Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Ekonomi

Çip kıtlığıyla boğuşan Avrupa’ya kamyonlar Türkiye’den

Çip krizi dünya otomotiv sektörünü kasıp kavuruyor. Kriz, ağır araçlara da yansıdı. Üretimler yavaşlayınca sıfır kamyona ulaşmak zorlaştı, ikinci el fiyatları da katlandı. Türkiye bu noktada üretim üssü haline geldi. Türkiye’de kamyon ve otobüs fabrikaları bulunan Mercedes Benz Türk, çip krizinin yaşandığı yılın ilk on ayında 10 bin kamyon ihraç etti. Parasal olarak 1 milyar euroluk bir hacme ulaşıldı.

Ali Canberk Özbuğutu
İSTANBUL
-Ekonomik aksiyonların yavaşladığı dönem sonrasında birden artan talepler otomotiv sektöründe krizlere yol açtı. Artan yoğun talep sonrası otomotiv üreticilerinin çip ihtiyacı karşılanamadı. Bu nedenle üretimler aksadı. Son dönemde dünyada çip kıtlığından dolayı bir kamyon krizi patlak verdi. Bir zincir gibi işleyen ticaret döngüsünde otomotiv sektörü yavaşlayınca lojistik ayağı sekteye uğradı. Başta taşımacılık sektörü olmak üzere bir çok alan bu olumsuzluk etkilendi.

Pandemide normalleşmeye süreciyle ticari faaliyetler hız kazandı ve otomotiv talepleri arttı. Bu durum otomotiv üretiminde kullanılan çip krizine yol açtı. Çip üretici firmaların üretim kapasiteleri alarm verdi.

“İlk 10 ayda 17 bin 650 üretimimiz var”

Türkiye’de kamyon ve otobüs fabrikaları bulunan Mercedes Benz Türk, çip krizinin yaşandığı yılın ilk on ayında 10 bin kamyon ihraç etti. Kamyon üretimlerinin geçen seneye göre arttığını, kuvvetli bir talep yaşandığını söyleyen Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün, “Hem yurt içi satış hem de yurt dışı ihracat pazarında 2015 yılını baz alıyoruz. 2015 yılı referans yılı olarak Kabul edersek daha doğru olur. Baz etkisi dediğimiz bu yıllarda yaşıyoruz. 6 ton ve yukarı kamyon pazarında İlk 10 ayda 17 bin 650 üretimimiz var bunların 10 bin adedini ihraç ettik, geriye kalan 8 bin adet yurt içi pazara verdik. Yurt içi pazarımız ilk 10 ay itibariyle 22 bin seviyelerinde. Bu seneyi 30 bin bandında kapatacağız. 2015 yılında 40 binin üzerinde bir pazar olmuştu. Biz bunu referans alıyoruz. Hâlâ o seviyelerden çok uzaktayız” dedi.

“Kamyon pazarında ciddi bir talep birikmesi oluştu”

Bu yıl özellikle çip krizinin bütün endüstriyi vurduğunun altını çizen Sülün, “Normal şartlar altında geçen bir yılda Türkiye’nin kamyon ihracatı ülke yüzde 3,5-4 civarı büyürse 35-40 bin bandında olması gerekir. Önümüzdeki sene ümit ediyorum 35-40 bin bandına ulaşır. Bütün dünyada kamyon pazarında ciddi bir talep birikmesi oluştu. 2021 yılını iyi geçirdik. 2022 yılından da ümitliyiz” diye konuştu.

“Ürün bulmada zorlandık”

Sülün, kamyon pazarını genel ekonominin tansiyon ölçeri olarak niteleyerek, çip kriziyle üretimlerin yavaşlamasının ikinci el kamyon fiyatlarına da yansıdığına dikkat çekti. Sülün, “Ekonomik aktivite ne kadar yoğun olursa o kadar fazla talep oluyor. Kamyon pazarı 2015’ten 2021 yılına kadar sürekli bir gerileme yaşadı. Ekonominin ihtiyacı olan toplam parkın yenilenmesi ve büyümesi söz konusu değildi. 2019 yılında bir dip gördük. 40 bin adetten 9 bin adede geriledi. Biriken talebin tekrardan yerine konması gerekiyor. Bunun yanında bir de çip krizi oluştu. Tedarik zincirinde kırılmalar oluştu. Ürün bulmada zorlandık. Bu da ikinci el fiyatlarına da yansıdı” şeklinde konuştu.

