Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Teknoloji

Endüstriyel ağlar ve yapay zeka rekabette belirleyici…

17. İstanbul Bilişim Kongresi’nde konuşmacı olarak yer alan CLPA Türkiye Müdürü Önder Şenol, akıllı fabrika çağında endüstriyel haberleşme ve yapay zekâ teknolojilerine dikkat çekti. Endüstriyel haberleşme ve yapay zekâ üretim kabiliyetine yeni bir soluk getiriyor.

AYHAN GONCA
HABER MERKEZİ
– Endüstriyel haberleşme alanında faaliyet gösteren CLPA (CC-Link Partner Association), Türkiye Bilişim Derneği (TBD) İstanbul şubesi tarafından 18 Aralık tarihinde Kadir Has Üniversitesi’nde Üretken Yapay Zekâ ile İnsan Yaratıcılığının Yükselişi temasıyla düzenlenen 17. İstanbul Bilişim Kongresi’ne katıldı. Sanayi ve Yapay Zekâ konulu oturumda konuşmacı olarak yer alan CLPA Türkiye Müdürü Önder Şenol, akıllı fabrikalar çağında rekabet gücünün endüstriyel haberleşme sistemlerinden ve yapay zekâ destekli üretimden geçtiğini vurguladı.

Türkiye Bilişim Derneği (TBD) İstanbul şubesi ev sahipliğinde Üretken Yapay Zekâ ile İnsan Yaratıcılığının Yükselişi temasıyla düzenlenen 17.İstanbul Bilişim Kongresi, 18 Aralık tarihinde Kadir Has Üniversitesi’nde gerçekleşti. Endüstriyel haberleşme ve kontrol ağı CC-Link’in dünya genelinde yaygınlaşması için faaliyet gösteren CLPA (CC-Link Partner Association) ise kongrenin sponsorları arasında yerini aldı. Moderatörlüğünü TBD İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Elif Kartal’ın üstlendiği Sanayi ve Yapay Zekâ konulu panele; CLPA Türkiye Müdürü Önder Şenol, İstanbul Üniversitesi Bilgisayar ve Bilişim Teknolojileri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şadi Evren Şeker, Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri, Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kürşat Çağıltay ve Tecmony Kurucusu Ceyhun Güler konuşmacı olarak katıldı.

Rekabet gücü endüstriyel haberleşme ve yapay zekâ teknolojilerinden geçiyor

Sanayinin gelişimiyle birlikte fabrikalardaki makineler ve sistemler arası iletişimin hızı ve niteliği giderek artarken değişen ve kişiselleşen beklentilere cevap verebilmenin aynı oranda önem kazandığına dikkat çeken CLPA Türkiye Müdürü Önder Şenol; “Sanayiden üretime kadar hayatın her katmanında karşımıza çıkan dijital dönüşümde endüstriyel ağlar ve yapay zekâ teknolojileri rekabette belirleyici bir güce sahip. Bu noktada CLPA olarak geliştirdiğimiz Zaman Duyarlı Ağ TSN-Time Sensitive Network teknolojisinden yararlanan dünyanın ilk endüstriyel açık ağı olan CC-Link IE TSN akıllı fabrika çağında performans, üretkenlik ve verimliliğin kilit noktasında yer alıyor. Bu teknoloji modern Sanayi 4.0 uygulamalarının üreteceği büyük hacimli verileri işleyebiliyor ve bunun sonucunda ise ağ güvenirliği, üretkenlik ve kalite güvence stratejilerini bir sonraki aşamaya taşımaya yardımcı oluyor. CC-Link IE TSN aynı zamanda farklı süreçlerin aynı ağı paylaşmasına izin verme yeteneğiyle OT/IT bütünleşmesinin de temelini oluşturuyor. Böylece üretim alanında oluşan makine işletim verileri, daha yüksek seviyedeki IT sistemleriyle daha kolay paylaşılabiliyor. Bu da gelecekte işletim iyileştirmeleri sağlamak amacıyla makine operasyon analizlerinde yapay zekâ sistemlerinden yararlanılmasına kapı aralıyor” şeklinde konuştu.

