AYHAN GONCA SAMSUN – PKK’nın kendini feshetmesinin ardından silahların toplanması ve örgüt mensuplarının durumu için Türkiye harekete geçti. Süleymaniye ve Erbil’de iki komisyon kurulacak, süreç Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından takip edilecek.
PKK’nın silah bırakma ve fesih açıklamasının ardından süreçte ikinci aşamaya geçildi. Türkiye, yaz boyunca sürecek bu yeni dönemde silahların toplanması ve örgüt mensuplarının durumu için kapsamlı bir plan hazırladı.
Silahların teslimi için iki ayrı merkez oluşturulacak Haziran ayı itibarıyla Irak’ın Süleymaniye ve Erbil kentlerinde iki komisyon kurulacak. Bu komisyonlarda Irak merkezi yönetimi, Kuzey Irak yönetimi ve MİT yetkilileri birlikte görev yapacak. Teslim edilen silahların tamamı Türkiye tarafından alınacak ve teknik incelemeye tabi tutulacak.
Örgüt üst kadrosu toplu şekilde barınamayacak Yaklaşık 250 kişilik PKK üst yönetiminin Irak veya Suriye’de kalmasına izin verilmeyecek. Bu kişilerin üçüncü ülkelere bireysel geçişine müsaade edilebilecek ancak bir arada kalmaları engellenecek. Süreçte başka bir ülkenin garantörlüğü ise gündeme alınmayacak.
YPG ile ilgili süreci Şam yönetimi yürütecek PKK’nın Suriye kolu YPG’nin silah bırakma süreci Şam yönetimi ile koordineli yürütülecek. Suriyeli olmayan YPG mensupları ülkeden çıkarılacak, kalanların ise rejime entegre edilmesi sağlanacak. Suriye’nin kuzeyinde özerk ya da silahlı bir yapı kurulmasına kesinlikle izin verilmeyecek.
Türkiye yeni yapılanma ihtimaline karşı bölgede kalacak Silah bırakma kararına uymayan grupların yeni silahlı yapılar kurma ihtimaline karşı Türkiye, hem Irak’ta hem de Suriye’deki askeri varlığını sürdürecek. Gözlem süreci uzun bir zaman dilimini kapsayacak ve sonuçların sahadaki uygulamaya göre değerlendirilmesi sağlanacak.
Demokratikleşme adımları sahadaki gelişmelere göre şekillenecek MİT’in sahadan toplayacağı verilere göre Türkiye’de aşamalı demokratikleşme adımları da gündeme gelebilir. Ancak bu adımlar, Türkiye’nin milli güvenlik önceliklerine ve kırmızı çizgilerine aykırı olmayacak şekilde planlanacak.
Samsun Büyükşehir Belediyesi artan kene vakalarına karşı ilaçlama çalışmalarını da artırdı. Büyükşehir Belediyesi tarafından toplam 25 ekip görevlendirerek 327 adet çocuk parkında, ayrıca Doğu Park, Batı Park ve Millet Bahçesi gibi vatandaşların yoğun kullandığı sosyal alanlarda kapsamlı ilaçlama işlemleri gerçekleştirildi.
ABDULLAH GONCA SAMSUN – Yaz aylarında artış gösteren kene vakalarına karşı vatandaşların sağlığını korumak amacıyla çalışmalarını yoğunlaştıran Samsun Büyükşehir Belediyesi, şehir genelinde kapsamlı bir ilaçlama seferberliği başlattı. Özellikle çocuk parkları ve vatandaşların sıklıkla zaman geçirdiği yeşil alanlarda sürdürülen ilaçlama faaliyetleri, kent genelinde halk sağlığını koruma adına büyük önem taşıyor. Bu kapsamda Büyükşehir Belediyesi kenelerin üreme ve yayılma riskine karşı dört merkez ilçede yoğun ilaçlama çalışmaları yürütüyor. Toplam 25 ekip görevlendirilerek 327 adet çocuk parkında, ayrıca Doğu Park, Batı Park ve Millet Bahçesi gibi halkın yoğun kullandığı sosyal alanlarda kapsamlı ilaçlama işlemleri gerçekleştirildi.
