Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Ekonomi

Bakan Elvan: Asgari ücret konusunda gerekli hassasiyeti göstereceğiz

İSTANBUL – Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, ”Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en hassas olduğu hususlardan bir tanesi de vatandaşlarımızın enflasyona ezdirilmemesidir. İlgili bakanlıklarımızla güçlü bir iş birliği içinde çalışıyoruz. Asgari ücret başta olmak üzere bu konuda gerekli hassasiyeti göstereceğiz” dedi

Adem Gürer – Muhammed Fırat Aksoy
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Turkuvaz Medya Grubu tarafından düzenlenen Türkiye 2023 Zirvesi ve Para Sohbetleri etkinliğine katıldı. Etkinlikte açıklamalarda bulunan Bakan Elvan, ”Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en hassas olduğu hususlardan bir tanesi de vatandaşlarımızın enflasyona ezdirilmemesidir. İlgili bakanlıklarımızla güçlü bir iş birliği içinde çalışıyoruz. Asgari ücret başta olmak üzere bu konuda gerekli hassasiyeti göstereceğiz. Borçlanma konusunda da son derece temkinli bir yaklaşım izledik. Bütçe disiplininde gösterdiğimiz hassasiyet, hazinenin finansman ihtiyacını da azalttı. 2021 yılında 618 milyar lira borçlanma öngörmüştük. 155 milyar lira daha az borçlanma ile yılı kapatacağız. Aşağı yukarı 463 milyar lira ile yılı kapatmış olacağız” dedi.

Salgın dönemine dair bilgiler veren Bakan Elvan, ”Salgın döneminde reel sektörün ayakta kalması ve istihdamda sürekliliğin sağlanması bizim açımızdan oldukça önemliydi. Uyguladığımız politikalar sayesinde geçtiğimiz seneyi iç talebin sürüklediği bir büyüme ile kapattık. Bu sene ise aşılamanın artması ve küresel canlanma bizi daha sağlam ve dengeli büyüme rotasına yönlendirdi. Yılın ilk yarısını yüzde 14,3’lük bir büyüme ile kapattık. Bu büyümenin yaklaşık yüzde 60’ını yurtiçi yatırımlar ve net dış talep oluşturdu. Bu sağlıklı bir büyüme demektir. Yılın 2’nci yarısına ilişkin öncü göstergeler, ılımlı bir yurtiçi talebe ve güçlü bir ihracata işaret ediyor. 2021 yılını yüzde 9’un üzerinde bir büyüme ile kapamayı öngörüyoruz. Çift haneli bir rakamla da kapatabileceğimizi düşünüyoruz. Bizim için büyümenin dengeli ve sürdürülebilir olması, istihdama olan katkısı ve gelir dağımı adaletini tesis edici nitelikte olması büyümenin seviyesinden çok daha önemli.

”Bu sene için öngördüğümüz yüzde 9’luk büyümeyi, milli gelire oran olarak yüzde 2’nin altında cari açıkla gerçekleştireceğiz”
Bakan Elvan, sözlerine şöyle devam etti: ”Geçmiş yıllardaki eğilime baktığımızda, büyüme ile cari açık arasında çok yakın ilişki olduğunun görüyoruz. Büyümenin yüksek olduğu dönemlerde cari açığımız yüksek, düşük olduğu dönemlerde ise cari açığımız düşük hatta kimi zaman fazla da veriyoruz. Bu döngüyü kırmak ve yapısal cari açığı azalmak üzere önemli adımlar attık, atmaya devam ediyoruz. Savunma sanayinde gösterdiğimiz başarıyı diğer alanlara da yaymanın gayreti içindeyiz. Bu sene için ön gördüğümüz yüzde 9’luk büyümeyi, milli gelire oran olarak yüzde 2’nin altında cari açıkla gerçekleştireceğiz. Yılı, geçmiş eğilimlerin aksine yüksek büyüme ve düşük cari açıkla kapatacağız.

