Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: “Hiçbir zaman Rumların boyunduruğu altına girmeyiz”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC’nin Doğu Akdeniz’deki statüsü ve değerinin yeni siyasi değerlendirmede çok daha önemli hale geldiğini belirterek, “Herhangi bir anlaşma durumuna ve hiçbir zaman Rumların boyunduruğu veya onların otoritesi altına girmeyiz ve girmemeliyiz” dedi.

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Konya Bilim Merkezi’ni ziyaret etti. Bilim Merkezi’nde gençlerle söyleşide buluşan Cumhurbaşkanı Tatar soruları yanıtladı. Ersin Tatar, Maraş ile ilgili soru üzerine Maraş’ın 47 yıldır kapalı olduğunu hatırlatarak, “Benim başbakan olduğum dönemde bu iradeyi ortaya koyduk.

Kıbrıs’ın baktığımızda bizim bu mücadelede Türkiye’nin varlığı fevkalade önemli. Dolayısıyla bu meseleyi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la gündeme getirdim. 47 yıldır kapalı olan Maraş esas itibariyle bir anlaşma olursa Rumlara iade edileceği noktasında böyle bir beklenti içerisinde olundu karşı taraftan. Annan Planı zamanında bizler evet dedik, onlar hayır dedi. Hayır demelerine rağmen tamamen Avrupa Birliği’ne alındılar. Evet deselerdi Maraş iade edilecekti. Daha sonra çeşitli yine müzakere süreçlerinde bir anlaşma olsaydı, Rumlar bizlere eşitlik temelinde bir anlaşmaya niyet etselerdi yine Maraş söz konusuydu. Artık bir anlaşma umudu olmadığı için yıllardır bu iş böyle kaldığı için Kıbrıs Türklerinin ve Türkiye’nin iyi niyetine rağmen karşı taraftan hiçbir iyi niyet görmediğimiz için; çünkü karşı taraf maalesef Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’nin ortaya koyduğu taraflı duruş ve onların bize göre avantajlı pozisyonda bir bakıma statükoyu koruma arzu ve niyetleri Kıbrıs’ta yakın bir gelecekte anlaşma olmayacağını işaret etmek durumdayken artık 47 yıl daha Maraş’ın kapılarının kapalı kalması hiçbir anlam taşımaz, dedik.

Maraş esas itibariyle bizim Türk vakıflarına ait bir bölgeydi. 1571’den sonra Ada’nın tümü esas itibariyle bir Osmanlı adasıydı ve oradaki mallar, mülkler bir takım vakıflara ait. Belgeleri var 3 veya 5 vakıfa ait bir bölge İngiliz sömürge döneminde vakıfların kendi tüzüğüne, kendi bir takım düzenlerine rağmen peşkeş çekilmiş ve o peşkeş neticesinde oradaki oteller, binalar dikilmiş. Dolaysıyla kimse bu başkalarına aittir, Rumlara aittir diyemez. Çünkü Ata toprağı. Gazimağusa’mız gerçekten Kuzey Kıbrıs’ın en güzel, en anlamlı şehirlerinden birisidir. 1974’ten sonra büyük bir kalkınma olmuştur” diye konuştu.

Mehmetçiğin Ada’ya geldiğinde tümünün kendilerine ait olduğunu fakat koşulların değiştiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, “1878’de Osmanlı, Kıbrıs’ı İngiltere’ye devrederken nüfus 50 bin Türk, 100 bin Rum. Aradaki fark 50 bin. 1960’da bizim 50 bin olmuş 100, Rum’un 100 bin olmuş 400 bin. İngiliz döneminde gerçekten Yunanistan ve diğer adalardan nüfus çekmek suretiyle nüfusu aleyhimize çevirmiş. Bugün Avrupa Birliği’ne bakınız 700 bin nüfus olan Kıbrıs Rum yönetimi Almanya ile aynı hakka sahip. Bir defa veto hakkı var. 450 milyon nüfuslu Avrupa Birliği’nin, 85 milyon nüfuslu Türkiye Cumhuriyeti ilişkilerinde herhangi bir noktada Rum tarafı ‘Ben buna onay vermiyorum veto hakkımı kullanıyorum’ derse, veto kullanarak durdurabiliyor.

