Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

Yaşar, “Acilen afet bakanlığı kurulmalı”

İYİ Parti Samsun Milletvekili Bedri Yaşar, ülkemizde yaşanan doğal afetlerde her yıl çok sayıda can ve mal kaybı meydana geldiğine işaret ederek, felaket bölgelerinde hizmetlerin tek elden ve sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için Türkiye’de acilen Afet Bakanlığı’nın kurulması gerektiğini vurguladı.

İYİ Parti Samsun Milletvekili Bedri Yaşar beraberinde İYİ Parti GİK Üyesi ve Harita Mühendisi Hasan Toktaş, Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı ve Şehircilik Uzmanı Prof. Dr. Şule Gök Tüdeş,  MDK Üyesi ve Çevre Hukukçusu Av. Süleyman Çetin, İnşaat Mühendisi Bülent Gürsoy, Doğa ve Çevre Politikaları Başkan Yardımcısı ve Orman Mühendisi İlker Faki, GİK Üyesi ve Çevre Mühendisi Müberra Çakır ile birlikte sel felaketlerinin yaşandığı Bartın, Kastamonu ve Sinop’ta çeşitli inceleme ve tespitlerde bulunduklarını ifade ederek sözlerini söyle sürdürdü:

“Her yıl afetlere bağlı olarak can ve mal kayıpları artıyor. Afet öncesi, afet anı ve afet sonrasını planlamak amacıyla Afet Bakanlığı kurulmalıdır. İmar Barışı kapsamında; deniz, göl ve akarsularda doldurma ve kurutma suretiyle arazi elde edilerek üzerine yapılan binalara verilen yapı kayıt belgeleri iptal edilmelidir.

İmar barışı kapsamında; kıyı, orman, mera, toprak koruma ve arazi kullanımı kanunu, doğal sit, arkeolojik sit, kentsel sit, askeri güvenlik alanı vs.) tabi alanlarda bulunan ve 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış olan ruhsatsız ve ruhsat ve eklerine aykırı yapılar için de yapı kayıt belgesi alınarak geçici 16. madde hükmünden faydalanılması mümkün hale getirilmiştir. Bu ortadan kaldırılmalıdır.

YAPI KAYIT BELGELERİ

Deniz, göl ve akarsu doldurma alanları ile orman, mera ve kıyı alanlarında kentsel dönüşüm uygulaması kapsamında alınan yapı kayıt belgeleri iptal edilmelidir.

Felaket bölgesindeki belediyeler can ve mal güvenliği bakımından tehlike arz eden yapıların yasadan kaynaklanan yetkilerini kullanarak yıkım kararlarını ivedilikle almalıdır.

ÇED FELAKETE ZEMİN HAZIRLIYOR

ÇED-Çevresel Etki Değerlendirme hazırlık-inceleme sürelerinin kısaltılması felaketlere zemin hazırlamaktadır. İnceleme ve değerlendirme süreleri makul şekilde uzatılmalıdır.

Doğayı korumaya yönelik çevre mevzuatlarının menfaat ve çıkar gruplarının ihtiyacına göre gereksiz bir şekilde çok sık değiştirilmemelidir.

Çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) raporları; bir taahhütler topluluğu değil, bilimsel ve bütünsel yaklaşım olarak da sürdürülebilir yaşam esaslı olması gerekmektedir.

Stratejik çevresel etki değerlendirmesi (SÇD) raporları ile çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) raporları birbirleri ile uyumlu olmalıdırlar.

ÇEVRE ZARARLARI ÖNLENMELİ

Mevzuat düzenlemelerinde “muafiyet”, “kapsam dışı”, “istisna” vb. kavramları kullanılmayarak çevreye-doğaya verilen zararların önüne geçilmelidir.

Mevzuat gereğince konut-ticari-sanayi alan yatırımları için hazırlanan çevresel etki değerlendirme (ÇED) raporlarının havza esaslı yapılmalı ve mekânsal alanlar belirlenmelidir. 

TAŞKIN HARİTALARI OLUŞTURULMALI

Yeni yağış rejimini esas alarak hazırlanan, iklimsel yeni normallere uygun “taşkın tehlike haritaları” hazırlanmalı, bu haritalar baz alınarak arazi kullanım politikası oluşturulmalı, bu alanlar afet bölgesi ilan edilmelidir. 

