel siyasetin meçhul tartışma ve polemiklerinin çıkmaz sokağına hapsetmişlerdir. Türk demokrasi ve siyaset tarihi, yerel yönetimlerde vasat bulan vaki ve vahim dağınıklığa, üstelik atalet ve acziyete bugüne kadar hiç tanık olmamıştır.”

Çarpıcı gerçeklerin ayan beyan karşılarında olduğunu söyleyen Bahçeli, “CHP ve HDP başta olmak üzere muhalefet partilerinin yönetimi altında inim inim inleyen belediyelerin milli iradenin müdahalesiyle kurtarılması önümüzdeki en sıcak gündem konusu haline gelmiştir. Bilhassa İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Aydın, Muğla, Hatay, Eskişehir, Tekirdağ ve Mersin Büyükşehir Belediyeleri ile birlikte HDP’nin terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık maksadıyla zehirleyip seferber ettiği belediyeler mutlaka el değiştirmeli ve cumhurun yönetimine geçmelidir” dedi.

Bahçeli, yerel yönetimlerdeki mevzi ve merkezkaç istilanın son bulması gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı yerel yönetimlere çöreklenen bozguncu anlayışın milli güvenliği ve toplumsal huzuru sarstığı kanaatindedir. Zillet ittifakı, içine yuvarlandığı kaosu ülke geneline taşımaya ve teşmil etmeye heveslenmekte, deyim yerindeyse ateşle oynamaktadır. CHP’nin iç bünyesini habis bir ur gibi saran anlaşmazlıkları örtbas etmek gayesiyle sivri ağızlı ve siğil akıllı yönetici veya milletvekilleri eliyle toplumun hassas olduğu alanlarda provokasyona yeltenmesi dikkatle takip edilip önlem alınması gereken bir tehdittir. Muğla Akbelen’de başta CHP Genel Başkanı olmak üzere, nöbetçi provokatörlerin günlerdir iç huzuru tahrip çabası gözümüzden kaçmamıştır. Günbegün eriyen bir partinin ve marjinal yedeklerinin Akbelen’den bir Gezi Parkı kalkışması çıkarmak için her alçaklığa tevessül ve teşebbüs ettikleri açıktır. Ortak aklın sükutuyla beraber sinerjisini ve siyaset dengesini kaybedip yoğun iç kargaşanın tutsağı haline düşen ve hatta kongresini dahi yapmaktan aciz olan CHP yönetiminin her konuda krize oynadığı görülmektedir. Muğla Akbelen’de FETÖ ve PKK iltisaklı kriminal tiplere eylem alanı açan, sözde çevreci örgütlere çanak tutan, yasa dışı sol gruplarla kol kola girip olay çıkarmak için fırsat kollayan CHP yönetimi, siyasi komaya girmesine neden olan yüksek tansiyonu bir kanaldan Türkiye’ye yaymanın çabasındadır. CHP, feodal siyasi beyliklerini ilan etmiş bir avuç hukuk tanımaz menfaatperestin kuşatması altındadır. Akbelen’de bir CHP’li milletvekilinin şerefli ve kahraman jandarmamıza eşkıya diye bağırıp tıpkı bir müstevli işbirlikçisi gibi koşarak peşine düşmesi utançla hatırlanacak rezil görüntülere sahne olmuştur. HDP’li bölücüler ne yapıyorsa aynısına CHP’li milletvekilleri de kalkışmıştır. Türk vatanında, Türk askerine düşmanca mukabele etmenin cezasız ve karşılıksız bırakılmaması, bu milletvekili müsveddesinin dokunulmazlığının kaldırılarak yargılanmasının önünün açılması demokrasi ve hukuk namusu adına bir mecburiyettir.”

Millet İttifakı’nın, Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Seçimlerinde yaşadığı kaybın sonucunda ölçüsünü kaybettiğini ifade eden Bahçeli, “Nasıl ki, Gezi Parkı’nda konu ağaç değilse, Akbelen’de de ağaç olmadığı kesindir. Muhalefet partileri sandıkta alamadıkları sonucu sokakları karıştırarak, toplumsal olayları kaşıyarak, bir çatışma iklimi kurgulayarak kestirme yollardan almak istemekte, bu nedenle de provokasyon kuyruğuna girmekte bir sakınca görmemektedir. Takip edilen bu yol, yol değildir, sonu da, sonucu da muhatapları adına mağlubiyet ve mahcubiyettir. CHP Genel Başkanı’nın etrafı çevrelenmiş, aleyhine olacak şekilde çember gittikçe daralmışken Akbelen’de boy göstermesi başka bir sorumsuzluk ve şuursuzluk örneğidir. İstismar siyasetinin, inkar ve ihanet sarmalının ön kapısı olduğu gibi, bunun faillerine sağlayacağı bir yarar da yoktur” dedi.