O şekilde dünyada insan hakları ve buna benzer bir takım düzenlemeler halklara ayrı haklar vermiştir. Dolayısıyla Kıbrıs’ta iki ayrı halk vardır. Uluslararası standartlar da böyle emretmektedir. Dolayısıyla Kıbrıs Türkleri ve Kıbrıs Rumları arasında hiçbir fark olmaması lazım. Zaten anlaşmalar da bunu emrediyor. Dolayısıyla biz de herhangi bir anlaşma durumuna ve hiçbir zaman Rumların boyunduruğu veya onların otoritesi altına girmeyiz ve girmemeliyiz. O yüzden iki ayrı egemen devletten bahsediyoruz. Maraş yeni politikanın bir parçasıdır. Kıbrıs eski Kıbrıs değil, Doğu Akdeniz eski Doğu Akdeniz değil, Türkiye eski Türkiye değil. O bakımdan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Doğu Akdeniz’deki statüsü ve değeri bu siyasi yeni değerlendirmede çok daha önemli hale gelmiştir” diye konuştu.

Enver Furkan Çelebioğlu – İbrahim Yetkin

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Ekonomi

Mesleki yaralanmalarda Türkiye 11. sırada

RÜMEYSA BULUT
HABER MERKEZİ-İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin sadece yasal bir zorunluluk değil insanın en temel haklarından biri olduğunu vurgulayan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Ülkemizde, iş sağlığı ve güvenliği konusunda önemli adımlar atılmakla birlikte hala iyileştirilmesi gereken alanlar bulunmaktadır. Özellikle küçük ölçekli işletmelerde ve belirli sektörlerde iş kazaları ve meslek hastalıkları daha sık görülmektedir. Bu nedenle, iş sağlığı ve güvenliği konusunda farkındalığın artırılması, yasal düzenlemelerin takip edilmesi, düzenli denetimlerin yapılması ve çalışanların eğitimine önem verilmesi büyük önem taşımaktadır. Sonuç olarak, iş sağlığı ve güvenliği sadece bir yasal zorunluluk değil, aynı zamanda insanların en temel haklarından biridir” dedi.

– “2023’TE 2 BİN İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ”

İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası vesilesiyle yazılı bir mesaj yayınlayan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “ILO verilerine göre 2023 yılında Türkiye, ölümcül olmayan mesleki yaralanmalar bakımından dünyada 11. sırada, ölümlü iş kazası sayısı bakımından ise 15. sırada yer alıyor. İş kazaları üzerine veriler toplayan ve paylaşan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre 2023 yılında en az bin 929 işçi hayatını kaybetti. Bir ülkede meydana gelen iş kazalarının sayısının azalması, o ülkenin iş sağlığı ve güvenliği açısından ne kadar başarılı olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. İş sağlığı ve güvenliği yönetiminin uygulanabilirliği ile iş kazalarının önceden engellenmesi oldukça önemlidir. Unutulmamalıdır ki her iş kazası önlenebilir nitelikte bir risktir ve bu konuda alınacak önlemler hayati önem taşır. Herkesin sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamına sahip olması, daha verimli ve mutlu bir işgücü yaratmaya yardımcı olur” ifadelerini kullandı.

-“SAĞLIKLI ÇALIŞMA ORTAMI İŞLETME YARARINDIR”

İş sağlığı ve güvenliği konusunun seçenek değil zorunluluk olduğunu belirten Palandöken, “Çalışanların daha güvenli bir ortamda çalışmalarını sağlamak, hem işverenlerin hem de çalışanların ortak sorumluluğudur. İşverenlerin ve çalışanların iş sağlığı ve güvenliği konusunda bilinçlenmeleri, uygun ekipmanların kullanımı, risklerin değerlendirilmesi ve önleyici tedbirlerin alınması önemlidir. Sağlıklı çalışma ortamları oluşturarak, çalışanların daha mutlu, daha sağlıklı ve daha verimli olmalarını sağlamak hem işletmelerin hem de toplumun yararınadır. Esnaf ve sanatkarlar için iş sağlığı ve güvenliği konularına uyum sağlamak, yasal sorunlardan kaçınmak ve işletmelerini güvende tutmak açısından hayati öneme sahiptir. İşletmelerin itibarını korumak için düzenli olarak iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmalı ve çalışanlara gerekli eğitimler verilmelidir. Bu vesile ile 4 – 10 Mayıs İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası’nda tüm işletmelere kazasız bir çalışma hayatı dilerken, bu konuda daha bilinçli, duyarlı ve sorumlu olmamız gerektiğinin altını çiziyorum” dedi.

