Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Ekonomi

Rektör Ünal: Gıda, günümüzde stratejik önemi en fazla olan unsur haline geldi

“Tarım Öğretiminin 176 yılı” ve “10 Ocak Tarım Bayramı”, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi tarafından düzenlenen geleneksel etkinlikle Atatürk Kongre ve Kültür Merkezinde (AKM) kutlandı. Rektör Ünal, gıdanın stratejik önemi en fazla olan unsur haline geldiğinin altını çizdi.

SAMSUN-
Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) Samsun Bölge Müdür Yardımcısı Burhan Kılıç’ın, “Tarımda Riskler ve TARSİM” konulu sunumuyla katılımcıları bilgilendirdiği programda, 2021 yılı içinde akademik terfi alan Ziraat Fakültesi öğretim üyelerine de binişleri takdim edildi. Başak Orkestrasının müzik dinletisiyle başlayan program, konuşmalar ile devam etti.

Rektör Ünal: “Günümüzde gıda, stratejik önemi en fazla olan unsur haline geldi”
Programın açılışında konuşan OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Günümüzde gıda, stratejik önemi en fazla olan unsur haline geldi. Çünkü varoluşu doğrudan etkileyen gıdada ve dolayısıyla sağlıklı beslenmede sorun varsa, eldeki teknolojinin, paranın, mülkün hiçbir anlamı olmadığını biliyoruz. Önümüzdeki yıllarda gıdanın stratejik önemi daha da artacak. Fakat gıdayla ilgili geçmiş çalışmalara baktığımızda, kısa sürede büyük kazanımlar elde etmek amacıyla yapılan GDO’lu tarım gibi uygulamaların sonucunda büyük bedeller ödedik. Toplumla, bilgiyi üreten üniversiteler arasında bir iletişim sorunu olduğu kesin.

Üniversitelerin statüsü ve gücünü topluma bildirememesi gibi bir sorunla karşı karşıyayız. Aktif olarak Üniversiteler, devletin diğer birimleriyle birlikte hareket etmek süratiyle, üretimi düşünen her katmanla sağlıklı bir platform oluşturmak ve bu süreci yönlendirmek zorunda. Yoksa çifti ya da yatırımcı sorunu için konunun uzmanına ulaşamıyorsa, üniversite bu noktada misyonunu yerine getiremiyorsa, kendi kendine bilimsel olmayan çözümler üretmeye ve uygulamaya çalışır. Bu durum da gelecekte altından daha değerli olması kaçınılmaz olan toprağın yanlış uygulamalarla zarar görmesine, istismar edilmesine yol açabilir. Bunun önüne geçecek bilgiyi topluma servis edecek olan da siz değerli akademisyenlerimiz ve öğrencilerimizsiniz. Sonuç olarak toplumla aramızdaki sanal duvarın yıkılması lazım. Biz bu konuda Üniversite yönetimi olarak üstümüze düşeni yerine getirmekten mutluluk duyarız” dedi.

“Gelecek açısından gıda vadisi gibi çok özel bir statüde değerlendirilmesi gereken bir bölgedeyiz”

Konuşmasının devamında Samsun’un jeostratejik konumu sebebiyle, Türkiye’nin nadir bölgelerinden biri olduğuna işaret eden Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Gelecek açısından da gıda vadisi gibi çok özel bir statüde değerlendirilmesi gereken bir bölgedeyiz. Bafra ve Çarşamba gibi iki büyük havzamız var. Vezirköprü’yü de dâhil ettiğimizde Samsun, Türkiye’nin en değerli iline dönüştü. Bu süreçte Ziraat Fakültesi başta olmak üzere Üniversite ve devletin ilgili tüm unsurları tarafından bir stratejik eylem planı oluşturularak gelecekle ilgili kaygıların önüne geçilmeli. Verimli toprağı korumak, verimsiz toprağı verimli hale getirmek, toprağın ömrünü uzatmak suretiyle bu sürece olumlu anlamda bir katkı sunmalıyız. Bunun yanında gelecek nesillerin sağlıklı beslenebilmesi için GDO’lu ürünlerin üretiminden uzak durulması, doğal üretime yönelmek, tohumların korunması son derece önemli. Bu noktada öğrencilerimize ve genç araştırmacılarımıza çok büyük sorumluluk düşüyor” diye konuştu.

