Ordu’da son 25 yıldır belediyelerin en büyük baş ağrısı niteliğini taşıyan çöp sorunu tamamen tarih oldu. Vahşi çöp depolama alanlarının kapatıldığı Ordu’da çöpten artık enerji üretiliyor.
Ordu’nun Altınordu ilçesinde 30 yıldır toplum sorunu haline gelen, zaman zaman halk ile güvenlik güçleri arasında arbedenin yaşandığı, protesto gösterilerinin yapıldığı, Ünye, Fatsa, Perşembe gibi turistik cazibeleri yüksek ilçelerde Belediyelerin en büyük sorunlarından biri haline geldiği çöp sorunu sıkı bir çalışma ile ortadan kalktı. 30 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından çöp sorununu ortadan kaldırmak için kolları sıvayan Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, ilk etapta Ünye, Fatsa ve Perşembe ilçelerinde bulunan deniz ve doğa dengesini tehdit eden vahşi depolama alanlarını kapattı. İlçe Belediyelerini rahatlatan Başkan Güler, ardından Çaybaşı ilçesinde bulunan İlküvez katı atık çöp depolama alanını enerji üssüne çevirdi.
Çöpten üretilen enerjiden gelir elde edilecek
Katı Atık Tesisleri’ni enerji üretim teknolojisiyle yenileyen Başkan Güler, son olarak elektrik üretimi için Enerji Bakanlığı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’ndan (EPDK) üretim lisansının çıkarılmasını sağladı. 24 Haziran 2021 tarihi itibariyle elektrik üretimine başlanan tesiste enerji üretimi zaman içerisinde yükseltilerek YEDAŞ’a satılacak. Ordu Büyükşehir Belediyesi, böylelikle çöpten enerji, enerjiden de gelir elde edecek.
Sistem nasıl işliyor?
Altınordu ve Ünye Mekanik Ayırma tesislerinden gelen günlük yaklaşık 260 ton organik atık 14 bin 400 metrekare alanda bulunan ve tabanında sızdırmazlık yapısı bulunan depoda muhafaza ediliyor. Depoda bulunan yaş sebze meyve, hal ve hanelerden kaynaklanan gıda gibi atıkların havasız ortamda çürümesi sonucunda oluşan atık yığını içerisinde yüzde 60 oranında yanıcı özelliğe sahip metan gazı bulunuyor.
Buradaki gaz vakumlama yöntemi ile emilerek sahada bulunan 5000 metreküplük gaz balonunda biriktiriliyor. Ardından gaz motorlarında yakıt olarak kullanılıyor. Enerji Üretim Santralinde saatte 2.8 MW (2800 KWH) elektrik üretimi gerçekleştiriliyor. Bu rakam yaklaşık 13 bin konutun aydınlatma ihtiyacına denk geliyor. Enerji Üretim Santralinde yıllara göre artış göstererek 33 bin konutun aydınlanma ihtiyacına denk gelen 7 MW (7000 kWH) enerji üretilmesi planlanıyor.
Merkez Bankası’nın faiz kararına ilişkin değerlendirme
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu dün politika faizini yüzde 25’ten 500 baz puan artışla yüzde 30’a çıkardı. Faiz kararını değerlendiren Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, yıl sonuna kadar faizin yüzde 40 seviyesine yükseltileceğini öngördü. İSTANBUL-Merkez Bankası, Eylül ayında politika faizini yüzde 25’ten 500 baz puan artışla yüzde 30’a çıkarttı. Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu Merkez Bankası’nın politika faizi artışını değerlendirdi. Merkez Bankası’nın 2023’ün kalan üç toplantısında faiz artışlarını sürdürüp, muhtemelen yılı yüzde 40 civarında bir politika faiziyle kapatacak izlenimini verdiğini söyleyen Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu “Böylelikle politika faizinin 2024 yılı beklenen enflasyonun üzerine çıkıp, en azından kâğıt üzerinde pozitif bölgeye geçmiş olacağını öngörüyorum. Karar metninde enflasyonun yıl sonunda tahmin aralığının üst sınırına yakın seyredecek. Bu oranın Temmuz ayı Enflasyon Raporu’nda yüzde 62 olarak belirtildi. Yılın ilk 8 ayında tüketici enflasyonu yüzde 43,06 olarak gerçekleşti, Eylül enflasyonunun da yüzde 5 civarında gelmesi bekleniyor. Bu durumda 2022 Aralık ayına göre tüketici fiyatları yüzde 50 artacak. Yılın son üç ayı için yüzde 8 bir enflasyon payı kalacak ki, yüzde 62 hedefi bu koşullarda gerçekçi görünmüyor. Aylık yüzde 4’lük bir enflasyon yıl sonu tüketici fiyat artışlarını yüzde 69’a taşıyacak” dedi.
