Siyaset

MHP Genel Başkanı Bahçeli grup toplantısında konuştu

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Meclis teröristlerin barınma , meydan okuma mekanı değildir, Meclis’te düşman istemiyoruz” dedi.

Mehmet Kalay
ANKARA-
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM Grup Toplantısında konuştu. Bahçeli, 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifinin Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmesinden dolayı grup toplantılarımıza ara verdiklerini hatırlattı. Bahçeli, 2023 yılının son grup toplantısı münasebetiyle bir araya geldiklerini bildirdi. Bahçeli, dün itibariyle 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi üzerindeki görüşmeler tamamlandığını ve yapılan oylamaların hitamında bu teklifler kabul edilerek kanunlaştığını ve devlete millete hayırlı olsun dileklerinde bulundu.

“Milliyetçi Hareket Partisi olarak memnuniyetle ve gönül huzuruyla 2024 yılı bütçesine evet oyu verdik ve arkasında durduk”

Bütçenin ekonomik ve mali özellikleri kadar siyasi ve hukuki yönleri de var olduğunu ifade eden Bahçeli, “Devletin belli bir dönemde yapacağı harcamaları, toplayacağı gelirleri, hedeflenen sosyal ve ekonomik politikaların muhtevasını gösteren bütçenin bir bütün halinde değerlendirilmesi lazımdır ve geride kalan çalışma takvimi içinde bu yapılmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi bütçenin onay ve denetimiyle; hukuki demokratik ve milli egemenliğe dayalı haklarını doğrudan doğruya kullanmaktadır. Bütçe özü ve esası itibariyle bir kaynak tahsis meselesidir, bu da doğal olarak siyasal bir tercihe dayanmaktadır. 2024 yılı bütçesi milletimizin sosyal ve ekonomik beklentilerini karşılama hususunda ümit verirken, Türkiye’nin yüksek hedeflerini de sahiplenmiş ve aynen ihtiva etmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak memnuniyetle ve gönül huzuruyla 2024 yılı bütçesine evet oyu verdik ve arkasında durduk. Bu kapsamda 11 Aralık 2023 tarihinden itibaren biteviye devam eden Genel Kurul çalışmalarında göstermiş olduğunuz ilkeli ve insicamlı tutumunuzdan, partimizin ve Cumhur İttifakı’nın duruşuna münasip ve müzahir siyasi tavrınızdan dolayı alayınızı kutluyorum” diye konuştu.

14 gün boyunca ahlaki ve milli temele dayalı görüş paylaşan, ülkenin ve milletin özlemlerine bihakkın tercüman olan milletvekillere seslenen Bahçeli, “Sorumlu, samimi ve sağduyulu üslubuna milli hassasiyetlerle derinlik katan, siyasi ve ekonomik müzakerelere zenginlik kazandıran, yalandan, riyadan, çarpıtmadan, iftiradan, asılsız ve akıl yoksunu iddialardan mutlak surette kaçınan, demokratik nezaketini muhafaza ederek destekleyici, yapıcı, katkı sağlayıcı müdahale ve mücadelesini ya kürsüden ya da oturduğu yerden ispat ve ibrasını yapan, bütçe görüşmelerini intikam ve ihanet seansı veya kısa metrajlı hezeyan gösterisi haline getirmekten titizlikle sakınan, kavga, kargaşa ve kriz çıkarmak için fırsat kollayan çarpık ve çürük siyaset temsilcilerine prim vermeyen, Türk ve Türkiye Yüzyılının ilk bütçesinin; hazırlık safhasından kabul aşamasına varıncaya kadar fevkalade duyarlılık gösteren, bu kapsamda emek ve mesai harcayan Sayın Cumhurbaşkanımız ve Kabinesi başta olmak üzere, her milletvekilimize, her bürokratımıza, Gazi Meclisi’mizin her düzeydeki personeline siz değerli arkadaşlarımla birlikte tebrik ve teşekkürlerimi bahusus iletiyorum” şeklinde konuştu.

