Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Kültür Sanat

Gazeteci Hikmet Genç: Recep Tayyip Erdoğan insanlara genetik kodlarını hatırlatıyor

Tuzla Belediyesi’nin yazar ve fikir adamı Sezai Karakoç anısına düzenlediği 5. Kitap Fuarı’na katılan Gazeteci Hikmet Genç, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Benim yeni endüstriyel dönüşüm başkanım” diye tanıttığı Jeremy Rifkin ile ilgili, “Bizim milli değerlerimize gidecek bir şey değil” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk vatandaşlarına genetik kodlarını hatırlattığını da belirten Genç, “Benim anladığım kadarıyla bu milletin ve gençlerin şuna ihtiyacı var. Genetik kodlarını hatırlamaya ihtiyacı var. Özellikle gençlere, bu topraklarda ne uğruna yaşamak gerektiğini ve hedeflerin ne olması gerektiğinin çok iyi anlatılması gerektiğini düşünüyorum. Yoksa geleceğimiz bu noktada çok ciddi sıkıntı yaşar. Benim gördüğüm, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu insanlara genetik kodlarını hatırlatıyor” dedi.

Sevgi Canpolat
İSTANBUL-
Tuzla Belediyesi tarafından her yıl ‘Aşk ile Oku’ temasıyla düzenlenen Kitap Fuarı’nın 5’incisi kapılarını kitapseverlere açtı. Yazar ve fikir adamı Sezai Karakoç anısına düzenlenen fuarda 500’e yakın imza günü ile yazar-okuyucu buluşması gerçekleştiriliyor. Fuarda ayrıca 50’ye yakın söyleşi programı düzenleniyor. Gazeteci Hikmet Genç de sevenleri ile buluştu. Yaklaşık 1 saat süren söyleşide Genç, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

“Milli değerlere gidecek bir şey değil”

Gazeteci Hikmet Genç, konferans sırasında bir vatandaşın Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeni danışmanı Jeremy Rifkin ile ilgili sorusu üzerine, “IMF ve Dünya Bankası, sadece bizim ülke için demiyorum dünyanın hangi ülkesi olursa olsun müdahale ettiği tüm ülkeler batmıştır. Dünya tarihinde şimdiye kadar Dünya Bankası ya da IMF’nin müdahale edip kurtardığı ülke yoktur. Makul çerçevede görünmüyor. Milli değerlerle gidecek bir şey de değil. Daha önce yaptığı danışmanlıkların neticesini de gördük. En son Merkel vardı. Onu da gönderdi. Bir cümle daha duydum. O da ’Sanayileşmek kötü bir şeydir. Tekrar tarıma geri dönmek lazım’ diye bir ifadesi var. Biraz bekleyip göreceğiz” dedi.

“Amerikalılar bize süt içelim diye süt tozu verdi”

Genç, ”Batı açısından bugün Türkiye’deki en büyük sıkıntı, Türkiye’nin meydan okuması ve Türkiye’nin tekrar uyuyan bir dev haline gelmesi. Yani, daha önce çok rahat yönetiyorlardı, aramız çok iyiydi. Şöyle bir zırva var; Türkiye’nin şununla arası bozuk, bununla arası bozuk diye. Kötü bir şey değil ki bu. Kemal Kılıçdaroğlu şöyle diyor, ‘Biz iktidara gelince bütün Batı bizimle barışacak’ diyor. Tabii ki barışır. Biz zaten barışıktık. IMF’den para alabiliyorduk. Danimarka’dan kron olarak borç alabiliyorduk. Marshall yardımı. Bizden bir büyükler hatırlar, bize süt tozu verdiler. Amerikalılar bize süt için diye süt tozu verdi. Biz bunları da yuttuk. Bir sürü acayip devrimler yaptırdılar bize. Bunları da yuttuk. Ondan sonra uyanış başladı” dedi.

