Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Asayiş

“Siyonistler ‘aşı’yla kısırlaştıracak!”

Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, Afrika’da kadınların AİDS aşıları ile kısırlaştırıldığını belirterek, aynı tehlikenin covid 19 aşılarında da olduğunu, pandemiye de aşıya da Bill Gates’e de şüpheyle baktığını söyledi.

YRP Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, pandeminin küresel güçlerin bir oyunu olduğunu vurguladı. Pandeminin başından beri ciddi şüpheleri olduğuna dikkat çeken Dr. Erbakan, küresel güçlerin amacının, nüfusu azaltmak olduğunu ve yönetebilecekleri bir sayıya indirmek istediklerini dile getirirken, “Bugün her ilçeye bir kaymakam atasalar sayıları yetmez. Bu dünyayı yönetemiyorlar.” dedi.

“Corona oyunu dış güçlerin, küresel sermayenin, siyonistlerin bir oyunu. Habire başa dönüyoruz. Yeni Brezilya mutandı, Güney Afrika mutandı… Bu aşılarda bir işe yaramayacak. Her hafta bir mutant çıkıyor. Bu iş kolay bitmeyecek gibi karamsar bir tablo var. Bir defa böyle bir virüs üretilmişse bu biyolojik silah. Avantajı şu; maliyeti düşük, etkisi büyük, faili meçhul.” diyen Erbakan, dış güçlerin planlarına dikkat çekti.

“DSÖ, AFRİKALI KADINLARI KISIRLAŞTIRDI”

Siyonistlerin, asırlardır nüfusu azaltma planı yaptığını ifade eden Erbakan, “Mesela Fransız devrimini planlarken bunu kendileri ifade ediyor, ‘Fransa nüfusu çok fazla, bunu 3’te birine 4’te birine indirsek’ diye. Taaa Fransız devriminde bunu söylemişler. Şimdi de Bill Gates olsun, bunların önde gelen isimleri olsun, ‘Kaynaklar, gıda, su kaynağı yetmiyor, onun için nüfus çok fazla, azaltmak lazım’ diye konuşuyorlar.

Nüfus azaltmanın en kolay yolu olur pandemi. Pandemi azaltmasa bile yapılacak olan aşılarla nüfusu azaltmak mümkün. Allah göstermesin. Kısırlaştırıcı… ‘AİDS aşısı gönderdik, AİDS aşısı yaptık’ dedikleri Afrikalı kadınların hepsi kısırlaştı. Tanzanya’da kilisenin başrahibi bu konuda, ‘DSÖ’nün verdiği AİDS aşılarını yaptık, kadınlarımızın hepsi kısır oldu’ demişti. Şimdi aynı oyun ve plan burada da yapılıyor olabilir” diye konuştu.

“ROCKEFELLER COVİD 19’UN SİMÜLASYONUNU YAPTI”

Afrika’da kısırlaştıran biyolojik silahları kullandıklarını Amerikalı yazarların itiraf ettiğini dile getiren Dr. Fatih Erbakan, “Bunların nerede nasıl geliştirildiğini, Afrika’da nehirlere nasıl kattıklarını yazıyorlar. Bu coronada daha gelişmiş bir versiyonu olabilir. Hatta biz bunu ifade ettiğimizde İsrail ve İspanya basını bunu haber yaptı. Şüphelerimiz var. Bu corona süreci dünya siyonizminin planlarına hizmet ediyor. Hem nüfusun azaltılması, sağlığın bozulması, ekonominin çökertilmesi siyonistlerin planı.

Bütün ekonomiler çöktü, 10 liralık bir şirketin değeri 1-2 liraya düştü. Bunlar da sermaye gücüyle bunları toplayabilecek hale geldi. Her bakımdan dünya üzerinde böyle bir tahakküm kurmaları ve kendi planlarını uygulayıp hedeflerine ulaşmaları bakımından bu virüs süreci onlar için son derece avantajlı oldu. Bir de çok önemli bir ayrıntı, 10 sene öncesinden Rockefeller’in vakıf sitesinde corona ismi söylenmeden bütün bu süreç ayrıntılarıyla anlatılıyor. Bu yaşadıklarımızın simülasyonunu yapmışlar. ‘Böyle birşey olursa dünyada şu kadar insan enfekte olur, sınırlar kapatılır, ticaret durur, ekonomi çökler, şöyle önlem alınır…’ diyor. Nereden biliyorlar?” diye sordu.