Afet duyarlı planlama kapsamında, bu alanlar acil olarak kamulaştırılmalı, uygun rezerv alanlara gerek konutlar gerekse iş yerleri yapılarak taşınmalıdır. Bu taşınma esnasında yöre halkının ve hak sahiplerinin talepleri dikkate alınarak, karar süreçlerine dahil edilmelidir. Bu kapsamda da hem vatandaşlarımızın mağduriyeti giderilir hem de yaşam hakkı devlet eliyle korunmuş olur.

YATAKLARA KENTSEL DÖNÜŞÜM

Dere yatakları, dere tabanını yükselten bütün malzemelerden temizlenerek doğal kotuna indirilmelidir. Dere yataklarında imara ve yerleşime açılan yapıların tespiti ivedilikle yapılmalıdır. 

Dere yataklarındaki riskli yerleşim alanları kentsel dönüşüm benzeri bir yöntemle daha güvenli alanlara “afete duyarlı dönüşüm” yöntemi ile taşınmalıdır. Bu konuda, konut ve işyeri sahiplerine ucuz finansman sağlanmalıdır. 

Afet duyarlı planlama kapsamında bu alanlar öncelikle ele alınmalı, hem vatandaşımızın bu konudaki mağduriyetleri giderilmeli hem de yaşam hakkı devlet eliyle korunmalıdır.

ERKEN UYARI SİSTEMİ

Dere yataklarındaki yerleşim yerlerinde en azından bu dönüşüm sağlanıncaya kadar dünya da birçok ülke tarafından uygulanan “erken uyarı sistemi” uygulanmasına geçilmelidir. 

DSİ gibi ülkenin su rejimini belirleyen kurumlarımız ise siyasetin değil bilimin ışığında yeniden güçlendirilmelidir.

TOMRUK DEPOLARI

Dere yataklarına konut yapma ile tomruk depolarının dere yatakları üzerine kurulması aynı şeyi ifade etmektedir. Tomruk depolarının dere yatakları üzerine kurulmasından vazgeçilmelidir. 

KÖPRÜ TERCİHLERİ

Dere yataklarına yapılacak olan köprülerin gabarisi ve ayak açıklıkları taşkın planlamasındaki hesaplamalara uygun hale getirilmelidir. Gerekirse beton köprüler yerine, açılır-kapanır çelik köprüler tercih edilmelidir. 

Doğa afetlerinden çok çabuk etkilenen su ve elektrik gibi yer altı şebekelerinin afet kurallarına uygun şekilde tasarlanmalıdır. Orman depolarının konumu tespit edilirken havza durumu gözetilmeli, sel, çığ, toprak kayması ve taşkın güzergâhları seçilmemelidir.

AĞAÇ KESİMLERİ

Sel ve çığ bölgelerinde, eğimin yüksek olduğu ve yerleşim yerlerine yakın yerlerde Orman İdaresi, üretim amaçlı aşırı ağaç kesimini durdurmalı, kapalılığı bozacak ve erozyona sebep olabilecek kesimlerden vazgeçmelidir.

Orman İdaresi asli vazifesi olan orman korumayı ön plana almalıdır. DSİ gibi ülkenin su rejimini belirleyen kurumlarımız ise siyasetin değil bilimin ışığında yeniden güçlendirilmelidir. 

Kent Yerleşim planlaması doğa koşullarına uygun olarak yapılmalıdır. Rant sevdasına son verilmeli ve yol, köprü vb. projelendirmelerinin bilimsel bilgi ve kurallara uygun olarak planlanmalıdır.

Doğal afetler konusunda vatandaşların eğitimine önem verilmeli, eğitim programları düzenlenmelidir. Acil tahliye planları oluşturulmalı ve uygulanmasına özen gösterilmelidir

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Genel

Zorlu mesai, günde 12 saat çalışan tarım işçileri 900 TL yevmiye elde ediyor

Şanlıurfa’dan Hatay’ın Kumlu ilçesine gelen mevsimlik işçiler, günde çift vardiya sisteminde 12 saat çalışarak ortalama 900 TL kazanç sağlıyorlar.

