MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli‘nin partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasından satır başları;
– Sayın Cumhurbaşkanımız doğal olarak herkesle görüşebilir, herkesle konuşabilir, herkesi dinleyebilir. Bizce hiçbir mahsuru ve sakıncası yoktur. Bizim nazarımızda mahsurlu olan taraf, aslı astarı olmayan söylentilerin, gemiyi azığa alması, saçma sapan iddiaların azgınlaşması, fitnenin kampçılanmasıdır
– MHP ile Cumhur İttifakına sistematik saldırılar icra edilirken diğer yanda emperyalizmin kanlı gündemi, bölücü terör örgütü eliyle temsil ve teşhir edilmektedir. Bir yandan MHP ile Cumhur İttifakını stratejik olarak oyalanması, enerji israfı yaşaması, abuk sabuk siyasi ve hukuk meseleriyle yerinde sayması amaçlanırken diğer yandan güney sınırlamız boyunca özerklik adı altında terör devletinin taşları döşenmektedir. Herkesi uyarıyorum, asıl hedef Türkiye’mizdir. Yakın hedef son yurdumuzdur. Milli birliğimiz, güvenliğimiz, milletimizin huzur ve esenliği tehdit ve tehlikelerle sınanmaktadır.
– CHP, bu pis senaryonun alt yüklenicisi, yerli figüranıdır. ‘DEM derseniz,’ devletin, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü dinamitlemek için hazırda bekleyen bölücü fitnedir
– DEM Partili Hakkari Belediye Başkanının hukuk sınırları kapsamında görevden el çektirilmesi ardından geçtiğimiz çarşamba günü silahlı terör örgütünü yönetmek suçundan 19 yıl 6 ay hüküm alarak tutuklanması, Türk devlet ve hukuk onurunun şaşmaz hükmüdür. DEM’in hedefi yöre insanına hizmet etmek değildir. DEM’in hedefi derdimize deva, ihtiyaçlarına çare olmak değildir. DEM’li belediyelerin hemen hepsinde paralel yönetim, PKK’nin sözde komiserleri vasıtasıyla ağırlığı ve gölgesi altındadır.
– 31 Mart seçimlerinde terör örgütü ile ilişkin içinde olan kişileri bilinçli bir şekilde aday gösterenler Türkiye’yi siyasi çalkantıya mahkum etmek istiyor.
– Bölücü terör örgütünün arka bahçesi, asıl sütunu, iradesini ve varlığını Kandil’e bağlamış sözde partinin aldığı oy oranının, sayısının demokrasi ile bağdaştırılması, insanlıkla anılması, herkes bilmelidir ki, buraya dikkat edin; Şehit ile caninin bir görülmesi, kahraman ile hainin bir tutulması kadar korkunçtur.
– Nusayrat Mülteci kampına sözde 4 rehineyi kurtarmak adına saldıran İsrail, 67’si çocuk, 57’si kadın olmak üzere 274 masum Filistinli’yi katletmiştir. Böylece İsrail, soykırım suçuna bir yenisini daha eklemiştir. Bu insanlık dışı saldırıyı lanetliyorum. Ülkemizde geçici koruma statüsüyle bulunan Suriyeli sığınmacıların, gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüşleri kademe kademe sağlanmalı, düzensiz göçün beli kırılmalı ve Geri Kabul Anlaşması sonlandırılmalıdır.
– Bu proje askeri refah seyiyesinin endeks üzerinden hesaplanması ve ailelere gelir desteği projesidir. Bu projenin hayata geçmesi için üzerime parti olarak üzerimize düşen çalışmayı ve hangi kesimden olursa olsun aç, susuz, fukara, hepsiyle kucaklaşmayı hedef alan bir çalışmadır.(DHA)
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Anadolu Ajansı ve Boğaziçi Üniversitesi iş birliğinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla 2’ncisi düzenlenen Haberin Telifi ve Medyada Yapay Zeka Sempozyumu’na katıldı. Burada bir konuşma yapan Altun, “Hakikatin, gerçek haberin korunması kadar, haberciliğin geleceği açısından da bu kanunun bir an önce güncellenmesi, daha doğru bir deyişle modern bir Dijital Telif Yasası‘nın yürürlüğe girmesi elzemdir, olmazsa olmazdır. ” ifadelerini kullandı.
Kübra SONKAYA – Ataberk KURT İSTANBUL-Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Anadolu Ajansı ve Boğaziçi Üniversitesi iş birliğinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla 2’ncisi düzenlenen Haberin Telifi ve Medyada Yapay Zeka Sempozyumu’na katıldı. Sektör profesyonelleri, hukukçular, akademisyenler ve teknoloji uzmanları, medyanın dijitalleşmesiyle ortaya çıkan hukuki, etik ve teknolojik meseleleri tartışmak amacıyla biraraya geldi.