Bilimsel Araştırma Projelerinin (BAP) desteklenmesinde, tarım ve hayvancılığı öncelikli alan olarak belirlediklerini kaydeden Yavuz Ünal, bu alanda yapılan çalışmaların sonucunun, üreticinin satın alacağı ticari ürüne dönüşmesini beklediklerinin altını çizdi.

Prof. Dr. Özcan: “Türkiye, Dünyanın en büyük yedinci tarım ekonomisine sahip ülke”
Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Özcan, yaptığı konuşmada insan yaşamındaki en önemli stratejik alanlardan birinin tarım ve gıda oluşturduğunu söyleyerek, “Ülkemiz, hem sahip olduğu genetik zenginlikleriyle hem de ekolojik çeşitlilikleriyle tarım potansiyeli çok yüksek olan bir ülkedir. Bu zenginliğiyle birlikte ülkemiz, anavatanı olduğu türler yanında, sayısı her geçen gün artan anavatanı olmadığı türleri de kaliteli ve ekonomik olarak yetiştirebilmektedir. Tarım sektörünün Türk ekonomisindeki ağırlığı giderek azalmasına rağmen Türkiye dünyanın en büyük yedinci tarım ekonomisine sahip ülke olma konumunu korumaktadır. Tarım ürünleri üretiminde çevreye dost uygulamalarla güvenilir gıdanın üretilmesi gerekmektedir. Son yıllarda artan toprak, su ve hava kirliliğiyle birlikte ortaya çıkan iklim değişiklikleri, tarımsal üretimde sorun oluşturmaya başlamıştır. Bu sorunların aşılabilmesi için değişen şartlara uyum sağlayabilen genetik materyallerin geliştirilmesi ve çevre dostu üretim tekniklerinin kullanılması gerekmektedir. 1976 yılında kurulan ve Türkiye’deki Ziraat Fakülteleri içinde saygın bir yeri olan OMÜ Ziraat Fakültesi, eğitimde kalitesini ve marka değerini arttıracak şekilde faaliyetlerini sürdürmektedir. Fakültemiz, yaptığı projeler, araştırmalar ve uluslararası işbirlikleriyle bölgemize, ülkemize ve dünyaya tarımsal alanda bilgi ve gelişmeleri sunmaya devam etmektedir” şeklinde konuştu.
Öğrenciler adına konuşan Bitki Koruma Bölümü öğrencisi Neriman Keyvan ise şunları söyledi:
“Her geçen gün artan dünya nüfusuna paralel olarak gıda ihtiyacı artış göstermektedir. Artan bu gıda ihtiyacının karşılanmasında temel görev ziraat mühendislerine düşmektedir. İçinde bulunduğumuz pandemi sürecinde tarım ürünlerinin, gıdanın ve beslenmenin önemi daha iyi anlaşılmıştır. Mesleğimizin insanlığın geleceği açısından büyük bir öneme sahip olduğunu bilerek en iyisini yapmayı ve ülkemize yararlı birer ziraat mühendisleri olmayı hedefledik.”

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Ekonomi

Borsa İstanbul’da tarihi zirve

 Borsa İstanbul BIST 100 endeksi 10.000 puanı aşarak tarihin en yüksek seviyesini gördü.

İSTANBUL-Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi tarihinin en yüksek seviyesini gördü. Haftaya 76,83 puan ve yüzde 0,77 artışla 9.992,45 puandan rekor seviyede başlayan BIST 100 endeksi, tarihinde ilk kez 10.000 puanı aştı.

Okumaya devam et

Ekonomi

2024’TE EVLENMENİN MALİYETİ 750 BİN TL

ABDULLAH GONCA
ANKARA-
Bu yıl havaların erken ısınmasıyla birlikte düğün sezonunun da açılmaya başladığını söyleyen TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Yuva kuracak çiftlerin yaptığı harcamalar başta mobilyacı, beyaz eşyacı, kuyumcu, tekstilci olmak üzere 415 meslek koluna birden etki ediyor. 2023 yılında 565 bin çift evlendi. Bu yıl da artan nüfusa rağmen yaklaşık 600 bin çiftin evleneceğini öngörülüyor. Havaların erken ısınmasıyla birlikte fotoğrafçı, kuaför, berber, gelinlikçi, çiçekçi, pastacı, çeyizci gibi onlarca farklı sektörde esnafımız düğün sezonuna hazır. Bu yıl yapılacak düğünlerle birlikte evliliklerin 500 milyar TL’lik ekonomi oluşturması bekleniyor” dedi.