Ayşe Güler Tokdemir
HATAY-
Hatay’ın bereketli topraklarında bir çok tarım ürünü yetişiyor. Binlerce insana ekmek kapısı olan bereketli topraklara bir çok ilden tarım işçileri geliyor. Baharın gelmesiyle Amik Ovası’nda başlayan soğan hasadı için Şanlıurfa’dan Hatay’ın Kumlu ilçesine de tarım işçileri göç etti. Zorlu şartlarda çalışmasını sürdüren tarım işçileri günde tek vardiya çalışarak 450 TL, çift vardiya sisteminde 12 saat çalışarak 900 TL kazanç sağlıyorlar. Tarım işçilerini en çok zorlayansa Nisan ayı olmasına rağmen 35 dereceyi geçen hava sıcaklığı oluyor.

Mevsimlik işçi olarak çalışmanın çok zor olduğunu dile getiren Süleyman Budak, “Biz mevsimlik işçi olarak Kumlu tarafında çalışmaya geliyoruz. Burada biz soğan hasadı yapıyoruz. Günün 12 saatini tarlada geçiriyoruz. Çok zor biz burada ailecek çalışıyoruz. Mevsimlik işçi olarak burada iş çok zor. Hava şimdi güzel serin esiyor ama gün sıcağının olduğu zamanlar çok kötü oluyor. Biz Kumlu’da 2 ay kadar kalıyoruz. Yevmiye soğanın kötü olmasından dolayı biraz düşük, ortalama 450 TL alıyoruz” dedi.

Tarlada çalışmanın kadınlar için çok daha zor söyleyen Çiğdem Karaçil, günde 2 vardiya çalışarak 900 TL gelir elde ettiğini belirterek “Soğan zamanı olduğu için Şanlıurfa’dan Kumlu’ya soğan hasat etmeye geldik. Yaklaşık 2 ay burada kalıyoruz. Soğan hasat etmek zor, kadınlar için çok daha zor. Günlük 10 dönüm hasat ediyorum. Bu işi yapıyoruz evde de çamaşır, bulaşık ve evi temizliyoruz. Yani kadınlar için daha zor. Sabah 5’ten gelip akşam 7 gibi gidiyoruz. Günlük yaklaşık 900 TL alıyoruz. Buraya ailecek geliyoruz. Havalar biraz daha ısındığında daha zor oluyor” şeklinde konuştu.

20 yıldır bu işte çalıştığını dile getiren Nusret Karaçil, “Biz Şanlıurfa’dan Kumlu’ya soğan hasadını yapmaya geldik. Bizim için çok zor bir iş yaklaşık 20 yıldır bu işe geliyoruz. Havalar ısındığında baya zorlanıyoruz. 1 ay sonra buradan Bursa’ya gideceğiz. Bursa’dan sonra Eskişehir’e gideceğiz. Aralık ayına kadar dışarıdayız sonra memlekete gidiyoruz. Memlekette 5 ay kalıp bu işe tekrar geliyoruz. Hayatımız artık bu iş oldu. Günlük yevmiye değişiyor, bazen çok az bazen de idare oluyor. Sabit bir yevmiye yok. Soğan hasadı gerçekten meşakkatli bir iş, güneş doğmadan geliyoruz, güneş batana kadar tarlada çalışıyoruz. Kumlu’da en fazla 2 ay kalıyoruz” dedi.

Okumaya devam et

Genel

CHP lideri Özel: 23 bin 900 öğretmenin atanması asla kabul edilemez

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, “Maalesef Milli Eğitim Bakanı 2024’te, 2023 yılında emekli olan kadar öğretmen atayacaklarını söyledi. Sayın Erdoğan da ‘Bir miktar atama yapacağız’ dedi, gençleri de çok üzdü. Bu rakam maalesef 23 bin 900’dür. 23 bin 900 öğretmenin atanması asla kabul edilemez” dedi.

Ömer Faruk Karataş
ANKARA-
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) gerçekleştirilen grup toplantısında konuştu. Konuşmasında gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Özel, öğretmen atamalarının daha yüksek oranlarda yapılmasını ve atamalarda mülakatların kaldırılması gerektiğini söyledi. 1 Mayıs hakkında da konuşan Özel, Taksim Meydanı’na kefil olduklarını ve kutlamaların orada olması gerektiğini ifade etti.