“BUNLAR ŞEYTANIN ORDUSU”

Covid 19’la ilgili Bill Gates’in rolüne de işaret eden Dr. Erbakan, şunları söyledi:

“Bill Gates’in rolü enteresan. Bir teknoloji şirketi sahibi. Ama bütün dünya, ABD Başkanı, DSÖ, Devlet liderleri değil, Bill Gates ne diyecek ona bakıyor. Bill Gates’in bu kadar bu işin içinde olması ve adeta bir kâhin gibi işte 2021 sonunda şu ülkelerde bitecek, 2022 sonunda bu ülkelerde bitecek. Bu süreci böyle ayrıntısıyla anlatması son derece manidar. Bu Bill Gates, dış güçlerin, o imtiyazlı azınlığın bir üyesi.

Allah şerlerinden muhafaza etsin. Bu nüfus azaltılması bakımından kanserin, kısırlığın çok büyük faydası var onlara. Çünkü diyorlar ki, ‘Biz ayrıcalıklı olarak 15-20 milyon insanız. 7 milyar insana hükmetmemiz mümkün değil.’ Dünyadaki her ilçeye bir kaymakam atamaya kalksalar nüfusları yetmiyor. Dünyaya nasıl hakim olacaklar? Onlar da bunu bildikleri için diyorlar ki, ‘Bizim imtiyazlı ırkımız 15 milyon, bize 500 milyon, hadi bilemedin 1 milyar köle yeter. Gerisi kaynakları tüketiyor, suyu bitiriyor, petrolü tüketiyor. Köleler kullansın diye bunlar yaratılmadı ki, bizim için yaratıldı. Dolayısıyla nüfusu azaltalım, bize hizmet edecek kadarı kalsın. Dünyayı yönetmek daha kolay olsun.’ Siyonistleri bilen insan tabii ki pandemi noktasında şüphe duyuyor. Bilmeyenler de ‘Bu kadar olur mu?’ Bir arkadaşımız GDO’lu ürünleri anlatmış, demişler ki, ‘Şeytan mı bunlar, bu kadar da olur mu?’ Yani normal bir insan bilinciyle düşününce bu planları yapan insanın şeytan olması lazım. Bunlar da zaten şeytanın ordusu. Onların zihniyetini, planlarını, hedeflerini, kimyasını, genetik özelliklerini bilince insan şüphe ediyor. Pandemi, aşı, Bill Gates, hepsinden şüphe ediyorum.”

https://fb.watch/7IeH5xkD_5/

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Asayiş

Elektronik kelepçeyi kırıp eski sevgilisini öldüren sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis istemi

Adana’da hakkındaki uzaklaştırma kararına rağmen elektronik kelepçeyi kırıp, kendisi ile barışmak istemeyen eski sevgilisi Bahar Torun’u (40) oğlunun yanında öldüren tutuklu sanık Burak Acar (41) hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istemiyle dava açıldı.

Neşet KARADAĞ
ADANA-Burak Acar, iddiaya göre, bir süre arkadaşlık yapıp kendisinden ayrılan güvenlik görevlisi 2 çocuk annesi Bahar Torun’a barışma teklifinde bulundu. Torun bu teklifi kabul etmeyince Acar, Torun’u bacağından silahla vurup yaraladı. Bahar Torun hastanede tedavi olup çıktıktan sonra izini kaybetmek için işten ayrılıp bir temizlik şirketinde çalışmaya başladı. Ancak, Burak Acar, Torun’un izini buldu ve barışma teklifini tekrarladı. Barışmayınca tehditler savurdu. Temizlik şirketindeki işinden de olan Bahar Torun kendisini devamlı tehdit eden Burak Acar hakkında savcılığa şikayette bulundu.