-“ALTIN FİYATLARI SON 1 YILDA YÜZDE 100’E YAKIN ARTTI”

Piyasanın canlanmak için düğün sezonunu beklediğini belirten
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Günümüz koşullarında ortalama bir düğün yapmanın maliyeti beyaz eşyasından koltuk takımına, düğün salonundan ziynet eşyalarına, kuaförden organizasyon giderlerine kadar 500 bin TL’den başlıyor, 750-800 bini hatta neredeyse 1 milyonu buluyor. Ancak döviz kurlarındaki artış ve yüksek enflasyona bağlı olarak tüm ürün ve hizmetlerde çok ciddi fiyat artışları var. Düğünlerin vazgeçilmezi altının fiyatı son 1 yılda yüzde 100’e yakın arttı. Eskiden gelin damada gelen altınlar düğün maliyetini önemli ölçüde karşılardı şimdi o da hayal oldu. Öte yandan düğün salonu kiralarındaki astronomik artış, beyaz eşya ve elektronik eşyalardaki fiyat artışları hesaba katıldığında gençlerimiz işsizlik ve ekonomik nedenler yüzünden evliliği geciktirebiliyor. Devletimiz gençleri evliliğe teşvik etmek için elinden geleni yapıyor. Birtakım teşvik ve destekler var ancak tüm çiftler için sıfır faizli destek kredilerinden yararlanma olanaklarının sağlanması çok önemli. Bu hem çiftlerin düğün masraflarına katkı hem de kuracakları yuvalarla ekonomiye katkıları bakımından çok önemli olacak” diye konuştu.

-“GEÇTİĞİMİZ YIL DÜĞÜNLER PİYASAYA 300 MİLYAR TL KATKI SAĞLADI”

Gençlerin dünya evine girmesi ve piyasaların canlanmasında düğünlerin önemli bir yeri olduğuna değinen Palandöken, “Geçtiğimiz yılın TÜİK verilerine göre düğün sektörü piyasaya 300 milyar TL’lik ekonomik katkı sağladı. İğneden ipliğe yapılan düğün alışverişleri ise emlakçıdan taksiciye, matbaacıdan organizasyoncuya kadar çok sayıda sektöre doğrudan kazanç kapısı oluyor. Bu yıl dünya evine girecek gençlerimizin mağdur olmaması için firmalar elini taşın altına koyarak yeni evlenecek çiftlere özel kampanya ve indirimler yapmalı. Öte yandan bu düğün sezonunda alışveriş yapacak vatandaşlarımız güven, memnuniyet, garanti ve kayıt dışılığı önlemek adına bir sıkıntı yaşamamak için bildiği ve güvendiği esnafı tercih etmeli” şeklinde konuştu.

Okumaya devam et

Ekonomi

Ekonomik güven endeksi 99,0 oldu

 Ekonomik güven endeksi Mart ayında 100,0 iken, Nisan ayında yüzde 1,0 oranında azalarak 99,0 değerini aldı.

İSTANBUL-Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Nisan ayı Ekonomik Güven Endeksi’ni açıkladı. Buna göre, ekonomik güven endeksi Mart ayında 100,0 iken, Nisan ayında yüzde 1,0 oranında azalarak 99,0 değerini aldı.

Bir önceki aya göre Nisan ayında tüketici güven endeksi yüzde 1,4 oranında artarak 80,5 değerini, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi aynı düzeyde kalarak 103,5 değerini, hizmet sektörü güven endeksi yüzde 2,8 oranında azalarak 117,1 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 1,9 oranında artarak 115,5 değerini, inşaat sektörü güven endeksi aynı düzeyde kalarak 88,6 değerini aldı.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.