CLPA (CC-Link Partner Association) Hakkında

CLPA (CC-Link Partner Association), CC-Link’in kapsamlı kullanımının desteklenmesi amacıyla 2000 yılında kurulmuş bir açık ağ destekleme kuruluşudur. CLPA’nın temel teknolojisi olan CC-Link IE, otomasyon alanında dünyanın ilk ve tek açık gigabit etherneti olarak, rakipsiz bant genişliği sayesinde Sanayi 4.0 uygulamaları için ideal bir çözüm sunuyor. CLPA’nın temel faaliyet alanları arasında; CC-Link IE ve CC-Link teknik spesifikasyonlarının oluşturulması ve uyum testlerinin gerçekleştirilmesi, CC-Link kullanılan cihaz ve ekipmanlar için geliştirme desteği, cihaz seçimi için kullanıcı desteği ve CC-Link’in daha geniş kapsamlı bir şekilde benimsenmesine yönelik tanıtım çalışmaları yer alıyor. Kurulduğunda 163 kurumsal üyesi olan CLPA, 3 bin 900’ü aşkın üye şirkete ve 300’ü aşkın üreticiden 1.900’ü aşkın uyumlu ürüne sahip. Tüm dünyada ise hâlihazırda 30 milyonu aşkın cihaz CLPA teknolojisini kullanıyor. Asya’nın önde gelen açık endüstriyel otomasyon ağı teknolojisi CC-Link, Avrupa ile Kuzey ve Güney Amerika’da da giderek popülerlik kazanıyor.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Teknoloji

Bakan Kacır: Hibrit roket motorunu uzayda ateşlemeyi başaran ilk ülke olacağız

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Türkiye, ‘Ay Projesi’ sayesinde kendi geliştirdiği hibrit roket motorunu uzayda ateşlemeyi başaracak ve böylelikle bu teknolojiye uzayda tecrübe kazandırmış ilk ülke olacağız” dedi.

Erdi Demir
SAMSUN-
Bakan Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı ile birlikte Samsun Üniversitesi Ballıca Kampüsü’nde öğrenciler ile bir araya geldi. Bakan Kacır, Türkiye’nin teknolojide geldiği noktayı ve hedeflerini öğrencilerle paylaştı.

“Böyle bir teknoloji geliştirme kabiliyeti de dünyanın hiçbir yerinde yok”

Türkiye’nin ve Türk gençlerinin teknolojide geldiği noktanın dünyada takdirle karşılandığına değinen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Türk genci, TEKNOFEST kuşağı aslında kendini ispat etti. Savunma sanayinde, havacılıkta dünyaya parmak ısırtan başarı hikayelerinin sahibi Türk gençliği oldu. Türkiye’nin topyekun sanayileşme tarihi akamete uğratılmış hikayeler tarihi gibiydi. Ta ki 2000’li yıllarda bir sağlam irade gelip, ‘bu ülkenin neye ihtiyacı varsa biz onu kendi evlatlarımızın alın teriyle geliştireceğiz, üreteceğiz’ diyene kadar. O sağlam irade Türk gençliğinin önündeki engelleri bir bir kaldırana kadar. Engeller kaldırıldığında, imkansızlıklar ortadan kalktığında kendi yetkinlikleri ile alın teriyle, akıl teriyle Türk gençleri Bayraktar’larla, Anka’larla, Akıncı’larla, Aksungur’larla, Hürküş’larla, Hürjet’lerle, Atak’larla, Gökbey’lerle, Kızılelma’larla, Kaan’larla gökyüzüne imzasını attı. Demek ki bizim evlatlarımızın başka milletlerin evlatlarından geri kalır hiçbir şeyi yokmuş. Yeter ki önlerindeki takozları kaldıralım. Bu anlayışla Türkiye’nin milli teknoloji hamlesi yolculuğunda en önemli ödevimizi sizlerin önlerindeki engelleri kaldırmak olarak görüyoruz. TEKNOFEST’leri de bu anlayışla düzenliyoruz. 2024 TEKNOFEST yarışmalarına bu ana kadar 788 bin takımdan 1,6 milyon Türk genci başvurdu. Böyle bir seferberlik ruhu dünyanın hiçbir yerinde yok. Böyle bir teknoloji geliştirme kabiliyeti de dünyanın hiçbir yerinde yok. Türk gençleri dünyaya parmak ısırtıyor. İnşallah çok daha büyük işleri hep birlikte yapacağız. Hedefimiz; nasıl savunma sanayinde başarılı olmuşsak, havacılıkta destan yazmışsak, yeni projelerde bu başarıları perçinleyeceğiz. Ayrıca bu başarıyı sanayi ve teknolojinin tüm alanlarına hızla yaygınlaştıracağız” diye konuşu.

