Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Çevre

Çarşamba’ya çevre dostu yatırım: Günde 15,5 bin metreküp su arıtılıyor

Samsun Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’nün (SASKİ), Çarşamba’ya kazandırdığı İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi günde 15 bin 500 metreküp atık su arıtılıyor.

SAMSUN-
17 ilçedeki içme suyu ve altyapı yatırımlarına devam eden Samsun Büyükşehir Belediyesi yatırımlarını hizmete alıyor. Yapımı tamamlanarak geçen Eylül ayında hizmete sunulan Bafracalı Mahallesi’ndeki İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi, faaliyetini 7/24 sürdürüyor. Çarşamba İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi ile hem doğanın hem de doğal kaynakların korunmasına katkı sağlıyor.

“Daha sağlıklı daha yaşanabilir bir Samsun”

İlçe halkının uzun yıllardır beklediği yatırımı hayata geçirmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirten Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, sağlıklı bir kent hedefi doğrultusunda altyapı ve çevre yatırımlarına ağırlık verdiklerini söyledi. Projenin Çarşamba ilçesine güç katacağına inandığını vurgulayan Başkan Demir, “Çevre kirliliğinin önüne geçerek daha sağlıklı ve yaşanabilir bir Samsun hedefliyoruz. Bunun için de ortaya koyduğumuz vizyon çerçevesinde, tüm içme suyu ve atık su arıtma projelerimizi bitirerek şehrimizi altyapının konuşulmadığı bir kent haline getirmek istiyoruz. Doğayı ve çevreyi koruyarak daha yeşil ve daha temiz bir Samsun için gece gündüz gayretle çalışıyoruz. Tüm amacımız ise kentimizde atık su sorununu tamamen bitirip gelecek kuşaklara sorunsuz temiz ve sağlıklı bir çevre bırakmaktır” dedi.

“Günlük 15 bin 500 metreküp su arıtıyor”

Yatırımların önemine değinen Başkan Demir, “Çarşamba İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi’nin yapımını tamamlayarak hizmete sunduk. Dev yatırımlarımızdan biri olup, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile AB standartlarında inşa ettiğimiz çevreci tesisimiz, ilçemizin atık sularını arıtmaya başladı. Son teknolojiyle donattığımız ultraviyole dezenfeksiyon sistemine sahip İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi, 7/24 aralıksız çalışıyor. Günde 15 bin 500 metreküp atık suyu arıtıp çevreye ve insan sağlığına zararsız hale getirildikten sonra Yeşilırmak Nehri’ne deşarj ediyoruz. Tesis ile birlikte Yeşilırmak Nehri’nin kirlenmesinin önüne geçtik. Çevre yatırımlarıyla şehrimizi daha sağlıklı yarınlara taşıyoruz. Tesisimiz, başta Çarşamba ilçemiz olmak üzere tüm hemşehrilerimize hayırlı olsun” diye konuştu.

Tesisin özellikleri ve sistemi hakkında bilgi veren SASKİ Atıksu Arıtma Dairesi Başkanı Ali Osman Yayla ise “Samsun Büyükşehir Belediyesi SASKİ Genel Müdürlüğümüzün çevre ve insan sağlığını korumak amacıyla yaptığı yatırımlardan birisi olan Çarşamba İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’nin yapımına 2020 yılında başlamıştık tesisimizi eylül ayı itibarıyla tamamladık. Gerekli kontrol ve denemelerin ardından tesisimizi işletmeye aldık. 10 milyon euroya mal olup yüzde 87’sini Avrupa Birliği’ne katılım öncesinde yatırım projesi olan İPA kapsamında hibeyle yaptığımız tesisimizde, kaba ve ince ızgara ünitesi, kum ve yağ tutucu ünitesi, biyofosfor ünitesi, çöktürme ünitesi, koku giderim ünitesi ve scada ünitesi bulunuyor” şeklinde konuştu.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Çevre

DAUM Müdürü Doç. Dr. Sümer, İzmir Fayı’na dikkat çekti

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fayın olduğunu belirtti. İzmir’in son büyük depremini 1688 yılında yaşadığını ifade eden Doç. Dr. Sümer, “Depremin hangi fayda olduğunu bilmiyoruz. Eğer İzmir Fayı’nın Balçova segmentinde ya da Pınarbaşı segmentiyle beraber meydana geldiyse, o zaman İzmir Fayı özelinde rahatız demektir. Eğer 1688 depremi, Uzunada Fayı’nda olduysa, İzmir Fayı’nın zamanı gelmiş demektir. Çünkü bu fayda tespit edilen son deprem, 1510 yıl önce, 178 yılında. Dolayısıyla İzmir Fayı’na dikkat edilmesi gerekiyor” dedi.

