Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Ekonomi

“Konutlarda boşluk oranı takip edilebilmeli”

Konutlardaki boşluk oranına değinen Emlak Uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı, “İstanbul’da toplamda 1 milyon 448 bin 341 yapı bulunuyor. Bu yapılarda ise toplamda 6 milyon 384 bin 524 konut, 1 milyon 176 bin 474 adet de işyeri niteliğinde bağımsız bölümümüz var. Özellikle 2008 sonrası inşa edilmiş binalarda yaklaşık 153 bin 240 adetinin boş olduğu değerlendiriliyor” dedi.

İSTANBUL-Kiralık konut krizi derinleştikçe gündeme yeni başlıklar gelmeye devam ediyor. Bunlardan biri de özellikle İstanbul gibi bazı büyükşehirlerdeki boş konut bir diğer tabirle ‘Hayalet Ev’ stoku. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Altın Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı, “İBB’nin 2021 yılı Mekansal Adrese Dayalı Kayıt Sistemi verilerine göre İstanbul’da toplamda 1 milyon 448 bin 341 yapı bulunuyor. Bu yapılarda ise toplamda 6 milyon 384 bin 524 konut, 1 milyon 176 bin 474 adet de işyeri niteliğinde bağımsız bölümümüz var. Özellikle 2008 sonrası inşa edilmiş binalarda yaklaşık 153 bin 240 adetinin boş olduğu değerlendiriliyor. Silivri yoğun bir şekilde boş konutun olduğu ilçelerimizden biri. Burada konutların ağırlıklı olarak 2. konut olarak kullanıldığı tahmin ediliyor. Bununla birlikte Avrupa yakasında Beylikdüzü, Başakşehir, Küçükçekmece ve Bağcılar ile Anadolu yakasında Kadıköy, Ataşehir, Sancaktepe ve Tuzla daha çok boş konutun gözüktüğü diğer ilçeler” dedi.

Evler neden boş bırakılıyor ve kiraya verilmiyor?

Konutların boş bırakılmasının çeşitli nedenleri olduğunu ifade eden Özelmacıklı, “Pandemi sonrasında yazlıkların uzun sürelik kullanımının artması bazı şehir merkezindeki evleri 2. ev durumuna getirdi. Aynı zamanda boş dursa da değer artışı devam ediyor. Bunun yanı sıra kentsel dönüşüm nedeniyle sadece İstanbul’da 95 bine yakın ev, yıkılma sürecini bekliyor. Bunlar da yıkılana kadar kiraya verilemiyor. Yatırım ve vatandaşlık amacı ile satılanlar var. Bu aşamada da özellikle yabancılar üç yıllık sürede kiraya vermekten kaçınıyor. Çünkü kiracı ve mal sahibi uyuşmazlıkları çok fazla ve davalar yıllarca sürebiliyor. Bir kısım evde de öğrencilerin uzaktan eğitimi nedeniyle şu anda kirada lakin kullanımda değil diyebiliriz. Ayrıca, konut kiralarında yüzde 25 sınırlamanın uzatılacak olması nedeniyle mal sahipleri bazı boşalan evlerini kiraya vermeyip, satılmasını arzu ediyor. Bunlara ek olarak metruk yapılar, gurbetçilerin kısa dönemli kullandığı, kayıtlı olmayan ve kimsenin ikameti gözükmeyen on binlerce günlük daire ve bazı iç göç nedenleri ile evler aslında kiraya verilmiyor ya da boş gözüküyor” şeklinde konuştu.

Ne tür düzenlemeler yapılabilir?

Öncelikle şehirlerimiz için boş konut stoklarının takibinin sağlanması ve yıllık olarak gene her şehir için üretim planlamalarının yapılmasının önemine işaret eden Özelmacıklı, “Boş konutların ekonomiye kazandırılması ve piyasanın dengelenmesi önemli. Buna göre bazı eyaletlerde örneğin Kanada’nın Vancouver kentinde 6 aydan fazla boş kalan evlerde, değer üzerinden yüzde 3 ek bir vergi alınıyor. İspanya’da boş evlerin emlak vergilerini yüzde 150 oranında artırma yetkisi belediyelere tanınmış. Bazı şehirlerde günlük kiralık daire uygulamalarına izin verilmiyor. Yüzde beşlik bir evin boş olduğu değerlendirildiğinde İstanbul’da da bu sayı 320 bin konut seviyeleri olarak düşünülebilir. Eğer bunun üstünde bir boşluk varsa da bazı alınacak tedbirler ile düzenleme yapılabilir ve en azından bu seviyelere düşürülmesi sağlanabilir” diye konuştu.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Ekonomi

Bakanlıktan altında ‘ithalat kotası’ açıklaması

Hazine ve Maliye Bakanlığı, altın ithalatında yaşanan artışın cari dengeye olumsuz etkisinin azaltılması amacıyla işlenmemiş altın ithalatına yönelik tedbir alınmasına ihtiyaç duyulduğunu açıkladı.