Okumaya devam et

Genel

Sudan Cumhurbaşkanının oğlu Ankara’da son yolculuğuna uğurlandı

Ankara’da motosikletiyle otomobile arkadan çarptığı kazada yaralanıp, tedavi gördüğü hastanede 2 ay sonra hayatını kaybeden Sudan Cumhurbaşkanı Abdulfettah el-Burhan’ın oğlu Mohamed Abdulfettah el-Burhan Rahman, Karşıyaka Mezarlığı’nda son yolculuğuna uğurlandı.

Gizem KARADAĞ- Canberk ÖZTÜRK
ANKARA-Mohamed Abdulfettah el-Burhan Rahman, 7 Mart’ta akşam saatlerinde Gölbaşı ilçesine bağlı Kızılcaşar Mahallesi Kiraz Bulvarı’nda motosikleti ile hafif ticari araca çarptı. Çarpmanın etkisiyle savrulan Mohamed Abdulfettah el-Burhan Rahman, ağır yaralandı. Olay yerindeki ilk müdahalenin ardından ambulansla Bilkent Şehir Hastanesi’ne kaldırılan el-Burhan Rahman, hastanenin yoğun bakım sevisine alındı. Yaklaşık 2 aydır yaşam mücadelesi veren Sudan Cumhurbaşkanı‘nın oğlu Mohamed Abdulfettah el-Burhan Rahman, dün hayatını kaybetti.

Mohamed Abdulfettah el-Burhan Rahman için Ankara’da Karşıyaka Camii’nde cenaze töreni düzenlendi. Törene, Sudan Cumhurbaşkanı Abdulfettah el-Burhan, ailesi, yakınlarının yanı sıra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, MİT Başkanı İbrahim Kalın, AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Bekir Bozdağ ile çok sayıda kişi katıldı. Cenaze namazını Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş kıldırdı. Öğle kılınan namazın ardından Mohamed Abdulfettah el-Burhan Rahman’ın cenazesi Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verildi.(DHA)

Okumaya devam et

Asayiş

İliç’teki maden faciasında cansız bedenine ulaşılan 2 işçi, toprağa verildi

Erzincan’ın İliç ilçesindeki altın madeni sahasında cansız bedenlerine ulaşılan işçilerden Ramazan Çimen ile Kenan Öz’ün cenazeleri, bugün törenle toprağa verildi.

Muzaffer KOŞAN
ERZİNCAN-İliç ilçesinde Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye ait altın madeninde, 13 Şubat’ta yaklaşık 10 milyon metreküp toprağın yamaçtan akması ile heyelan altında kalan 9 işçiden kıdemli kırıcı vardiya süpervizörü Ramazan Çimen ile kıdemli istifleme ve aglomeratör süpervizörü Kenan Öz’ün, dün akşam saatlerinde cansız bedenlerine ulaşıldı.
Evli ve 3 çocuk babası olan Ramazan Çimen ile evli ve 2 çocuk babası olan Kenan Öz için bugün cenaze töreni düzenlendi. İliç ilçesindeki Yusuf Ziya Demir Camisi’nde öğlen kılınan cenaze namazına protokol, Çimen ve Öz’ün ailesi, yakınları ve vatandaşlar katıldı. Erzincan Müftüsü Muharrem Gül’ün kıldırdığı cenaze namazı sonrası Çimen ve Öz’ün cenazeleri ilçe mezarlığında toprağa verildi.

5 İŞÇİ ARANIYOR

Faciada toprak altında kalan 9 işçiden Ramazan Çimen ile Kenan Öz ile birlikte 4 işçinin cansız bedenine ulaşıldı. Çok sayıda iş makinesi ve personelin katıldığı aramalarda ilk olarak 5 Nisan’da Uğur Yıldız’ın, 19 Nisan’da Adnan Keklik’in cenazesi bulunmuştu.

Halen toprak altında olan 5 işçiye ulaşmak için çalışmalar aralıksız sürüyor. (DHA)

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.