“Kredi kartı aylık faizleri yüzde 3’ü aşar” Faizlerin yükselmesiyle kredi kartı faizlerinin de artacağını vurgulayan Kozanoğlu, “Aylık faiz yüzde 3’ü aşacak. İhtiyaç kredisi faizlerinin de yüzde 60’ı buldu. 28 Mayıs seçimlerinde reel geliri düşse de uygun borçlanma koşulları nedeniyle kredi kartı ve tüketici harcamaları sayesinde hayat pahalılığını o denli şiddetli hissetmeyen kesimler için de hem yaşam zorlaşacak, hem de makro anlamda halkın mal ve hizmetlere talebi gerileyecek. Şöyle ki, 8 Eylül itibarıyla bireysel kredi kartı harcamaları yüzde 182 artışla 925 milyar lirayı bulmuştu. İhtiyaç kredileri de yüzde 60 artışla 903 milyar liraya ulaşmıştı. Demek ki kredi kartlarına takla attırarak, ihtiyaç kredisi-kredi kartı limitlerini zorlayarak çetin geçim koşullarına katlanmak da artık imkânsız hale geliyor” diye konuştu.
“Petrol fiyatlarının yüksek seyri 2024’te öngörülen 86,7 dolar ortalama fiyatın aşılabileceği kuşkusunu oluşturuyor” OVP’de 2024 yılı büyümesinin yüzde 4 tahmin edildiğine işaret eden Kozanoğlu, “Enflasyonun yüzde 70 civarından yüzde 33’e kadar gerilemesi ancak talepte keskin bir zayıflamayla olanaklı. Bu durumda da, yüzde 4 büyüme hedefinin tutturulması iyice zor. 2024 cari açığının da OVP’de 34,7 milyar dolar bekleniyor. 2023’ün ilk 7 ayında tüketim malları ithalatı bir önceki yıla göre 10 milyar dolar artışla 25 milyar doları bulmuştu. Uygun borçlanma koşullarına ve düşük kura bağlı olarak kamçılanan bu eğilim, 2024’te büyük olasılıkla dizginlenir. Ancak petrol fiyatlarının yüksek seyri 2024’te öngörülen 86,7 dolar ortalama fiyatın aşılabileceği kuşkusunu oluşturuyor” şeklinde konuştu.
Dolar 27,1380 liradan, euro ise 28,9080 liradan güne başladı. İSTANBUL-İstanbul Kapalıçarşı’da 27,1360 liradan alınan dolar 27,1380 liradan, 28,9060 liradan alınan euro ise 28,9080 liradan satılıyor. Son kapanışta dolar 27,03 liradan, euro ise 28,99 liradan satılmıştı.
Türkiye genelinde konut imarlı yeni arsaların üretilememesi, kentsel dönüşüm çalışmalarının istenen hızda ilerlememesi, inşaat maliyetlerinin artması ve uygun faizli kredilerin yok denecek kadar az olmasının konut alımını giderek zorlaştırdığını belirten gayrimenkul sektörü temsilcileri, çözümün yine krediye ulaşımın kolaylaşmasından geçtiğini söyledi. BURSA-Gayrimenkul sektöründeki gelişmeler hız kesmeden sürüyor. Her geçen gün sektörü etkileyen hadiselere bir yenisi ekleniyor. Bunların başında Türkiye genelinde konut imarlı yeni arsaların üretilememesi, kentsel dönüşüm çalışmalarının istenen hızda ilerleyememesi, inşaat maliyetlerinin artması, uygun faizli kredilerin yok denecek kadar az olması geliyor.
Son 5 yılın en düşük 8 aylık konut satışlarının yaşandığı bir atmosferde sektör temsilcileriyse çözümü konut kredisine ulaşımda yaşanan zorluğun ortadan kalkmasında buluyor. Elfi Gayrimenkul Kurucusu ve Broker’ı Özkan Aydemir, yeni veya ikinci el konut almak isteyenlerin, uzun vadeli ve uygun faizli krediyi bulmakta zorlandığı için taleplerde ciddi bir düşüşün söz konusu olduğunu dile getirdi.
Sektörün hareketlenmesi için uygun faizli kredi imkanı sunulması gerektiğine işaret eden Özkan Aydemir, KDV oranlarında da düzenlemeye gidilmesi önerisinde bulundu. Piyasadaki arz talep dengesinin yeniden kurulması için kredi konusunun çözülmesinin önemine değinen Aydemir, konut kredilerindeki faizin düşürülmesi ve ev almak isteyenlerin bu kredilere ulaşması şu anki sektörün canlanması için hayati önemde olduğunu yineledi.
Uzun bir süre gayrimenkul sektörü piyasasının belirleyicisinin satıcı olduğunu, artık bu durumun alıcı lehine değiştiğini belirten Aydemir, “İnşaat firmalarının takas yöntemini devreye aldığını biliyoruz. Ya da kendi finansman yöntemlerini oluşturdular. Bu giderek artıyor. Müteahhit firmalar çareyi burada arıyorlar. Hal böyleyken satıcının rolleri dağıttığı bir gayrimenkul piyasasından alıcının karar verici mekanizmanın başına geçtiği bir piyasaya doğru evrildik” diye konuştu.