”Hükümetimizin ihracatı destelemek amacıyla yüksek döviz kuru hedeflediğine ilişkin yorumlar doğru değil”
Uluslararası emtia ve enerji fiyatları aleyhimize işlese de bu başarılı performansta 4 faktör rol oynuyor. Birincisi yapısal cari açığı azaltıcı yatırımlara öncelik veriyoruz. İkincisi artan dış talebin etkisiyle güçlü bir ihracat performansı gösteriyoruz. Üçüncüsü altın ithalatına ilişkin aldığımız önlemler güçlü şekilde etkisini ortaya koydu. Dördüncüsü ise turizmde 2020 yılına kıyasla çok daha iyi bir performansa imza attık. Hükümetimizin ihracatı destelemek amacıyla yüksek döviz kuru hedeflediğine ilişkin yorumlarla karşılaşıyoruz. Bu yorum doğru değil. Türkiye, dalgalı kur rejimi uygulamaktadır. Kurun değeri de piyasada belirlenir.

”Bu yılı yüzde 3 buçuğun altında bütçe açığı ile kapatacağız”
Türkiye ekonomisi kamu maliyesi kaynaklı bir risk yaşamadı, yaşamayacaktır. Dünyada bütçe açıklarının çift haneleri, borçluluk seviyeleri ise üçlü haneli gördüğü bir ortamda biz, sağlam ve ihtiyatlı kamu maliyesi politikalarımızla pozitif olarak ayrıştık. 2021 yılı bütçemizde yüzde 4,3’lük bütçe açığı öngörmüştük. Bu yılı yüzde 3 buçuğun altında bütçe açığı ile kapatacağız”.

”Pandemi nedeniyle 2020’den bu yana sunulan destekler yıl sonunda toplam 734 milyar liraya ulaşacak”

Pandemi döneminde yapılan desteklere değinen Bakan Elvan, ”Pandemi nedeniyle 2020’den bu yana gerek bütçeden gerekse diğer kaynaklardan sunduğumuz destekler, yıl sonunda toplam 734 milyar liraya ulaşacak. Enflasyonla mücadelede vergi indirimleri ve fiyat ayarlamalarıyla 125 milyar liralık kamu gelirinden vazgeçtik. Maliye politikası kararlılığını çok net bir biçimde gösterdik. Bahsettiğim bu tutara doğalgaz ve elektrik alanında verdiğimiz destekler dahil değildir.

Türkiye net enerji ithalatçısı konumundadır. 2020 yılı sonu ve bu yılın başına göre brent petrol varil fiyatı yüzde 72, doğalgaz fiyatı da metreküp başına yüzde 349 arttı. Daha birkaç gün önce bu oran yüzde 400’ün üzerindeydi. Bunlara ek olarak maruz kaldığımız kuraklık neticesinde hidroelektrik santrallerinin toplam elektrik üretimindeki payı yüzde 30’dan yüzde 19’a düştü. Biz bu düşüşü doğalgazla yapılan elektrik üretimiyle telafi ettik. Dolayısıyla elektrik üretim maliyetlerimiz de önemli ölçüde arttı. Söz konusu maliyet artışlarını da vatandaşlarımıza en az düzeyde yansıtıp, maliyetin önemli bir bölümünü biz üstleniyoruz.

Şu anda ısınma amaçlı olarak yurtdışından 100 birime mal ettiğimiz doğalgazı 4’te 1’i fiyatına yani 25 birime vatandaşlarımıza satıyoruz. Elektriği ise üretim maliyetinin yüzde 50’si daha düşük bir fiyatla sunuyoruz. Tarım ürünleri tarafında da un fabrikalarını, yem üreticilerini, hayvan yetiştiriciliği ve besiciliğiyle uğraşan üreticilerimize 800 ila bin lira arasında ilave buğday, arpa ve mısır desteği veriyoruz” şeklinde konuştu.

