ABD Başkanı Joe Biden, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Savcısı Karim Khan’ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant için tutuklama emri başvurusunu ‘rezalet’ olarak değerlendirdi.

VAHDET AYAZ
ABD Başkanı Biden, yaptığı açıklamada, “UCM savcısının İsrailli liderler hakkında tutuklama emri çıkarılması için yaptığı başvuru rezalettir. Açıkça ifade etmeme izin verin, savcı ne ima ederse etsin, İsrail ile Hamas arasında hiçbir denklik yoktur. Güvenliğine yönelik tehditlere karşı her zaman İsrail’in yanında yer alacağız” dedi.

İsrail Başbakanı Netanyahu ise Khan’ın başvurusunun bir ‘adalet rezaleti’ olduğunu belirterek, “UCM savcısı Karim Khan’ın İsrail’in demokratik yollarla seçilmiş liderleri hakkında tutuklama emri çıkarılması yönündeki çirkin kararı, tarihi boyutlarda ahlaki bir rezalettir. Bu karar uluslararası mahkemeye sonsuza kadar sürecek bir utanç damgası vuracaktır. Ne büyük bir adalet rezaleti. Ne büyük bir rezalet. Savcının bana ve İsrail Savunma Bakanına yönelik saçma sapan suçlamaları, İsrail’in temel meşru müdafaa hakkını inkar etme girişiminden ibarettir. Sizi bir konuda temin ederim ki bu girişim tamamen başarısız olacaktır” ifadelerini kullandı.

NE OLDU?

UCM Başsavcısı Khan, dün yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Hamas hareketinden Yahya Sinwar, Mohammed Diab Ibrahim Al-Masri (Deif) ve Ismail Haniye için tutuklama başvurusunda bulunduğunu belirtmişti.(DHA)

Kazakistan resmi ziyaretine devam eden Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, 21 Mayıs Çerkes Sürgünü‘nün yıl dönümü dolayısıyla mesaj yayımladı.

KAZAKİSTAN-TBMM Başkanı Kurtulmuş mesajında şu ifadelere yer verdi;
“Ana vatanlarından koparılmalarının 160’ıncı yıl dönümünde, Çerkes kardeşlerimizin hüznünü derinden hissediyorum. Sürgün sırasında hayatını kaybeden masumları rahmetle anıyor, geride kalan torunlarının dinmeyen acılarını paylaşıyorum. İnsanlık tarihinin utanç vesikalarından biri olan Büyük Çerkes Sürgünü’nü unutmadık ve unutturmayacağız.”(DHA)

– Merhum Reisi’ye ve İran Dışişleri Bakanı ile diğer yetkililere Allah’tan rahmet diliyorum. Bu kazadan duyduğumuz derin teessürü burada dile getirmek istiyorum.

– İktidara geldiğimizde 9 bin 349 olan hakim sayısın iki buçuk kattan fazla artırmak suretiyle mahkemelerimizin yükünü hafiflettik

– Milletin namuslarına emanet ettiği silahları o silahları asıl sahiplerine doğrultanlar hesapları da verdiler. 253 vatandaşımızı şehit edenler Allah’ın izniyle gün yüzüne kavuşamayacaklar.

– Vatanımızın bekasına, devletimizin birlik ve bütünlüğüne, milli iradenin egemenliğine, vatandaşımızın refahına ve özgürlüklerine kim kast ederse karşısında bizi bulacak, yargımızı bulacak.

– Antidemokratik veya gayri meşru yollara tevessül edenlerin Türkiye’de varacağı tek yer mahkeme salonlarında hukuktur. 6-8 ekim olayları ile ilgili mahkeme kararlarını da bu zaviyede değerlendiriyoruz. Bu olaylar asla bir protesto gösterisi değil 37 vatandaşımızın öldüğü terör olaylarıdır.

 – 6-8 ekim olaylarını kışkırtanlar, yönlendirenler, milletimize bu acıyı yaşatanlar elbette bellidir. Hukuk bunlardan hesap sormak zorundadır. Mahkeme kararı ile ilgili haddi aşan yorumları tasvip etmiyoruz. Karar kayıplarının acısıyla son 10 yıldır Kerbela’ya dönen yüreklere su serpmiş, adalete güveni güçlendirmiştir.

 – Yaşanan ve yaşanacak sıkıntıların bizi yavaşlatacağını hedeflerimizle aramıza gireceğini asla göz ardı etmiyoruz. Adalet ve hukuk arasındaki reform çalışmalarına önem veriyoruz.

 – Mesleğe kabul edilen ve kura töreni ile görev yerleri belli olacak hakim ve savcılarımıza başarılar diliyor. Her bir genç arkadaşımın üzerindeki cübbenin vatandaşın adalete ve güvene olan ihtiyacına uygun harekete edeceğine yürekten inanıyorum.(DHA)