Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, ülke ekonomisinin çok kötü durumda olduğunu bu nedenle de iktidarın değişmesinin gerektiğini belirterek, “Bu şartlarda Türkiye’nin de milletin de 2028’e kadar dayanacak bir hali kalmamıştır. 2025 sonu veya 2026 yılının ilkbaharında bir erken seçimin yapılması ve mutlaka milletin de artık açıkça dile getirdiği, 31 Mart’ta oylarıyla ortaya koyduğu bu değişimin mutlaka gerçekleşmesi gerekiyor” dedi.
Ömer KOÇ KAHRAMANMARAŞ-Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, genel başkan yardımcılarıyla birlikte 31 Mart’ta kendi partilerinden aday olarak seçimi kazanan belediye başkanlarına hayırlı olsun ziyaretinde bulunmak üzere Kahramanmaraş’a geldi. Erbakan, ilk olarak Dulkadiroğlu Belediye Başkanı Mehmet Akpınar’ı ziyaret etti. Başarılar dileyen Erbakan, Akpınar sayesinde Dulkadiroğlu’nun milli görüş belediyeciliği tanışacağını söyledi.
‘4 KİŞİDEN BİRİ, KENDİ TEMEL İHTİYACINI KARŞILAYAMIYOR’
Erbakan, milletin 20 senedir kendisini yöneten iktidardan memnun olmadığını bu nedenle de 31 Mart’ta milletin Yeniden Refah Partisi’ne teveccüh gösterdiğini söyledi. Ekonomiye değinen Erbakan, şunları söyledi:
“17 bin lira asgari ücret aldığınızı düşünün. 5 bin lira sadece beslenme çantasının maliyeti. Bir okul çantası 1000 liraya satılıyor. Geçenlerde bir yavrumuz babasının elinden tutmuş pazara gitmişler. ‘Biz 3 kardeşiz. 3 tane çanta 3 bin lira tuttu. Alamadık çantayı geri dönüyoruz’ diyor. ‘Türkiye’de 6 milyon çocuk yoksulluk yaşıyor’ diye OECD’nin raporu var. 6 milyon çocuk. Avrupa’da küçük veya orta boyutlu bir ülkenin nüfusu kadar çocuk yoksulluk yaşıyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ‘5,4 milyon çocuğa sosyal yardım yapıyoruz’ diyor. İstanbul’da anket yapılıyor daha geçen ay. Ankete katılanların yüzde 52’si bir önceki ay en az bir gıda ürününü canım çektiği halde alamadım diyor. İstanbul’u niye örnek veriyorum? İstanbul bir de Türkiye’nin ekonomik açıdan en gelişmiş şehri. İstanbul halkının yarısı 2 kişiden 1’si canı çektiği halde meyveyi, sebzeyi, gıda ürününü alamıyor. 6 milyon çocuk yoksulluk çekiyor, 17 milyon küsür insana geçen sene sosyal yardım yapılıyor. 17 milyon insan, 20 milyon deseniz Türkiye’nin 4’te 1’i yapar. Dört kişiden biri kendi temel ihtiyacını geliriyle karşılayamıyor sosyal yardıma muhtaç halde. Açlık sınırı 21 bin lira, yoksulluk sınırı 64 bin lira. İstanbul’da yoksulluk sınırı 70 bin lira. Bu hesaba göre Türkiye’de halkın yüzde 45’i aç, yüzde 85’i yoksul.”
‘MUTLAKA İKTİDAR DEĞİŞİKLİĞİ GEREKİYOR’
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek göreve geldikten sonra akaryakıt ve dövizde büyük artışlar yaşandığını ifade eden Fatih Erbakan, Yaşama maliyeti arttı, açlık sınırı arttı, enflasyon arttı. Faizler yüzde 8,5’ten yüzde 50’ye çıktı. Enflasyon arttı, döviz kurları arttı, akaryakıt fiyatları arttı ve bu artışlar katlanarak arttı. Şimdi diyorlar ‘Efendim biz tek haneliye düşüreceğiz enflasyonu.’ Geldiğinizden beri daha zaten 38’den 75’e çıkarttınız. Tek haneliği bırak sabit bile tutamıyorsunuz daha da artıyor. Şimdi orta vadeli programda yüzde 33 hesap ediyorlardı önümüzdeki yılın enflasyonunu, yüzde 42 revize ettiler. Hep aynı hikaye. Şubat ocaktan iyi olacak, nisan, marttan iyi olacak, mayıs nisandan iyi olacak. Hiçbir şeyin iyi olduğu yok, tam tersine daha da kötüye gidiyor. Ve mevcut ekonomi yönetiminin borç, faiz, zam, vergi ekonomisi, sıcak para ekonomisi anlayışıyla bu gidişatın düzelmesi, bu felaketten kurtulunması mümkün değil. O nedenle mutlaka bir iktidar değişikliği gerekiyor” diye konuştu.(DHA)
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda, İsrail tehdidi gündemiyle yapılan kapalı oturumun tutanakları mühürlendi.