“Çip krizi kısa zamanda çözülemez”

Tüm dünyayı saran çip krizi için ise 2023 yılını işaret eden Sülün, “Çip krizinin çok kısa sürede çözüleceğini düşünmüyorum. Normal hale dönülmesinin 2023 yılına kadar süreceğini tahmin ediyorum” dedi.

1 milyar euroluk ihracat

35’nci yılını kutladıkları Aksaray kamyon fabrikasındaki üretimle ilk 10 ayda yaklaşık 10 bin adetlik ihracat gerçekleştirdiklerini anlatan Sülün, yaklaşık 1 milyar euroluk bir rakama ulaştıklarını belirtti.

“Aksaray fabrikamız Türkiye için çok önemli”

Sülün, “Bu gurur verici bir şey bizim için. İhracat hedeflerimizi tutturuyoruz. Daha da artırmak istiyoruz bütün dünyada talep çok güçlü. Bir yandan da o talebe karşılık vermek için çaba gösteriyoruz. Bu adetlerimizi daha artırmak için gayret gösteriyoruz. Aksaray fabrikamız Türkiye için çok önemli, Türkiye’nin tam ortasında. Aslında lojistik olarak dezavantajlı bir konumda buna rağmen 10 bin kamyonu 10 ayda ihraç ettik. Ayda bin kamyonun Avrupa’ya sadece lojistiği bile çok önemli. Türkiye’de üretilen 6 ton ve üstü her 10 kamyondan 7’sini Aksaray’da biz üretiyoruz. İhraç edilen her 10 kamyondan 8’i bize ait. Ağır vasıta üretiminde ve ihracatında önemli bir rol oynuyoruz” diye konuştu.

“Otobüste Türkiye’nin 4 yıllık ihtiyacını bir yılda karşılayabilecek seviyedeyiz”

Türkiye’nin gelecekte ağır vasıtalarda üretim üssü olabileceğini vurgulayan Sülün, “Türkiye otobüste bir üretim üssü. Dolayısıyla otobüs endüstrisi olarak baktığımızda son derece rekabetçi ve kuvvetliyiz. Kamyonun ölçeği farklı oluyor. Bizim otobüs fabrikamızın kapasitesi toplam Türkiye’nin 4 yıllık ihtiyacını bir yılda karşılayabilecek seviyede. Bu kapasitede başka bir otomotiv fabrikası bulunmuyor. Hem otobüs hem de kamyonda üretim üssü olabiliriz. Çok kuvvetli bir tabanımız var. Bunun için hazırlık yapmamız lazım, otomotiv büyük bir değişim yaşıyor. Firma ve ülke olarak hazır olmamız lazım” dedi.

“Şehiriçi otobüsleri en hızlı elektriklenecek segment olacak”

Son olarak ağır vasıta araçlardaki elektrifikasyonlar ile ilgili değerlendirme yaptı. Sülün, elektriklendirmenin ilk önce şehir içi otobüslerde devreye alınacağını söyleyerek, elektrifikasyon içinde şehir içi otobüsleri dünyada en hızlı şekilde evrilecek segment olacak. Altyapılarımızı hazırlamamız lazım. Büyük metropollerde otobüsler uzun süreli çalışıyor. Bu araçların garajlarda hızlı şarj edilmesi gerekir. Bunların hepsi altyapı ve yatırım meselesi. Evrilme en hızlı belediye otobüslerinde olacak. Biz Mercedes Benz olarak böyle bir ürünümüz mevcut. Türkiye’deki talep şartları olgunlaştığı zaman Hoşdere’de üretime ulaşacağız” şeklinde konuştu.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Ekonomi

Bakanlıktan altında ‘ithalat kotası’ açıklaması

Hazine ve Maliye Bakanlığı, altın ithalatında yaşanan artışın cari dengeye olumsuz etkisinin azaltılması amacıyla işlenmemiş altın ithalatına yönelik tedbir alınmasına ihtiyaç duyulduğunu açıkladı.

ANKARA-Bakanlık, işlenmemiş altın ithalatındaki kota tedbirlerine ilişkin son günlerde gündeme gelen sorulara yazılı açıklama yaparak, yanıt verdi.

