Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Teknoloji

‘Future Of Technology’ webinarında siber güvenlik konuşuldu

Future of Technology webinar serisinin 3’üncüsü gerçekleştirildi. ‘Yeni Normalde Siber Güvenlik’ temasıyla gerçekleştirilen webinarda, siber güvenlik konusunda sektör paydaşlarının düşünce ve deneyimlerine yer verildi.

İSTANBUL-İşletmelerin dijitalleşmesine liderlik etme vizyonuyla faaliyet gösteren Vodafone Business, aylık ekonomi dergisi Inbusiness iş birliğiyle düzenlediği ‘Future of Technology’ webinar serisinin üçüncüsünü gerçekleştirdi. ‘Yeni Normalde Siber Güvenlik’ temasıyla gerçekleştirilen webinarda, dijital dönüşümün tüm sektörler için hayati önem taşıyan ‘siber güvenlik’ konusunda sektör paydaşlarının düşünce ve deneyimlerine yer verildi.

Inbusiness Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Hülya Güler ve Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Özlem Kestioğlu’nun açılış konuşmalarıyla başlayan webinarda, özel bir konuşma yapan Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç, giderek daha karmaşık ve daha akıllı hale gelen siber saldırıların, bugün savaşları bile yönlendirdiğine dikkat çekti. Webinar, ‘Yeni Normal’de İşletmelerin Siber Güvenlik Stratejisi’ başlıklı panel ile tamamlandı.

Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Özlem Kestioğlu açılış konuşmasında şunları söyledi: “Dijital dönüşümün hızlanması, siber tehditlerin artışını da beraberinde getirdi. Bu noktada Vodafone Business olarak işletmeleri proaktif bir yaklaşımla yönlendiriyoruz. Onların siber güvenlik altyapılarının oluşturulması ve geliştirilmesi konusunda proje bazlı çözümler sunuyoruz. Siber Güvenlik Operasyon Merkezimiz içinde yer alan uzman analistlerimiz, işletmelere özel uyarı sistemleri tasarlıyor. İşletmelerin 7/24 siber olaylarını yönetim araçlarıyla izleyerek, gerektiğinde şüpheli olaylarına müdahale ediyor. Detaylı raporlama ve önleyici çalışmalarla olası sorunları gerçekleşmeden engelliyorlar. Güvenli Erişim Yönetimi çözümümüzle işletmelerin yetkili hesaplarını güvende tutarak olası veri sızıntılarının önüne geçiyoruz. Değişen çalışma modelleriyle birlikte ön plana çıkan SSL VPN çözümümüzle işletmelerin çalışanlarının her yerden güvenli bir şekilde şirket kaynaklarına erişebilmelerini sağlıyoruz. Güvenlik Duvarı, DDOS Atak Önleme ve diğer altyapı çözümlerimizle olası zararlı içeriklerin ve hedefli siber saldırılarının önüne geçiyoruz. Vodafone Business olarak siber güvenlik alanında da işletmelerimizin yanında olmaya devam edeceğiz.”

Yeni teknolojilerle siber saldırılar daha akıllı hale geldi

Siber saldırıların geçmişten bugüne geldiği nokta ile gelecekte insanlığı bekleyen tehditler ve fırsatlar hakkında bilgi veren Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Dr. Ali Taha Koç, “Gelecekteki siber saldırılar bugünü masum bırakacak. Yeni nesil teknolojilerle birlikte siber saldırılar daha da akıllı hale geldi. Günümüzde siber saldırılar yıkıcı karmaşık ve hedef odaklı olmaya başladı. Son yıllarda hem ölçek hem de çeşit itibariyle artan siber tehditler, ülkeleri dijital altyapılarını korumasıyla ilgili yeni tedbirler almaya, politika, strateji ve yönetişim yapısını bütüncül bir bakış açısıyla yeniden değerlendirmeye sevk etti. Dünyanın hiçbir yerinde yüzde 100 güvenlikten bahsetmek mümkün değil. Ancak siber güvenlikte yeterli olgunluğa erişmenin en önemli bileşenleri olan insan, teknoloji, organizasyon yapısı, yasal düzenleme, ulusal ve uluslararası iş birliği boyutlarının her birinde atılacak doğru ve bilinçli adımlarla yıkıcı etkilerden uzak durmak mümkün” şeklinde konuştu.