KADİR ÖZEN
İZMİR-Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir‘i etkileme olasılığı bulunan karada ve denizdeki fayların etkisiyle ilgili bilgi verdi. Son 20 yıllık sürece değinen Doç. Dr. Ökmen Sümer, “Sadece İzmir özelinde değil, Ege yani Türkiye’nin batı kıyılarında 2002 ve 2004’te başlayan bir süreç var. Gökova Körfezi’nde bir deprem fırtınasıyla başlayarak, 2017’de Bodrum’da sürüp 2020’de bildiğiniz gibi İzmir depremi ve 2022’de Buca depremleriyle kuzeye taşınan bir hareketlilik söz konusu. Bu da özellikle kuzeyde deprem beklediğimiz faylar üzerindeki stresin de artmasına neden oluyor. Bu durumdan her fay, eşit miktarda etkilenecek anlamına gelmiyor” diye konuştu.

‘İZMİR’DE 6’NIN ÜZERİNDE DEPREM ÜRETEBİLECEK 25’E YAKIN FAY VAR’

Dokuz Eylül Üniversitesi olarak, hangi fayların nasıl etkilendiğini yaptıkları çalışmalarla az çok ortaya çıkardıklarını vurgulayan Doç. Dr. Sümer, “Şimdi hangi faylar tehlikeli? Öncellikle ilk önce tehlikesiz olanlardan bahsedelim. İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fay var. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayı’nın güney segmenti gibi faylar deprem üretmişler, tarihsel dönemlerde. Yani 1389, 1040 gibi, MS 47 gibi. En son 1992’de Doğan Bey’de yaşadığımız deprem gibi. 2005’te özellikle Gülbahçe’nin güneyinde yaşadığımız 5.9’luk depremler gibi. Bu faylarda deprem tekrarlama periyoduna baktığımızda rahat faylar olarak değerlendirebiliriz. Çünkü Ege’nin tamamına baktığımızda, buradaki fayların 1500 ila 2 bin yılda bir, 7’ye yakın bir deprem ürettiğini gösteriyor. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayının güney segmentinde deprem olmuş, o nedenle orada çok büyük deprem riski beklemiyoruz” ifadelerini kullandı.

‘ÖNCE HAVZADA ÇALIŞMA YAPMAK GEREKİYOR’

Nelere dikkat edilmesi gerektiğini de anlatan Doç. Dr. Ökmen Sümer, “İki şey çok önemli. Deprem ne zaman ve ne büyüklüğünde olacak? Bu sorular önemli. Ama öncelikle deprem olsun olmasın ilk yapmamız gereken şey, deprem bilincini geliştirmek. Bunu ilköğretim seviyesinden itibaren yapmak. Yani sosyal sorumluluk projeleriyle halkımızı deprem konusunda eğitmemiz gerekiyor. Depremde nasıl davranacaklarını bilmeliler ki bu ikincisi ve en önemlisi. Özellikle yerel yönetimlere çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Mikro bölgeleme çalışmaları önemli. Büyük alanlarda yapılacak yer bilimsel çalışmalar olmadan mikro bölgelemeye gitmek bizi geriletebilir. Yapılması gereken, önce büyük alanlardaki yer bilimsel verileri toparlamak. Havzaya bakacağız. Bilimsel verilerini çıkartacağız. Sonra bizim yönelebileceğimiz yerlerde mikro bölgeleme çalışmaları yapacağız. Yeni yer bilimsel verilerini oluşturmalıyız. Dolayısıyla Konak gibi özellikle Kaşıyaka ve Mavişehir gibi alanlarda bizim Bornova Havzası’nda yaptığımız gibi büyük alanlardaki yer bilimsel verilerin mutlaka elde edilmesi gerekiyor” diye konuştu.


Okumaya devam et

Çevre

Antakya ve Defne’de okullara ‘sağanak’ tatili

Hatay’ın merkez Antakya ve Defne ilçelerinde kuvvetli sağanak yağış nedeniyle tüm okulların 1 gün tatil edildiği açıklandı.

