Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

Bakan Tunç: Özel’in ‘Cumhurbaşkanımızın sanki bir darbe yaptığı’ şeklindeki yorumuna kesinlikle katılmıyoruz

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Özel’in ‘Cumhurbaşkanımızın sanki bir darbe yaptığı’ şeklindeki yorumuna kesinlikle katılmıyoruz. Burada herhangi bir darbe söz konusu değil” dedi.

Muhammed Musab Gümüşer – Gürkan Sayın – Ahmet Furkan Gülap
ANKARA-
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, hükümlü ve tutukluların ürettikleri ürünlerin sergileneceği İş Yurtları Ürün ve El Sanatları Fuarı’nın açılışına katıldı. Burada açıklamalarda bulunan Tunç, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay arasında görüş farklılığı oluştuğunu dile getirerek, “Bu görüş farkından yola çıkarak, bunu farklı noktalara çekmenin hiçbir anlamı yok. Özellikle CHP’nin yeni seçilen genel başkanı; birlikte parlamentoda görev yaptık, komisyonlarda birlikte çalıştık hatta biz askerliğimizi bile aynı yerde birlikte yaptık. O yüzden ben Özgür Bey’i çok iyi tanıyorum. Özgür Bey’in bu heyecanla özellikle Cumhurbaşkanımıza yönelik yakışıksız ifadeleri var. Bunlar sorumsuzca yapılan ifadeler. Burada Cumhurbaşkanımızın sanki bir darbe yaptığı şekildeki yorumuna kesinlikle katılmıyoruz. Burada herhangi bir darbe söz konusu değil. Bu millet darbenin ne olduğunu çok iyi biliyor. Bu millet 27 Mayıs darbesini bayram olarak kutlayan zihniyeti de biliyor. Yassıada zihniyetini de hiç unutmamıştır. Bu millet darbeyi de çok iyi bilir. Darbecileri de darbe şakşakçılarını da çok iyi bilir. O nedenle burada konuyu oraya buraya çekmenin bir manası yok. İki yüksek mahkememiz arasındaki görüş farkını ortadan kaldırmaya yönelik özellikle eğer yasada belirsizlik varsa, anayasa mahkemesinin bireysel başvuruyla ilgili kanunda çalışma usulleri ile ilgili anayasa mahkememizin kuruluş kanunuyla ilgili tüm bunlar TBMM’nin yetkisinde olan hususlar. Dolayısıyla TBMM’nin çözebileceği hususlar. Bunlar hukuk zemininde konuşularak, tartışılarak çözülebilecek hususlar. Konu hukuk zemininde tartışılır ve net bir çözüm bulunur” diye konuştu.

Bir gazetecinin mevcutta uygulanmayan bir anayasa ve bunun ihlal edildiğine yönelik eleştiriler olduğu sorusunu sorması üzerine Bakan Tunç, sözlerine şöyle devam etti:

“Anayasamız 82 anayasası. Darbe sonrasında yazılan bir anayasa. Anayasa Mahkememizde hem 61 hem de 82 anayasasında yerini koruyan bir anayasamız var. 2010 anayasa değişikliğiyle bir görev daha yüklendi. O da bireysel başvuru hakkının tanınması. Vatandaşlarımız Avrupa mahkemelerine gitmeden önce kendi mahkemesinde hakkını arayabilmesi anlamında çok önemli reform sayılabilecek, sessiz devrim sayılabilecek bir düzenlemeyi anayasamıza koyduk. Bireysel başvurularla ilgili olarak Anayasa Mahkememizin de, başkanımızın da yakındığı sürekli bir durum söz konusuydu. Anayasa Mahkememizin önüne gelen 130 bin dosya var. Bu 130 bin dosyaya bakacak olan üye sayısı 15. 15 Anayasa Mahkemesi üyesinin 130 bin dosyayı zamanında ve sağlıklı bir şekilde sonuçlandırabilmesi mümkün mü? Bunu milletimizin takdirine bırakıyorum. Burada bir reform ihtiyacımız yok mu? Buna biz gözümüzü kapayabilir miyiz? 130 bin dosyanın özellikle bireysel başvuru yoluyla anayasa mahkemesine başvurduğu durumda hakkını bir an önce alabilmesiyle ilgili çalışmaların hemen sonuçlanması lazım. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin bundan sonra eğer gerek anayasa değişikliği gerekse Anayasa Mahkemesinin çalışma usulleri ile ilgili konuları düzenleyen kanunda bir düzenleme yapılmasın dersek o zaman bu sorun büyüyerek devam eder. Yüksek mahkemelerimiz arasındaki görüş farklılıklarımız artar. Bu da bizim hukuk sistemimize zarar verir. O nedenle Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir, konuyu farklı yerlere çekmemek gerekir. Buranın üzerinden bir siyasi tartışmaya değil, sorumlu davranmamız lazım. TBMM’de özellikle grubu bulunan siyasi partilerimiz ortadaki sorunu giderecek çalışmaları yapacaklarına inanıyoruz. TBMM bu anlamda önümüzdeki süreç içerisinde bu konuları elbette ki gündemine alacaktır.”