Kuruma özel uygulamalar geliştirilmeli

Webinar serisinin üçüncü buluşması ‘Yeni Normal’de İşletmelerin Siber Güvenlik Stratejisi’ başlıklı panel ile tamamlandı. Moderatörlüğünü Deloitte Türkiye, Risk Danışmanlığı Lideri Cüneyt Kırlar’ın yaptığı panel, Vodafone Türkiye Kurumsal Ürün & Çözümler Direktörü Oğuz Cıdam, Sabancı Dx Siber Güvenlik Grup Müdürü Nurettin Erginöz, Türkiye Bilişim Derneği 2’nci Başkanı M. Ali Yazıcı ve Eren Holding Kağıt Grubu BT Direktörü Baran Korukluoğlu’nun katılımıyla gerçekleşti.

Farklı çözümler bir araya getirilmeli

Panelde konuşmacı olarak yer alan Vodafone Türkiye Kurumsal Ürün & Çözümler Direktörü Oğuz Cıdam, servis sağlayıcı olarak maliyetleri düşürecek şekilde şirketlere uçtan uca çözümler sunduğunu ifade etti. Siber güvenlik pazarının IDC raporuna göre 244 milyon dolara ulaşacağını belirten Cıdam, “Şirket olarak ürettiğimiz çözümleri dörde ayırıyoruz. Proje bazlı olarak 150’den fazla çözüm sunabiliyoruz. Bunu yaparken de dört başlıkta ilerliyoruz; Ölç, koru, algıla ve cevap ver” diyerek ihtiyaca göre bunları bir araya getirdiklerini belirtti. Cıdam, 7/24 izleme sunarak holdinglerden KOBİ’lere kadar herkese uçtan uca hizmet verdiklerini söyledi. Ayrıca veri merkezlerinde izlemenin yanına diğer önemli unsur olan siber istihbarat ile tehditleri önceden değerlendirme fırsatı sunduklarını da sözlerine ekledi.

Üçüncü partilere önlem

Panelde söz alan bir diğer isim ise Nurettin Erginöz oldu. Şirketlerin hangi tehditler ile nasıl mücadele etmesi gerektiği konusunda konuşan Erginöz, “Veri sızıntıları artık kişiler ve üçüncü parti tarafından ortaya çıkıyor. Bir kuruma hizmet veren kişi veya muhasebe firması saldırıya uğradığında aslında şirket de saldırıya açık hale geliyor. Hibrit çalışmayla ortaya çıkan bu duruma çözüm ise erişim güvenliği ve risk yönetiminde yer alıyor” dedi.
Siber güvenlikte strateji dizaynına da değinen Erginöz, “Henüz tasarım aşamasında bir araya gelerek uluslararası bir standardı rehber edinerek bir çerçeve oluşturulmalı. Kişilerden bağımsız olarak dökümante ederek yaşatılabilir bir strateji oluşturup bunu da insan kaynağından bağımsız ilerleyecek bir otomasyona ulaştıracak yollar aranmalı” dedi.

Metaverse kavramı ile sanal kimlik ve gerçek kimlik iç içe geçti

Şirketlerin siber saldırılar karşısında ne kadar güvende olduğu konusunda açıklamalar yapan M. Ali Yazıcı, “Pandemi dönemi yapay zeka ve bulut bilişim gibi teknolojilerin kullanımını artırdı. Şirketlerin 7/24 bilgiye erişim ihtiyacı hissetmesiyle siber saldırıların da yüzeyi bu yönde genişledi. Aynı zamanda metaverse kavramı ile birlikte gerçek kimlik ve sanal kimlik kavramları da iç içe girerek şirketlerin kendilerini korumasını daha zor hale getirdi” dedi.
Yazıcı, bununla birlikte siber dayanıklılık kavramının da ortaya çıkmasıyla, tek bir çözüm yerine birden fazla çözümü doğru şekilde entegre etmenin ve doğru yönetecek insan kaynağının, değişen siber saldırılar karşısında şirketlerin direncinin artacağını belirterek, “En önemli unsur ise kişiye-kuruma özel çözümler ve şirketlerin ekosisteminde yer alan tedarikçisinden üreticisine değin tüm ekosistemin güvenliğini sağlamak” şeklinde konuştu.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Teknoloji

Elektrikli araçlarda güneş enerjisiyle bedava yolculuk

Agrotech Grup şirketi Joyce Teknoloji tarafından geliştirilen Joyce One araçlar, enerji depolama sistemi (EDS) sayesinde elektrik ihtiyacını tamamen güneşten karşılayacak.

