Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Kültür Sanat

Meryem Ana’nın Efes’e yolculuğu ilk defa kaleme alındı

Denizlili gazeteci yazar Serkan Urgancı, kaleme aldığı “Mary Efes’e Yolculuk” kitabının senaryoya dönüştürüldüğünü ve Hollywood menşeili büyük yapım şirketleri ile görüşme halinde olduklarını söyledi. Urgancı, “Havari Yuhanna rolü için Kıvanç Tatlıtuğ’u önereceğiz” dedi.

DENİZLİ-Meryem Ana’nın Havari Yuhanna ile birlikte Kudüs’ten kaçarak Efes’e yaptığı yolculuk ilk defa kaleme alındı. Gazeteci-yazar Serkan Urgancı, Mary Efes’e Yolculuk adlı kitabında Meryem Ana’nın Anadolu’yu baştan başa kat ettiği yolculuğu epik bir dille anlattı. Kitabını kamuoyu ile paylaşan Urgancı, “Meryem Ana’nın Kudüs’ten kaçarak Efes’e yaptığı yolculuk; gerek dinsel, gerekse tarihsel açıdan çok önemli. Tarihsel ve dinsel kaynaklara göre Meryem Ana, Hz. İsa’nın Kudüs’te çarmıha gerilmesinin ardından kısa süre sonra, bölgedeki Yahudilerin ve Roma yönetiminin baskılarına daha fazla dayanamayarak havari Yuhanna ile birlikte Efes yakınlarındaki Bülbül Dağı’nın eteklerine doğru yolculuğa çıkar. Meryem Ana yolculuğunun sonunda şu anda tüm dünya tarafından yaşadığı ev kabul edilen Meryem Ana Evi’ne ulaşır. Ben de bu yolculuğu epik bir dille kaleme aldım. Bu denli önemli bir olayın bugüne kadar yazılmamış olmasını da son derece ilginç buluyorum” dedi.

“Araştırmalarım 3 yıl sürdü”

Kitabı yazmadan önce 3 yıl boyunca araştırma yaptığını söyleyen Urgancı, “Bu yolculuk son derece hassas tarihsel ve dinsel bilgiler içeriyor. Ufacık bir hatanın büyük eleştirilere neden olabileceğini bildiğim için kitabı yazmadan önce 2 bin yıl önceki Anadolu’yu, antik yolları, Roma tarihini ve Meryem Ana’yı anlatan kutsal kitapları detaylı bir şekilde inceledim. Bu araştırmalarım sırasında ulaştığım ilginç bilgileri de hikayeye aktardım. Okurlar kitabı okuduklarında, iki kadının iki bin yıl arayla yaşadığı yolculuğu, Anadolu’nun derin tarihsel zenginliğini, Tarsus’un antik dünyanın mega kenti olduğunu, bugüne kadar adı neredeyse hiç duyulmamış İsaura ve Homonad kavimlerini, Roma İmparatorluğu’nun dünya tarihini nasıl etkilediğini, denizlerin hakimi Kilikyalı korsanları, dünyanın ikinci en büyük köle pazarının Side’de bulunduğunu, Hierapolis’i ve Cehennem Kapısı’nın sırlarını, antik dünyanın göz bebeği Efes’i ve Meryem Ana Evi’ndeki kutsal suyun gizemini görecekler“ diye konuştu.

‘Mary Efes’e Yolculuk’ kitabı dünyaya açıldı

Kitabın Türkiye’de yayınlanmasının ardından çevirisinin yapılarak dünyaya açıldığını belirten yazar, “Mary Efes’e Yolculuk hikayesi tarihsel ve dinsel açıdan tüm dünyayı ilgilendiriyor. O nedenle kitabın Türkiye’de yayınlanmasının ardından hiç vakit kaybetmeden arasında Amerikalıların da bulunduğu profesyonel bir ekiple İngilizce çevirisini tamamladık. Mary Efes’e Yolculuk kitabı şu anda ‘Mary Journey To Ephesus’ adıyla dünyanın en büyük kitap satış kuruluşları olan Amazon Kindle, Google Play Books ve Kobo vasıtasıyla 128 ülkede yayında. Kitabın yurt dışı yayıncısının Amazon Kindle olduğunu belirtmek isterim. Keza Amazon Kindle’ın yayıncılık şartları son derece zorlu. Ayrıca okurlar Türkçe versiyonuna www.maryefeseyolculuk.com adresinden ücretsiz ulaşabilirler” dedi.

