Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

Göç eden insanların sayısı artıyor

ANTALYA – Akdeniz Üniversitesi’nin ev sahipliğinde Türkiye ve Almanya’nın göç politikaları ve uygulamalarının ele alındığı Türk-Alman Konferansı düzenlendi. Uluslararası katılımlı konferansta Türkiye’den ve Almanya’dan uzmanlar, sosyal ve sağlık alanı uygulayıcıları ve akademisyenler tarafından iki ülke arasında 60 yıl önce başlayan göçün sonuçları ve çözüm önerileri tartışıldı. Akdeniz Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu’nda 11-12 Kasım tarihlerinde hibrid olarak düzenlenen etkinliğin açılışına Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Gülbin Arıcı, Almanya Başkonsolosu Dr. Detlev Wolter, Friedrich Ebert Vakfı Türkiye Temsilcisi Henrik Meyer, İİBF Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Emre İpekçi Çetin, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Göç eden insanların sayısı artıyor

Konferansın açılış konuşmasını gerçekleştiren Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Gülbin Arıcı, Türkiye ve Almanya arasındaki iyi dostluk ilişkilerinin ve iş birliğinin uzun bir geçmişe dayandığını vurguladı. Bunlardan birinin Almanya ve Türkiye arasında imzalanan işgücü anlaşması olduğunu ifade eden Prof. Dr. Gülbin Arıcı, bugün sayıları 3 milyonu bulan Türkiyeli göçmenlerin Avrupa’ya göçünün 1961 yılında Almanya ile başladığını belirtti. Günümüzde son rakamlara göre dünyada yaklaşık 270 milyon göçmen bulunduğunu belirten Prof. Dr. Arıcı, küreselleşme, iklim değişikliği, ekonomik ve siyasi sorunlar gibi birçok nedenlerle göç etmek zorunda kalan insan sayısının her geçen gün arttığını kaydetti.

Bilimsel çalışma yapılmalı

Göçmenlik konusunun çeşitli yönlerle ele alınması, akademik çalışmalar yapılması ve ciddi politikaların oluşturulması gereken bir konu olduğunu söyleyen Prof. Dr. Arıcı, “Ülke olarak bizim de son yıllarda yakından deneyimlediğimiz göç sorunlarına ilişkin sosyal politika ve göç alanında bilimsel araştırmalar yapılması, projeler yürütülmesi, alternatif ve bilimsel yaklaşımlar üretilmesi gerekmektedir. Bu bakımdan düzenlenen bu konferansın alana önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum.” diye konuştu.

İki ülke arasında benzersiz birliktelik

Almanya Başkonsolosu Dr. Detlev Wolter ise iki ülke arasında 1960 yılında yapılan anlaşmanın 60. yılına gelindiğini bu sebeple Türkiye’de ve Almanya’da çeşitli etkinlikler düzenlendiğini söyledi. O dönemde yapılan anlaşmayla Türkiye ve Almanya arasında benzersiz bir birlikteliğe adım atıldığının tahmin edilemediğini ifade eden Dr. Detlev Wolter, Almanya’da bugün 3 milyon Türk kökenli insan bulunduğunu söyledi. Dr. Detlev Wolter, iki ülkenin geçmişten günümüze siyasi, kültürel toplumsal ve ekonomik olarak son derece bağlantılı ve ilişki içinde olduklarını sözlerine ekledi.

Friedrich Ebert Vakfı Türkiye Temsilcisi Henrik Meyer de iki ülke arasındaki birlikteliğe dikkat çekti. Henrik Meyer, “Türkiye’yi ve Almanya olarak iki ayrı toplumdan bahsetmek bile doğru değil diye düşünüyorum. Türk toplumu ve Alman toplumu ortak bir ailenin parçalarıdır, kadersel bir şekilde bir arada yetişen ve büyüyen bir toplumdan bahsedebiliriz. Bu ilişkinin bu şekilde gelişmiş olmasının sebebi bugün yaptığımız toplantının nedeni olan işgücü alım anlaşmasıdır. O günden bugüne büyük bir Türk toplumu yaşadığını görüyorum. Türk toplumu son 10 yıllarda kendi başarı hikayesini yazdı. Bu süreçte nerelerde başarılı olundu, nerede zorluklarla karşılaşıldığı değerlendirildi.” dedi.