Asgari ücret konusuna dikkat çeken Bakan Elvan, ”Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en hassas olduğu hususlardan bir tanesi de vatandaşlarımızın enflasyona ezdirilmemesidir. İlgili bakanlıklarımızla güçlü bir iş birliği içinde çalışıyoruz. Asgari ücret başta olmak üzere bu konuda gerekli hassasiyeti göstereceğiz” açıklamasında bulundu.

”2021 yılında 618 milyar lira borçlanma öngörmüştük, 155 milyar lira daha az borçlanma ile yılı kapatacağız”

Borçlanma konusunda da son derece temkinli bir yaklaşım izlediklerini belirten Bakan Elvan, ”Bütçe disiplininde gösterdiğimiz hassasiyet, hazinenin finansman ihtiyacını da azalttı. 2021 yılında 618 milyar lira borçlanma öngörmüştük. 155 milyar lira daha az borçlanma ile yılı kapatacağız. Aşağı-yukarı 463 milyar lira ile yılı kapatmış olacağız. AB tanımlı borç stokumuzun milli gelire oranını da düşürüyoruz. Borç stokumuzun düşük olması elbette başlı başına yeterli değildir. Borç stokumuzun yapısını da iyileştirmemiz gerekiyor. Bu amaçla iç piyasada döviz cinsi borçlanmayı bu yıl yarı yarıya düşürdük. Aynı zamanda iç borçlanmanın vadesini de önemli ölçüde uzattık. 2020 yılı içerisinde 29 aya kadar düşen iç borçlanmanın ortalama vadesini 56 aya kadar yükselttik.

”2022 yılında toplam 498 milyar lira tutarında borçlanmayı hedefliyoruz”

Önümüzdeki sene gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikalarının etkili olacağı bir yıl olacak. Yurtdışı piyasalarda oynaklığın arttığı bir döneme giriyoruz. Gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımları da bu dönemde olumsuz etkilenebilir. Dolayısıyla 2022 Yılı Hazine Finansman Programı’nı bu gelişmeleri dikkate alarak ihtiyatlı bir yaklaşım içinde hazırladık. 2022 yılında toplam 498 milyar lira tutarında borçlanmayı hedefliyoruz. Piyasa koşullarına bağlı olmakla birlikte önümüzdeki yıl yurtiçinde döviz cinsi borçlanma yapmayı planlamıyoruz. Hazinemizin yeşil tahvil olarak da bilinen, sürdürülebilir tahvil ihraçlarına imkan verecek programlarımızı yakında tamamlamış olacağız” dedi.

Yüksek enflasyonun dünyada da sorun olmaya başladığını aktaran Bakan Elvan, ”Yüksek enflasyon sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde de önemli bir sorun olmaya başladı. Küresel tedarik zincirinde ve ara malı temininde yaşanan aksaklıklar, arz talep dengesizlikleri oluşturarak fiyatlara olumsuz yansıyor. Hızlı talep artışı da başta enerji olmak üzere küresel emtia fiyatlarını yukarı çekiyor, navlun ücretleri de bu artışlara eşlik ediyor. Dünya çapında yaşanan kuraklık, olumsuz iklim koşulları ve stoklama eğilimindeki artış, uluslararası gıda fiyatlarının yükselmesine neden oluyor. Maalesef bizde arz ve talep kaynaklı bu gelişmelerden etkilendik. Enflasyonla mücadelede 2020’nin son çeyreğinden itibaren para ve maliye politikalarında kritik adımlar attık. Ancak son iki aydır, küresel gelişmelerin de etkisiyle finansal piyasalarda dalgalanmalar yaşandı. Merkez Bankası kararı sonrasında piyasa faizlerinde, varlık fiyatlarında, döviz kurunda ve beklentilerde bir hareketliliğe şahit olduk. Burada hiçbir ilgili dinamiğin göz ardı edilemeyeceği kanaatindeyim. Çünkü tüm bu unsurlar entegre bir şekilde enflasyon görünümünü şekillendiriyor. Gerek küresel konjonktür gerekse yurtiçinde enflasyonun seyri temkinli olmayı gerektiriyor. Enflasyon, orta ve uzun vadede bir arz talep sorunudur. Bu bağlamda maliye politikalarımızı arz yönlü yapısal politikalarla ve verimlilik artışlarına yönelik tedbirlerle desteklemeye devam edeceğiz. Başta yenilenebilir enerji olmak üzere, enerji alanında atmakta olduğumuz yapısal adımlar, enerji faturamızı ve dolayısıyla maliyet geçişkenliğini sınırlıyor. Benzer adımları gıda enflasyonu için de titizlikle atıyoruz. Kurduğumuz erken uyarı sistemi ve uyguladığımız yapısal tedbirler sayesinde küresel düzeyde artan gıda enflasyonunun ülkemizdeki etkilerini proaktif bir biçimde sınırlamayı amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı.