ELEKTRONİK KELEPÇE TAKILDI

Şikayet üzerine Acar hakkında uzaklaştırma kararı verilip elektronik kelepçe takıldı. Burak Acar, uzaklaştırma kararına uymayıp elektronik kelepçeyi de kırarak barışmak için 13 Ekim 2022’de Bahar Torun’un Yavuzlar Mahallesi’ndeki evine gitti. Torun’un olumsuz cevap vermesi üzerine ikili arasında sokak ortasında tartışma çıktı. Burak Acar, tabancayla, 11 yaşındaki oğlunun gözü önünde Torun’a ateş açtı. Omzuna ve sırtına isabet eden kurşunlarla ağır yaralanan Torun kanlar içinde yere yığılırken, Burak Acar ise olay yerinden kaçtı. Özel bir hastaneye kaldırılan Torun, müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

İDDİANAME KABUL EDİLDİ

Cinayet bürosu ekipleri tarafından cinayet şüphelisi Burak Acar, Seyhan ilçesi Tellidere Mahallesi’nde metruk bir evde yakalanıp sevk edildiği adliyede tutuklandı.

Savcı, Bahar Torun’un öldürülmesi ile ilgili soruşturmayı tamamlayarak iddianameyi hazırladı. Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianame, yapılan inceleme sonucunda kabul edildi. Savcı, tutuklu sanık Burak Acar hakkında ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ayrıca ‘kamu malına zarar verme (elektronik kelepçe)’ suçundan 4 yıl ve ‘ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma, taşıma veya bulundurma’ suçundan ise 3 yıl hapis cezaları ile cezalandırılmasını istedi. Tutuklu sanık Burak Acar, ilerleyen günlerde hakim karşısına çıkarak yargılanmaya başlayacak.(DHA)




Okumaya devam et

Asayiş

Başakşehir’de gölette boğulan Mısırlı iki kardeşin acı hikayesi

Başakşehir‘de 3 çocuk iddiaya göre güvenlik önlemi bulunmayan gölete girdi. Gölete giren 3 çocuktan, 11 ve 7 yaşlarındaki Mısır uyruklu 2 kardeş boğuldu. İhbar üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri 2 çocuğun cansız bedenine ulaştı. Kardeşlerin babasının 9 yıl önce Mısır’daki bir trafik kazasında hayatını kaybettiği öğrenildi. Annenin çocuklarını suda çırpındıkları sırada kurtarmak için suya atladığı ancak başarılı olamadığı öğrenildi.

 Kübra SONKAYA-Fırat ALKIZ
İSTANBUL-Mısır uyruklu olduğu öğrenilen 3 çocuk, dün akşam saat 19.00 sıralarında Kayabaşı Mahallesi 24. Bölge’deki gölete girdi. Çocuklardan biri sudan kendi çabalarıyla çıkarken 2 çocuk gölette çırpınırken gözden kayboldu. İki arkadaşı için yardım isteyen çocuğun ihbarı üzerine olay yerine, AFAD, polis, sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi. İBB’ye bağlı Su Altı Arama Kurtarma (İSAK) ekiplerinin de katıldığı çalışma sonrası 2 çocuğun cansız bedenine ulaşıldı. Çocukların cenazeleri Adli Tıp Kurum Morgu’na kaldırıldı.

“AĞABEYİ KARDEŞİNİ KURTARMAK İÇİN SUYA ATLAMIŞ”

Gölette boğulan iki kardeşin 11 yaşındaki Basel Ahmed Muhammed ile 7 yaşındaki Fares Ahmed Muhammed olduğu tespit edildi. Anneleri Mai Abdelmohsin ile 6 yıldır İstanbul’da yaşadığı öğrenilen iki kardeşin babalarının 9 yıl önce Mısır’da bir trafik kazasında öldüğü öğrenildi.