“Hibrit roket motorunu uzayda ateşlemeyi başaran ilk ülke olacağız”

1 trilyon doları bulacak uzay ekonomisinden Türkiye’nin de pay alması için uyduların yörüngeler arası transferlerini yapacak uzay araçlarını üretme projesinin önemine değinen Bakan Kacır, “Önümüzde yeni hedefler var, durmuyoruz. 8 Temmuz 2024 haftası, Türkiye geliştirdiği ilk ‘haberleşme uydusu Türksat 6A’yı uzaya gönderecek ve dünyada bunu başarabilen 11 ülkeden biri olacağız. Tüm bu projeler sizler gibi genç insanların sayesinde oluyor. İnşallah daha ileri projelere de Türkiye’yi uzay alanında taşıyacağız. İMECE dediğimiz yaklaşık 600 kiloluk ve yaklaşık 600 km’de görev yapan bir uydudan bahsediyoruz. Türksat 6A dediğimizde yer sabit yörüngede 36 bin km’de görev yapan ve 4 bin 250 kiloluk bir uydudan bahsediyoruz. Daha ileri ve sofistike bir sistemden bahsediyoruz. İnşallah sizlerin sayesinde ‘Ay Projesi’ni de gerçekleştireceğiz. Hibrit roket motoru teknolojisinde şu anda dünyada en ileri düzeyde çalışmalar yapan 4 ülkeden bir olan Türkiye inşallah Ay Projesi sayesinde kendi geliştirdiği hibrit roket motorunu uzayda ateşlemeyi başaracak ve böylelikle bu teknolojiye uzayda tecrübe kazandırmış, tarihçe kazandırmış dünyadaki ilk ülke olacağız. Bütün bu alanlar Türkiye için çok kıymetli. Uzay ekonomisi hızla büyüyor. Yıllık 600 milyar dolara yakın uzay ekonomisinin büyüklüğü var ve devam ediyor. 1 trilyon dolara çıkması öngörülüyor. Teknolojide yaşanan paradigma değişiklikleri uzaya erişimi daha mümkün hale getirdi. 10 yıl evvel yılda 100 uydu uzaya gönderilirken şimdi yılda 2 bin uydu uzaya gönderiliyor. Biz, hibrit roket motoru teknolojisinde başarılı olabilirsek hedefimiz, uyduların yörüngeler arası transferleri yapacak uzay araçlarını Türkiye olarak üretmek, geliştirmek ve uzay ekonomisinden pay almayı başarmaktır” ifadelerini kullandı.

