Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Kültür Sanat

Cehennem Kapısı açıldı

UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Pamukkale’de 2013 yılında İtalyan kazı ekibi tarafından ortaya çıkarılan Plütonium (Cehennem Kapısı), ziyaretlere açıldı. Antik kaynaklarda ‘Ölüler ülkesine geçiş kapısı’ olarak adlandırılan Plütonyum, daha ilk günden yüzlerce yerli ve yabancı turisti ağırladı.

Eren Elyesa Polat – Semih Can Yılmaz
DENİZLİ-
Dünyanın en önemli kültür miraslarından olan beyaz cennet Pamukkale’nin ziyaretçi akınına uğrayan kültür varlığı Hierapolis Antik Kenti’nde, yeni bir tarihi alan daha ziyaretçilerine açtı. İtalyan kazı ekibi tarafından 2013’te bulunan Plütonium (Cehennem Kapısı), devam eden restorasyon çalışmaları sırasında 2018 yılında kısa süreli ziyaretlere açılmış ancak restorasyonun tamamlanması için daha sonra ziyaretler yeniden yasaklanmıştı.
Yer altından gelen kalsiyumlu sudaki karbondioksitin uçmasıyla zehirlenen canlıların ölmesi nedeniyle antik kaynaklarda ‘Ölüler ülkesine geçiş kapısı’ olarak adlandırılan Plütonyum, dün itibariyle yeniden ziyaretlere açıldı. Milattan önce 2. yüzyılda Bergama Kralı 2. Eumenes tarafından kurulan ve “kutsal şehir” anlamına gelen Hierapolis’te ‘Cehenneminin Kapısı’ olarak kabul edilen ve Eylül ayında resmi açılışı yapılması planlan mağara, daha ilk günden yerli ve yabancı ziyaretçilerin akınına uğradı. Antik dönemde kapıdan içeri girmeye çalışırken gazdan zehirlenip ölen boğaların Plüton’a kurban edildiğine inanılarak adak törenleri yapılan Cehennem Kapısında, aslına uygun olarak restore edilen Hades ve cehennemin 3 başlı bekçi köpeği Kerberos’un büyüleyen heykeli özellikle yabancı turistlerin dikkati çekti.

“Pamukkale’yi arkadaşlarıma önereceğim”

Pamukkale’yi görmek için Çin’den gelen ve ziyareti sırasında Plütonium’un ziyarete açıldığını öğrenen Bodin Hon, “Bugün burada olmak ve açılışını görmek çok güzel, doğal bir gazın çıkışı ilginç. Burayı tüm arkadaşlarıma ve herkese önereceğim burayı görmeleri gerekiyor. Çünkü burası çok ilgi çekici bir yer. Buraya geldiğim için çok mutluyum. Asya ve Avrupa’nın farklı ülkelerindeki tüm arkadaşlarıma buraya gelip görmelerini tavsiye edeceğim. Bunlara buraya gelin, burayı görmeniz gerekiyor” şeklinde tavsiyede bulundu.

“İlgi çok”

Turistlerin ilgili olduğunu belirten profesyonel tur rehberi Bekir Yavuz da, “Buraya her gün Türkiye’nin birçok farklı noktasından turistler geliyor ziyaret ediyorlar. Bizde onlara eşlik ediyoruz. Burada yeni açılan uzun zamandır kapalı olan bugün açılan cehennem kapısı ölülerin geçiş noktası olarak bilinen bir yerdir. Turistlerimizde bugün burayı ziyaret ediyorlar. Bugün yoğun bir ilgi var. Birçok turistimiz bugün açılması sebebiyle gelip ziyaret ediyorlar. Burada çok değişik bir yapısı var. Çünkü yeraltından zehirli gaz geliyor burada turistlerimiz bu durumu öğreniyorlar bizlerde anlatıyoruz” diye konuştu.

“Tarih kokuyor”

Farklı bir ambiyansın olduğunu söyleyen ve Diyarbakır’dan Denizli’ye gelen Fatma Şen ise “Denizli’yi görmeyi çok arzu ediyordum ve gelip gördüm. Çok güzel bir manzarası ve ambiyansı var. Yurdun bütün insanlarının gelip görmesini tavsiye ederim. Gelip gördüğümüz için bizlerde çok memnunuz, güzelde karşılandık. Güzel bir ambiyansı var görülmeye değer tarih kokuyor gelip insanların görmesini tavsiye ediyoruz. Ülkenin her yeri güzel burasıda güzel, Diyarbakır da güzel” dedi.