Ülkelerin deneyim ve uygulamaları paylaşılacak

Göç konusunun göç veren ve göç kabul eden ülkelerin ortaklığıyla irdelenmesi gereken bir konu olduğunu söyleyen İİBF Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Emre İpekçi Çetin, göç sonucu olası problemlerin konuya taraf ülkelerin deneyimlerinin, uygulamalarının paylaşılması ile çözülebileceğini söyledi. 60 yıl önce başlayan göçün sonuçlarını ve çözüm önerilerinin konuşulması amacıyla düzenlendiğini belirten Akdeniz Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erol Esen de, “Bu göç hikayesini birbirimize anlatmak ve birbirimizden öğrenmek üzere buradayız. Birbirimizin uygulamalarını anlamamız ve kendi durumumuza uyarlamamız yeterli. Çünkü artık Türkiye de bir göç toplumu. Çoğunluğu Suriyeli olmak üzere 4 milyona yakın mültecilere ev sahipliği yapıyoruz. Suriyeli mültecilerin bizde de 10’uncu yılına giriyoruz. Bunları birlikte ele almak ve öğrendiklerimizi paylaşmak için buradayız.” dedi.

Açılış konuşmaların ardından ‘Almanya ve Türkiye’de Göçün Tarihçesi’ başlıklı açılış oturumunda Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erol Esen ve Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet İçduygu göçün tarihine ilişkin konuşma yaptı. Türk-Alman Konferansı’nın ikinci gününde ‘60 Yıl Göç ve Eğitim’, ‘Dışlanma ve Ayrımcılığa Karşı Kurumsal Önlemler’, ‘Göç Uyum Alanında Türkiye ve Almanya Arasında İş Birliği Olanakları’ başlık üç ayrı oturumda konuşmacılar ve alanında uzman uygulayıcılar sunumlarını gerçekleştirdi.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Genel

CHP lideri Özel: 23 bin 900 öğretmenin atanması asla kabul edilemez

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, “Maalesef Milli Eğitim Bakanı 2024’te, 2023 yılında emekli olan kadar öğretmen atayacaklarını söyledi. Sayın Erdoğan da ‘Bir miktar atama yapacağız’ dedi, gençleri de çok üzdü. Bu rakam maalesef 23 bin 900’dür. 23 bin 900 öğretmenin atanması asla kabul edilemez” dedi.

Ömer Faruk Karataş
ANKARA-
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) gerçekleştirilen grup toplantısında konuştu. Konuşmasında gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Özel, öğretmen atamalarının daha yüksek oranlarda yapılmasını ve atamalarda mülakatların kaldırılması gerektiğini söyledi. 1 Mayıs hakkında da konuşan Özel, Taksim Meydanı’na kefil olduklarını ve kutlamaların orada olması gerektiğini ifade etti.

“Anayasaya uymak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına, bağlayıcılığına uymakla olur”

Anayasa değişikliği konusunda öncelikle herkesin anayasaya uyması gerektiğini, sonrasında bu konuda değişiklik için destek verebileceklerini söyleyen Özel, “Türkiye Cumhuriyeti bir anayasa devletidir. Sahip çıktığımız maddelerin yanında elbette eleştirdiğimiz, değiştirilmesini istediğimiz maddeler olabilir. Ama bu ülkede eğer devlet olacaksa, yani insanların canı ve malı güvende olacaksa bu ülkede en üstteki cumhurbaşkanından en sade vatandaşa kadar herkes bu anayasaya bağlı olacak. Bir ülkede anayasanın işine gelen kısımlarını uygulayıp, oradan güç alıp, yetki alıp kullanıp, işine gelmeyen kısımlarını ihlal edersen bu hak bir kişide değil herkeste olur. Orada devlet ortadan kalkar, anayasal düzen ortadan kalkar ve keşmekeş olur, karmaşa olur. İşte o zaman beka sorunu olur. O yüzden bu ülkedeki en sade yurttaştan en yeni kamu görevlisine, en kıdemli devlet memurundan cumhurbaşkanına kadar herkesin bu anayasaya harfiyen öncelikle uyması gerekir. Anayasaya uymak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına, bağlayıcılığına uymakla olur” ifadelerini kullandı.