Belediye ekipleri, kenelerin özellikle yeşil alanlarda hayvanlar aracılığıyla taşındığını ve insanlara bulaşarak ısırma yoluyla sağlık problemlerine neden olabildiğini hatırlatarak bu konuda hem kurum olarak hem de bireysel düzeyde tedbir alınmasının önemine vurgu yaptı. Büyükşehir Belediyesi, vatandaşların kamusal alanlarda kene ile karşılaşmaları halinde belediyeye bildiride bulunmaları gerektiğini belirtti. Gelen ihbarlara en kısa sürede müdahale edileceği ve ilgili bölgelerde yeniden ilaçlama yapılacağı ifade edildi.
Samsun Büyükşehir Belediyesi, ilaçlama çalışmalarının yanı sıra vatandaşlara da çeşitli uyarılarda bulundu. Özellikle çocuk parklarında ve yeşil alanlarda vakit geçiren vatandaşların dikkatli olmaları, kenelere karşı fiziksel koruyucu önlemler almaları ve Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda yaptığı bilgilendirmelere riayet etmeleri gerektiği belirtildi.
Samsun Büyükşehir Belediyesi, yaz dönemi boyunca ilaçlama çalışmalarının aralıksız devam edeceğini duyurarak halk sağlığını tehdit eden unsurlara karşı mücadelede tüm birimlerle sahada olmaya devam edeceklerini açıkladı.
Samsun’un Asarcık ilçesinde Kığılcım ve İyison ailelerinin görkemli düğün törenine çok sayıda katılım oldu.
BAYRAM GONCA ASARCIK – Samsun’un Asarcık ilçesinde Belediye Başkan Yardımcısı Şenel Kığılcım’ın oğlu Özcan ile Halil Cengiz İyison’un kızı Ayşe dünya evine girdi.
Nikahı kıyan Asarcık Belediye Başkanı Şerif Kılağuz, evliliğin ve huzurlu aile yapısının önemine dikkat çekerek, evlilik cüzdanını geline verirken, “Huzurun mimarı kadınlarımızdır. Annelerimizdir” dedi.
Düğün törenine Kavak Belediye Başkanı Şerif Ün ile AK Parti Asarcık İlçe Başkanı İlhan Gonca da katıldı. Kavak Belediye Başkanı Şerif Ün, evlenen çiftlere mutluluk diledi. Özcan ile Ayşe’nin mutlu günü
Samsun’un Asarcık ilçesinde Kığılcım ve İyison ailelerinin görkemli düğün törenine çok sayıda katılım oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bölgemizdeki savaşların menfi etkilerinden ülkemizi koruyacağız
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, 86 milyonun emanetinin emin ve ehil ellerde güvende olduğunu söyledi.
AYHAN GONCA HABER MERKEZİ– Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye çevresinde yaşanan savaşlara dikkat çekerek, Bölgedeki krizlerin menfi etkilerinden Türkiye’yi uzakta tutacaklarını belirtti.
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkeye yapılan ulaştırma ve savunma sanayi alanındaki yatırımların önemine değindi. 4-9 Haziran 2025 tarihleri arasında otoyollardan 16,3 milyon araç geçişi yapıldığını kaydeden Erdoğan, Türkiye’deki toplam araç sayısının yarısından fazlasının yollarda olduğunu söyleyerek, ulaşımda yolcu rekorları kırıldığını vurguladı.
