Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

Yargıtay’dan boşanma davalarında emsal karar: “Alo” demek boşanma sebebi sayıldı

Yargıtay’dan boşanma davalarında emsal olacak bir karar çıktı. Buna göre eşlerin birbirlerine “Alo” demesi boşanma sebebi sayılabilecek. Kararı değerlendiren Av. Fatih Karamercan, “Şaka amaçlı ‘Alo’ demenin boşanma sebebi olacağını düşünmüyorum. Bunun bir süreklilik arz etmesi ve üçüncü şahısların da bunu duyup eşin buna karşı küçük düşürülmesi gerekiyor” dedi. Kararı şaşkınlıkla karşılayan bir vatandaş ise, “Graham Bell bunu duysa icattan vazgeçerdi” şeklinde ilginç bir tepki verdi.

Yunus Emre Şeker – Erhan Can
İSTANBUL-
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi boşanma davalarında emsal olacak bir karara imza attı. Samsun’da görülen bir boşanma davasında ilk derece mahkeme, eşlerin birbirlerine farklı şekilde kusurlu davranışlarının olmasının yanında taraflardan birinin eşine “Alo” diye hitap etmesini ayrıca kusur saydı ve boşanmalarına karar verdi. Her iki taraf avukatı davada alınan bazı kararlara itiraz ederek istinaf incelemesi için Bölge Adliye Mahkemesine başvurdu. İstinaf taleplerinin incelenmesinin ardından tarafların talepleri reddedilince bu kez temyize gidildi. Temyiz incelemesi neticesinde Yargıtay 2. Hukuk Dairesi de tarafların itirazlarını bu yönde reddederek eşine “Alo” diye hitap etmenin kusurlu bir davranış olduğuna karar verdi. Konu ile ilgili değerlendirmede bulunan Avukat Fatih Karamercan LL.M. (Legum Magister), kararın doğru yorumlanması gerektiğini söyledi. Karamercan, “Alo” şeklindeki hitabın boşanma sebebi sayılabilmesi için üçüncü şahısların da bunu duyup eşin küçük düşürülmüş olması durumun yaşanması ve bunun süreklilik arz etmesi gerektiğini belirtti. “Alo” sözcüğünün artık boşanma sebebi sayılabileceğini duyan vatandaşlar ise Yargıtay’ın verdiği bu kararı şaşkınlıkla karşıladı.

“Alo” şeklinde hitap etmek boşanma sebebi sayıldı

Karara ilişkin değerlendirmede bulunan Avukat Fatih Karamercan LL.M., “Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, boşanma davaları açısında eşlerin birbirlerine karşı hitap şekillerinde eşine ‘Alo’ diye hitap etmenin boşanma sebebi olduğuna karar verdi. Taraflar birbirlerine karşılıklı boşanma davası açmışlar ve farklı şekilde kusurlu davranışlarının olmasının yanında taraflardan birisinin eşine ‘Alo’ diye hitap etmesi mahkeme tarafından kusurlu davranış olarak addedilmiş ve tarafların boşanmalarına karar verilmiş. Taraflar istinaf incelemesine gidilmesi için kararı istinaf etmişler ve istinaf talepleri de ayrı ayrı reddedilmiştir. Temyiz incelemesi neticesinde Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafların itirazlarını bu yönde reddederek eşine ‘Alo’ diye hitap etmenin kusurlu bir davranış olduğuna karar vermiştir. Bu kararı şu şekilde yorumlamak daha doğru olur; Şaka amaçlı ‘Alo’ demenin boşanma sebebi olacağını düşünmüyorum. Ancak bunun bir süreklilik arz etmesi ve üçüncü şahısların da bunu duyup eşin buna karşı küçük düşürülmesi gerekiyor” dedi.

“ ‘Alo’ sözcüğü bir tek telefonda kalsın, eşler birbirine saygı ile sevgi ile yaklaşsın”

Yargıtay’ın “Alo” sözcüğünü boşanma sebebi sayması kararına vatandaşlardan da yorum geldi. Bülent Bozkurt isimli vatandaş, “ ‘Alo’ demenin de yöntemi var. ‘Alo’ dersin normal ama ne söylediğin değil, nasıl söylediğin önemlidir. Hani ‘Alooo’ diye, bu tarzda söylersen hakaret oluyor. Tarz önemli. Aşağılayıcı bir tavır gibi düşünülüyor eşler arasında. Normal yani, dava açtıysa, şikayetçiyse demek ki durumdan şikayetçi. Yoksa normal ‘Alo’ sözcüğünde bir şey yok yani. Biz 30 senelik evliyiz. Sevgi, saygı, birbirine empati yapma, anlama, yardımlaşma, hayatı birlikte paylaşmayı öneriyorum” dedi. Eşi Ayşe Bozkurt ise, “Başka problemler de varmış demek ki. Biz tatlı konuşuyoruz; ‘Aşkım, canım’ gibi. ‘Alo’ sözcüğü bir tek telefonda kalsın, eşler birbirine saygı ile sevgi ile yaklaşsın” diye konuştu.