Mısırlı ailenin komşusu Mehmet Aydın, çocukların girdiği gölet etrafında hiçbir güvenlik önlemi olmadığını iddia ederek, “Bir yapay gölet vardı orada çocuklar suya giriyorlar. Küçüğü girdiği zaman büyüğü de onu kurtarmak için giriyor, çırpınıyor. Dibi bataklık olduğu için ikisi de orada rahmetli oluyor.Ortada biraz derin yer vardı. Orada ikisi de birbirine sarılmış olarak rahmetli oluyorlar. Gölete girmek yasak, dibinde çamur var balçık var. Hayvanlar su içiyor oradan. Onun için yetkililerin bir an önce kapatmaları lazım. Biz orada bulunduğumuz süre içinde çocukları oraya sokmuyorduk. Nasıl olduysa dalgınlıkla çocuklar gitmişler. Kendimiz alıyorduk göndermiyorduk, geçen sene yapay göle bahçe yaptık, hobi bahçeleri. Çocukları göndermiyorduk oraya. Bu da işte Allah’ın takdiri mi ihmalkarlık mı küçük giriyor, büyük de onu kurtarmak için giriyor.” dedi.

“BABALARI RAHMETLİ OLMUŞ TRAFİK KAZASINDA”

Komşu Aydın, “Zaten babaları da rahmetli olmuştu trafik kazasında. Biz elimizden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışıyorduk. Kadının elbiselerini falan getirdik, o da atlıyor suya kurtarmak için. Yani onlar önlem almak için haber verdi kendi konsolosluklarına. Mısırlı kendileri. Zaten babası rahmetli olmuştu. Annesi de İngilizce öğretmeniydi orada.” dedi. İki kardeşin cenazesinin defin işlemleri için Adli Tıp Kurumu’ndan teslim alınması bekleniyor. Hayatını kaybeden 2 çocuğun cenazesinin defin işlemleri için Adli Tıp Kurumu’ndan sevki bekleniyor.(DHA)

Okumaya devam et

Asayiş

FETÖ elebaşının yeğenine 6 yıl 3 ay hapis cezasıyla tahliye kararı

Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fethullah Gülen’in yeğeni Selman Gülen ve eşi Nur Gülen’inde aralarında bulunduğu 4 sanığın “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan yargılandığı davada mahkeme sanıklara ayrı ayrı 6 yıl 3 ay hapis cezasına hükmetti. Heyet, Selman Gülen’in tutukluluğunda geçirdiği süreyi göz önüne alarak tahliyesine karar verdi.

MİKAİL BIYIKLI
İSTANBUL-İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Selman Gülen tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Sanık avukatları da duruşma salonunda hazır bulundu.

4 SANIĞA AYRI AYRI 6 YIL HAPİS CEZASI

Söz verilen sanık avukatları müvekkillerinin beraatine karar verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, sanıklar Selman Gülen, Nur Gülen, Bekir Öztürk ve Mine Öztürk’ü “Silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan ayrı ayrı 6 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına karar verdi.

GÜLEN’İN TAHLİYESİNE KARAR VERİLDİ

Sanık Selman Gülen’in tutuklulukta geçirdiği süreyi dikkate alarak yurt dışı çıkış yasağı ve bulunduğu ili terk etmeme şeklinde adli kontrol şartıyla tahliyesine karar veren heyet, diğer sanıklar hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin devamına hükmetti.