“Recep Tayyip Erdoğan, bu insanlara genetik kodlarını hatırlatıyor”

Hikmet Genç, ”Benim anladığım kadarıyla bu milletin ve gençlerin şuna ihtiyacı var. Genetik kodlarını hatırlamaya ihtiyacı var. Dünya nereye giderse gitsin, Türkiye’nin böyle bir kavgası devam edecektir. Oyunlar, internet, dijital ortam alışverişleri o kadar genişe dağıldık ki bir rüya içerisinde yaşıyoruz. Bazen hayatın gerçeklerini ıskalıyoruz. Siyaset bunlardan bir tanesi. O yüzden özellikle gençlere bu topraklarda ne uğruna yaşamak gerektiğini ve hedeflerin ne olması gerektiğinin çok iyi anlatılması gerektiğini düşünüyorum. Yoksa geleceğimiz bu noktada çok ciddi sıkıntı yaşar. O gider bu gelir fark etmez. Bu şuuru kaybetmememiz lazım. Benim gördüğüm, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu insanlara genetik kodlarını hatırlatıyor. Eskiden neydiniz, nereden geldiniz ve ne olmanız gerektiğini söylüyor. Türkiye bugün çok büyük oynuyor” dedi.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Genel

ÖZGÜR BASIN, MUTLU TOPLUM DEMEKTİR…

“Basın özgürlüğü dünya genelinde tehdit altında. Özgür ve mutlu bir toplum, özgür basın ile mümkündür”

SAMSUN-Samsun 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yusuf Ziya Çakır, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü nedeniyle bir mesaj yayımladı.

Başkan Çakır mesajında şu görüşlere yer verdi;

“Birleşmiş Milletler (BM) 3 Mayıs 1994 yılında aldığı bir karar ile aynı gün Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlanmaya başlandı. Son yıllarda basın özgürlüğü sadece az gelişmiş demokrasilerde değil, çok gelişmiş ve ileri demokratik ülkelerde bile tartışılır hale gelmiştir. Bazı medya kuruluşları ise ekonomik kaygılarla ayakta kalabilmek adına yayın ilkelerinden ve etik değerlerden taviz vermeye başlamıştır. Bu durum medya bağımsızlığını ve basın özgürlüğünü de tehdit etmektedir.

Bunun yanı sıra, maalesef dünyanın birçok ülkesinde basın çalışanları büyük haksızlıklara uğramakta, baskıya ve şiddete maruz kalmaktadır. Özgür basının olduğu yerde daha özgür ve mutlu bir toplum olacaktır.

Bu düşüncelerin ışığında, ülkemizde basın özgürlüğünün çok daha ileri noktalara taşınmasını istiyor, halkın sesi olan tüm gazetecilerimizin 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü kutluyor, meslektaşlarıma başarılar diliyorum.”

Okumaya devam et

Kültür Sanat

Osmanlı’da bir devre adını veren ‘Köprülüler’ memleketi Samsun’da yaşatılıyor

Osmanlı’da ‘Köprülüler Devri’ olarak bir döneme adını veren Vezirköprülü sadrazamlar, Samsun Müzesi’nde yaşatılıyor.

Erdi Demir
SAMSUN-
Köprülü ailesinin kurucusu Köprülü Mehmed Paşa aslen Arnavutluk asıllı. Devşirme olarak Enderun’a yerleştirilen paşa, Samsun’un Köprü ilçesinden bir hanımla evlendi ve burayı ikinci memleketi olarak gördü. Sadrazamın Osmanlı’da daha önceden görülmemiş yetkileri elinde toplamasının ardından ilçenin Köprü olan adı, Vezirköprü olarak adlandırılmaya başlandı.

17’nci yüzyılda Osmanlı’da Kösem Sultan’ın etkin olduğu ve 4. Mehmet’in 6 yaşında tahta çıktığı dönemde devletin başına getirilen Köprülüler, Osmanlı’yı içinde bulunduğu kaotik ortamdan çıkartıp, tekrar şaşalı günlerine geri döndürmüştü. Osmanlı’da bir döneme adını verecek kadar hizmetlerde bulunan Vezirköprülü sadrazamlar Köprülü Mehmed Paşa, Oğlu Fazıl Ahmet Paşa ve damadı Kara Mustafa Paşa’nın 27 yıl boyunca devlet yönetiminin elinde bulundurması Samsun Müzesi’nde ziyaretçilere aktarılıyor. Müzede, 3 sadrazamın balmumu heykellerinin yanı sıra bilgilendirme yazıları, Osmanlı dönemine ait savaş malzemeleri ve araç gereçleri de sergileniyor.

