Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, “Filistin’de 42. gününe gelen bu durum insanlık ayıbıdır. Bazıları isterse adını koymaktan çekinsin. Bu artık katliamı da aşmış bir soykırımdır. Bu soykırım tesadüfen bu noktaya gelmemiştir. Bugün gelinen nokta dünya sisteminin zihniyet olarak çöküşünün de tarihsel olarak bir sonucudur” dedi.
Hacer İnci – Emre Baba İSTANBUL-Altınbaş Üniversitesi Akademik Yılı açılışı, Fatma Altınbaş Konferans Salonu’nda düzenlenen törenle yapıldı. Program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Protokol konuşmalarının ardından ilk ders açılışı yapıldı. Program sonunda idari personel ve akademik kadrodakilere performans ödülleri verildi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a Mütevelli Heyet Başkanı Ali Altınbaş tarafından plaket takdim edilirken, Rektör Erhan ise üzerinde Arapça “Oku” yazan tablo hediye etti.
“İsrail’in de kendini savunma hakkı vardır diyerek bu zulmün açık ortaklığını yapıyorlar” Törendeki konuşmasında Filistin’e yapılanlar ve Serebrenitsa katliamına değinen Kurtulmuş, “Filistin’de 42. gününe gelen bu durum insanlık ayıbıdır. Bazıları isterse adını koymaktan çekinsin. Bu artık katliamı da aşmış bir soykırımdır. Bu soykırım tesadüfen bu noktaya gelmemiştir. Bugün gelinen nokta dünya sisteminin zihniyet olarak çöküşünün de tarihsel olarak bir sonucudur. Bugün maalesef vefat sayılarının 15 bin seviyesine geldiğini tahmin ediyoruz. Bunun en az 3-4 katı insanın da ulaşılamayan o yıkıntıların altında olduğunu görüyoruz. Bu konuyu konuşurken konuşmaktan bile utanıyorum. 3-4 gün önce hepinizin de izlediğini tahmin ettiğim şu zulme bakar mısınız. Adam bile bile hastaneyi bombalıyor. Hastanede yoğun bakım ünitesinin nefes veren tüplerini bombalıyor. 30 tane çocuk küvözde bağıra bağıra, insanlığın gözünün içine baka baka can veriyor. Ne yazık ki sözde modernler ve kendilerini bir yere koyuyorlar. Bu zulme karşı sessiz kalmak şöyle dursun, İsrail’in de kendini savunma hakkı vardır diyerek bu zulmün açık ortaklığını yapıyorlar. Bu bir insanlık ayıbıdır. Sadece Netanyahu ve çetesi değil, bu ağır suçlardan dolayı bunları destekleyen herkes tarih önünde sorumludur. Batı ülkelerinin büyük bir kısmı bu konuda sessiz kalıyor. Serebrenitsa katliamında 9 bin Boşnak, Avrupa’nın ortasında kıtır kıtır kesilirken aynı Batı yine gözlerini ve kulaklarını kapatmış, görmezden gelmişti. Bir akü fabrikasında Hollandalı askerlerin yönetiminde Birleşmiş Milletler’in orası güvenli bölgedir diyerek ilan ettiği yerde oraya sığınan 9 bin kadın, çocuk, yaşlı Boşnak, oradaki kasaplar tarafından katledildi” dedi.
Altınbaş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çağrı Erhan ise, “Filistin’de insanlığa karşı suçların ders kitabını yazarcasına sivillerin üzerine bomba yağdıranları, onlara çanak tutanları, omuz verenleri şu ana kadar katledilen 13 bin 500 canı görmezden gelenleri, yıkılan camiler, hastaneler, kiliseler, bombalanan pazar yerleri, üniversiteler, okullar yerleşim yerleri karşısında kafalarını kuma gömenleri vicdan sahibi olan hiç kimse unutmayacak” şeklinde konuştu.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetinin tetikçisi Ogün Samast, FETÖ kapsamında “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan dava kapsamında bugün SEGBİS sistemi ile İstanbul’daki duruşmaya katılmak üzere Trabzon’un Akçaabat Adliyesi’ne geldi.
Ozan Köse – Tolga Şahin TRABZON-Adliye çevresinde alınan yoğun güvnelik önlemleri dikkat çekerken, Ogün Samast’ın yaya olarak adliyeye geldiği gözlendi.