Aliekber METE-Muhammet BAYRAM ANKARA-TBMM Genel Kurulu, ‘Öğretmenlik Mesleği Kanun Teklifi’ni görüşmek üzere Meclis Başkan Vekili Gülizar Biçer Karaca başkanlığında toplandı. Başkan Vekili Karaca, 8 Ekim’de İsrail tehdidi gündemiyle kapalı oturumda toplanan Genel Kurul tutanaklarının mühürlenmesi için kapalı oturuma geçileceğini duyurdu. Kapalı oturum nedeniyle Genel Kurul salonunda bulunan dinleyici ve gazeteciler dışarıya çıkarıldı. Ayrıca, Meclis’teki basın büroları boşaltıldı, kapılar kilitlendi. Yaklaşık 10 dakika süren oturumda kapalı oturum tutanakları mühürlendi. Genel Kurul, daha sonra gündemindeki konuları görüşmek üzere açık oturuma geçti.(DHA)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arnavutluk ve Sırbistan’a resmi ziyaretlerde bulunmak üzere, Ankara Esenboğa Havalimanı’ndan yola çıktı.
Samet ÖKSÜZ-Emirhan YÜZÜGÜLDÜ ANKARA-Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ı, Esenboğa Havalimanı’ndan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala ve Ankara Valisi Vasip Şahin uğurladı. Özel uçak ‘TUR’ ile saat 09.55’te yola çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a; eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş eşlik ediyor.
İKİLİ İLİŞKİLER GÖZDEN GEÇİRİLECEK
İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, 10-11 Ekim’i kapsayacak ziyaretlerdeki görüşmelerde, ikili ilişkilerin tüm boyutlarıyla gözden geçirilmesi ve çeşitli alanlarda mevcut iş birliğinin daha da geliştirilmesi için yapılacak çalışmaların ele alınması öngörülüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaret kapsamında, her iki ülkede de mevkidaşlarıyla tesis edilmiş yüksek düzeyli iş birliği konseyi toplantılarına başkanlık edecek. Erdoğan, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama’nın katılımıyla finansmanı Türkiye tarafından sağlanan, Balkanların en büyük camisi konumundaki Tiran Namazgah Camisi’nin açılışını gerçekleştirecek.
SIRBİSTAN’A GEÇECEK
Daha sonra Belgrad’a geçecek Erdoğan, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ile düzenlenecek iş forumuna katılacak. Ziyaretler dolayısıyla ikili ilişkilerin ahdi zemininin geliştirilmesi amacıyla çeşitli anlaşmaların imzalanması da planlanıyor. Görüşmelerde ayrıca Balkanlar’daki gelişmelerin yanı sıra Gazze ve işgal edilmiş Filistin toprakları ile Lübnan’a yönelik İsrail saldırıları başta olmak üzere, güncel küresel ve bölgesel meseleler hakkında fikir alışverişinde bulunulması öngörülüyor.(DHA)
Suat Kılıç, MYK toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, “Türkiye’de insanlar artık adaleti adliyelerde değil, sosyal medya mecralarında arar hale gelmiştir. Çünkü sosyal medyadaki tepkiler üzerine karar değiştiren bir hukuk sistemi Türkiye’nin mevcut hukuk sistemine evrilmiştir” dedi.
Gizem KARADAĞ-Celal ATALAY ANKARA-Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, Genel Başkan Fatih Erbakan başkanlığında gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Kılıç, kadınların, çocukların ve özellikle kız çocuklarının can güvenliğinin olmadığını belirterek “Aileler endişe içerisinde, kaygıyla çocuklarını okula ya da işe göndermektedir. Bu durum kabul edilebilir değildir. Devletin acilen bu sahaya el atma mecburiyeti vardır. Uyuşturucu bağımlılığı toplumla bir yandan tırmanırken öte yandan satanizm gibi sapkın akımların elinde çocuklarımız hedef haline gelmekte, öldürülmekte, canavarca hislerle katledilmektedir. Boyundan büyük, sabıka, kaydı olan insanlar, tutuksuz yargılama adı altında sokaklara salınmaktadır. Bir takım elbise, bir kravata, iyi hal indirim indirimi ile cezaevlerinde tutulması gereken caniler, psikopatlar, sokaklara gönderilmektedir. Bir takım elbise ve kravatın iyi hal indirimine dayanak olması, kabul edilebilir bir durum değildir. Şartlı salıverme, denetimli serbestlik gibi kavramlar Türkiye’de maalesef anlamını ve önemini yitirmiştir. Denetimli serbestlik denilen uygulama Türkiye’de denetimsiz serbestliğe dönük dönüştürülmüştür. Türkiye’miz için cezasızlık algı olmaktan çıkmış olguya dönüşmüş bulunmaktadır. Acilen tüm kesimlerin katılımıyla bir hukuk şurasının toplanmasını; aileye çocuklara karşı işlenen suçlar için idam cezası da dahil olmak üzere en ağır yaptırımların bu hukuk şurasında ele alınmasını hükümete ve Türkiye Büyük Millet Meclisine öneriyoruz” diye konuştu.