ANKARA-Bakanlık, işlenmemiş altın ithalatındaki kota tedbirlerine ilişkin son günlerde gündeme gelen sorulara yazılı açıklama yaparak, yanıt verdi.

1- Kota uygulamasına neden ihtiyaç duyuldu?

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre; 2022 yılında işlenmemiş altın ithalatı bir önceki yıla göre miktar bazında yaklaşık yüzde 200’ün üzerinde bir artışla 379,2 ton (20,4 milyar dolar), 2023 yılı ilk 7 ayında ise yaklaşık 320 ton (19,2 milyar dolar) gerçekleşmiştir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından yayımlanan ödemeler dengesi istatistiklerine göre; 2022 yılında 49,1 milyar dolar gerçekleşen cari işlemler açığının 19,4 milyar doları (yüzde 39’u) net altın ithalatı kaynaklı olmuştur. 2023 yılının ilk 7 ayında ise cari işlemler açığı 42,3 milyar dolar gerçekleşmiş, net altın ithalatı 17,7 milyar dolar ile açığın yüzde 42’sini oluşturmuştur. Altın ithalatında yaşanan artışın cari dengeye olumsuz etkisinin azaltılması amacıyla işlenmemiş altın ithalatına yönelik tedbir alınmasına ihtiyaç duyulmuştur.

2- Kota miktarı nasıl belirlendi?

İşlenmemiş altın ithalatının azaltılmasına yönelik çeşitli politika tedbirleri değerlendirilerek hızlı ve etkili bir tedbir olarak kota uygulanmasına karar verilmiştir. Kota uygulamasına 7 Ağustos 2023 tarihinden itibaren geçilmiş olup, aylık kota miktarı işlenmemiş altın ithalatının uzun dönem aylık ortalaması olan 8 tonun 1,5 katı olacak şekilde 12 ton olarak belirlenmiştir.

3- Kota uygulaması hangi ithalat işlemlerini kapsamaktadır?

Kambiyo mevzuatı uyarınca işlenmemiş altın ithalatı Bakanlığımızca yetkilendirilen kıymetli madenler aracı kuruluşları aracılığıyla yapılabilmekte olduğundan, bahse konu kota söz konusu şirketler tarafından gerçekleştirilen ithalat işlemlerinde uygulanmaktadır. Kıymetli madenler aracı kuruluşu olmayan kişilerce yalnızca Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında işlenmemiş altın ithal edilmesi mümkün bulunmakta olup. DIR kapsamında gerçekleştirilen işlenmemiş altın ithalatı işlemleri kota uygulamasının dışında tutulmuştur.

4- Kota dağılımı nasıl yapıldı?

Aylık kota miktarının dağılımı için belirleyici kriter olarak kıymetli madenler aracı kuruluşlarının Ocak 2022-Temmuz 2023 döneminde gerçekleştirdikleri ve kota uygulamasının kapsamına giren işlenmemiş altın ithalatı miktarları esas alınmış olup dağılım nesnel şekilde, kural bazlı olarak gerçekleştirilmektedir. Ayrıca, belirtilen dönemde kota kapsamına giren işlenmemiş altın ithalatı gerçekleştirmemiş, ancak kota uygulamasından sonra ithalat yapmak isteyen firmalar için bir rezerv miktarı ayrılmıştır.

5- Kota uygulaması sürecinde hangi değişiklikler yapıldı?

Kota uygulaması sürecinde kıymetli madenler aracı kuruluşu olmayan mücevher ihracatçısı firmaların ham maddeye sınırlı erişim ve uluslararası piyasalarla oluşan fiyat marjlarının yüksekliği sebebiyle sorun yaşadıkları Bakanlığımıza iletilmiş, sorunların giderilmesini teminen kotanın bir bölümü sadece mücevher ihracatçıları için bankalar üzerinden kullanılmak üzere tahsis dilmiştir. Böylelikle, mücevher ihracatçılarının söz konusu bankalara başvurarak DİR dışında gerçekleştirdikleri ihracat işlemlerini teşvik etmek suretiyle, yaptıkları ihracatın miktarına uygun şekilde işlenmemiş altın satın alabilmelerine imkan sağlanmıştır. Takip eden dönemde sektörle gerçekleştirilen toplantılarda dile getirilen hususlar, Bakanlığımıza intikal eden talepler ve geri bildirimler sonucunda, uluslararası piyasalarla oluşan fiyat marjlarının azaltılması ve uygulamanın etkinliğinin artırılabilmesi için kota dağılımında kıymetli madenler aracı kuruluşlarının payı azaltılarak mücevher ihracatçılarına satış için tahsis edilen kota artırılmış; ayrıca üretici ve ihracatçıların ham madde ihtiyacının daha geniş kapsamda karşılanabilmesini teminen Ticaret Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş kuyum işletmelerine satılmak üzere iki kamu bankasına kotanın bir bölümü tahsis edilmiştir.