Erdoğan: Netanyahu yönetimi, siyasi ömrünü uzatmak uğruna tüm bölgemizin güvenliğini, geleceğini tehlikeye atıyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Netanyahu yönetimi, siyasi ömrünü uzatmak uğruna tüm bölgemizin güvenliğini, geleceğini tehlikeye atıyor. Çoğunluğu çocuk ve kadın 17 bin Filistinli masumun hayatını kaybetmesi insanlık suçudur, savaş suçudur. İsrail’in işlediği bu suçlar yanına kar kalmamalıdır” dedi. DOHA-Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, temaslarda bulunduğu Katar’ın başkenti Doha’da 44. Körfez İşbirliği Konseyi Zirvesi’ne katıldı. Konuşmasına teşekkür ederek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Körfez ülkeleriyle ilişkilerimiz her geçen gün gelişiyor. Bugün burada sizlerle olmam da münasebetlerimizi daha da ileri taşıma irademizin bir tezahürüdür. İnşallah el birliği, gönül birliği içerisinde hareket ederek münasebetlerimizi güçlendireceğimize inanıyorum. Körfez ülkeleriyle ticaret hacmimiz son 20 yılda 13 kat artarak geçen sene itibarıyla 23 milyar dolara ulaştı. Türkiye-Körfez İşbirliği Konseyi Serbest Ticaret Anlaşması müzakerelerine yeniden başlanması ve anlaşmanın kısa sürede yürürlüğe girmesi, ticaretimizi daha da artıracaktır. Körfez ülkelerindeki kardeşlerimizin turistik seyahatlerinde en çok tercih ettiği ülkelerin başında Türkiye’nin gelmesi bizler için ayrı bir mutluluk kaynağıdır. Konseyle ilişkilerimizin temel unsuru olan Stratejik Diyalog Bakanlar mekanizması bugüne kadar 5 toplantı yaptı. Dışişleri Bakanlarımızın iştikakıyla düzenlenen toplantıların 6’ncısına inşallah 2024 yılının ilk çeyreğinde ev sahipliği yapacağız” ifadelerini kullandı.
“Savunma sanayii alanında Türkiye, Körfez’deki kardeşlerimizle çok farklı bir ivme yakaladık” Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Körfez bölgesini, ülkemiz üzerinden kara yoluyla Avrupa’ya bağlayan ulaştırma projelerine büyük önem atfediyoruz. Bu projelerin enerji iş birlikleriyle taçlandırılması gerektiğine inanıyoruz. Türkiye, uluslararası yatırımcılar için güvenli liman olma vasfını koruyor. Türk ekonomisine güvenene kardeşlerimize gereken her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu ifade etmek isterim. Savunma sanayii alanında Körfez’deki kardeşlerimizle hamdolsun çok farklı bir ivme yakaladık. Son hadiseler, bu alandaki iş birliğimizin ne kadar önemli ve stratejik olduğunu ortaya koydu. Ortak üretim ve finansman dahil, savunma sanayiindeki iş birliğimizi çeşitlendirmemizde fayda görüyorum”.
“Bu fasılanın kalıcı bir ateşkese dönüşmesini temenni ediyorduk ancak bu gerçekleşmedi” Riyad’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi’yle Filistin halkıyla dayanışmanın açık ve net gösterildiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazze krizindeki bu ortak tavrımız, bölge ülkeleri olarak sorunlarımızı sahiplenme noktasında da bir örnek oldu. Zirvede alınan kararların takibini yapmamız önemlidir. Dışişleri Bakanları Temas Grubu, çeşitli ülkelerde görüşmeler yürüttü, bu temaslara devam edecekler. Gazze’de kısa süreli geçici insani aranın sağlanması ve esir takası konusunda Katar’ın çabalarını takdirle karşılıyoruz. Tabii bu fasılanın kalıcı bir ateşkese dönüşmesini temenni ediyorduk ancak bu gerçekleşmedi. Netanyahu yönetimi, siyasi ömrünü uzatmak uğruna tüm bölgemizin güvenliğini, geleceğini tehlikeye atıyor. Çoğunluğu çocuk ve kadın 17 bin Filistinli masumun hayatını kaybetmesi insanlık suçudur, savaş suçudur. İsrail’in işlediği bu suçlar yanına kar kalmamalıdır. Türkiye olarak bölgeye yönelik insani yardımlarımızı artırarak sürdürüyoruz. Bugüne kadar 12 uçak ve 2 sivil gemi dolusu yardım malzemesini El Ariş’e sevk ettik. Kanser hastaları ve çocuklar başta olmak üzere yaralıların Türkiye’ye intikalini sağladık. Önceliğimiz derhal kalıcı ateşkesin ilan edilmesi ve kesintisiz bir şekilde insani yardım akışının teminidir. Son gelişmelerle birlikte 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen bir Filistin devletinin kurulmasının ehemmiyeti bir kez daha görüldü. Bu maksatla garantörlük dahil, bölge ülkeleriyle birlikte sorumluluk almaya hazır olduğumuzu açıkladık” dedi.