”Kaynakların tahsisinde bankaların seçici ve odaklı bir yaklaşım içinde olması gerektiğin düşüyoruz”

Finansal sektördeki tüm paydaşlarla yakın bir ilişki içerisinde olduklarını vurgulayan Bakan Elvan, ”Kredi gelişmelerini düzenli bir şekilde takip ediyor. Kredi segmentlerindeki eğilimi yakından izliyoruz. Bankacılık sektörümüz güçlü sermaye yapısı ve aktif kalitesiyle sağlıklı bir yapı arz ediyor. Sektörün iki konuyu hassasiyetle değerlendirmesini istiyorum. Birincisi; kullandırılacak olan yeni kredilerin yatırım, üretim, istidam ve ihracata yönelik olmasını çok önemsiyoruz. Kaynakların tahsisinde bankaların seçici ve odaklı bir yaklaşım içinde olması gerektiğin düşüyoruz. Verilen kredilerin hangi amaçlarla kullanıldığını takibi de şart. İkincisi; bankacılık sektörümüz teminata dayalı geleneksel kredilendireme yaklaşımının ötesine geçmeli diye düşüyorum. Risk yönetimine dayalı finansman uygulamalarını yaygınlaştırmak gerekiyor. Bu yönde yaklaşım, KOBİ’lerin ve startup’ların yeterli finansal kaynağa ulaşmasında oldukça büyük önem taşıyor. Küresel ölçekte sorunların yaşandığı bir dönemde büyümede, kamu maliyesinde ve bankacılık sektöründe en iyi performans gösteren ülkelerden biriyiz” diye konuştu.

Ekonomi

Karadeniz’in tek inşaat fuarı Samsun’da kapıları açtı

TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. tarafından Samsun Valiliği, Samsun Büyükşehir Belediyesi, Samsun Ticaret ve Sanayi Odası, Samsun Ticaret Borsası, Mimarlar Odası, İnşaat Mühendisleri Odası, Elektrik Mühendisleri Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası ve İç Mimarlar Odası Samsun Şubeleri ve KOSGEB destekleri ve işbirlikleri ile hazırlanan 8’inci Yapı, İnşaat Malzemeleri, Asansör, Tesisat, Isıtma, Soğutma, Havalandırma, Doğalgaz ve Teknolojileri Fuarı bugün kapılarını açtı. Fuarda açılış konuşmasını yapan TÜYAP Fuar Yapım A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Gökalp Gökdemir, “8’incisini gerçekleştirdiğimiz Samsun İnşaat Fuarımızı bu yıl 1 salonda yaklaşık 2 bin 500 metrekare alanda açıyoruz. İnşaat malzemelerinden bina tesisat sistemlerine, akıllık otomasyon sistemlerinden konut projelerine kadar pek çok kapsamda üretim yapan 41 firmayı fuarımızda ilgililer ile buluşturuyoruz. Fuarımıza bu yıl 6 ilden katılımcılar bekliyoruz. İzmir, Giresun, Sinop, Rize, İstanbul ve Samsun’dan sektör ilgililerini buluşturacağız. Fuarımıza 31 ülkeden toplam 2 binin üzerinde online davetiye doldurdu. Azerbaycan ve Gürcistan ağırlıklı olmak üzere Rusya, Ukrayna, Irak, Birleşik Arap Emirlikleri, Lübnan gibi geniş bir coğrafyadan fuarımıza, davetiyeler doldurulmuştur” dedi.