Okumaya devam et

Ekonomi

Tüketici enflasyonunda en yüksek ağırlık, gıda harcamalarında

Tüketici fiyatlarına etki eden ana harcama grupları içinde Nisan 2024 döneminde en yüksek ağırlığı yüzde 24,98 oranla gıda ve alkolsüz içecekler oluşturdu.

CANER ÜNVER
ANKARA-Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre; nisan ayında yıllık tüketici enflasyonu yüzde 69,80 oranla bu yılın en yüksek seviyesine çıktı. Tüketici enflasyonunu oluşturan toplam 12 ana harcama grubunda ağırlığı en yüksek harcamalar, yüzde 24,98 oranla gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 17,35 oranla ulaştırma, yüzde 14,20 oranla konut, yüzde 8,17 oranla lokanta ve oteller, yüzde 8,12 oranla ev eşyası ve yüzde 6,94 oranla giyim ve ayakkabı oldu.

Toplam 37 harcama kalemi içeren gıda ve alkolsüz içecekler harcama grubunda en yüksek payı yüzde 2,62 oranla patates ve bazı yumru bitkileri hariç sebze harcamaları aldı. İkinci sırada yer tutan harcama grubu ulaştırmada yüzde 7,07 oranla benzinli otomobil fiyatları tüketici enflasyonuna etki etti. Konut harcamalarının yüzde 5,06 oran ile büyük bir bölümünü kira ödemeleri oluşturdu. Lokanta ve otellerde en yüksek harcama kalemi yüzde 6,01 oranla yiyecek hizmetleri olurken; ev eşyası grubunda yüzde 1,40 oranla temizlik malzemeleri, giyim ve ayakkabı grubunda ise yüzde 2,29 oranla kadın giyimi tüketici enflasyonuna en fazla etki eden harcama kalemi oldu.

AĞIRLIKLARIN TESPİTİ

Ağırlıkların tespitinde ve endeks hesaplamasında Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması kullanıldı. Harcamalar 12 ana grup altında toplandı. Endekste toplam 404 madde kapsama alındı. Ağırlıkların kaynağı ise tüm sosyo-ekonomik gruplardan yaklaşık yıllık 15 bin hane halkı ile yapılan hane halkı bütçe anketi, kurumsal nüfus bireysel tüketim harcamaları anketi, yabancı uyrukluların Türkiye’de yapmış oldukları harcamalar için çıkış yapan yabancı ziyaretçiler anketi ve idari kayıtlardan elde edilen harcama ve ciro bilgileri, ulusal hesaplar hane halkı nihai tüketim harcama verilerinin değişim hızları ile genişletilerek hesaplandı.

Okumaya devam et

Asayiş

Fahiş fiyat artışı ve stokçuluk yapan işletmelere 61,6 milyon lira ceza uygulandı

Ticaret Bakanlığı, Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu tarafından fahiş fiyat artışı ve stokçuluk yaptığı tespit edilen işletmelere toplam 61 milyon 66 bin 431 lira idari para cezası uygulandığını açıkladı.

ANKARA-Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre; Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu’nun 2 Mayıs 2024 tarihinde gerçekleştirilen toplantısında başta marketlerdeki temel gıda ve ihtiyaç ürünlerindeki fahiş fiyat artışları olmak üzere; otomotiv sektöründeki stokçuluk eylemleri, hazır beton ve çimento sektöründeki fahiş fiyat artışları ve ekmek fiyat tarifelerine aykırı satışlar kurul gündemine alınarak incelendi. Böylece, Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu tarafından fahiş fiyat artışı ve stokçuluk yaptığı tespit edilen işletmelere toplam 61 milyon 66 bin 431 lira idari para cezası uygulandı. Ayrıca; Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu tarafından 2023 yılında fahiş fiyat artışı ve stokçuluk yaptığı tespit edilen işletmelere 355 milyon 804 bin 957 lira idari para cezası uygulandı. (DHA)

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.