Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Dezenflasyonda şu anda başarı var, program çerçevesinde gidiyor. Son yaşanan piyasalardaki çalkantıların kalıcı bir etki yapacağını düşünmüyorum; çünkü finansal koşullardaki sıkılaşma dezenflasyonisttir” dedi.
Gizem CENGİL-Ali Oğulcan ARSLAN ANKARA-Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Orman Genel Müdürlüğü’nde ‘4’üncü Tarım Orman Şurası’ kapsamında düzenlenen ‘Tarım Ekonomisi Atölyesi’ne katıldı. Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, Türkiye’nin tarımsal hasıla bakımından Avrupa’da 1’inci sırada yer aldığını belirterek, “Dünyada ise ilk 10 ülke arasında yer alıyor. Bunun yanında ülkemiz, güçlü tarımsal alt yapısını ihracat ile de taçlandırıyor. Türkiye, tarımda yıllık 32,6 milyar dolarla net ihracatçı bir ülkedir.
Tarım sektörümüz, 6 çeyrektir büyümeye devam ediyor. Geçen yıl Türkiye ortalamasının da üzerinde büyüme gerçekleştiren sektörümüz, ülke ekonomimize önemli katkılar vermeyi sürdürüyor. Tarım sektörümüz, geçen yıl 2 trilyon 428 milyar lira hasılayla, gayrisafi yurt içi hasılamıza yüzde 5,6 oranında katkı sağladı. Bu başarıda başta çiftçilerimiz olmak üzere, emeği geçen sektörün her bir paydaşına teşekkür ediyorum. İnşallah bu başarıyı önümüzdeki dönemdeki çalışmalarımızla daha da ileriye taşıyacağız” ifadelerini kullandı.
‘TÜRKİYE’NİN BÜYÜME POTANSİYELİ HALA YÜKSEK’
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de Türkiye’nin dış ticaretteki korumacılığa karşı diğer ülkelere oranla daha az etkileneceğini aktardı. Bakan Şimşek, “Yine dünyanın karşı karşıya olduğu önemli sorunlardan bir tanesi yüksek borçluluktur. Dünyanın borcunun milli gelire oranı 2000’li yıllarda yüzde 230 civarında, bugün yüzde 328’e çıktığını görüyoruz. Bu oldukça yüksek bir rakam. Faizlerin yüksek seyrettiği bir ortamda, bu büyüme için aslında bir hız limitidir. Yani faiz düşükken dünyada borcunuz yüksekse belki etkisi sınırlı oluyor ama faizin yüksek seyrettiği, risk priminin yüksek seyrettiği, belirsizliğin yüksek olduğu dönemlerde, eğer dünya büyük bir borç yüküyle karşı karşıya ise bu küresel ekonomiyi aşağıya çeker. Şu anda dünyada birçok ülke faiz için yani aldığı borç için ödediği faize; yani bütçeden ayırdığı kaynağı, eğitime ve sağlığa ayırdığı kaynaktan daha yüksek bir noktaya almış toplamda. Türkiye’ye bakalım; dünyada borcun milli gelire oranı yüzde 328. Bize benzer gelişmekte olan ülkelerde borcun milli gelire oranı yüzde 245. Türkiye’de hanehalkı, şirketlerin, finans sektörünün ve devletin toplam borcunun, brüt olarak milli gelire oranı yüzde 93. Dolayısıyla Türkiye burada da avantajlı. Ne demek istiyorum? Burada Türkiye’nin borcunun milli gelire oranı göreceli olarak düşük olması demek, bizim büyüme noktasında potansiyelimizin hala yüksek olduğunu, bunun önemli bir bariyer, önemli bir engel olmayacağını ifade etmek istiyorum” diye konuştu.