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’un Esenyurt ilçesinde iki kişinin ölümüyle sonuçlanan olaya da değinen Bahçeli, “Esenyurt’ta işlenen menfur bir cinayet üzerinden toplumsal yapıya korku aşılayan, tedirginliği artıran, güven ve huzur ortamını karartmaya çalışanlar da siyasetten ve demokrasinden umudunu kesen zillet zihniyetinden başkası değildir. Suç ve suçluyla mücadele kararlılıkla devam edecek, bu süreçte hiç kimsenin gözünün yaşına da bakılmayacaktır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ikinci döneminde, bir insan hakkı olan huzur Türkiye’mize egemen olacaktır. Bu hususta muktedir irade ve müteyakkız inanç Cumhur İttifakı’nda ziyadesiyle havi ve hakimdir. Sabır, sükunet ve suhuletle vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği titizlikle muhafaza ve müdafaa edilecektir. Nitekim milletimiz müsterih olmalı, gönlünü de ferah tutmalıdır” ifadelerini kullandı.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Siyaset

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan önemli açıklamalar

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium’da ’14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’ kapsamında düzenlenen ‘Türkiye Ziraat Odaları Birliği Danışma Kurulu Toplantısı’nda konuştu. Erdoğan’ın konuşmasını aşağıdaki YouTube linkinden izleyebilirsiniz…

ANKARA-Birileri 15 Temmuz’da bankamatiklere koşarken, benim çiftçi kardeşlerim 1 yıllık mahsullerini ateşe verdi. Çiftçilerimizin vatanseverliğini unutmayacağız.

– Son 21 yılda reel rakamlarla 1 trilyon 364 milyar lira tarım desteği verdik. Yıl sonuna kadar 91 milyar lira ödemeye ulaşacağız.

– Kırmızı etteki suni fiyatları inceledik. Fahiş fiyatlar sadece piyasa şartlarıyla izah edilemez. Temel gıda fiyatlarındaki artışın gerisinde fırsatçılık var.

– Enflasyon ve hayat pahalılığına karşı yürüttüğümüz kararlı mücadeleyi birkaç tamahkarın fiyat oyunlarına kurban vermeyiz, veremeyiz.

– Jeotermal, rüzgar, güneş gibi yenilebilir kaynakların kullanılacağı organize tarım bölgeleri kuruyoruz. 41 ilde 60 adet organize tarım bölgesinin yatırım bölgesinin yatırım sürecini hızlandırdık. İlk defa genç ve kadın üreticilerimize yüzde 70 ek destek sağlayacağız.

Okumaya devam et

Siyaset

TBMM Başkanı Kurtulmuş: Rusya-Ukrayna savaşı dünya barışını tehdit ediyor

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Ukrayna Meclis Başkanı Ruslan Stefanchuk ile görüşmesinde, Rusya ve Ukrayna’nın Karadeniz’de Türkiye’ye komşu iki önemli ülke olduğunu belirterek, “Bu savaşın devam etmesinin çok ağır bir insani bedeli olduğunu görüyoruz. Bu savaş maalesef yalnızca Rusya’nın Ukrayna’ya savaşı değil ve eğer devam ederse bütün batı dünyası ile Rusya arasında bir savaş olma potansiyeli taşıyor. Bu savaş üzerinden dünyayı rahatsız edecek bir büyük 3’üncü savaşın fitilini ateşleyecek çok önemli bir çatışma potansiyelinin mevcudiyeti dünya barışını tehdit ediyor” dedi.