RÜMEYSA BULUT
HABER MERKEZİ-Joyce Teknoloji Batarya Sorumlusu Lütfullah Özdoğan, enerji bağımlılığına son vermek amacıyla geliştirdikleri yerli üretim EDS sisteminin Joyce One araçlar için kullanılacağını söyledi

Özdoğan, “Joyce Teknoloji olarak EDS sistemlerini üretiyoruz. EDS, güneşten elde edilen enerjinin bir batarya içinde biriktirilip gece gündüz kullanılmasını sağlayan bir depolama sistemi. Bu sistemi güneş panelleriyle entegre olarak kullanıyoruz. EDS’nin elektrikli motosiklet, elektrikli araç ve tarım için özel tasarlanmış ZIKA’larda (İnsansız Zirai Araç) kullanılması mümkün. Bataryanın en önemli parçası pildir. EDS’yi yine yerli üretim olan Aspilsan’ın lityum iyon pillerini kullanarak hayata geçirdik. Burada yüzde 90’ın üstünde yerli bir üretim söz konusu. Bunun yerli üretim olması enerjide dışa bağımlılığın azalması açısından ülkemiz için stratejik önem taşıyor” diye konuştu.

İSTER EVDE İSTE TARLADA ŞARJ İMKANI

EDS’nin ev, villa, otel ve tarım alanları gibi farklı yerlerde kullanılmasının mümkün olduğunu kaydeden Lütfullah Özdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu sistemi kullanmak için uygun bir alana sahip olmak gerekiyor. Ayrıca projelendirilip kurulması gereken bir sistem. Müşteri, bu sistemi kullanmak isterse güneş enerjisi sistemini ve depolama ünitesini kuracak bir alana ihtiyacı var. Eğer bu alanlara sahipse aracı aldıktan sonra tamamen güneş enerjisinden faydalanabiliyor. Yatırım maliyeti haricinde aracı bedava kullanabiliyor. Elektrik olmayan tarım alanlarında ise yine benzer bir sistemi kurmak mümkün. Yine firmamızın geliştirdiği İnsansız Zirai Araçları’ndan (ZİKA) bu sistemle güneş enerjisi sayesinde gece gündüz tarımda faydalanmak da mümkün”

GÜCÜNÜ GÜNEŞ ENERJİSİNDEN ALIYOR

EDS sistemi hakkında bilgi veren Özdoğan şöyle devam etti: “Garajın çatısına güneş panelleri kuruyoruz. Altında bir invertör ve EDS sistemi var. Güneş enerjisinden elde edilen elektrik invertör yardımıyla EDS içine depolanıyor. Daha sonra aracı şarj etmek istediğiniz zaman araç şarj aleti invertör yardımıyla EDS’den enerjiyi çeker, uygun voltaja getirir ve araç şarj edilebilir. EDS, Joyce One için bir buçuk depoluk bir enerji kapasitesine sahip bir sistem. Joyce One için ayrıca geliştirdiğimiz mobil batarya sisteminde ise bataryayı evinize getirerek prizden şarj etmeniz de mümkün”

Okumaya devam et

Teknoloji

Bakan Kacır: Hibrit roket motorunu uzayda ateşlemeyi başaran ilk ülke olacağız

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Türkiye, ‘Ay Projesi’ sayesinde kendi geliştirdiği hibrit roket motorunu uzayda ateşlemeyi başaracak ve böylelikle bu teknolojiye uzayda tecrübe kazandırmış ilk ülke olacağız” dedi.

Erdi Demir
SAMSUN-
Bakan Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı ile birlikte Samsun Üniversitesi Ballıca Kampüsü’nde öğrenciler ile bir araya geldi. Bakan Kacır, Türkiye’nin teknolojide geldiği noktayı ve hedeflerini öğrencilerle paylaştı.