İDDİANAME

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, haklarında “FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan yakalama kararı bulunan sanıklar Nur Gülen, Bekir Öztürk ve Mine Öztürk’ün, adres kayıtlarının İzmir’de bulunmasına rağmen Sancaktepe’deki gaybubet adı verilen evde saklandıklarının tespit edildiği anlatıldı. İddianamede, sanıkların kaldıkları adreslerde farklı isimlerde tanındıkları, çevreleriyle irtibat kurmamaya özen gösterdikleri, GSM hattı üzerinden iletişim kurmadıkları, örgüt mensupları ile de internet tabanlı bir uygulamadan iletişim sağladıkları, aldıkları bu tedbirler sayesinde 2017 yılından beri yakalanamadıkları belirtildi. İddianamede, Selman Gülen’in 2018 yılında İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucu “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan hapse mahkum edildiği, cezasının infaz edilmesinin ardından 7 Haziran 2022’de de cezaevinden tahliye edildiği hatırlatıldı. Tahliyesinden bu zamana kadar herhangi bir adres kaydı bulunmayan Selman Gülen’in, elde edilen bilgiler sonucunda Sancaktepe’deki adrese saklandığının belirlendiği aktarılan iddianamede, sanığın tahliyesinin ardından topluma karışmadığı, örgüt yöneticilerinin talimatları doğrultusunda gaybubet adı verilen evde kalmaya devam ettiği, yaşamsal faaliyetlerini karşılayacak ekonomik gelirleri sağlayıcı bir işte çalışmadığı aktarıldı. İddianamede, Selman Gülen’in saklandığı evde yapılan aramada bulunan 14 bin 500 dolar, 850 avro ve 500 kron para miktarı gözetildiğinde, sanığın örgüt mensupları aracılığıyla yurt dışından yasa dışı yollarla örgüt tarafından gönderilen paralarla geçimini sağladığına dair tespitlerin yerinde olduğu belirtildi. Selman Gülen’in adına kayıtlı telefon kullanmayarak tedbir uygulamaya devam ettiği belirtilen iddianamede, örgüt üyeliği suçundan arandığını bildiği kişilere yardımda bulunduğu kaydedildi. İddianamede, örgüt ile olan bağını koparmayan ve tam bir gizlilik ve sadakat içerisinde tutum sergileyen sanığın, örgütün gizlilik talimatları ile hareket etmeye devam ettiği, kendi iradesini örgüt yöneticilerinin iradesine rızaen teslim ettiği değerlendirmesinde bulunuldu.

İddianamede, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen bir soruşturma kapsamında tanık olarak ifadesine başvurulan G.E.T’nin, “Mine Öztürk, Yeni Oluşum Vakfı Yönetim Kurulu’nda bulunmaktaydı. Bu şahıs da benim ‘mütevelli’ olarak bildiğim kişilerdendir. FETÖ yapılanması içerisinde hiyerarşik bir konumu yoktu. ‘Halk tabakası’ olarak bildiğim kısmındaydı. Bu şahsın kızı olan Nur Öztürk isimli şahsın Fetullah Gülen’in yeğeni olan Selman Gülen ile evlendiğini biliyorum.” şeklinde ifadesine yer verildi. Sanık Nur Gülen’in örgütün sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yaptığı kaydedilen iddianamede, sanığın örgüt yöneticilerinin talimatları ile bankacılık finansal işlemleri gerçekleştirdiği, örgüte ait basın yayın organlarına düzenli abonelik ödemeleri yaptığı, hakkında yakalama emri olduğunu bilmesine rağmen ifade vermeyi tercih etmediği ifade edildi. İddianamede, sanık Nur Gülen’in de cep telefonu kullanmadığı, kendi adı ile resmi işlemler gerçekleştirmediği, yaşamsal faaliyetlerini karşılayacak ekonomik gelir sağlayıcı bir işte çalışmadığı, tam bir gizlilik ve sadakat içerisinde tutum sergilediği, örgütün gizlilik talimatları ile hareket etmeye devam ettiği vurgulandı

Sanık Bekir Öztürk’ün Bank Asya’da hesabının bulunduğu aktarılan iddianamede, FETÖ ile iltisaklı yayınlar yapan bir firmaya 2015-2016 yıllarında düzenli ödemeler yaptığı, Kimse Yok Mu isimli kuruluşa para gönderdiği, kullandığı GSM hattı ile örgütün tepe yöneticileri ile çok sayıda görüşmesinin tespit edildiği belirtildi. Sanık Mine Öztürk’ün ise tanık beyanına göre örgütün mütevelli olarak adlandırdığı yapılanma içerisinde faaliyet yürüttüğü, örgütün sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yaptığı aktarıldı. İddianamede, sanıkların örgütün “gaybubet evi” olarak adlandırdığı kira sözleşmesi başkası tarafından yapılmış bir evde birlikte kaldıkları, kendilerini çevrelerinde yaşayanlara farklı isimlerle tanıttıkları, yakalanmamak amacıyla tedbir alarak market alışverişini dahi internet tabanlı market uygulamaları üzerinden yaptıkları belirtildi.

SANIKLARA 15 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ

İddianamede, tutuklu sanıklar Selman Gülen, Nur Gülen ile tutuksuz sanıklar Bekir Öztürk ve Mine Öztürk’ün “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 7 yıl 6’şar aydan 15’er yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep ediliyordu.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.