TBMM Adalet Komisyonu’nda, kadınların evlenince kocasının soyadını alacağına ilişkin düzenlemeyi de içeren ‘9’ncu Yargı Paketi‘ üzerindeki görüşmeler başladı. Teklifin imza sahibi AK Parti Denizli Milletvekili Cahit Özkan, “Kullanılacak soyadı nedeniyle aile bütünlüğünün zarar görmemesi ve çocukların olumsuz etkilenmemesi amacıyla kadınların evlenince eşlerinin soyadını alacağı ve isterlerse önceki soyadlarını da kullanabilecekleri düzenlememizde yer almaktadır” dedi.
Aliekber METE-Muhammet BAYRAM
ANKARA-TBMM Adalet Komisyonu, kamuoyunda ‘9’ncu Yargı Paketi‘ olarak bilinen, ‘Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifini’ görüşmek üzere AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel başkanlığında toplandı. Teklifin ilk imza sahibi AK Parti Denizli Milletvekili Cahit Özkan, 9’ncu Yargı Paketi’nin ideal hukuk arayışının bir devamı olduğunu belirterek, “Temel hak ve özgürlüklerin daha etkin korunması, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığın geliştirilmesi, hukuki güvenliğin güçlendirilmesi, adalete erişimin kolaylaştırılması, makul sürede yargılanma hakkının gözetilmesi, yargıya güvenin arttırılması ve insan odaklı hizmet anlayışının geliştirilmesi günümüzün ana ilke ve değerleri olarak yargı camiasında ve uluslararası aranda genel kabul görmektedir. Ülkemizde 2002 yılından günümüze kadar aralıksız bir şekilde süregelen reform iradesi, bu ilke ve değerlerin geliştirilmesinin somut bir tezahürüdür” dedi.

‘AYM’NİN İPTAL KARARLARI DOĞRULTUSUNDA DÜZENLEMELER YAPILDI’
Özkan, teklif ile Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) iptal kararları doğrultusunda önemli düzenlemeler yaptıklarını söyleyerek, “Tabii iptale konu düzenlemeler cumhuriyetimizin erken dönemlerinden itibaren yürürlüğe girmiş, yaklaşık 100 yıl yürürlükte kalmış bazı kanun maddelerini, yine son 22 yılda hayata geçirdiğimiz anayasal reformlarla, AYM’nin değerlendirmesinden geçmiş ve iptal ile karşılaşmışız. Yani 100 yıl aynı düzenlemelerle gelen hukuk düzenimiz, 2023 yılında verilen iptal kararlarıyla cumhuriyet döneminde yer alan bazı kanunların anayasal denetimi çerçevesinde de bu paket hazırlanmıştır. Günümüzde demokratik rejimlerin tamamlayıcı unsurlarından biri olan ‘Anayasaların Üstünlüğü’ ilkesi, kanunların anayasa uygunluğunun denetimini gerekli kılmaktadır. Bu denetim dünyada pek çok ülkenin yargısal organları tarafından gerçekleştirilmektedir. Anayasa yargısının gerektiği konusunda fikir birliği bulunmakla beraber Anayasa Mahkemeleri özellikle siyasal organların tercih ve takdir alanlarına müdahale ettiğinde, kararlar verdikçe meşruiyetleri de sadece ülkemiz açısından değil, bütün dünya ülkeleri açısından tartışılmakta, yargısal aktivizm tartışmaları alanında sorgulanmaktadır” dedi.

‘AİLE BÜTÜNLÜĞÜNÜN ZARAR GÖRMEMESİ AMAÇLANIYOR’
Özkan, güçlü bir toplum olmanın yolunun sadece maddi imkanlardan değil her şeyden önce güçlü bir aile yapısına sahip olmaktan geçtiğine işaret ederek, “Aile kurumuna bakarken anne, baba ve çocuklardan oluşan bir yapıdan ziyade çok daha geniş multidisipliner bir perspektiften meseleye yaklaşmamız gerekmedir. Meseleyi basitleştirmek ve sıradanlaştırmak yerine aile kurumunun toplum hayatımızdaki yerini doğru ve isabetli bir şekilde tayin etmemiz lazım. Milletimizin alamet-i farikası olan güçlü aile yapımınızı zayıflatacak her türlü girişim karşısında teyakkuz halinde olmalıyız. Her şeyden önce soy bağının sıhhatinin ve aile birliğinin sağlanması amacıyla, evlenen kadının soyadına ilişkin düzenleme yapılmaktadır. Kullanılacak soyadı nedeniyle aile bütünlüğünün zarar görmemesi ve çocukların olumsuz etkilenmemesi amacıyla kadınların evlenince eşlerinin soyadını alacağı ve isterlerse önceki soyadlarını da kullanabilecekleri düzenlememizde yer almaktadır. Baba ile çocuk arasındaki soy bağının reddi için dava açma imkanı verilmektedir. Ailenin, huzur ve refahının kurulması amacıyla baba olduğunu iddia eden 3’üncü kişilerin soy bağının reddi davasını açabilmesi belirli kurallarla öngörülüyor. Evlat edinenlerin, evlatlığın ana ve baba adı olarak yazılabilmesine imkan tanınmaktadır” diye konuştu.(DHA)