Samsun Müzesi’nde kendilerine ayrılan köşede Köprülü ailesi hakkında, “17. yüzyıl ortalarından itibaren saltanata önemli vezir ve sadrazamlar yetiştirmişti. Köprülü ailesinin kurucusu olan Köprülü Mehmed Paşa’nın 1656 tarihinden itibaren kesintisiz olarak oğlu Fazıl Ahmet Paşa, damadı Kara Mustafa Paşa ile birlikte 27 yıl boyunca devlet yönetimini elinde bulundurmuştu. Kara Mustafa Paşa’nın Viyana yenilgisi adeta Köprülü ailesi için de bir dönüm noktası olmuştur. Aile bu tarihten itibaren hiçbir zaman eski gücünü elde edememiş olsa da Abaza Siyavuş Paşa, Köprülü Fazıl Mustafa Paşa, Amcazade Hüseyin Paşa, Köprülüzade Numan Paşa ve Abdullah Paşa da sadrazamlık makamına yükselen aile üyeleridir. Kars ve İstanbul milletvekillikleri, dışişleri, devlet bakanlığı ve başbakan yardımcılığı da yapan edebiyatçı, edebiyat tarihçisi ve Türkolog olan Ord. Prof. Dr. Mehmet Fuat Köprülü (1890-1966) de bu aileden gelmektedir” ifadeleri yer alıyor.

Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği müzede ayrıca Köprülü ailesi ile ilgili olarak, “17. yüzyıl başlarından itibaren Osmanlı’da değişim ve dönüşüm faaliyetleri kısa süreli çalkantılar yaşanmasına yol açmıştır. 17. yüzyıl ortalarından itibaren mutlak otoriteyi ele geçiren Köprülü Mehmed Paşa saray içerisindeki konumunu güçlendirirken Anadolu, Balkanlar ve Orta Doğu’da büyük imar faaliyetlerinde bulunmuştur. Bu şekilde hem kendinden sonraki aile fertlerine zengin vakıflar bırakmış, hem de halk nazarında devlet otoritesinin gücünü yansıtmayı amaçlamış olmalıdır. Köprülü Mehmed Paşa’nın ilk olarak imar faaliyetinde bulunduğu yer Vezirköprü’dür. Burada önce bir konak, han, arasta, namazgah ile Kedeğre/ Köpri kasabasının su yollarının tamiri, çeşmeler yaptırmıştı. Gümüşhacıköy, Turhal, Hekimhan, Safranbolu, Bilecik, Bozcaada, İstanbul ve Balkanlarda cami, mescit, namazgah, medrese, han, hamam, mektep, sebil ve çeşmeler yaptırdığı kitabe, vakfiye ve arşiv belgelerinden öğrenilmektedir” bilgileri yer alıyor.

Okumaya devam et

Kültür Sanat

Samsun’da Turizm Haftası kutlamaları

Samsun’da Turizm Haftası dolayısıyla anıta çelenk bırakıldı.

Furkan Abrek Ünal
SAMSUN-
15-22 Nisan tarihleri arasında kutlanan Turizm Haftası etkinlikleri Samsun’da Atatürk Onur Anıtı’na çelenk koyma töreni ile başladı. Anıta çelenk sunumu ile başlayan törende saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Akabinde İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Hasan Kılıçarslan yaptığı konuşmada, “Bu yıl 47’ncisi kutladığımız Turizm Haftası dolayısıyla bir araya geldik. Samsun’da turizm sektörünün geliştirilmesiyle ilgili valiliğimiz önderliğinde büyükşehrin ve tüm sektörlerin katılımıyla turizm master planı uygulaması yapıldı. Bakanlığımız ve ilimizin yöneticileriyle ilimizde turizm sektörünün ileriye götürülmesi için hızlı bir çalışma içerisindeyiz. Turizm sektörü ülkemizde ve dünyada artık bacasız sanayi olarak nitelendiriliyor. Her geçen gün ülkemiz bu konuda ciddi anlamda potansiyelini artırarak dünyada iyi bir yere geldi ve liderliğe oynamaktadır. İlimiz de bu bağlamda turizmdeki yerini almak için çaba içerisindedir. Her geçen gün turistik yerleri daha verimli hale getirerek bu çalışmalar gayretli bir şekilde sürmektedir” dedi.
Tören toplu fotoğraf çekimi ile son buldu.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.