“Graham Bell bunu duysa icattan vazgeçerdi”

Yargıtay’ın bu kararını şaşkınlıkla karşılayan Yaprak Yılmaz isimli genç, telefonun ve “Alo” sözünün mucidi Alexander Graham Bell’i de anarak, “İlk defa duydum. Bu devirde boşanmak çok kolaymış. Böyle ise eğer, bir ‘Alo’ demeye. Graham Bell bunu duysa icattan vazgeçerdi” derken, Can Durgun isimli genç de, “Ben de ilk defa duydum. Kadın bahane olarak kullanmış. Kadın zaten boşanmak istiyordu, bahane olarak kullanmış. Bence öyle” şeklinde konuştu.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Genel

Zorlu mesai, günde 12 saat çalışan tarım işçileri 900 TL yevmiye elde ediyor

Şanlıurfa’dan Hatay’ın Kumlu ilçesine gelen mevsimlik işçiler, günde çift vardiya sisteminde 12 saat çalışarak ortalama 900 TL kazanç sağlıyorlar.

Ayşe Güler Tokdemir
HATAY-
Hatay’ın bereketli topraklarında bir çok tarım ürünü yetişiyor. Binlerce insana ekmek kapısı olan bereketli topraklara bir çok ilden tarım işçileri geliyor. Baharın gelmesiyle Amik Ovası’nda başlayan soğan hasadı için Şanlıurfa’dan Hatay’ın Kumlu ilçesine de tarım işçileri göç etti. Zorlu şartlarda çalışmasını sürdüren tarım işçileri günde tek vardiya çalışarak 450 TL, çift vardiya sisteminde 12 saat çalışarak 900 TL kazanç sağlıyorlar. Tarım işçilerini en çok zorlayansa Nisan ayı olmasına rağmen 35 dereceyi geçen hava sıcaklığı oluyor.

Mevsimlik işçi olarak çalışmanın çok zor olduğunu dile getiren Süleyman Budak, “Biz mevsimlik işçi olarak Kumlu tarafında çalışmaya geliyoruz. Burada biz soğan hasadı yapıyoruz. Günün 12 saatini tarlada geçiriyoruz. Çok zor biz burada ailecek çalışıyoruz. Mevsimlik işçi olarak burada iş çok zor. Hava şimdi güzel serin esiyor ama gün sıcağının olduğu zamanlar çok kötü oluyor. Biz Kumlu’da 2 ay kadar kalıyoruz. Yevmiye soğanın kötü olmasından dolayı biraz düşük, ortalama 450 TL alıyoruz” dedi.

Tarlada çalışmanın kadınlar için çok daha zor söyleyen Çiğdem Karaçil, günde 2 vardiya çalışarak 900 TL gelir elde ettiğini belirterek “Soğan zamanı olduğu için Şanlıurfa’dan Kumlu’ya soğan hasat etmeye geldik. Yaklaşık 2 ay burada kalıyoruz. Soğan hasat etmek zor, kadınlar için çok daha zor. Günlük 10 dönüm hasat ediyorum. Bu işi yapıyoruz evde de çamaşır, bulaşık ve evi temizliyoruz. Yani kadınlar için daha zor. Sabah 5’ten gelip akşam 7 gibi gidiyoruz. Günlük yaklaşık 900 TL alıyoruz. Buraya ailecek geliyoruz. Havalar biraz daha ısındığında daha zor oluyor” şeklinde konuştu.

20 yıldır bu işte çalıştığını dile getiren Nusret Karaçil, “Biz Şanlıurfa’dan Kumlu’ya soğan hasadını yapmaya geldik. Bizim için çok zor bir iş yaklaşık 20 yıldır bu işe geliyoruz. Havalar ısındığında baya zorlanıyoruz. 1 ay sonra buradan Bursa’ya gideceğiz. Bursa’dan sonra Eskişehir’e gideceğiz. Aralık ayına kadar dışarıdayız sonra memlekete gidiyoruz. Memlekette 5 ay kalıp bu işe tekrar geliyoruz. Hayatımız artık bu iş oldu. Günlük yevmiye değişiyor, bazen çok az bazen de idare oluyor. Sabit bir yevmiye yok. Soğan hasadı gerçekten meşakkatli bir iş, güneş doğmadan geliyoruz, güneş batana kadar tarlada çalışıyoruz. Kumlu’da en fazla 2 ay kalıyoruz” dedi.

Okumaya devam et

Genel

CHP lideri Özel: 23 bin 900 öğretmenin atanması asla kabul edilemez

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, “Maalesef Milli Eğitim Bakanı 2024’te, 2023 yılında emekli olan kadar öğretmen atayacaklarını söyledi. Sayın Erdoğan da ‘Bir miktar atama yapacağız’ dedi, gençleri de çok üzdü. Bu rakam maalesef 23 bin 900’dür. 23 bin 900 öğretmenin atanması asla kabul edilemez” dedi.