 Aliekber METE- Emirhan YÜZÜGÜLDÜ
ANKARA-TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Ukrayna Meclis Başkanı Ruslan Stefanchuk ile TBMM’deki makamında bir araya geldi. Görüşmede, AK Parti Ankara Milletvekili ve 27’nci Dönem Türkiye ve Ukrayna Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Yıldırım Tuğrul Türkeş ile Ukrayna Ankara Büyükelçisi Vasil Mironoviç Bodnar yer aldı. Kurtulmuş, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın bir an önce bitirilmesi gerektiğini belirterek, “Savaşın, Ukrayna’ya çok ağır bedeller ödettiğini biliyoruz. 10 binlerle ifade edilen insani kayıplar, yakılmış, yıkılmış şehirler ve harap olmuş altyapının Ukrayna’ya çok büyük fiziki ve beşeri bir maliyeti olduğunun farkındayız. Bir an evvel Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın bitirilmesi, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü temin edilerek, kalıcı ve onurlu bir barışın temin edilmesi için Türkiye olarak büyük gayret sarf ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Kurtulmuş, 2014 yılında Kırım’ın Rusya tarafından ilhakının uluslararası hukuka aykırı olduğuna dikkat çekerek, “Hem Kırım Tatarı dostlarımızın hem de Ukrayna hükümetinin yanında olduğumuzu ifade ettik. Kırım Tatarları, Gagavuz ve Ahıska Türkleri ile aramızda kopmaz tarihi kültürel ilişkiler vardır. Bu unsurlar, Ukrayna devletinin önemli parçalarıdır, bileşenleridir. Ukrayna içerisinde özellikle yerel halklar yasasının çıkarılması ile birlikte, bu halklara verilen hakların bizim için fevkalade önemli olduğunu bu yüzden de Ukrayna hükümetine teşekkür ettiğimizi ifade ediyoruz. Tabii sadece Kırım’ın ilhakı değil, Ukrayna’nın doğu eyaletlerinin Rusya tarafından hukuksuz bir şekilde ilhakını da tanımadığımızı her platformda ifade ediyoruz. Bir an evvel barışın sağlanarak, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün temin edilmesi ve bu ilhak edilen toprakların da asli statüsüne dönmesinin en doğru yol olduğu kanaatindeyiz” diye konuştu.

‘BARIŞ İÇİN OLAĞANÜSTÜ GAYRET SARF ETTİK’

Türkiye ve Ukrayna arasındaki ilişkilerin stratejik ortaklık seviyesinde olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, “Bundan sonraki süreçte temel hedefimiz, bir an evvel bu savaşın sonlandırılarak Ukrayna’nın yeniden imar edilmesidir. Türkiye olarak amacımız dostumuz Ukrayna halkının yanında yer alarak, Ukrayna’nın ayağa kalkma sürecine destek verebilmektir. Ayrıca, Türkiye olarak pozisyonumuzu tekraren gündeme getiriyoruz. Rusya ve Ukrayna, Karadeniz’de komşumuz olan iki önemli ülke. Bu savaşın devam etmesinin çok ağır bir insani bedeli olduğunu görüyoruz. Bu savaş maalesef yalnızca Rusya’nın Ukrayna’ya savaşı değil ve eğer devam ederse bütün batı dünyası ile Rusya arasında bir savaş olma potansiyeli taşıyor. Bu savaş üzerinden dünyayı rahatsız edecek bir büyük 3’üncü savaşın fitilini ateşleyecek çok önemli bir çatışma potansiyelinin mevcudiyeti dünya barışını tehdit ediyor. Onun için ilk andan itibaren Sayın Cumhurbaşkanımız, Dolmabahçe’de anlaşma aşamasına gelinmişti. Her iki ülke arasında mekik diplomasisi uygulayarak iki ülkenin bir masa etrafında bir araya gelmesi ve gerçekten adil, kalıcı, iki tarafın da kabul edebileceği onurlu bir barışın temin edilmesi için olağanüstü bir gayret sarf ettik. Türkiye olarak her platformda bu çabayı ortaya koyduk” dedi.

‘ERDOĞAN’I BARIŞ ZİRVESİNE DAVET ETTİK’

Ukrayna Meclis Başkanı Ruslan Stefanchuk ise “Savaşın başından beri Sayın Cumhurbaşkanının, hükümetin, Meclisin ve halkın, Ukrayna’da kalıcı ve adil barışın sağlanması için çok fazla girişimi ve katkıları oldu, çok minnettarız. Hepimiz barışı istiyoruz; ancak barışı doğru tanımlamalıyız. Kurbanın anlaşmaya zorlandığı veya topraklarından vazgeçmeye zorlandığı bir barış, barış mıdır ve ne kadar kalıcıdır. Sayın Cumhurbaşkanınızın da ifade ettiği gibi, sağlanacak barış sürdürebilir olmalıdır. Bu nedenle biz barış formülümüzü oluşturduk ve bu bağlamda bir barış zirvesi düzenlenecek. Umuyoruz ki Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan da davetimizi kabul edip, bizzat teşrif edecektir” diye konuştu.

Okumaya devam et

Genel

Yargıtay yeni başkanı Ömer Kerkez oldu

Yargıtay yeni başkanı 37’nci tur oylamada, 3’üncü Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez oldu.



Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.