Gökhan İÇKİLLİ
SAMSUN- ‘MALZEMELER SAMSUN’DA ÜRETİLİYOR’

Güvenli ve standardı yüksek yapı malzemelerinin ülkemizde üretilmesinin son derece önemli olduğunu ifade eden Samsun Valisi Orhan Tavlı, “İnşaat ve yapı malzemeleri deyince güvenli ve standardı yüksek yapı malzemelerinin ülkemizde üretilmesi ve dünya çapında marka firmalarının ülkemizde üretim yapması bu sektör açısından son derece anlamlı. Samsun başta olmak üzere güvenli şehirler oluşturan, güvenli yapı malzemeleri, konutlar, inşaat yapıları oluşturan Türk müteahhitlik firmaları da yapı malzemesi üreten firmalara öncelikle teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum. İnşaat sektöründe teknoloji geliştikçe yapıların hem güvenli olması hem de standardın yüksek olması aynı zamanda estetik ve konforu da yüksek yapı malzemelerinin talep edildiğini günümüzde görmekteyiz” diye konuştu.

‘YAPACAĞIMIZ İŞLER VAR’

İnşaat sektörünün her sektörü ilgilendiren önemli bir sektör olduğunu belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, “Diğer sektörleri de içinde barındıran ekonominin gidişatıyla çok alakalı olan bir sektör. İnsanların evine ekmek götürmede baş aktörlerden birisi inşaat sektörüdür. Dolayısıyla inşaat sektörünün bu günümüzde fuarı Samsun’da yapıyor olması bizim için de önemli. İnsanların piyasaya olan inancını, piyasadaki devamlılığı olan inancını gösteren önemli bir etkinlik. Samsunla alakalı yapacaklarımız var. Önemli olarak dirençli şehirler noktasında kentsel dönüşümle ilgili yapacağımız işler var. Buradaki inşaat firmaları ve inşaat firmalarımızla el ele vererek bu süreci biran evvel yapma arzusuyla hareket edeceğiz” dedi.

02-05 Mayıs tarihlerinde açık olacak olan fuarın açılışına, Samsun TSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Süleyman Hızır, kaymakamlar, TÜYAP Fuarlar Yapım A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Gökalp Gökdemir, sivil toplum kuruluşları, oda başkanları, firma sahipleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Konuşmaların ardından Samsun İnşaat Fuarı’nın açılış kurdelesi kesildi. Ardından katılımcılar fuarı gezdi. (DHA)

Okumaya devam et

Ekonomi

Samsun manda varlığında 1’inci sırada geliyor

Samsun, Türkiye’deki manda varlığının yüzde 12,3’ünü elinde bulundurarak, manda varlığında ilk sırada geliyor.

Erdi Demir
SAMSUN-
Büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığı bakımından oldukça zengin bir konumda bulunan Samsun, büyükbaş havan varlığı bakımından ülke genelinde 12’nci sırada yer alıyor. Manda varlığında ilk sırayı alan Samsun, küçükbaş hayvan varlığı bakımında da önemli bir konumda bulunuyor.

TÜİK verilerine göre il genelinde kültür, melez ve yerli büyükbaş olarak Samsun’da toplam 325 bin 539 büyükbaş (sığır) hayvan bulunuyor. 20 bin 9 adet manda varlığı ile bu alanda 1’inci sırada bulunan Samsun’da ayrıca 225 bin koyun, 24 bin adet de keçi bulunuyor. Verilere göre Samsun, toplam 345 binden fazla büyükbaş, 250 binden fazla da küçükbaş hayvan varlığına sahip olarak dikkat çekiyor.