Plütonium (Cehennem Kapısı)

Latince’de ‘Plutonium’, Yunanca’da ise ”Ploutonion” olarak adlandırılan Pluto’nun kapısının, Yunan-Roma mitolojisinde yer altına açılan kapı olduğuna inanılıyordu. Yunan coğrafyacı Strabon’un Antik Anadolu Coğrafyası eserlerinde yer verdiği yapıda, Pluto yani Hades’e kurban edilmek istenen hayvanlar tapınağa getiriliyor ve Cehennem Kapısı’nda zehirli gazlar nedeniyle ölüyordu.

4. yüzyıla kadar ayakta kaldığına inanılan Plutonium’un Hristiyanlık iyice benimsendikten sonra paganlıktan gelen batıl inancın önüne geçilmek için tahrip edildiği ve bir süre sonra da kentte meydana gelen depremlerden dolayı 6.yy’da tamamen yıkıldığı düşünülüyor.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Genel

ÖZGÜR BASIN, MUTLU TOPLUM DEMEKTİR…

“Basın özgürlüğü dünya genelinde tehdit altında. Özgür ve mutlu bir toplum, özgür basın ile mümkündür”

SAMSUN-Samsun 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yusuf Ziya Çakır, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü nedeniyle bir mesaj yayımladı.

Başkan Çakır mesajında şu görüşlere yer verdi;

“Birleşmiş Milletler (BM) 3 Mayıs 1994 yılında aldığı bir karar ile aynı gün Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlanmaya başlandı. Son yıllarda basın özgürlüğü sadece az gelişmiş demokrasilerde değil, çok gelişmiş ve ileri demokratik ülkelerde bile tartışılır hale gelmiştir. Bazı medya kuruluşları ise ekonomik kaygılarla ayakta kalabilmek adına yayın ilkelerinden ve etik değerlerden taviz vermeye başlamıştır. Bu durum medya bağımsızlığını ve basın özgürlüğünü de tehdit etmektedir.

Bunun yanı sıra, maalesef dünyanın birçok ülkesinde basın çalışanları büyük haksızlıklara uğramakta, baskıya ve şiddete maruz kalmaktadır. Özgür basının olduğu yerde daha özgür ve mutlu bir toplum olacaktır.

Bu düşüncelerin ışığında, ülkemizde basın özgürlüğünün çok daha ileri noktalara taşınmasını istiyor, halkın sesi olan tüm gazetecilerimizin 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü kutluyor, meslektaşlarıma başarılar diliyorum.”

Okumaya devam et

Kültür Sanat

Osmanlı’da bir devre adını veren ‘Köprülüler’ memleketi Samsun’da yaşatılıyor

Osmanlı’da ‘Köprülüler Devri’ olarak bir döneme adını veren Vezirköprülü sadrazamlar, Samsun Müzesi’nde yaşatılıyor.

Erdi Demir
SAMSUN-
Köprülü ailesinin kurucusu Köprülü Mehmed Paşa aslen Arnavutluk asıllı. Devşirme olarak Enderun’a yerleştirilen paşa, Samsun’un Köprü ilçesinden bir hanımla evlendi ve burayı ikinci memleketi olarak gördü. Sadrazamın Osmanlı’da daha önceden görülmemiş yetkileri elinde toplamasının ardından ilçenin Köprü olan adı, Vezirköprü olarak adlandırılmaya başlandı.

17’nci yüzyılda Osmanlı’da Kösem Sultan’ın etkin olduğu ve 4. Mehmet’in 6 yaşında tahta çıktığı dönemde devletin başına getirilen Köprülüler, Osmanlı’yı içinde bulunduğu kaotik ortamdan çıkartıp, tekrar şaşalı günlerine geri döndürmüştü. Osmanlı’da bir döneme adını verecek kadar hizmetlerde bulunan Vezirköprülü sadrazamlar Köprülü Mehmed Paşa, Oğlu Fazıl Ahmet Paşa ve damadı Kara Mustafa Paşa’nın 27 yıl boyunca devlet yönetiminin elinde bulundurması Samsun Müzesi’nde ziyaretçilere aktarılıyor. Müzede, 3 sadrazamın balmumu heykellerinin yanı sıra bilgilendirme yazıları, Osmanlı dönemine ait savaş malzemeleri ve araç gereçleri de sergileniyor.