‘ÇOK FAZLA BORÇ BİRİKTİRMEMEYE ÇALIŞACAĞIZ’
Enflasyonu tek haneye indirmeyi hedeflediklerini kaydeden Şimşek, “Programımızın bir hedefi var; sürdürülebilir yüksek büyüme ve adil dağılımı. Bu bizim ana hedefimizdir ama bu hedefe ulaşmak için makro bazda başarmamız gereken diğer hedefler var. İkinci hedef, nedir bunlar? Bu hedefe ulaşmak için fiyat istikrarı, yani enflasyonu tek haneye indirmek ve mali disiplin hedefliyoruz. Yani bütçe kaynaklarını hem doğru alanlara yönlendireceğiz, üretken alanlara, tarım gibi, orman gibi. Hem de tabii ki ayağımızı mümkün olduğunca yorganımıza göre uzatıp, çok fazla borç biriktirmemeye çalışacağız. Üçüncü önceliğimiz tabii ki burada sürdürülebilir cari açık. Yani tabii ki cari fazlaya geçiş için bir program uyguluyoruz ama o biraz orta, uzun vadeli. Kısa vadede yapmamız gereken özellikle dış borcun milli gelire oranını arttırmamak. Yani milli gelire oranları, dış borcu aşağı yönlü bir trendde tutacak, sürdürülebilir bir cari açık. Bütün bu kazanımları kalıcı hale getirecek yapısal dönüşüm. Yani verimlilik ve rekabet gücünü içeren bir yapısal dönüşüm programı. Bizim programın özü bu. Tabii ki ciddi bir enflasyon sorunuyla karşı karşıya olduğumuz ortada. Biz önce 2023’ün ikinci yarısıyla ve 2024’ün ilk yarısı enflasyonunu kontrol altına aldık. Bu dönem kontrol dönemiydi” dedi. (DHA)
Esnaf KDV muafiyeti ve 7200 günle emeklilik istiyor
ABDULLAH GONCA HABER MERKEZİ– Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) tarafından esnaf ve sanatkârların sorunlarını yerinde tespit etmek ve çözüm önerilerini birlikte istişare etmek amacıyla düzenlenen Bölge Toplantılarının üçüncüsü, Adana’da gerçekleştirildi. Toplantıya Antalya, Hatay, Kahramanmaraş, Mersin, Osmaniye, Konya, Karaman, Gaziantep ve Kilis illerinden gelen Birlik ve Federasyonların Yönetim Kurulu Üyeleri ile Birlik Genel Sekreterleri katılım sağladı. Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, Esnaf, Sanatkârlar ve Kooperatifçilik Genel Müdürü Taha Enes Şener, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Adana Ticaret Odası Başkanı Yücel Bayram ve Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç ile Ticaret İl Müdürü Hüseyin Gödelek de toplantıda hazır bulundu.
-“ESNAF VE SANATKARLAR ŞURASI DÜZENLENECEK”
Toplantıda konuşan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken şu ifadelere yer verdi: “5262 sayılı yasa deyince akla ne gelir? Esnaf ve sanatkârın yasası. Bu yasanın belirttiği gibi, NACE kodlarının etkin şekilde uygulanması ve bu kodlara göre düzenlemelerin yapılması şart. Esnaf ve sanatkâr odalarının tabanındaki sıkıntılarla ilgili olarak Bakanlık bazı çalışmalar yürütüyor. Bu toplantılar da bu çalışmaların bir parçası. Bu çalışmalar sonrasında Sayın Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile de bu yıl bir esnaf şurası düzenlenecek” dedi.
Esnaf ve sanatkarlar için düzenlenecek esnaf şurasının yanı sıra sahada yaşanan birçok sorunun da zaman kaybedilmeden giderilmesi gerektiğini belirten Palandöken, “Sadece iş yeri kiralarındaki artış bile ciddi bir sorun. Bugün 10 bin TL’ye tuttuğunuz bir dükkân, önümüzdeki yıl 16 bin TL’ye çıkacak. Üstelik bu 16 bin TL’nin yüzde 20’si kira stopajı olarak Maliye’ye yatırılacak. Bu kirayı alan mülk sahibi de ayrıca kendi vergisini verecek. Bu durumda çifte vergilendirme söz konusu oluyor. Oysa bunun çözümü son derece basit. Maliye Bakanı diyecek ki: ‘Kardeşim, bu yüzde 20’lik tutarı zaten biz tahsil ediyoruz. Esnaf bu dükkânın kirasını niye artırıyor?’ ve bu uygulamayı kaldıracak. Bu kaldırıldığında kira fiyatlarında doğrudan yüzde 20 oranında bir düşüş sağlanacak. Yine aynı şekilde ulaştırma ve nakliye sektöründe çalışan esnafımıza ticari akaryakıt verilmesi halinde fiyatlar aşağı gelecektir. Bugün köylü tarlasında işçi, esnaf ise zincir markette ya da AVM’de tezgahtar oldu. Kendi iş yerlerine sahip olamıyorlar, ayakta duramıyorlar. Çünkü karşılarında bankası, sanayisi, fabrikası olan devlerle rekabet etmek zorundalar. Sonra da küçük esnaf denilerek, yüreği büyük ama ismi küçük bu insanlar yalnız bırakılıyor. Oysa esnafın olmadığı bir toplumda düzen olmaz. Komşuluk ilişkisi kalmaz, rol model insanlar yetişmez. Dara düşenin başını okşayacak kimse bulunmaz. Milli Eğitim’de yaşanan sıkıntıları da hepimiz biliyoruz. Çocukların sanayiye yönelmesi için mesleki eğitimde ciddi bir düzenleme gerekiyor. Çıraklık okullarında staj dönemlerinde sağlık sigortası nasıl yapılıyorsa, aynı şekilde emeklilik hakkı da tanınmalı ki aileler çocuklarını bu okullara gönül rahatlığıyla gönderebilsin” diye konuştu.