“Anayasaya uymak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına, bağlayıcılığına uymakla olur”

Anayasa değişikliği konusunda öncelikle herkesin anayasaya uyması gerektiğini, sonrasında bu konuda değişiklik için destek verebileceklerini söyleyen Özel, “Türkiye Cumhuriyeti bir anayasa devletidir. Sahip çıktığımız maddelerin yanında elbette eleştirdiğimiz, değiştirilmesini istediğimiz maddeler olabilir. Ama bu ülkede eğer devlet olacaksa, yani insanların canı ve malı güvende olacaksa bu ülkede en üstteki cumhurbaşkanından en sade vatandaşa kadar herkes bu anayasaya bağlı olacak. Bir ülkede anayasanın işine gelen kısımlarını uygulayıp, oradan güç alıp, yetki alıp kullanıp, işine gelmeyen kısımlarını ihlal edersen bu hak bir kişide değil herkeste olur. Orada devlet ortadan kalkar, anayasal düzen ortadan kalkar ve keşmekeş olur, karmaşa olur. İşte o zaman beka sorunu olur. O yüzden bu ülkedeki en sade yurttaştan en yeni kamu görevlisine, en kıdemli devlet memurundan cumhurbaşkanına kadar herkesin bu anayasaya harfiyen öncelikle uyması gerekir. Anayasaya uymak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına, bağlayıcılığına uymakla olur” ifadelerini kullandı.

“1 Mayıs’ın kutlanmasına ve o meydanın boşalmasına kefaleti ben koyuyorum”

1 Mayıs kutlamaları için Taksim Meydanı’nın açılması gerektiğini söyleyen Özel, “Şimdi buradan karar alıcılara sesleniyorum. Var mısın? Ben kefilim, orada olacağım. İşçilerle birlikte, bir kişinin burnu kanamadan 1 Mayıs’ın kutlanmasına ve o meydanın boşalmasına kefaleti ben koyuyorum. Taksim’i 1 Mayıs’a açın, 31 Mart’ın mesajını aldığınızı anlatın. Açın, özgüvenli olduğunuzu gösterin. Ben 31 Mart’ın birinci partisinin genel başkanı olarak, son genel seçimlerin birinci partisinin genel başkanına diyorum ki ‘Elimizi uzatıyoruz, elimiz emekçinin elidir, elimiz barışır elidir, elimiz öz güvenin elidir. 1 Mayıs’ta Taksim’in kazanılması, bu ülkenin yeni iklimine hizmet edecektir.’ Emekçilerin elini havada bırakmayınız, elimizi havada bırakmayınız” ifadelerine yer verdi.

Okumaya devam et

Genel

Mehmet Ali Yılmaz evinde ölü bulundu

İstanbul Beşiktaş’taki evinde ölü bulunan Mehmet Ali Yılmaz, 49. ve 50. Hükümette Spordan Sorumlu Devlet Bakanı olarak yer aldı. Bakanlığı döneminde Türkiye Futbol Federasyonuna özerklik getirdi. Futbolda havuz sistemini düzenleyen kişidir. Trabzonspor’a tesis kazandırdı.

İSTANBUL-
Spordan Sorumlu eski Devlet Bakanı Mehmet Ali Yılmaz, İstanbul Beşiktaş’taki evinde ölü bulundu. Mehmet Ali Yılmaz, 21 Ekim 1948 günü Trabzon’da dünyaya geldi. İstanbul Mühendislik ve Mimarlık Akademisi İnşaat Fakültesini bitirdi. Bankacılık, Basın alanlarıyla ilgilendi. Tek-Art Holding ve Yılmaz Yayınları AŞ Yönetim Kurulu Başkanı, Güneş Gazetesi sahibi, Titibank Yönetim Kurulu Başkanı, Trabzonspor Kulübü Başkanı, Mühendisler Odası, Müteahhitler Sendikası, İstanbul gazeteciler Cemiyeti, Gazete sahipleri Sendikası ve Türkiye Spor Yazarları Derneği Üyesi olarak görev yaptı.

Yılmaz, 1991 genel seçimlerinde DYP’den Trabzon Milletvekili seçilerek, 20.10.1991-24.12.1995 arası TBMM’de yasama çalışmalarına katıldı. 49. ve 50. Hükümette Spordan Sorumlu Devlet Bakanı olarak yer aldı. Bakanlığı döneminde Türkiye Futbol Federasyonuna özerklik getirdi. Futbolda havuz sistemini düzenleyen kişidir. Trabzonspor’a tesis kazandırdı. Evli, 5 çocuk babasıdır.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.