“1 Mayıs’ın kutlanmasına ve o meydanın boşalmasına kefaleti ben koyuyorum”

1 Mayıs kutlamaları için Taksim Meydanı’nın açılması gerektiğini söyleyen Özel, “Şimdi buradan karar alıcılara sesleniyorum. Var mısın? Ben kefilim, orada olacağım. İşçilerle birlikte, bir kişinin burnu kanamadan 1 Mayıs’ın kutlanmasına ve o meydanın boşalmasına kefaleti ben koyuyorum. Taksim’i 1 Mayıs’a açın, 31 Mart’ın mesajını aldığınızı anlatın. Açın, özgüvenli olduğunuzu gösterin. Ben 31 Mart’ın birinci partisinin genel başkanı olarak, son genel seçimlerin birinci partisinin genel başkanına diyorum ki ‘Elimizi uzatıyoruz, elimiz emekçinin elidir, elimiz barışır elidir, elimiz öz güvenin elidir. 1 Mayıs’ta Taksim’in kazanılması, bu ülkenin yeni iklimine hizmet edecektir.’ Emekçilerin elini havada bırakmayınız, elimizi havada bırakmayınız” ifadelerine yer verdi.

Okumaya devam et

Genel

Mehmet Ali Yılmaz evinde ölü bulundu

İstanbul Beşiktaş’taki evinde ölü bulunan Mehmet Ali Yılmaz, 49. ve 50. Hükümette Spordan Sorumlu Devlet Bakanı olarak yer aldı. Bakanlığı döneminde Türkiye Futbol Federasyonuna özerklik getirdi. Futbolda havuz sistemini düzenleyen kişidir. Trabzonspor’a tesis kazandırdı.

İSTANBUL-
Spordan Sorumlu eski Devlet Bakanı Mehmet Ali Yılmaz, İstanbul Beşiktaş’taki evinde ölü bulundu. Mehmet Ali Yılmaz, 21 Ekim 1948 günü Trabzon’da dünyaya geldi. İstanbul Mühendislik ve Mimarlık Akademisi İnşaat Fakültesini bitirdi. Bankacılık, Basın alanlarıyla ilgilendi. Tek-Art Holding ve Yılmaz Yayınları AŞ Yönetim Kurulu Başkanı, Güneş Gazetesi sahibi, Titibank Yönetim Kurulu Başkanı, Trabzonspor Kulübü Başkanı, Mühendisler Odası, Müteahhitler Sendikası, İstanbul gazeteciler Cemiyeti, Gazete sahipleri Sendikası ve Türkiye Spor Yazarları Derneği Üyesi olarak görev yaptı.

Yılmaz, 1991 genel seçimlerinde DYP’den Trabzon Milletvekili seçilerek, 20.10.1991-24.12.1995 arası TBMM’de yasama çalışmalarına katıldı. 49. ve 50. Hükümette Spordan Sorumlu Devlet Bakanı olarak yer aldı. Bakanlığı döneminde Türkiye Futbol Federasyonuna özerklik getirdi. Futbolda havuz sistemini düzenleyen kişidir. Trabzonspor’a tesis kazandırdı. Evli, 5 çocuk babasıdır.

Okumaya devam et

Genel

Bakan Tunç: Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun

Adalet Bakanı Tunç, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutladı.

Burak Can Ekizoğlu
ANKARA-
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya hesabı X üzerinden yaptığı paylaşımda 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutladı. Tunç paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
“Şanlı tarihimizin en önemli sembollerinden biri olan Türkiye Büyük Millet Meclisi, milli iradenin tecelligahıdır.

Geleceğimizin teminatı evlatlarımız istiklalimize daima sahip çıkacak, Gazi Meclisimiz ilelebet millet egemenliğinin ve demokrasinin merkezi olmaya devam edecektir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 104. yıl dönümü ve tüm çocuklarımızın Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun.”

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.