“Böyle bir teknoloji geliştirme kabiliyeti de dünyanın hiçbir yerinde yok”

Türkiye’nin ve Türk gençlerinin teknolojide geldiği noktanın dünyada takdirle karşılandığına değinen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Türk genci, TEKNOFEST kuşağı aslında kendini ispat etti. Savunma sanayinde, havacılıkta dünyaya parmak ısırtan başarı hikayelerinin sahibi Türk gençliği oldu. Türkiye’nin topyekun sanayileşme tarihi akamete uğratılmış hikayeler tarihi gibiydi. Ta ki 2000’li yıllarda bir sağlam irade gelip, ‘bu ülkenin neye ihtiyacı varsa biz onu kendi evlatlarımızın alın teriyle geliştireceğiz, üreteceğiz’ diyene kadar. O sağlam irade Türk gençliğinin önündeki engelleri bir bir kaldırana kadar. Engeller kaldırıldığında, imkansızlıklar ortadan kalktığında kendi yetkinlikleri ile alın teriyle, akıl teriyle Türk gençleri Bayraktar’larla, Anka’larla, Akıncı’larla, Aksungur’larla, Hürküş’larla, Hürjet’lerle, Atak’larla, Gökbey’lerle, Kızılelma’larla, Kaan’larla gökyüzüne imzasını attı. Demek ki bizim evlatlarımızın başka milletlerin evlatlarından geri kalır hiçbir şeyi yokmuş. Yeter ki önlerindeki takozları kaldıralım. Bu anlayışla Türkiye’nin milli teknoloji hamlesi yolculuğunda en önemli ödevimizi sizlerin önlerindeki engelleri kaldırmak olarak görüyoruz. TEKNOFEST’leri de bu anlayışla düzenliyoruz. 2024 TEKNOFEST yarışmalarına bu ana kadar 788 bin takımdan 1,6 milyon Türk genci başvurdu. Böyle bir seferberlik ruhu dünyanın hiçbir yerinde yok. Böyle bir teknoloji geliştirme kabiliyeti de dünyanın hiçbir yerinde yok. Türk gençleri dünyaya parmak ısırtıyor. İnşallah çok daha büyük işleri hep birlikte yapacağız. Hedefimiz; nasıl savunma sanayinde başarılı olmuşsak, havacılıkta destan yazmışsak, yeni projelerde bu başarıları perçinleyeceğiz. Ayrıca bu başarıyı sanayi ve teknolojinin tüm alanlarına hızla yaygınlaştıracağız” diye konuşu.

“Hibrit roket motorunu uzayda ateşlemeyi başaran ilk ülke olacağız”

1 trilyon doları bulacak uzay ekonomisinden Türkiye’nin de pay alması için uyduların yörüngeler arası transferlerini yapacak uzay araçlarını üretme projesinin önemine değinen Bakan Kacır, “Önümüzde yeni hedefler var, durmuyoruz. 8 Temmuz 2024 haftası, Türkiye geliştirdiği ilk ‘haberleşme uydusu Türksat 6A’yı uzaya gönderecek ve dünyada bunu başarabilen 11 ülkeden biri olacağız. Tüm bu projeler sizler gibi genç insanların sayesinde oluyor. İnşallah daha ileri projelere de Türkiye’yi uzay alanında taşıyacağız. İMECE dediğimiz yaklaşık 600 kiloluk ve yaklaşık 600 km’de görev yapan bir uydudan bahsediyoruz. Türksat 6A dediğimizde yer sabit yörüngede 36 bin km’de görev yapan ve 4 bin 250 kiloluk bir uydudan bahsediyoruz. Daha ileri ve sofistike bir sistemden bahsediyoruz. İnşallah sizlerin sayesinde ‘Ay Projesi’ni de gerçekleştireceğiz. Hibrit roket motoru teknolojisinde şu anda dünyada en ileri düzeyde çalışmalar yapan 4 ülkeden bir olan Türkiye inşallah Ay Projesi sayesinde kendi geliştirdiği hibrit roket motorunu uzayda ateşlemeyi başaracak ve böylelikle bu teknolojiye uzayda tecrübe kazandırmış, tarihçe kazandırmış dünyadaki ilk ülke olacağız. Bütün bu alanlar Türkiye için çok kıymetli. Uzay ekonomisi hızla büyüyor. Yıllık 600 milyar dolara yakın uzay ekonomisinin büyüklüğü var ve devam ediyor. 1 trilyon dolara çıkması öngörülüyor. Teknolojide yaşanan paradigma değişiklikleri uzaya erişimi daha mümkün hale getirdi. 10 yıl evvel yılda 100 uydu uzaya gönderilirken şimdi yılda 2 bin uydu uzaya gönderiliyor. Biz, hibrit roket motoru teknolojisinde başarılı olabilirsek hedefimiz, uyduların yörüngeler arası transferleri yapacak uzay araçlarını Türkiye olarak üretmek, geliştirmek ve uzay ekonomisinden pay almayı başarmaktır” ifadelerini kullandı.