-“ FATURALARI DÜŞÜRÜN ÖTV VE KDV MUAFİYETİ GETİRİN”
Küçük sanayiye sahip çıkılmanın esnaf ve sanatkâr geleneğini yaşatacağına değinen Palandöken, “Elektrik ve su faturalarını düşürün. Çiftçiye verdiğiniz desteği bireysel çiftçiye doğrudan verin. Piyasayı canlandırın, araçları yenileyin. Beş yıl önce ticari araç alanlara sağlanan ÖTV ve KDV muafiyetini yeniden devreye sokun. O dönemde devlet zarar etmedi, aksine bugün altı firma Türkiye’de fabrika kuruyor veya kurma aşamasında. Ayrıca, esnafın yanında çalışan kişi 7 bin 200 günde emekli olurken, dükkan sahibi neden 9 bin günde emekli oluyor? Bu çözülemeyecek bir sorun değil. Biz maaş da istemiyoruz. 7 bin 200 günde emekli statüsüne alının, sağlık hizmetimiz devam etsin, ödediğimiz 8 bin lira primi de bari ödemeyelim. Pazarlarda tezgâh açan esnaf sayısı 200’den 100’e düştü. Yük artıyor ama iş yerinde süreklilik sağlanamıyor. Çoğu esnaf iki-üç yılda faaliyetini sonlandırıyor. Bu durumun düzelmesi için yapılacak işler belli. Enflasyonun neden yükseldiği ortada: Dolmuş, taksi ve otobüs fiyatları. Bu taşıma araçlarının kullandığı mazottaki ÖTV ve KDV’yi kaldırın ki vatandaş uygun fiyata binebilsin” ifadelerini kullandı.
Ticaret Bakan Yardımcısı Sayın Mahmut Gürcan ise yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi, “ Bilindiği üzere devletimizce ve sayın Cumhurbaşkanımızca esnaf ve sanatkarımızın korunması ve güçlendirilmesi hususuna her zaman ayrı bir ehemmiyet göstermiş olup bu doğrultuda pek çok tedbir ve destekler hayata geçirilmiştir.”
Adana Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Niyazi Göger ise toplantıda yaptığı konuşmada şunları söyledi, “Adana, tarımın, sanayinin ve ticaretin kalbinde yer alır; tarihi boyunca emeğiyle büyümüş bir şehirdir. Bu topraklarda sadece üretim yapılmaz; dayanışma, komşuluk ve birlikte ayakta durma kültürü de yaşatılır.”
Palandöken: Esnafa verilen prim müjdesi hayata geçirilmeli
MUSTAFA YUNUS GONCA ANKARA- Bağkurlu esnaf ve sanatkarlara verilen prim günü müjdesinin artık hayata geçirilmesi gerektiğini söyleyen TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Esnaf ve sanatkârla, sosyal güvenlik çatısı altında bulunan memurlar, işçiler, Bağ-Kur olmak üzere bir norm birliği yapıldı. Burada bir hakkaniyetsizlik var; çalışma sürelerindeki fazlalık, fazla çalışıp daha az maaş alma ile ilgili. Sayın Cumhurbaşkanımız da daha önceleri söz verdi, ilgili bakanlıklarımızla birlikte açıklamalarda da bulunduk. Bu 7200 gün meselesi insanların beklentisini çok yükseltiyor. Diyorlar ki; “En azından 7-8 bin lira tekrar para veriyoruz, işte 7200 günü doldurduk, emekli olmaya hak kazandık ama işletmemiz devam ettiği için biz emekli aylığından feragat edelim. Aynı zamanda da 7200 günü doldurmuş varsayılalım, sağlık hizmetlerinden de yararlanalım. Bildiğiniz üzere, esnaf ve sanatkârlar, Bağ-Kur’lular ilaç alamıyorlar. Şimdi işçinin primini patron ödüyor, memurun primini devlet ödüyor. Esnaf ise dükkânındaki sermayesinden kazansa da kazanmasa da mutlak surette sosyal güvenlik primini yatırmak zorunda kalıyor” dedi.