HATAY-Hatay Valiliği, kentte dün etkili olan, bugün de etkisini sürdürmesi beklenen kuvvetli sağanak nedeniyle merkez Antakya ve Defne ilçelerinde tüm okulların 1 gün tatil edildiğini duyurdu. Ayrıca 24 saat esasına uygun olarak tüm ekiplerin 315 araç ve 666 personel ile sahada hazır olunduğu bildirildi.(DHA)

Okumaya devam et

Çevre

7 dakikada tsunami uyarısı

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, 19 adet yeni ‘Çok Disiplinli Tsunami Erken Uyarı’ istasyonunu devreye aldı. Tsunami Erken Uyarı Sistemi hakkında bilgi veren Kandilli Rasathanesi Müdürü Haluk Özener, “Uluslararası standartlarda biz bir deprem olduktan sonra 7 dakika içerisinde bir tsunami olup olmayacağını AFAD üzerinden vatandaşlarla paylaşacağız. Dolayısıyla uluslararası standartlar 7 dakika, Marmara Denizi için istasyon sayımızı ne kadar arttırırsak bu uyarı mesajını daha erken verme şansımız var. Bu biz bunu 4-5 dakika civarlarına indirmeyi planlıyoruz” dedi.

Feridun AÇIKGÖZ
İSTANBUL-Beklenen İstanbul depreminin yıkıcı etkisi kadar Marmara Denizi kıyılarında oluşturacağı tsunami ihtimali de endişe yaratıyor. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) kapsamında yerleştirilmesi planlanan 20 adet yeni ‘Çok Disiplinli Tsunami Erken Uyarı’ istasyonlarından 19’unu devreye aldı. Yapımı devam eden İmralı istasyonunun devreye alınmasıyla birlikte daha önce yapılan 28 istasyonla birlikte toplam erken uyarı sistemi sayısı 48’e ulaşılmış olacak. Türkiye genelinde faaliyet gösteren istasyonlar sayesinde depremin ardından 7 dakika içerisinde tsunami olup olmayacağı yönünde vatandaşların uyarılabileceğini belirten Kandilli Rasathanesi Müdürü Haluk Özener, istasyon sayısını arttırarak süreyi 4 dakika seviyesine indirmeyi planladıklarını söyledi.

“13 FARKLI ÜLKEDE 19 TANE KURUMA TSUNAMİ UYARI MESAJI YOLLUYORUZ”

Tsunami Erken Uyarı Sistemi hakkında bilgi veren Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Haluk Özener, “Hepimizin bildiği gibi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü sadece Türkiye’de değil, Ege, Akdeniz, Karadeniz ve bağlantılı denizlerde tsunami uyarı merkezi. Bu merkezin görevi sadece Türkiye’ye değil bize abone olan 13 farklı ülkede 19 tane farklı kuruma biz tsunami uyarı mesajı yolluyoruz. Bir denizde bahsetmiş olduğum denizlerde veya karadan 100 kilometre içeride, 5 buçuğun üzerinde bir deprem olduktan sonra bu depremlerin tsunami yaratma riski bulunuyor. Enstitümüzde bu konuda bir depremden sonra arkadaşlarımız bir algoritma çalıştırdıktan sonra bunun bir tsunami yaratma imkanı varsa bunu Türkiye’de AFAD aracılığıyla kamuoyuyla paylaşılıyor. Onun dışında dediğim gibi farklı ülkelere gönderiliyor” ifadelerini kullandı.

“MARMARA DENİZİ’NDE HEYELANLARDAN DOLAYI TSUNAMİ OLMA RİSKİ VAR”

Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nün 10 yılı aşkın süredir bu konuda yetkili olduğunu söyleyen Haluk Özener, “Sadece Türkiye içinde değil, bakın şu ana kadar Harita Genel Müdürlüğü’nün kurmuş olduğu 20 tane deniz seviyesi istasyonlarının verileri Kandilli’ye geliyor. Bizim kurmuş olduğumuz 8 tane daha öncesinde deniz seviyesi istasyonları var. Tsunami istasyonları diyoruz, mareograf diyoruz. Fakat önceki 8 tanenin farklılıkları, içinde sismik gözlem yapan cihazların da olmasıydı. Bununla birlikte İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) kapsamında, tabii ki bunun büyük ölçekteki organizasyonda TARAP, Türkiye Afet Risk Azaltma planı. Marmara Denizi çevresinde yakın alan tsunamisini belirlemek için Kandilli’ye verilmiş bir görev var. Yani hepiniz biliyorsunuz olası bir Marmara depremi, Marmara Denizi içinde olacak ve özellikle meydana gelecek heyelanlardan dolayı tsunami olma riski var. Biz de mümkün olan en kısa sürede vatandaşlarımıza tsunami riskine karşı haberdar etmek için bu istasyonları kuruyoruz. Bu görev bize verildi” dedi.(DHA)

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.