“Anadolu dindar Hristiyanlar için bir cennet”

Türkiye’nin inanç turizmi açısından dünyada hiçbir ülkenin olmadığı kadar zengin olduğuna değinen Urgancı, “Meryem Ana’nın evi Selçuk’ta, 4 kanonik İncil’den biri olan Yuhanna İncili yazıldı, İncil’de geçen 7 kutsal kilisenin tamamı Ege Bölgesi’nde bulunuyor, Avrupa’yı Hristiyanlaştıran kişi olarak bilinen Aziz Pavlus Tarsus’ta yaşadı, adına kilise yapılan havari Filipus’un mezarı Pamukkale’de bulunuyor. Bunlardan sadece bir tanesine sahip olan ülkeler, bizim inanç turizmi gelirlerimizin tamamından fazlasını kazanıyor. Açıklamasında farklı ülkelerden de örnekler veren Urgancı, “Meksika’nın Guadalupe kentinde, Meryem Ana’nın bir azize 4 defa göründüğü gerekçesiyle 1709 yılında bir bazilika inşaa edilmiş. Buraya ziyarete gelen turist sayısı artınca 1974 yılında hemen yanına çok daha büyük bir bazilika daha inşaa etmişler. Bugün Guadalupe bazilikasının yıllık ziyaretçi sayısı 20 milyon kişiyi geçiyor. Meryem Ana’nın yaşadığı evin Selçuk’ta olduğu, Vatikan tarafından kabul edilmişken, buranın ziyaretçi sayısı ise 600 bini geçmiyor. Keza Meryem Ana Evi’nin hemen yanında dünyanın en büyük antik kentlerinden olan Efes bulunuyor. Elimizdeki bu değerlerin tanıtımıyla ilgili gerekli adımları atmadığımız aşikar” dedi.

Kitabın senaryosu yazılıyor

Mary Efes’e Yolculuk kitabının büyük bir tanıtım projesinin bir parçası olduğunun altını çizen Urgancı, “Türkiye’nin inanç ve kültür turizmi değerlerinin dünyaya anlatılmasının en kolay yolunun beyaz perde olduğunu biliyoruz. Kitabın yazarı her ne kadar ben görünsem de bu projede büyük bir ekiple birlikte çalışıyoruz. Mary Efes’e Yolculuk hikayesi, profesyonel bir ekip tarafından dizi platformları ve Hollywood için senaryoya dönüştürülüyor. Ajanslar vasıtasıyla büyük yapım firmalarıyla görüşmelerimiz sürüyor. Umuyorum ki kısa süre sonra bu hikaye dizi ya da film olarak karşımıza çıkacak ve ülkemiz inanç/kültür turizminden hak ettiği payı alabilecek. Tüm çabamız bu doğrultuda.” diye konuştu.

“Yuhanna rolü için Kıvanç Tatlıtuğ’u önereceğim”

Prodüksiyon aşamasında Yuhanna rolü için ünlü oyuncu Kıvanç Tatlıtuğ’u önereceklerini belirten Urgancı, “Gerek kitabın yazım sürecinde gerekse senaryo aşamasında Yuhanna rolü için hep aklımda Kıvanç Tatlıtuğ vardı. Başarılı ve sevilen bir Türk oyuncunun dünyada ses getirecek büyük bir yapımda yer almasını kim arzu etmez ki? Anlaşma aşamasında filmin büyük kısmının Türkiye’de çekilmesi de şartlarımız arasında yer alacak” dedi.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Genel

ÖZGÜR BASIN, MUTLU TOPLUM DEMEKTİR…

“Basın özgürlüğü dünya genelinde tehdit altında. Özgür ve mutlu bir toplum, özgür basın ile mümkündür”

SAMSUN-Samsun 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yusuf Ziya Çakır, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü nedeniyle bir mesaj yayımladı.