Öte yandan, Tunç, Türkiye’nin yeni, demokratik ve sivil bir anayasa ihtiyacı olduğunu herkesin ifade ettiğine vurgu yaparak, bu durum için ne gerekiyorsa yapılması gerektiğini söyledi.


Genel

Son 5 yılda 1 milyondan fazla dövme sildirme işlemi uygulandı

Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya ve Kanada’da 2019-2024 yılları arasında 1 milyondan fazla dövme silme tedavilerini kapsayan araştırmanın verileri paylaşıldı. Dövme sildirmenin en yaygın nedenleri arasında, ‘İş ve işyeri gereksinimlerini karşılama, yaşam değişiklikleri, dövmenin anlamını yitirmesi, dövme kalitesi ilgili hayal kırıklığı ve yeni bir dövme için yer açmak’ olarak belirtildi.

İSTANBUL-Recovery tarafından dövme sildirme verileri yayınlandı. Veriler; Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya ve Kanada’da sadece son 5 yılda 1 milyondan fazla dövme sildirme tedavisi sonucu elde edildi. 88,5 milyon Amerikalının dövmesi olduğunun belirtildiği araştırmada, her yıl 11 milyon yeni dövme yaptırıldığı ifade ediliyor. 28 milyon Amerikalının ise memnun olmadıkları veya sevmedikleri en az bir dövmesi var. ABD’de bir kişinin sahip olduğu dövme sayısı 3,3 olarak görülüyor.

Araştırmada en popüler dövme trendleri dönem olarak ise şu şekilde paylaşıldı:

“1950-1980 yılları arasında en popüler dövme trendleri askeri dövmeler ve Sailor Jerry Designs dahil olmak üzere eski dövme tasarımları, 1980’lerde en popüler dövme trendleri alevler, ejderhalar, kaleler, büyücüler, kirazlar, güller ve çizgi film karakterleri, 1990’larda en popüler dövmeler Çin sembolleri, göbek deliklerinin etrafındaki güneşler, deniz sembolleri ve alt sırt kabile tasarımları, 2000’li yıllarda en popüler dövme trendleri, tüyler, leopar baskı, kırlangıçlar ve sonsuzluk sembolleri. 2010’larda en popüler dövme trendleri, bulutlar, güvercinler, dua eden eller, neo-geleneksel ve noktalı virgül tasarımlar. 2020’lerde en popüler dövme trendleri ise mikro dövmeler”

“DÖVMEDE KULLANILAN MÜREKKEP TÜRÜ ÇIKARMAYI ETKİLEYEBİLİR”

Yayınlanan verileri değerlendiren ve dövme silme işlemi hakkında bilgi veren Dermatoloji Uzmanı Dr. Eda Yıldırım, dövmede kullanılan mürekkep türünün bile önemli olduğunu ifade etti. Yıldırım, “Dövmede kullanılan mürekkep türü çıkarmayı etkileyebilir. Profesyonel mürekkepleri, genellikle daha çeşitli pigmentler içerdikleri için amatör mürekkeplere göre çıkarılması genellikle daha zordur. Eski dövmeler, çıkarılmaya yenilerinden daha iyi yanıt verme eğilimindedir. Bunun nedeni, zamanla mürekkep parçacıklarının parçalanması ve vücut tarafından ortadan kaldırılması için daha kolay silinebilir hale gelmesidir. Amatör dövmelerde genellikle daha az mürekkep kullanılır bu da daha derin mürekkep penetrasyonuna sahip profesyonelce yapılmış dövmelere kıyasla onları çıkarmayı biraz daha kolaylaştırır” dedi.

“GEÇİCİ YAN ETKİLERE NEDEN OLABİLİR”

Uzman olmayan doktor veya dövme lazeri olmayan lazerler ile gerçekleştirilen işlemlerde ten renginde değişiklik olabileceğini belirten Yıldırım, “Bir dövme silme seansı dövmenin boyutuna göre değişir, ancak tedaviler genellikle çok hızlıdır, küçük bir dövme için 5 dakikadan az veya bir dövmenin büyük bir bölümü için genellikle 15 dakikadan azdır. Ortalama tedavi değişen faktörlere göre 8-12 seans sürebilir. Lazer dövme silme herkes için farklı hissettirebilir. Çoğu danışan lazer dövme silme hissini “biraz dikenli” olarak ifade eder. Kızarıklık, şişme, kabarma ve hatta yara izi gibi geçici yan etkilere neden olabilir” diye konuştu.

“48 SAAT BOYUNCA SICAK SUDAN KAÇININ”

Dövme silme tedavisinden sonra bölgenin temiz ve kuru tutulması gerektiği söyleyen Yıldırım, “48 saat boyunca sıcak ve sıcak sudan kaçının. 24 saat boyunca yoğun egzersizi azaltın. Elinizle oynamayın. Güneşe maruz kalmaktan kaçının ve güneş kremi kullanın” ifadelerini kullandı.(DHA)

Okumaya devam et

Genel

Eşini, en yakın arkadaşı ve dayısının eşiyle aldatan kocaya 1 milyon lira tazminat cezası

SAMSUN’da Ayşe A. (42), kendisini hem yakın arkadaşı hem de dayısının eşi A.S. (50) ile aldattığını öne sürerek eşi Ahmet A.’ya (48) boşanma davası açtı. Çifti boşayan mahkeme, A.S. ile 326 günde 828 kez telefon görüşmesi yaptığı tespit edilen Ahmet A.’nın 500 bin lira maddi, 500 bin lira da manevi tazminat ödemesine hükmetti.