Ömer Faruk Karataş
ANKARA-
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) gerçekleştirilen grup toplantısında konuştu. Konuşmasında gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Özel, öğretmen atamalarının daha yüksek oranlarda yapılmasını ve atamalarda mülakatların kaldırılması gerektiğini söyledi. 1 Mayıs hakkında da konuşan Özel, Taksim Meydanı’na kefil olduklarını ve kutlamaların orada olması gerektiğini ifade etti.

“Anayasaya uymak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına, bağlayıcılığına uymakla olur”

Anayasa değişikliği konusunda öncelikle herkesin anayasaya uyması gerektiğini, sonrasında bu konuda değişiklik için destek verebileceklerini söyleyen Özel, “Türkiye Cumhuriyeti bir anayasa devletidir. Sahip çıktığımız maddelerin yanında elbette eleştirdiğimiz, değiştirilmesini istediğimiz maddeler olabilir. Ama bu ülkede eğer devlet olacaksa, yani insanların canı ve malı güvende olacaksa bu ülkede en üstteki cumhurbaşkanından en sade vatandaşa kadar herkes bu anayasaya bağlı olacak. Bir ülkede anayasanın işine gelen kısımlarını uygulayıp, oradan güç alıp, yetki alıp kullanıp, işine gelmeyen kısımlarını ihlal edersen bu hak bir kişide değil herkeste olur. Orada devlet ortadan kalkar, anayasal düzen ortadan kalkar ve keşmekeş olur, karmaşa olur. İşte o zaman beka sorunu olur. O yüzden bu ülkedeki en sade yurttaştan en yeni kamu görevlisine, en kıdemli devlet memurundan cumhurbaşkanına kadar herkesin bu anayasaya harfiyen öncelikle uyması gerekir. Anayasaya uymak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına, bağlayıcılığına uymakla olur” ifadelerini kullandı.

“1 Mayıs’ın kutlanmasına ve o meydanın boşalmasına kefaleti ben koyuyorum”

1 Mayıs kutlamaları için Taksim Meydanı’nın açılması gerektiğini söyleyen Özel, “Şimdi buradan karar alıcılara sesleniyorum. Var mısın? Ben kefilim, orada olacağım. İşçilerle birlikte, bir kişinin burnu kanamadan 1 Mayıs’ın kutlanmasına ve o meydanın boşalmasına kefaleti ben koyuyorum. Taksim’i 1 Mayıs’a açın, 31 Mart’ın mesajını aldığınızı anlatın. Açın, özgüvenli olduğunuzu gösterin. Ben 31 Mart’ın birinci partisinin genel başkanı olarak, son genel seçimlerin birinci partisinin genel başkanına diyorum ki ‘Elimizi uzatıyoruz, elimiz emekçinin elidir, elimiz barışır elidir, elimiz öz güvenin elidir. 1 Mayıs’ta Taksim’in kazanılması, bu ülkenin yeni iklimine hizmet edecektir.’ Emekçilerin elini havada bırakmayınız, elimizi havada bırakmayınız” ifadelerine yer verdi.

Okumaya devam et

Genel

Mehmet Ali Yılmaz evinde ölü bulundu

İstanbul Beşiktaş’taki evinde ölü bulunan Mehmet Ali Yılmaz, 49. ve 50. Hükümette Spordan Sorumlu Devlet Bakanı olarak yer aldı. Bakanlığı döneminde Türkiye Futbol Federasyonuna özerklik getirdi. Futbolda havuz sistemini düzenleyen kişidir. Trabzonspor’a tesis kazandırdı.

İSTANBUL-
Spordan Sorumlu eski Devlet Bakanı Mehmet Ali Yılmaz, İstanbul Beşiktaş’taki evinde ölü bulundu. Mehmet Ali Yılmaz, 21 Ekim 1948 günü Trabzon’da dünyaya geldi. İstanbul Mühendislik ve Mimarlık Akademisi İnşaat Fakültesini bitirdi. Bankacılık, Basın alanlarıyla ilgilendi. Tek-Art Holding ve Yılmaz Yayınları AŞ Yönetim Kurulu Başkanı, Güneş Gazetesi sahibi, Titibank Yönetim Kurulu Başkanı, Trabzonspor Kulübü Başkanı, Mühendisler Odası, Müteahhitler Sendikası, İstanbul gazeteciler Cemiyeti, Gazete sahipleri Sendikası ve Türkiye Spor Yazarları Derneği Üyesi olarak görev yaptı.

Yılmaz, 1991 genel seçimlerinde DYP’den Trabzon Milletvekili seçilerek, 20.10.1991-24.12.1995 arası TBMM’de yasama çalışmalarına katıldı. 49. ve 50. Hükümette Spordan Sorumlu Devlet Bakanı olarak yer aldı. Bakanlığı döneminde Türkiye Futbol Federasyonuna özerklik getirdi. Futbolda havuz sistemini düzenleyen kişidir. Trabzonspor’a tesis kazandırdı. Evli, 5 çocuk babasıdır.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.