Samsun Müzesi’nde kendilerine ayrılan köşede Köprülü ailesi hakkında, “17. yüzyıl ortalarından itibaren saltanata önemli vezir ve sadrazamlar yetiştirmişti. Köprülü ailesinin kurucusu olan Köprülü Mehmed Paşa’nın 1656 tarihinden itibaren kesintisiz olarak oğlu Fazıl Ahmet Paşa, damadı Kara Mustafa Paşa ile birlikte 27 yıl boyunca devlet yönetimini elinde bulundurmuştu. Kara Mustafa Paşa’nın Viyana yenilgisi adeta Köprülü ailesi için de bir dönüm noktası olmuştur. Aile bu tarihten itibaren hiçbir zaman eski gücünü elde edememiş olsa da Abaza Siyavuş Paşa, Köprülü Fazıl Mustafa Paşa, Amcazade Hüseyin Paşa, Köprülüzade Numan Paşa ve Abdullah Paşa da sadrazamlık makamına yükselen aile üyeleridir. Kars ve İstanbul milletvekillikleri, dışişleri, devlet bakanlığı ve başbakan yardımcılığı da yapan edebiyatçı, edebiyat tarihçisi ve Türkolog olan Ord. Prof. Dr. Mehmet Fuat Köprülü (1890-1966) de bu aileden gelmektedir” ifadeleri yer alıyor.

Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği müzede ayrıca Köprülü ailesi ile ilgili olarak, “17. yüzyıl başlarından itibaren Osmanlı’da değişim ve dönüşüm faaliyetleri kısa süreli çalkantılar yaşanmasına yol açmıştır. 17. yüzyıl ortalarından itibaren mutlak otoriteyi ele geçiren Köprülü Mehmed Paşa saray içerisindeki konumunu güçlendirirken Anadolu, Balkanlar ve Orta Doğu’da büyük imar faaliyetlerinde bulunmuştur. Bu şekilde hem kendinden sonraki aile fertlerine zengin vakıflar bırakmış, hem de halk nazarında devlet otoritesinin gücünü yansıtmayı amaçlamış olmalıdır. Köprülü Mehmed Paşa’nın ilk olarak imar faaliyetinde bulunduğu yer Vezirköprü’dür. Burada önce bir konak, han, arasta, namazgah ile Kedeğre/ Köpri kasabasının su yollarının tamiri, çeşmeler yaptırmıştı. Gümüşhacıköy, Turhal, Hekimhan, Safranbolu, Bilecik, Bozcaada, İstanbul ve Balkanlarda cami, mescit, namazgah, medrese, han, hamam, mektep, sebil ve çeşmeler yaptırdığı kitabe, vakfiye ve arşiv belgelerinden öğrenilmektedir” bilgileri yer alıyor.

Okumaya devam et

Kültür Sanat

Samsun’da Turizm Haftası kutlamaları

Samsun’da Turizm Haftası dolayısıyla anıta çelenk bırakıldı.

Furkan Abrek Ünal
SAMSUN-
15-22 Nisan tarihleri arasında kutlanan Turizm Haftası etkinlikleri Samsun’da Atatürk Onur Anıtı’na çelenk koyma töreni ile başladı. Anıta çelenk sunumu ile başlayan törende saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Akabinde İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Hasan Kılıçarslan yaptığı konuşmada, “Bu yıl 47’ncisi kutladığımız Turizm Haftası dolayısıyla bir araya geldik. Samsun’da turizm sektörünün geliştirilmesiyle ilgili valiliğimiz önderliğinde büyükşehrin ve tüm sektörlerin katılımıyla turizm master planı uygulaması yapıldı. Bakanlığımız ve ilimizin yöneticileriyle ilimizde turizm sektörünün ileriye götürülmesi için hızlı bir çalışma içerisindeyiz. Turizm sektörü ülkemizde ve dünyada artık bacasız sanayi olarak nitelendiriliyor. Her geçen gün ülkemiz bu konuda ciddi anlamda potansiyelini artırarak dünyada iyi bir yere geldi ve liderliğe oynamaktadır. İlimiz de bu bağlamda turizmdeki yerini almak için çaba içerisindedir. Her geçen gün turistik yerleri daha verimli hale getirerek bu çalışmalar gayretli bir şekilde sürmektedir” dedi.
Tören toplu fotoğraf çekimi ile son buldu.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.