-“BAĞKURLU ESNAFIN EMEKLİLİK VE SAĞLIK PRİMLERİ AYRILMALI”
Prim günlerini doldurarak emeklilik için yaşı bekleyen esnaf ve sanatkarların sadece sağlık primi ödemesi yapması gerektiğini ifade eden Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Esnaf 18 saat çalışıyor, yanında çalışan 8 saat çalışıyor. O 7200 günde emekli oluyor; ancak esnaf 9000 günde emekli oluyor. Biz bu adaletsizliğin önüne geçilmesini istiyoruz. Dolayısıyla şimdiye kadar ekonomideki sıkıntıların giderilmesiyle ilgili çalışmalar olduğunu biliyoruz. İnşallah bundan sonraki süreçte, en azından 7200 güne indirilmesi, norm birliğinin sağlanması, Bağ-Kur’lu çalışanların rahat etmesini ve bu serzenişin ortadan kalkmasını sağlayacak. Bizim talebimiz tahmin ediyorum ki bu yılın sonuna kadar bunun gerçekleşmesi. Hem de bu çalışan kesimin, esnaf ve sanatkârların, tarım sektöründekilerin de bu Bağ-Kur sistemine entegrasyonunun yapılmış olması. Norm birliği dediğimiz zaman üç şey aklımıza geliyor Bağ-Kur, SGK ve Emekli Sandığı. Dolayısıyla bu ayrımcılığın ortadan kalkması için ilgililere bir kez daha bunları iletiyoruz. Daimi görüşüyoruz; ancak bu söylemlerimizin uygulanması, insanları mutlu edecek ve beklentiler bu yönde karşılanmış olacak” diye konuşu.
Kayyım atanan Esenyurt Belediyesi’nde bayram sevinci: Personele 100 Milyon TL ikramiye ödendi
İstanbul’un en büyük ilçesi olan Esenyurt’ta, Kurban Bayramı öncesi belediye personeli için yüzleri güldüren bir gelişme yaşandı. Hakkında yürütülen soruşturmalar nedeniyle görevden alınan belediye başkanının yerine İçişleri Bakanlığı tarafından kayyım olarak atanan Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy, belediye çalışanlarına toplam 100 milyon TL ikramiye ödenmesini sağladı.
Belediye bünyesinde çalışan yaklaşık 3 bin personel, 30 günlük maaş tutarındaki ikramiyelerini bayramdan önce hesaplarında gördü. Ülke genelinde birçok belediye maaşları ödemekte zorlanırken, Esenyurt Belediyesi’nde yapılan bu ödeme hem kamuoyunun hem de çalışanların dikkatini çekti.
Sendikadan kayyım başkan vekiline teşekkür
Hizmet-İş Sendikası İstanbul Temsilciliği’nden yapılan açıklamada, yapılan ikramiye ödemesi nedeniyle Başkan Vekili Aksoy’a teşekkür edildi. Sendika yetkilileri, “Esenyurt Belediyesi ESPAŞ A.Ş. bünyesinde görev yapan 3 bin emekçimizin Toplu İş Sözleşmesi gereği hak ettikleri 30 günlük ikramiyelerinin bayram öncesi ödenmesi, çalışanlarımızın moralini yükseltmiştir. Bu süreçte emeği geçen başta Belediye Başkan Vekili Sayın Can Aksoy olmak üzere tüm yönetim ekibine teşekkür ederiz” ifadelerini kullandı.
Borçla devir aldı, disiplinle yönetiyor
Kayyım olarak görevlendirildiği günden bu yana 5.6 milyar TL’lik borç yüküyle karşı karşıya kalan Can Aksoy, görevi devraldıktan sonra belediyede mali disiplini sağlamak için sıkı önlemler aldı. Savurganlığa son veren, şeffaflığı önceleyen ve hizmete odaklanan bir yönetim anlayışı benimseyen Aksoy’un bu adımı, kamu kaynaklarının etkin kullanımı açısından olumlu bir örnek olarak gösteriliyor.