Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Yerlikaya: Sentetik medya provokasyona açık bir alan

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenen Sentetik Medya

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenen Sentetik Medya ve Enformasyon Güvenliği Çalıştayı’na katıldı.

AYHAN GONCA
HABER MERKEZİ –
Sentetik medya kavramını en yalın haliyle yapay zekâ kullanılarak oluşturulan, sahte ama gerçek gibi görünen video, ses, görüntü yada metin içerikleri olarak tanımlayabileceklerini kaydeden İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “Sentetik medya içerikleri, gerçekte yaşanmamış olayları olmuş gibi gösterebilir. Bir kişinin söylemediği sözleri söylemiş gibi yansıtabilir. Yada hiç var olmayan görüntüler, hazırlanan içeriklerle var olmuş gibi aktarılabilir. İşte bu nedenle sentetik medya yalnızca bir teknoloji başlığı değil aynı zamanda gerçeğin, güvenliğin ve toplumsal huzurun sınandığı provokasyona açık bir alandır.” dedi.

Dijital çağın getirdiği imkanların herkese büyük kolaylıklar sunduğunu ve bunun son örneğinin de yapay zekâ ve sentetik medya uygulamaları olduğunu ifade eden İçişleri BakanıAli Yerlikaya, “Sentetik medyanın potansiyelinden faydalanırken karşılaşılabilecek riskleri öngörmek, imkân ile tehdit arasındaki ince çizgiyi gözetmek elzemdir. Yapay zekâ ve sentetik medyanın sunduğu imkanlar, kötü niyetli ellerde, toplumları manipüle eden, bireylerin haklarını ihlal eden ve kamu düzenini tehdit eden bir silaha da dönüşebiliyor. Manipülasyon ve dezenformasyon riskini artırıyor. Özellikle deepfake teknolojileri, yani yapay zekâ ile oluşturulan sahte videolar, ses kayıtları ve görseller, bugün artık yalnızca bir dijital kurgu değil, gerçek dünyada çok somut sonuçlar doğurabilecek bir tehdittir. Bu yöntem ile insan yaratıcılığına benzer şekilde, hatta daha da ötesinde, özgün içerikler oluşturabilmektedir. 2023 yılında Science Dergisinde yayımlanan bir araştırmada sahte haberlerin sosyal medyada, gerçek haberlerden 6 kat daha hızlı yayıldığı ortaya koydu. Aynı yıl Stanford Üniversitesi tarafından yürütülen bir başka çalışmada gösteriyor ki, katılımcıların yüzde 68’i deepfake videolarının hangisi gerçek hangisi değil doğru şekilde ayırt edemiyor. Bu sonuçlar yalnızca teknik bir problemle değil, aynı zamanda bir algı ve güvenlik kriziyle de karşı karşıya olduğumuzu açıkça göstermektedir.” diye konuştu.

Bu teknolojilerle oluşturulan içeriklerin yalnızca bireylerin değil devlet yöneticilerinin, kurumların ve hatta ulusların itibarına zarar verebileceğinin altını çizen İçişleri BakanıYerlikaya, “Seçim dönemlerinde kurgulanmış ses kayıtlarıyla seçmeni yanıltmak, toplumsal olayları tahrik eden sahte videolarla kamuoyunu provoke etmek veya güvenlik güçlerimizi hedef gösteren manipülasyonlar; bunlar artık teorik tehditler değil, pratikte karşılaştığımız ve karşılaşabileceğimiz gerçek vakalardır.” uyarısında bulundu.

İçişleri Bakanlığı olarak Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı bünyesindeki siber suçlarla mücadele birimleri ile birlikte, sentetik içeriklerin tespiti ve yayılımının önlenmesi için 7/24 çalışan güçlü bir yapıya sahip olduklarını vurgulayan BakanYerlikaya, şöyle devam etti:

“Dijital platformlarda yapılan ihbarları titizlikle değerlendiriyor, özellikle kamu düzenini bozmaya veya halkımızı galeyana getirmeye yönelik içeriklere karşı hızla işlem yapıyoruz. Bunları da hem konvansiyonel hem de sosyal medya üzerinden kamuoyuyla paylaşıyoruz. Ancak şunu da açıkça ifade etmek isterim; bu mücadelede sadece güvenlik güçlerinin çabası yeterli değildir. Hukuki altyapı güçlendirilmeli, toplumsal farkındalık artırılmalı ve uluslararası iş birliği sağlanmalıdır. Avrupa Komisyonu’nun 2024 yılında yayımladığı, Yapay Zekâ ve Dezenformasyon başlıklı rapor, devletlerin sentetik medya konusunda ortak etik ilkeler, denetim mekanizmaları ve teknolojik dengeleyiciler geliştirmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Türkiye olarak biz de bu doğrultuda hem yasal düzenlemeleri hem de kurumsal kapasitemizi güçlendirmeye kararlıyız. Özellikle gençlerimize bir çağrı yapmak isterim: Dijital dünyada maruz kaldığınız her içeriği doğru kabul etmeyin. Sorgulayın. Kaynağını araştırın. Unutmayın ki dijital okuryazarlık, çağımızın en önemli vatandaşlık sorumluluklarından biridir.”

Siber güvenliğin hayati bir zorunluluk haline geldiğine dikkat çeken Yerlikaya, teknolojik ilerlemeler ve dijitalleşmenin insanlığı cam ekranların ardına mahkûm ederek yalnızlaştırdığına dikkat çekti. Yerlikaya, “Bu gelişmeler sanal dolandırıcılık, yasa dışı bahis, çevrimiçi çocuk istismarı, siber zorbalık gibi, yeni suç türlerine kapı araladı. Dijital bağımlılığı körükledi. Organize suçların dijital biçimlerini üreterek, Güvenlik tehditlerini ‘küresel’ bir boyuta taşıdı. İçişleri Bakanlığı olarak biz; işte tam da bu noktada, terörle, zehir tacirleriyle, halkımızın huzuruna kastedenlerle nasıl mücadele ediyorsak aynı kararlılığı, siber suçlarla mücadelede de gösteriyoruz. Modern dünyanın en belirleyici güvenlik unsuru haline gelen siber alanda ülkemizin yüksek menfaatlerini koruyoruz. Asayiş suçlarıyla mücadelede olduğu gibi siber suçlarla mücadelede de önleyiciliği artırıyoruz.” ifadelerini kullandı.