SAMSUN’A HIZLI TREN Ankara-Kırıkkale-Çorum-Samsun Hızlı Demir Yolu Projesi’nde Delice-Çorum etabının temelinin iki gün önce atıldığını hatırlatan Erdoğan, “Saatte 200 kilometre hıza uygun şekilde planlanan hattımız tamamlandığında, Ankara-Kırıkkale-Çorum arasında kesintisiz hızlı tren bağlantısı sağlanacak. Çorum-Ankara arası 1 saat 15 dakikaya inecek. 173 kilometrelik Çorum-Merzifon-Samsun kesimlerinin de bitmesiyle Ankara-Samsun arası seyahat süresi 2,5 saat olacak. Yılda 12 milyon yolcu ve 14 milyon ton yük taşınacak bu hat ile inşallah Samsun Limanı ile Mersin Limanı’nı birleştireceğiz. İstanbul ve Çanakkale Boğazları üzerindeki yük trafiğini hafifletecek, Türkiye’yi küresel ticaretin lojistik merkezi hâline getireceğiz. Beş istasyon, sekiz tünel, 26 köprü ve viyadük ile 16 üst geçitten oluşan hattı, Allah nasip ederse 2029 yılında devreye almayı planlıyoruz. Mahallî İdareler Seçimleri döneminde muhalefetin çeşitli spekülasyonlarına konu olan hattımızın şehirlerimize şimdiden hayırlı olmasını temenni ediyorum.” dedi.
KALORİFER PETEĞİ DEĞİL Savunma sanayiine verilen emeğin de karşılığının yavaş yavaş alındığını, 2 sene önce tanıtımı yapıldığında birilerinin “kalorifer peteğine benziyor” diyerek akıllarınca dalga geçtiği millî muharip uçağı KAAN projesinde çok önemli bir sözleşmeye imza atıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Indo Defence 2025 Fuarı’nda ilk etapta 48 adet KAAN’ın Endonezya’ya satışına yönelik mutabakata varıldı. Toplam tutarı yaklaşık 15 milyar doları bulan bu tarihî anlaşmanın da ülkemiz savunma sanayiimiz ve Endonezyalı kardeşlerimiz için hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.” diye konuştu.
“BÖLGEMİZDE CİDDİ SAVAŞLAR VAR” Türkiye çevresinde bir süredir çok ciddi gerilimler, çatışmalar, savaşlar yaşandığına da dikkat çeken Erdoğan, şunları söyledi:
“Rusya-Ukrayna Savaşı her iki tarafı da yıpratan ağır sonuçlarıyla sürüyor. Pakistan-Hindistan arasındaki gerilim çatışma boyutuyla çok uzun sürmese de tarafların sahip oldukları güç sebebiyle potansiyel tehlike vasfını koruyor. İsrail’in Gazze’de tüm dünyanın gözleri önünde işlediği soykırım ile Lübnan ve Suriye’de gerçekleştirdiği pervasız eylemler hepimizin yüreğini kanatıyor. Aynı İsrail şimdi de İran’a karşı bir saldırı başlattı. İran’ın nükleer tesislerini hedef alma bahanesiyle girişilen saldırıların aslında çok kapsamlı ve sinsi amaçları olduğu her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Biz en başından beri İran’ın nükleer programıyla ilgili tartışmaların müzakere masasında yürütülmesi gerektiğini savunduk, bugün de aynı noktadayız. Cuma gününden beri gerek şahsen biz gerek Dışişleri Bakanımız çatışmaları durdurmak için yoğun bir diplomasi trafiği yürütüyoruz. Şimdiye kadar, ABD Başkanı Sayın Trump, İran Cumhurbaşkanı Sayın Pezeşkiyan, Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin, Mısır Cumhurbaşkanı Sayın Sisi, Ürdün Kralı Sayın İkinci Abdullah, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Sayın Muhammed bin Selman, Pakistan Başkanı Sayın Şerif, Suriye Cumhurbaşkanı Sayın Şara, Umman Sultanı Sayın Heysem bin Tarık, Kuveyt Emiri Sayın Şeyh Mişel el-Ahmed el-Cabir es-Sabah, Irak Başkanı Sayın Sudani’nin de aralarında olduğu birçok liderle görüşmem oldu. Bu görüşmelerde İsrail’in artık haydutluğa varan saldırganlığının tüm bölgemiz için oluşturduğu tehdit ve tehlikelere dikkat çektik. Sorunun çözümünün diplomasi ve diyalogla mümkün olduğunu ifade ettik. Türkiye olarak kolaylaştırıcılık dâhil üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazır olduğumuzu tüm muhataplarımıza açık açık aktardık.”