‘ADALET BAKANIMIZIN DA DUYMASI RİCASIYLA’
Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Türkiye’mizde hukuk sistemi bir hukukçu olarak üzülerek söylüyorum maalesef genel tepkiler üzerine değişen hukuk sistemine dönüşmüş bulunmaktadır. Bir gözaltına alınıyor, polisin büyük gayreti var, çabası var. Arka kapıdan salınıyor. Yarım saat sonra gelen tepkiler üzerine savcılık yeniden işleme başlıyor ve bu sefer tutuklama kararı veriyor, yakalama emri çıkarıyor. Hadi bakalım polis peşinden koştun suçluyu yakalasın. Alsın yeniden savcılığa getirsin. Tabii suçlu orada kapının önünde beklemekteyse. Gelen tepkiler üzerine, değişen hukuk sistemi artık terk edilmelidir. Türk hukuk sistemi gelen tepkiler üzerine karar veren bir hukuk sistemi olmaktan acilen çıkmalıdır. Buradan Adalet Bakanımıza çağrıda bulunuyoruz. Hakimlerimize savcılarımıza hangi güvence verilecekse verilsin. Hangi eğitim sağlanacaksa sağlansın. Ama takım elbise kravata iyi hal indirimi olmayacağı gibi gelen tepkiler üzerine kararlarını değiştiren bir hukuk sisteminin varlığı da kabul edilebilir değildir. İnsanlar artık adaleti adliyelerde değil sosyal medya mecralarında arar hale gelmiştir. Bunu hak etmiyoruz. Ülke olarak bunu hak etmiyoruz. İnsanlarımız olarak bunu hak etmiyoruz. Altını çiziyorum; Adalet Bakanımızın da duyması, dinlemesi ricasıyla altını çiziyorum. Türkiye’de insanlar artık adaleti adliyelerde değil, sosyal medya mecralarında arar hale gelmiştir. Çünkü sosyal medyadaki tepkiler üzerine karar değiştiren bir hukuk sistemi Türkiye’nin mevcut hukuk sistemine evrilmiştir.”
‘SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN EL ATMASI LAZIM’
Kılıç, ülke genelinde toplumsal duyarlılığın gelişmesi ve pekişmesi için yapılan her türlü sivil eylemi desteklediklerini ifade ederek “Bu anlamda biz de Yeniden Refah Partisi olarak duyarlılığının artması yönünde bir dizi önemler alacağız, adımlar atacağız. Hem kadın cinayetleri konusunda hem gençleri hedef alan cinayetler konusunda tabii ki İstanbul’da son işlenen kız çocuklarına yönelik cinayetler, kadın cinayetleri kategorisinden çok farklı bir şey. İşin içerisinde sapkın akımlar, cinnet var. İşin içerisinde uyuşturucu bağımlılığı, madde bağımlılığı gibi konular var. Ama toplumda ağır psikopatik vakaların elini kolunu sallayarak dolaşması ve cinayetler işlemesi karşısında cinayetlerin kategorize etmenin de artık bir anlamı kalmamıştır. Gereği kalmamıştır. Her türlü ideolojik ya da siyasal, görüşten bağımsız olarak bu meseleyi bir milli mesele olarak ele alıyoruz. Türkiye’de bugün madde bağımlılığıyla mücadele meselesi uyuşturucuyla mücadele meselesi kelimenin tam ve gerçek manasıyla bir milli güvenlik meselesidir. Önümüzdeki Milli Güvenlik Kurulu toplantısının madde bağımlılığıyla mücadele ve uyuşturucu ticaretinin durdurulması konusuyla toplanması yerinde olacaktır. Madde bağımlılığı yaşı maalesef 10’un altına indi. Sokaklarda kimsesiz çocuklar var. Anne baba ayrı yaşayan ve sokağa terk edilen ekonomik gücü olmayan, okul sürecinden kopuk yavrularımız var. Bu çocuklar bizim ülkemizin geleceği. Eğitimde olmaları lazım. Yuvada, ailede olmaları lazım. Ama tam aksine uyuşturucu bataklığının tam da içindeler. Bu bir milli güvenlik meselesidir. Bunu acilen Sayın Cumhurbaşkanımızın el atmasını ve Milli Güvenlik Kurulu’nda bu konunun tek gündem yapılarak gerekli önlemlerin tüm bakanlıklarla birlikte alınması lazımdır” dedi. (DHA)