Adalet Bakanı Tunç: Yetersiz olan 392 cezaevini kapattık
Adalet Halk Kütüphanesi açılışına katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, ceza infaz sisteminde 21 yılda yapılan reformlara ilişkin konuşarak, “Uluslararası standartlara ve insan onuruna uygun bir yapıya kavuşturduk. Bu anlayışımızın bir parçası olarak fiziki şartları yetersiz olan 392 cezaevini kapattık” dedi. Ahmet Furkan Gülap – Berkay Hasan Karayakas ANKARA-Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nde Adalet Halk Kütüphanesi açılış törenine katıldı. Bakan Tunç, sözlerine başlarken bugün 8 ilde toplam 8 kütüphanenin açılışını gerçekleştireceklerini vurguladı.
“Ceza en temel caydırıcı unsurdur” Hukuk devletinin, adil, özgür ve demokratik bir toplumun temeli olduğunu söyleyen Bakan Tunç, “Devletimizin bu vasfı sayesinde milletimiz kendisini her daim güvende hisseder. Yargı haklıya hakkını verirken, haksıza da hak ettiği cezayı vererek hukuk düzenini korur. Böylece yargı sistemi, en ideal şekilde işler. Bu sistemde ceza en temel caydırıcı unsurdur. Cezanın amacı en kısa ifadesiyle adaletin yerini bulmasıdır. Ceza temelde suçun tekrarını önlemek adına verilir. Ceza kamu düzenini koruma düşüncesine, toplum huzur ve güveni adına ıslah edilmesine dayanır” ifadelerini kullandı.
İnfaz sisteminin ve bu sistemin aksamadan işlemesi çok önemli olduğunu söyleyen Bakan Tunç, ceza infaz sisteminin amacının, yalnızca suçluların özgürlüğünü kısıtlamak değil; aynı zamanda suçluları yeniden topluma kazandırmak olduğunu aktardı.
Tunç ayrıca, cezaevlerinin temel işlevinin bu amaca yönelik tedbirlerin alındığı yer olduğunu aktararak, “Bu tedbirler hem hükümlünün yeniden suç işlemesini engeller hem de hükümlünün yeniden sosyalleşmesini sağlar” diye konuştu.
Cezaevlerinde yürütülen faaliyetler hakkında bilgi veren Bakan Tunç, ceza infaz sistemini, 21 yılda yapılan reformlarla uluslararası standartlara ve insan onuruna uygun bir yapıya kavuşturduklarını söyledi.
“392 cezaevini kapattık” Fiziki şartları yetersiz olan 392 cezaevini kapattıklarını ifade eden Tunç, “Yerlerine insani ihtiyaçlara uygun, eğitim faaliyetlerinin yapılmasına da imkan sağlayan ceza infaz kurumları oluşturduk. Fiziki koşulların yanında insan kaynaklarında da önemli bir mesafe kat ettik. 2002 yılında 25 bin 407 olan İnfaz kurumlarında çalışan personel sayımızı, bugün yüzde 204‘lük artışla 77 bin 419’a çıkardık” dedi.
Ceza infaz kurumlarında hükümlü ve tutukluların eğitimleri için önemli çalışmaları hayata geçirdiklerini aktaran Bakan Tunç, “Bu kapsamda ceza infaz kurumlarının teşvik ve desteği ile 60 bin hükümlü ve tutuklu öğrenimlerine yeniden başlamış, 2 bin 505 kişi okuma-yazma öğrenmiştir” ifadelerine yer verdi.