İletişim Başkanı Altun, “Amacımız, açık ve net. Muhabirlerin, gazetecilerin, basın emekçilerinin büyük emek ve özveriyle hazırladıkları özgün içeriklerin, bedeli ödenmeden ticari amaçlarla kullanılmasının önüne geçmek. Yayıncıların ürettiği içeriklerin bedelsizce kullanılmasıyla oluşan haksız rekabeti ortadan kaldırmak ve bu doğrultuda bir an önce basın haber içeriklerinin telifinin koruması için gerekli yasal alt yapı çalışmalarının hayata geçirilmesi için gerekli ortamın hazırlanmasına katkıda bulunmak” dedi.
‘BU GİDİŞE BİR DUR DENMESİ GEREKTİĞİ AÇIKTIR’
Altun dijital faşizm kavramına değinerek, “Ne yazık ki Batılı dijital medya şirketleri, sosyal medya platformları, teknoloji devleri bu durumdan haksız kazanç elde etmekte, dahası açık ve net bir şekilde medya sektöründe haksız rekabet ortamı oluşturmaktadır. Bu gidişe bir dur denmesi gerektiği açıktır. Bizler her platformda dilimiz döndüğünce şu gerçeği dile getirmeye çalışıyoruz. Bugün insanlık, küresel düzlemde bir adalet sorunuyla pençeleşmektedir ve bu adalet krizini derinleştiren başlıca dinamiklerinden biri de bütün dünyanın muhatap olduğu medya emperyalizmi ve dijital faşizmdir. Batılı medya şirketleri küresel adaletsizliği yaymakta, kurumsallaştırmaktadır. Tam da bu nedenle toplumlararası iletişim, asimetrik şekilde cereyan etmekte, eşitler arası bir ilişki olarak karşımıza çıkmamaktadır. Sözünü ettiğimiz Batılı medya şirketleri, sosyal medya platformları, orijinal haber içerikleri başta olmak üzere dünya üzerindeki bilgi kaynaklarını sömürmekte, bu içerikleri istedikleri formatlarda dağıtarak büyük gelirler elde etmektedir” ifadelerini kullandı.
‘KANUNUN BİR AN ÖNCE GÜNCELLENMESİ OLMAZSA OLMAZDIR’
Yeni yasal düzenlemelerin gerekliliğinden de bahseden Altun, “Malumlarınız, Türkiye’de haberciliği de içine alacak şekilde telif hakları, 1952 yılında yürürlüğe giren 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunmaktadır.72 yıl önce yapılmış bir yasadan bahsediyoruz. Hakikatin, gerçek haberin korunması kadar, haberciliğin geleceği açısından da bu kanunun bir an önce güncellenmesi, daha doğru bir deyişle modern bir Dijital Telif Yasası‘nın yürürlüğe girmesi elzemdir olmazsa olmazdır. Ülkemizde halihazırda dijitalleşen medya sektöründe faaliyet gösteren yayıncıların bu faaliyetleri karşılığında gelir elde etmesine imkan tanıyacak, Avrupa Birliği (AB) müktesebatına da uyumlu şekilde telif haklarını düzenleyecek bir yasa yapılması gündemde. Sözkonusu düzenleme için teknik çalışmalar; Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Anadolu Ajansı (AA), Rekabet Kurumu ve Basın İlan Kurumu gibi paydaşların katkılarıyla sürdürülüyor. Umudum odur ki; Yüce Meclisimizin gündemine bu çalışmalar çok hızlı bir şekilde girerek ve Dijital Telif Yasası hayata geçer ve sözünü ettiğimiz bu süreçte emek hırsızlığının da önüne geçilir. Haber içeriklerinin telifinin korunması için gereken adımların atılması, herşeyden önce gerçek haberciliğin gelişmesine, kökleşmesine, gazetecilik mesleğinin güçlenmesine hizmet edecektir. Medya kuruluşlarımızın, haber ajanslarımızın Batılı sosyal medya şirketleri tarafından sömürülmesi böylelikle sona erecektir” diye konuştu. (DHA)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi’nde, ‘Engelsiz Türkiye’ programında konuştu. Yayını izlemek için alttaki YouTube linkimizi tıklayabilirsiniz.
Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle;
– Engelli kardeşlerimizin sorunlarının çözümü noktasında, en önemli husus, bu konuyu her fırsatta gündeme taşımak suretiyle toplumsal hassasiyetin gerilemesine izin vermemektir. ‘İnsan insanın kurdudur’ yerine ‘insan insanın yurdudur’ dedik ve insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışıyla hareket ettik.
– Engelli kardeşlerime bir müjde vermek istiyorum; engelli kardeşimizin dijital temeli olan web siteleri ve mobil uygulaması genelgesini yakın zamanda yayınlayacağız. Hayırlı uğurlu olsun
– Bir vakıf medeniyeti olan Osmanlı’da engellilere dönük hizmet ve faaliyetler, devletin siyasetinde önemli bir yer tutmuştur. Engellilerin, Osmanlı devletinin farklı kademelerinde mühim vazifeler üstlendiği göz ardı edilen gerçektir.
– Milletimizin tüm fertleri devletimizin nazarında aynı derecede hizmete ve hürmete layıktır. ‘Tek parti’ faşizmi ve darbe dönemlerindeki gibi vatandaş ayrımını asla tasvip etmiyoruz. (DHA)