“HİÇBİR ÜLKE KENDİ SINIRLARINDAN İBARET DEĞİL” Masada çözülebilecek meseleleri silahla, yıkımla, kanla, kaosla, sivil-asker ayrımı yapmadan önüne gelen her şeyi bombalamayla hâlletmeye çalışmanın ileride nelere yol açacağını kimsenin tahmin edemeyeceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoşan, “Tarih bu tür şımarıklıkların beklenmedik sonuçlarını ortaya koyan örneklerle doludur. Batı’nın sınırsız desteğiyle İran’a saldıran, Gazze’yi yerle bir eden, bölgedeki her ülkeye kabadayılık taslayan İsrail, aslında ne yaptığının farkında değil. Unutulmasın ki, bu kadim coğrafyada hiçbir ülke kendi sınırlarından ve yönetiminden ibaret değildir. Binlerce yıllık derin ilişkiler sebebiyle bölgedeki her hadise tüm toplumları yakından ilgilendirir, etkiler, orta ve uzun vadeli sonuçlar doğurur. Nitekim Filistin halkına ve topraklarına saldırmak sadece oradaki birkaç milyon insanla sınırlı bir hadise değildir. Yine İran topraklarına ve halkına saldırmakta sadece İran devletini ilgilendiren bir vaka da değildir. Aynı tespitleri Pakistan ve Afganistan coğrafyası ile Türk Cumhuriyetleri, Kuzey Afrika Bölgesi için de yapabiliriz. Hele hele Türkiye mevzu bahis olduğunda kıtaları aşan bir etki gücünden söz etmek mümkündür. Bölgemizde bu hakikatler gözetilmeden atılan her adım ileride yaşanacak başka felaketlere davetiye çıkartır. Bu felaketler de genellikle zalimlerin bertaraf olmasıyla sonuçlanır. Dolayısıyla, İsrail yaptığı her zulümle, döktüğü her kanla, işlediği her insanlık suçuyla adım adım kendi varlığını ve toplumunun geleceğini riske etmektedir. Çünkü zulümle abat olunmaz. Zulmün sonu derin bir pişmanlıktır.” diye konuştu.
DEVLET AKLI DEVREDE “Bugüne kadar nice badirenin üstesinden nasıl anlımızın akıyla geldiysek, bölgemizdeki krizlerin menfi etkilerinden de ülkemizi inşallah uzakta tutacağız.” diyen Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ülkemizin politik ve sosyal kutuplaşma yoluyla sokak ve gerilim siyasetiyle, içi boş hamasi söylemlere zaafa uğratılması bu ülkede kimsenin hayrına değildir. İktidarı zaafa düşürmek için ülkenin zaafa düşmesine bile eyvallah diyenler, tarih önünde de, mahşeri vicdanda da bunun hesabını veremezler. Muhalefetin tribünleri oynama uğruna Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlangıcında yaptıkları yanlışa tekrar düşmemelerini arzu ediyoruz. Gün, özellikle sorumlu siyaset yapma günüdür. Türkiye, tüm hadiseleri devlet aklıyla ve köklü tecrübesiyle okumakta, sağduyulu ve soğukkanlı bir şekilde değerlendirmekte, 86 milyonun tamamının güvenliği ve huzuru için gerekli adımları atmaktadır. Birileri gibi ateşe benzin dökmenin değil, daha fazla büyümeden bir an önce yangını söndürmenin derdindeyiz. Şu hususa herkesin dikkat etmesi gerektiğine inanıyorum: Biz, millet olarak tarih boyunca metanetimizi, asaletimizi, uhuvvetimizi, dayanışmamızı muhafaza ederek önümüze konulan engelleri teker teker aştık. Bekamıza yönelik saldırıları bu şekilde püskürttük. Üzerimizde oynanan oyunları bu şekilde bozduk. Karanlık tünellerden yine bu şekilde aydınlığa çıktık. Bugün de Türkiye’nin en büyük ihtiyacı, birlik ve kardeşlik siyasetidir. Birbirimize inanarak, birbirimize güvenerek, 86 milyon kalp kalbe vererek güzel yarınlara inşallah, hep beraber varacağız.”