Başkan Çakır mesajında şu görüşlere yer verdi;

“Birleşmiş Milletler (BM) 3 Mayıs 1994 yılında aldığı bir karar ile aynı gün Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlanmaya başlandı. Son yıllarda basın özgürlüğü sadece az gelişmiş demokrasilerde değil, çok gelişmiş ve ileri demokratik ülkelerde bile tartışılır hale gelmiştir. Bazı medya kuruluşları ise ekonomik kaygılarla ayakta kalabilmek adına yayın ilkelerinden ve etik değerlerden taviz vermeye başlamıştır. Bu durum medya bağımsızlığını ve basın özgürlüğünü de tehdit etmektedir.

Bunun yanı sıra, maalesef dünyanın birçok ülkesinde basın çalışanları büyük haksızlıklara uğramakta, baskıya ve şiddete maruz kalmaktadır. Özgür basının olduğu yerde daha özgür ve mutlu bir toplum olacaktır.

Bu düşüncelerin ışığında, ülkemizde basın özgürlüğünün çok daha ileri noktalara taşınmasını istiyor, halkın sesi olan tüm gazetecilerimizin 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü kutluyor, meslektaşlarıma başarılar diliyorum.”

Okumaya devam et

Kültür Sanat

Osmanlı’da bir devre adını veren ‘Köprülüler’ memleketi Samsun’da yaşatılıyor

Osmanlı’da ‘Köprülüler Devri’ olarak bir döneme adını veren Vezirköprülü sadrazamlar, Samsun Müzesi’nde yaşatılıyor.

Erdi Demir
SAMSUN-
Köprülü ailesinin kurucusu Köprülü Mehmed Paşa aslen Arnavutluk asıllı. Devşirme olarak Enderun’a yerleştirilen paşa, Samsun’un Köprü ilçesinden bir hanımla evlendi ve burayı ikinci memleketi olarak gördü. Sadrazamın Osmanlı’da daha önceden görülmemiş yetkileri elinde toplamasının ardından ilçenin Köprü olan adı, Vezirköprü olarak adlandırılmaya başlandı.

17’nci yüzyılda Osmanlı’da Kösem Sultan’ın etkin olduğu ve 4. Mehmet’in 6 yaşında tahta çıktığı dönemde devletin başına getirilen Köprülüler, Osmanlı’yı içinde bulunduğu kaotik ortamdan çıkartıp, tekrar şaşalı günlerine geri döndürmüştü. Osmanlı’da bir döneme adını verecek kadar hizmetlerde bulunan Vezirköprülü sadrazamlar Köprülü Mehmed Paşa, Oğlu Fazıl Ahmet Paşa ve damadı Kara Mustafa Paşa’nın 27 yıl boyunca devlet yönetiminin elinde bulundurması Samsun Müzesi’nde ziyaretçilere aktarılıyor. Müzede, 3 sadrazamın balmumu heykellerinin yanı sıra bilgilendirme yazıları, Osmanlı dönemine ait savaş malzemeleri ve araç gereçleri de sergileniyor.