Ayrıca Samsun’da 1,8 milyon et tavuğu, 1,7 milyon yumurta tavuğu, 9 bin 400 adet hindi, 31 bin kaz, 22 bin ördek ve beç tavuğu olmak üzere toplam 3 milyon 675 binden fazla kanatlı hayvan bulunuyor.

97 bin 448 adet kovan bulunan Samsun’da yılda yaklaşık ortalama bin ton da bal üretiliyor.

Okumaya devam et

Ekonomi

Nisan ayında markette fiyatı en fazla artan ürün kuru soğan oldu

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Nisan ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 73,8 ile kuru soğan oldu. Kuru soğandaki fiyat artışını yüzde 52 ile patates takip etti” dedi.

Kaan Taşkın – Burak Can Ekizoğlu
ANKARA-
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, nisan ayında üretici ve market arasındaki fiyat değişimleri ile aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişimlere ilişkin basın açıklaması yaptı. Bayraktar, nisan ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 284,3 ile kuru incirde görüldüğünü belirterek, şunları kaydetti:

“Kuru incirdeki fiyat farkını yüzde 229,9 ile limon, yüzde 227,4 ile karnabahar, yüzde 176,6 ile kuru üzüm, yüzde 169,5 ile patates takip etti. Kuru incir 3,8 kat, limon ve karnabahar 3,3 kat, kuru üzüm 2,8 kat, patates 2,7 kat fazlaya satıldı. Üreticide 115 lira olan kuru incir markette 441 lira 99 kuruşa, 7 lira 50 kuruş olan limon markette 24 lira 74 kuruşa, 10 lira 88 kuruş olan karnabahar 35 lira 61 kuruşa, 60 lira olan kuru üzüm 165 lira 99 kuruşa ve 10 lira olan patates 26 lira 95 kuruşa satıldı.”

“Nisan ayında markette fiyatı en fazla artan ürün kuru soğan oldu”

Nisan ayında markette 39 ürünün 22’sinde fiyat artışı, 17’sinde ise fiyat azalışı görüldüğünü ifade eden Bayraktar, “Nisan ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 73,8 ile kuru soğan oldu. Kuru soğandaki fiyat artışını yüzde 52 ile patates, yüzde 47,9 ile limon, yüzde 23,2 ile tavuk eti ve yüzde 22,9 ile karnabahar takip etti. Markette fiyatı en fazla azalan ürün ise yüzde 51 ile patlıcan oldu. Patlıcandaki fiyat düşüşünü yüzde 50,7 ile sivri biber, yüzde 31,4 ile salatalık, yüzde 19,5 ile yumurta ve yüzde 14,5 ile kabak izledi” ifadelerini kullandı.

“Üreticide en çok fiyat düşüşü patlıcanda görüldü”

Nisan ayında üreticide 31 ürünün 8’inde fiyat artışı, 14 üründe fiyat düşüşü olduğunu söyleyen Bayraktar, “Üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 60,4 ile patlıcanda görüldü. Patlıcandaki fiyat düşüşünü yüzde 58,6 ile sivri biber, yüzde 35,6 ile salatalık, yüzde 34,1 ile karnabahar, yüzde 25,8 ile yumurta ve yüzde 12,5 ile kabak izledi. Üreticide en çok fiyat artışı yüzde 114,3 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat artışını yüzde 68,1 ile yeşil soğan, yüzde 20,1 ile maydanoz, yüzde 13,8 ile dana eti ve yüzde 7,2 ile kuzu eti izledi” açıklamasında bulundu.

Üreticide yaşanan fiyat değişimlerine de değinen Bayraktar, “Limonda sezonun sonuna gelindiği için fiyatlar yükseldi. Arzdaki azalışa bağlı olarak yeşil soğan ve maydanozda fiyatlar arttı. Mevsim sonu itibarıyla havuca olan talebin azalmasıyla fiyat düştü. Yumurta sektöründeki dönemsel arz fazlası ile ihracatta yaşanan sıkıntılar birleşince yumurta fiyatları geriledi” şeklinde konuştu.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.