1- Kota uygulamasına neden ihtiyaç duyuldu?

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre; 2022 yılında işlenmemiş altın ithalatı bir önceki yıla göre miktar bazında yaklaşık yüzde 200’ün üzerinde bir artışla 379,2 ton (20,4 milyar dolar), 2023 yılı ilk 7 ayında ise yaklaşık 320 ton (19,2 milyar dolar) gerçekleşmiştir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından yayımlanan ödemeler dengesi istatistiklerine göre; 2022 yılında 49,1 milyar dolar gerçekleşen cari işlemler açığının 19,4 milyar doları (yüzde 39’u) net altın ithalatı kaynaklı olmuştur. 2023 yılının ilk 7 ayında ise cari işlemler açığı 42,3 milyar dolar gerçekleşmiş, net altın ithalatı 17,7 milyar dolar ile açığın yüzde 42’sini oluşturmuştur. Altın ithalatında yaşanan artışın cari dengeye olumsuz etkisinin azaltılması amacıyla işlenmemiş altın ithalatına yönelik tedbir alınmasına ihtiyaç duyulmuştur.

2- Kota miktarı nasıl belirlendi?

İşlenmemiş altın ithalatının azaltılmasına yönelik çeşitli politika tedbirleri değerlendirilerek hızlı ve etkili bir tedbir olarak kota uygulanmasına karar verilmiştir. Kota uygulamasına 7 Ağustos 2023 tarihinden itibaren geçilmiş olup, aylık kota miktarı işlenmemiş altın ithalatının uzun dönem aylık ortalaması olan 8 tonun 1,5 katı olacak şekilde 12 ton olarak belirlenmiştir.

3- Kota uygulaması hangi ithalat işlemlerini kapsamaktadır?

Kambiyo mevzuatı uyarınca işlenmemiş altın ithalatı Bakanlığımızca yetkilendirilen kıymetli madenler aracı kuruluşları aracılığıyla yapılabilmekte olduğundan, bahse konu kota söz konusu şirketler tarafından gerçekleştirilen ithalat işlemlerinde uygulanmaktadır. Kıymetli madenler aracı kuruluşu olmayan kişilerce yalnızca Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında işlenmemiş altın ithal edilmesi mümkün bulunmakta olup. DIR kapsamında gerçekleştirilen işlenmemiş altın ithalatı işlemleri kota uygulamasının dışında tutulmuştur.

4- Kota dağılımı nasıl yapıldı?

Aylık kota miktarının dağılımı için belirleyici kriter olarak kıymetli madenler aracı kuruluşlarının Ocak 2022-Temmuz 2023 döneminde gerçekleştirdikleri ve kota uygulamasının kapsamına giren işlenmemiş altın ithalatı miktarları esas alınmış olup dağılım nesnel şekilde, kural bazlı olarak gerçekleştirilmektedir. Ayrıca, belirtilen dönemde kota kapsamına giren işlenmemiş altın ithalatı gerçekleştirmemiş, ancak kota uygulamasından sonra ithalat yapmak isteyen firmalar için bir rezerv miktarı ayrılmıştır.

5- Kota uygulaması sürecinde hangi değişiklikler yapıldı?

Kota uygulaması sürecinde kıymetli madenler aracı kuruluşu olmayan mücevher ihracatçısı firmaların ham maddeye sınırlı erişim ve uluslararası piyasalarla oluşan fiyat marjlarının yüksekliği sebebiyle sorun yaşadıkları Bakanlığımıza iletilmiş, sorunların giderilmesini teminen kotanın bir bölümü sadece mücevher ihracatçıları için bankalar üzerinden kullanılmak üzere tahsis dilmiştir. Böylelikle, mücevher ihracatçılarının söz konusu bankalara başvurarak DİR dışında gerçekleştirdikleri ihracat işlemlerini teşvik etmek suretiyle, yaptıkları ihracatın miktarına uygun şekilde işlenmemiş altın satın alabilmelerine imkan sağlanmıştır. Takip eden dönemde sektörle gerçekleştirilen toplantılarda dile getirilen hususlar, Bakanlığımıza intikal eden talepler ve geri bildirimler sonucunda, uluslararası piyasalarla oluşan fiyat marjlarının azaltılması ve uygulamanın etkinliğinin artırılabilmesi için kota dağılımında kıymetli madenler aracı kuruluşlarının payı azaltılarak mücevher ihracatçılarına satış için tahsis edilen kota artırılmış; ayrıca üretici ve ihracatçıların ham madde ihtiyacının daha geniş kapsamda karşılanabilmesini teminen Ticaret Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş kuyum işletmelerine satılmak üzere iki kamu bankasına kotanın bir bölümü tahsis edilmiştir.