EMRE ÖNCEL
SAMSUN-Samsun’da yaşayan 2 çocuk annesi Ayşe A., 2001 yılında evlendiği Ahmet A.’nın, kendisini hem yakın arkadaşı S.Ç. hem de dayısının eşi A.S. ile aldattığını öne sürerek, 23 Şubat 2021 yılında boşanma davası açtı. Samsun 2’nci Aile Mahkemesi’nde görülen davada, Ahmet A.’nın, A.S. ile 326 günde 828 kez telefon görüşmesi yaptığı tespit edildi. Ayşe A., kocası hakkındaki iddiaları, şahitleriyle de kanıtladı. Mahkeme heyeti 26 Nisan 2024’te görülen duruşmada, Ayşe A.’yı haklı bularak boşanmalarına karar verdi ve Ahmet A.’nın 500 bin lira maddi, 500 bin lira manevi tazminat ödemesine hükmetti.

Öte yandan, 10 yaşındaki U.A.’nın velayetinin anneye verilmesine, Ahmet A.’nın, eşi Ayşe A. ile oğlu B.A.’ya (23) biner lira nafaka ödemesine karar verildi.

‘PSİKOLOJİSİNİ ALTÜST ETTİ’

DHA’ya konuşan Ayşe A.’nın avukatı Arslan Bolat, “Herkes eşinin kendisine olan ilgisini kaybettiğini, ilerleyen aşamada ise kendisini aldattığını hisseder ve bunu anlayabilir. Ancak asıl sorun, mahkeme dosyasına bunun yansıtılıp yansıtılmadığıdır. Mahkemeler somut delillere göre hareket eder ve buna göre karar verirler. Müvekkilimiz dayısının eşi ile aldatılmış ve çok büyük bir mağduriyet yaşamıştır. Bu kadar güvendiği iki insanın kendisini aldatması, uzun süre kendisinden gizli şekilde ilişki yaşaması psikolojisini altüst etmiş, uzun süre psikolojik tedavi görmesine rağmen olayın üzerinden yıllar geçse de hala olayı tam olarak atlatamamıştır. Bu sebep ile biz dosyaya tüm tedavi evraklarını reçeteli olarak kullandığı ilaçları ekledik. Ardından da eşi ve diğer kadın arasında bir yılda 828 defa yapılan telefon görüşmesi, bu görüşmelerin de gecelerce ve saatler boyu sürdüğünü öğrendik. Bu durumun da mahkeme tarafından araştırılarak dosyaya eklenmesini istedik” dedi.

‘YAŞADIĞI ACIYI UNUTMAYACAK’

Durumun mahkeme için de açıklığa kavuştuğu söyleyen Bolat, “Müvekkilimizin mağduriyetinin boyutu da mahkeme dosyasına doğru şekilde yansıtıldığı için mahkeme müvekkilimiz lehine bir milyon lira tazminata hükmetti. Elbette ki müvekkilimizin yaşadığı acı tazminat miktarı ile ölçülemeyecek kadar büyük ve bu tazminat miktarı ne olursa olsun müvekkilimiz yaşadığı acıyı unutmayacak ancak inanıyoruz ki müvekkilimiz kendisine yeni bir hayat kurarken kimseye muhtaç olmayacak” diye konuştu. (DHA)

Okumaya devam et

Genel

Samsun’da renkli 1 Mayıs kutlamaları

Samsun’da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü renkli görüntüler ile kutlandı. Etkinlikte “Katil sürüleri Filistin’den defolun” yazılı pankart açıldı.

Erdi Demir
SAMSUN-
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlamaları Samsun’da Atatürk heykeline çelenk sunumu ile başladı. Gar Kavşağı’nda toplanan işçi ve emekçiler, Cumhuriyet Caddesi üzerinden etkinliklerin düzenleneceği meydana kadar sloganlar ve pankartlar eşliğinde yürüdüler. Zaman zaman kıyafetleriyle yürüyen madenciler, fırıncılar ve diğer meslek grupları yürüyüşe katılanların beğenisini toplarken, bazı tepkiler de dikkat çekti.

Filistin halkına ve direnişine destek verdikleri için böyle bir eylem gerçekleştirdiklerini ifade eden grup, Türk halkı olarak her zaman özgür Filistin’in yanında olduklarını ve bölgede barışın sağlanması gerektiğini söylediler.

Emek ve Dayanışma Günü etkinlikleri, 1 Mayıs Tertip Komitesi temsilcilerinin konuşmalarının ardından şarkılar ve marşların söylenmesi ve halaylar çekilmesi ile sona erdi.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.