Okumaya devam et

Teknoloji

Alper Gezeravcı: Yapmış olduğumuz Türk astronot ve bilim misyonu hedeflerimizden sadece bir tanesiydi

Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, Sakarya’da üniversiteli gençlerle buluştu. Gençlere uzay yolculuğu hakkında bilgiler veren Gezeravcı, “Cumhurbaşkanımız tarafından uzaya dair 10 ana hedef belirlendi. Yapmış olduğumuz Türk astronot ve bilim misyonu bu on hedeften sadece bir tanesiydi” dedi.

Orkun Kaya
SAKARYA-
Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) eğitimini tamamlayan Alper Gezeravcı, programlarının ardından Sakarya’ya geldi. Türkiye’nin ilk astronotu Gezeravcı, gençlerle buluşmasında uzay yolculuğu ile ilgili bilgi verdi. Turgut Özal Kültür ve Kongre Merkezi’nde üniversiteli öğrenciler ile buluşan Gezeravcı yoğun ilgiyle karşılandı. Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) yürüttüğü deneysel çalışmalar hakkında da bilgiler veren Gezeravcı, “Yaptığımız bütün çalışma süreçlerinde daha öncesinde hava kuvvetlerindeyken yurt dışına gidip geldiğinde yüksek lisansta farklı uçak tiplerinin eğitiminde her daim mutlu olduğum ve gurur duyduğum bir husus var Türk insanının pratik zekası. Eğitim öğretim Hayatınızın devam ettiği süreçte ya da ilerleyen dönemde mezun olduktan sonra kariyer yaşamınızda yurt dışına gittiğinizde karşılaştığınız farklı örneklerde benim duyduğum bu gururu ve mutluluğu emin olun yaşadığınız her olayda Türk insanının yıllara sahip badirelerle başa çıkabilme refleksini geliştirmiş bünyesinde, beraberinde taşıdığı pratik zekanın nerelere kadir olduğunu bizzat kendini zehirleme imkanı bulacaksınız. Bu pratik zekayla müthiş derecede gurur duyuyorum. Yapmış olduğunuz operasyonun içerisinde de farklı işlem adımlarında, farklı operasyonel süreçlerde her daim işin kilitlendiği bir noktada düşünmeye dair fırsat bulamadan vücudunu ortaya koymuş olduğu pratik zeka bu Türk insanına mahsus. Dolayısıyla zaten yüksek olağan zekanın zaten yüksek olan potansiyeliniz yanında her daim size can simidi gibi sizi ayakta tutacak olan bu pratik zekanızla da gurur duyun” dedi.

“2018 yılında ülkemiz Türkiye Uzay Ajansı’nı kurdu”

Ülkenin hedeflerinden bahseden Gezeravcı, “2018 yılında ülkemiz Türkiye Uzay Ajansı’nı kurdu. Sadece iki yıllık hazırlık sürecinin ardından 2021 bir yılının Şubat ayında Türkiye Cumhuriyeti olarak Cumhurbaşkanımız tarafından uzaya dair 10 ana hedef belirlendi. Yapmış olduğumuz Türk astronot ve bilim misyonu bu on hedeften sadece bir tanesiydi. Bugün burada bu kadar güzel bir toplulukla başarmış olan bu hedefin mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz. Ancak daha fazla gurur duyacağımız husus şu; devletimizin koyduğu bu on alanda farklı takvimler dahilinde ilerleme devam ediyor. Biz sadece bir tanesini şu anda tamamlamış durumdayız. Yakın süreçte bu hedefe belirlenmiş olan on hedeften yine sıralı takvim dahilinde güzel gelişmelerini duyacağınız birkaç tanesinden bazıları aya gediş projesi. Malumunuz bizim gerçekleştirdiğimiz görevi Amerika Birleşik Devletleri’nde Space X firmasının roketi ve kapsülüyle gerçekleştirdik. Yakın tarihte şu an için hedeflenen 2026’da aya sert iniş planımız var. Farklı hesaplamaları, doğru şekilde tutturarak Ay’a bir roketi çarptırmayı planlıyoruz ilk hedef. Ardından bunun daha planlı bir biçimde yumuşak inişi olacak ve faydalı yük bu da Rober ya da benzer farklı bir yükü orada araştırma yapabilecek bir yükü kontrollü olarak yüzeye ulaştırmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken başka ülkelerden temin ettiğimiz bir roket de değil. Kendi roketimizle ve kendi itki sistemimizle bu işi gerçekleştirmeye planlıyoruz” diye konuştu.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.