Okumaya devam et

Teknoloji

Alper Gezeravcı: Yapmış olduğumuz Türk astronot ve bilim misyonu hedeflerimizden sadece bir tanesiydi

Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, Sakarya’da üniversiteli gençlerle buluştu. Gençlere uzay yolculuğu hakkında bilgiler veren Gezeravcı, “Cumhurbaşkanımız tarafından uzaya dair 10 ana hedef belirlendi. Yapmış olduğumuz Türk astronot ve bilim misyonu bu on hedeften sadece bir tanesiydi” dedi.

Orkun Kaya
SAKARYA-
Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) eğitimini tamamlayan Alper Gezeravcı, programlarının ardından Sakarya’ya geldi. Türkiye’nin ilk astronotu Gezeravcı, gençlerle buluşmasında uzay yolculuğu ile ilgili bilgi verdi. Turgut Özal Kültür ve Kongre Merkezi’nde üniversiteli öğrenciler ile buluşan Gezeravcı yoğun ilgiyle karşılandı. Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) yürüttüğü deneysel çalışmalar hakkında da bilgiler veren Gezeravcı, “Yaptığımız bütün çalışma süreçlerinde daha öncesinde hava kuvvetlerindeyken yurt dışına gidip geldiğinde yüksek lisansta farklı uçak tiplerinin eğitiminde her daim mutlu olduğum ve gurur duyduğum bir husus var Türk insanının pratik zekası. Eğitim öğretim Hayatınızın devam ettiği süreçte ya da ilerleyen dönemde mezun olduktan sonra kariyer yaşamınızda yurt dışına gittiğinizde karşılaştığınız farklı örneklerde benim duyduğum bu gururu ve mutluluğu emin olun yaşadığınız her olayda Türk insanının yıllara sahip badirelerle başa çıkabilme refleksini geliştirmiş bünyesinde, beraberinde taşıdığı pratik zekanın nerelere kadir olduğunu bizzat kendini zehirleme imkanı bulacaksınız. Bu pratik zekayla müthiş derecede gurur duyuyorum. Yapmış olduğunuz operasyonun içerisinde de farklı işlem adımlarında, farklı operasyonel süreçlerde her daim işin kilitlendiği bir noktada düşünmeye dair fırsat bulamadan vücudunu ortaya koymuş olduğu pratik zeka bu Türk insanına mahsus. Dolayısıyla zaten yüksek olağan zekanın zaten yüksek olan potansiyeliniz yanında her daim size can simidi gibi sizi ayakta tutacak olan bu pratik zekanızla da gurur duyun” dedi.

“2018 yılında ülkemiz Türkiye Uzay Ajansı’nı kurdu”

Ülkenin hedeflerinden bahseden Gezeravcı, “2018 yılında ülkemiz Türkiye Uzay Ajansı’nı kurdu. Sadece iki yıllık hazırlık sürecinin ardından 2021 bir yılının Şubat ayında Türkiye Cumhuriyeti olarak Cumhurbaşkanımız tarafından uzaya dair 10 ana hedef belirlendi. Yapmış olduğumuz Türk astronot ve bilim misyonu bu on hedeften sadece bir tanesiydi. Bugün burada bu kadar güzel bir toplulukla başarmış olan bu hedefin mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz. Ancak daha fazla gurur duyacağımız husus şu; devletimizin koyduğu bu on alanda farklı takvimler dahilinde ilerleme devam ediyor. Biz sadece bir tanesini şu anda tamamlamış durumdayız. Yakın süreçte bu hedefe belirlenmiş olan on hedeften yine sıralı takvim dahilinde güzel gelişmelerini duyacağınız birkaç tanesinden bazıları aya gediş projesi. Malumunuz bizim gerçekleştirdiğimiz görevi Amerika Birleşik Devletleri’nde Space X firmasının roketi ve kapsülüyle gerçekleştirdik. Yakın tarihte şu an için hedeflenen 2026’da aya sert iniş planımız var. Farklı hesaplamaları, doğru şekilde tutturarak Ay’a bir roketi çarptırmayı planlıyoruz ilk hedef. Ardından bunun daha planlı bir biçimde yumuşak inişi olacak ve faydalı yük bu da Rober ya da benzer farklı bir yükü orada araştırma yapabilecek bir yükü kontrollü olarak yüzeye ulaştırmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken başka ülkelerden temin ettiğimiz bir roket de değil. Kendi roketimizle ve kendi itki sistemimizle bu işi gerçekleştirmeye planlıyoruz” diye konuştu.