Okumaya devam et

Ekonomi

Tüketici enflasyonunda en yüksek ağırlık, gıda harcamalarında

Tüketici fiyatlarına etki eden ana harcama grupları içinde Nisan 2024 döneminde en yüksek ağırlığı yüzde 24,98 oranla gıda ve alkolsüz içecekler oluşturdu.

CANER ÜNVER
ANKARA-Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre; nisan ayında yıllık tüketici enflasyonu yüzde 69,80 oranla bu yılın en yüksek seviyesine çıktı. Tüketici enflasyonunu oluşturan toplam 12 ana harcama grubunda ağırlığı en yüksek harcamalar, yüzde 24,98 oranla gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 17,35 oranla ulaştırma, yüzde 14,20 oranla konut, yüzde 8,17 oranla lokanta ve oteller, yüzde 8,12 oranla ev eşyası ve yüzde 6,94 oranla giyim ve ayakkabı oldu.

Toplam 37 harcama kalemi içeren gıda ve alkolsüz içecekler harcama grubunda en yüksek payı yüzde 2,62 oranla patates ve bazı yumru bitkileri hariç sebze harcamaları aldı. İkinci sırada yer tutan harcama grubu ulaştırmada yüzde 7,07 oranla benzinli otomobil fiyatları tüketici enflasyonuna etki etti. Konut harcamalarının yüzde 5,06 oran ile büyük bir bölümünü kira ödemeleri oluşturdu. Lokanta ve otellerde en yüksek harcama kalemi yüzde 6,01 oranla yiyecek hizmetleri olurken; ev eşyası grubunda yüzde 1,40 oranla temizlik malzemeleri, giyim ve ayakkabı grubunda ise yüzde 2,29 oranla kadın giyimi tüketici enflasyonuna en fazla etki eden harcama kalemi oldu.

AĞIRLIKLARIN TESPİTİ

Ağırlıkların tespitinde ve endeks hesaplamasında Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması kullanıldı. Harcamalar 12 ana grup altında toplandı. Endekste toplam 404 madde kapsama alındı. Ağırlıkların kaynağı ise tüm sosyo-ekonomik gruplardan yaklaşık yıllık 15 bin hane halkı ile yapılan hane halkı bütçe anketi, kurumsal nüfus bireysel tüketim harcamaları anketi, yabancı uyrukluların Türkiye’de yapmış oldukları harcamalar için çıkış yapan yabancı ziyaretçiler anketi ve idari kayıtlardan elde edilen harcama ve ciro bilgileri, ulusal hesaplar hane halkı nihai tüketim harcama verilerinin değişim hızları ile genişletilerek hesaplandı.

Okumaya devam et

Asayiş

Fahiş fiyat artışı ve stokçuluk yapan işletmelere 61,6 milyon lira ceza uygulandı

Ticaret Bakanlığı, Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu tarafından fahiş fiyat artışı ve stokçuluk yaptığı tespit edilen işletmelere toplam 61 milyon 66 bin 431 lira idari para cezası uygulandığını açıkladı.

ANKARA-Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre; Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu’nun 2 Mayıs 2024 tarihinde gerçekleştirilen toplantısında başta marketlerdeki temel gıda ve ihtiyaç ürünlerindeki fahiş fiyat artışları olmak üzere; otomotiv sektöründeki stokçuluk eylemleri, hazır beton ve çimento sektöründeki fahiş fiyat artışları ve ekmek fiyat tarifelerine aykırı satışlar kurul gündemine alınarak incelendi. Böylece, Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu tarafından fahiş fiyat artışı ve stokçuluk yaptığı tespit edilen işletmelere toplam 61 milyon 66 bin 431 lira idari para cezası uygulandı. Ayrıca; Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu tarafından 2023 yılında fahiş fiyat artışı ve stokçuluk yaptığı tespit edilen işletmelere 355 milyon 804 bin 957 lira idari para cezası uygulandı. (DHA)

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.