Samsun Müzesi’nde kendilerine ayrılan köşede Köprülü ailesi hakkında, “17. yüzyıl ortalarından itibaren saltanata önemli vezir ve sadrazamlar yetiştirmişti. Köprülü ailesinin kurucusu olan Köprülü Mehmed Paşa’nın 1656 tarihinden itibaren kesintisiz olarak oğlu Fazıl Ahmet Paşa, damadı Kara Mustafa Paşa ile birlikte 27 yıl boyunca devlet yönetimini elinde bulundurmuştu. Kara Mustafa Paşa’nın Viyana yenilgisi adeta Köprülü ailesi için de bir dönüm noktası olmuştur. Aile bu tarihten itibaren hiçbir zaman eski gücünü elde edememiş olsa da Abaza Siyavuş Paşa, Köprülü Fazıl Mustafa Paşa, Amcazade Hüseyin Paşa, Köprülüzade Numan Paşa ve Abdullah Paşa da sadrazamlık makamına yükselen aile üyeleridir. Kars ve İstanbul milletvekillikleri, dışişleri, devlet bakanlığı ve başbakan yardımcılığı da yapan edebiyatçı, edebiyat tarihçisi ve Türkolog olan Ord. Prof. Dr. Mehmet Fuat Köprülü (1890-1966) de bu aileden gelmektedir” ifadeleri yer alıyor.

Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği müzede ayrıca Köprülü ailesi ile ilgili olarak, “17. yüzyıl başlarından itibaren Osmanlı’da değişim ve dönüşüm faaliyetleri kısa süreli çalkantılar yaşanmasına yol açmıştır. 17. yüzyıl ortalarından itibaren mutlak otoriteyi ele geçiren Köprülü Mehmed Paşa saray içerisindeki konumunu güçlendirirken Anadolu, Balkanlar ve Orta Doğu’da büyük imar faaliyetlerinde bulunmuştur. Bu şekilde hem kendinden sonraki aile fertlerine zengin vakıflar bırakmış, hem de halk nazarında devlet otoritesinin gücünü yansıtmayı amaçlamış olmalıdır. Köprülü Mehmed Paşa’nın ilk olarak imar faaliyetinde bulunduğu yer Vezirköprü’dür. Burada önce bir konak, han, arasta, namazgah ile Kedeğre/ Köpri kasabasının su yollarının tamiri, çeşmeler yaptırmıştı. Gümüşhacıköy, Turhal, Hekimhan, Safranbolu, Bilecik, Bozcaada, İstanbul ve Balkanlarda cami, mescit, namazgah, medrese, han, hamam, mektep, sebil ve çeşmeler yaptırdığı kitabe, vakfiye ve arşiv belgelerinden öğrenilmektedir” bilgileri yer alıyor.

Okumaya devam et

Kültür Sanat

Samsun’da Turizm Haftası kutlamaları

Samsun’da Turizm Haftası dolayısıyla anıta çelenk bırakıldı.

Furkan Abrek Ünal
SAMSUN-
15-22 Nisan tarihleri arasında kutlanan Turizm Haftası etkinlikleri Samsun’da Atatürk Onur Anıtı’na çelenk koyma töreni ile başladı. Anıta çelenk sunumu ile başlayan törende saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Akabinde İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Hasan Kılıçarslan yaptığı konuşmada, “Bu yıl 47’ncisi kutladığımız Turizm Haftası dolayısıyla bir araya geldik. Samsun’da turizm sektörünün geliştirilmesiyle ilgili valiliğimiz önderliğinde büyükşehrin ve tüm sektörlerin katılımıyla turizm master planı uygulaması yapıldı. Bakanlığımız ve ilimizin yöneticileriyle ilimizde turizm sektörünün ileriye götürülmesi için hızlı bir çalışma içerisindeyiz. Turizm sektörü ülkemizde ve dünyada artık bacasız sanayi olarak nitelendiriliyor. Her geçen gün ülkemiz bu konuda ciddi anlamda potansiyelini artırarak dünyada iyi bir yere geldi ve liderliğe oynamaktadır. İlimiz de bu bağlamda turizmdeki yerini almak için çaba içerisindedir. Her geçen gün turistik yerleri daha verimli hale getirerek bu çalışmalar gayretli bir şekilde sürmektedir” dedi.
Tören toplu fotoğraf çekimi ile son buldu.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.