Okumaya devam et

Teknoloji

TÜBİTAK Başkanı Mandal: Küresel ısınmadan nedeniyle Akdeniz’den Karadeniz’e göç olacak

Hitit Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen Bilim ve Teknoloji Festivali’nde konuşan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, küresel ısınmaya dikkat çekerek, “Bulunduğumuz coğrafya bundan çok daha fazla etkilenecek kısımda. Özellikle Akdeniz havzası. Şu anki senaryolar, modellemeler Akdeniz’den Karadeniz’e göçün olacağı yönünde. Eğer herhangi bir çözüm üretilmezse Kuzey’e doğru göç olacak” dedi.

Muhammed Muttalip Yalçın
ÇORUM-
Hitit Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen Bilim ve Teknoloji festivali başladı. Bilim ve Teknoloji Festivali bünyesinde, Makine ve İmalat Teknolojileri alanında ihtisaslaşan Hitit Üniversitesi’nin, bu alandaki yetkinliklerini ve yenilikçi hamlelerini dış paydaşlar buluşturduğu etkinlikte 150 proje sergileniyor. Festival, Hitit Üniversitesi’nin de ortağı olduğu ve Avrupa Birliği tarafından desteklenen “STEM’de Kadınlar, Güçlü Yarınlar” projesi etkinliklerini de kapsarken, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gelecek olan öğrenci ve akademisyenlerin katılımları ile gerçekleştirilecek. Kız öğrencilerin ve kadınların bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) alanlarına katılımını önemseyen ve destekleyen Hitit Üniversitesi, bu etkinlikler çerçevesinde düzenlenecek interaktif atölyeler ve panellerle STEM alanındaki başarılarıyla öne çıkan kadın liderleri, araştırmacıları ve girişimcileri gençlerle bir araya getirmeyi hedefliyor.

Bilim ve Teknoloji Festivalinin açılışında konuşan Prof. Dr. Hasan Mandal, bilim ve teknoloji kimin elindeyse gücün onda olduğunu belirterek, “Yanlış insanın elindeyse yanlış şekilde şekillenir. Bilim ve teknolojiyi sadece bazı üniversitelerin değil her üniversitenin, sadece belli illerin değil tüm illerin her alanda hakim kılmadığımız önemli bir araç olarak görmediğimiz müddetçe sorunların üstesinden gelmemiz mümkün değil” dedi.

“İklim şu an dünyanın en önemli gündemi”

Dünyanın en önemli gündeminin iklim olduğuna dikkat çeken Mandal, “İklim şu an dünyanın en önemli gündemi. Gıda, su, enerji ve bunun yanı sıra beraberinde getirdiği ne yazık ki toplumsal güçlükler. Bunun içinde zorunlu göç var. Yurt dışından gelecek bir göç değil yurt içinde. 6 Şubat’ta asrın felaketinde bunu yaşadık. Bunun beraberinde getirebileceği toplumsal güçlükler, ekonomik güçlük dijitalleşme. Dijitalleşme bir taraftan çözüm gibi gözüküyor. Ala aynı zamanda beraberinde getirebileceği riskler yanlış bilgi, dezenformasyon, yapay zeka teknolojilerinin olumsuz sonuçları, siber güvensizlik noktası gibi başlıklar gündemde. Dünya çözüm arayışında. Bugüne kadar el edilen birikimler bu tür sorunların üstesinden gelebilmek için mümkün değil. Bu yüzden yeni bakışa ihtiyaç var” diye konuştu.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.