Kurtuluş Savaşı dünya tarihinde enflasyonun dizginlenerek başarıldığı belki de tek savaş olduğuna dikkat çeken Bahçeli sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“En buhranlı günlerde karaborsacılarla dişe diş mücadele edilmiş, fırsatçılara, stokçulara, vurgunculara göz açtırılmamıştı. Dikkatinizi çekiyorum ki, 1923 yılında 1 dolar 1,67 liraydı. Türkiye ekonomisi 1923’ten 1939’a kadar her yıl ortalama yüzde 8 büyümüş, milli gelir 20 kat artmıştı. Milli Mücadele yıllarında bir yanda müstevlilerle diğer yanda sosyal ve ekonomik mahrumiyetlerle kıran kırana mücadele eden milliyetçi kahramanlar umutlarını hiçbir zaman kaybetmemişler, millete güven ve sadakat istikametinden hiçbir şartta ayrılmamışlardı. Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümünün ivme, ilham ve iradesiyle maruz kaldığımız ekonomik sorunların üstesinden kademe kademe geleceğimize; Fiyat istikrarının tesisiyle beraber milletimizin hak ettiği refah, huzur ve ekonomik rahatlamaya kısa süre içinde ulaşılacağına canı gönülden inanıyorum. Biz bu haklı mücadelede her türlü fedakârlığı göstermeye mecbur ve mükellefiz.”

Yarın Mustafa Kemal Atatürk’ün ve maiyetinin Ankara’ya gelişinin 104’üncü yıl dönümü olduğuna dikkat çeken Bahçeli, “19 Mayıs 1919’da Samsun kıyılarına ayak basan kahramanlar, muazzam bir stratejik aklın rehberliğiyle, isabetli bir tercihin marifetiyle, 7 ay 8 günlük bir mücadele birikimiyle 27 Aralık 1919’da Ankara’ya giriş yapmışlardır. O tarihlerde Ankara’nın nüfusu yaklaşık 20 bindi. Çoraktı, bozkırdı, sıradan bir Osmanlı kasabasıydı. Ne otel, ne lokanta, ne kiralık ev, ne de elektrik vardı. Mustafa Kemal Paşa Keçiören’de iki katlı taş bina olan Ziraat Mektebi’nde konaklamış ve 118 gün süreyle burada kalmıştı. Onun Ankara’ya gelişine kadar geçen olaylar, birbirine eklemlendikçe mukavemeti artan bir zincirin halkaları gibidir. Bu zincirin oluşmasında hiç kuşkusuz üstün liderliği, deha mertebesindeki komutanlığı, millete gönülden itimadı, yüksek sezgisi, ileri görüşlülüğü ve teşkilatçılığı mühim bir rol oynamıştı. Nice zorlukları yenmişlerdi. Vatanın ve milletin istiklali uğruna her çileye meydan okumuşlardı. Elde yok avuçta yoktu. Üstte yok başta yoktu. Cep delik cepken delikti. İmkânsızlığın kuşatmasını imanın ve milli iradenin kudretiyle yarmışlardı. Erzurum’dan Sivas’a gitmek için emekli bir binbaşıdan borç almışlar, tavanını örten körüğün yırtık olduğu hurda bir otomobille yola koyulmuşlardı. Bu yolculukta verdikleri mola esnasında yedikleri biraz peynir, biraz zeytin, kuru ekmek ve kuru soğandı. Doymayan kursaklarıyla Türkiye’yi karalayan açgözlü sonradan görmeler, bölünme hayali kurup, kanlı emellerin ve teröristlerin yedek kuvveti haline gelen vatan hainleri, battık, bittik, iflas ettik yaygarası koparan münafık odaklar, bizden adam olmaz diyen batı piyonları, batılın uşakları, bir eli yağda bir eli balda, ama zehirli dilleri de fitnenin batağında olan, millete tepeden bakan, emekçiyi tanımayan, emeği takmayan, keyfi demokrasi ve tufeyli özgürlük sevdalısı meyhane solcuları, çarkı felek gibi dönen, döndükçe posaları çıkan meydan ve merdane devrimcileri, boğaz’ın iki yakasına konuşlanmış villalarından kerpiçli evlerden çıkan kahramanları küçük gören kokuşmuşluğun son sürümleri, dinimizi diyanetimizi istismar eden bir avuç insanlık müsveddesi, biz nereden geldiğimizi, nasıl geldiğimizi, hangi badireleri berhava ettiğimizi şükretmiş bir kalp güzelliği, müsterih olmuş bir vicdan güvenciyle hamd olsun biliyoruz. Peki siz neyi biliyorsunuz, nereye hizmet ediyorsunuz, kim ya da kimlerin nam ve hesabına milli varlığımıza nefret saçıyorsunuz? Yok öyle yağma, hiçbir haine, hiçbir işbirlikçiye, hiçbir kiralık akıl sahibine milli şerefimizi, milli seciyemizi, milli geleceğimizi çiğnettirmeyeceğiz” diye konuştu.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Trendler