Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Siyaset

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun: Dijital faşizmin despot uygulamalarına maruz kalan bir ülkeyiz

Türk Devletleri Teşkilatı Medya ve Enformasyondan Sorumlu Bakanlar ve Üst Düzey Yetkililer 4. Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Türkiye olarak maalesef dezenformasyonun ve dijital faşizmin despot uygulamalarına ziyadesi ile maruz kalan bir ülkeyiz. Hatta küresel dezenformasyon problemine en fazla maruz kalan ülkelerin başında geliyoruz diyebiliriz. Bugün uluslararası alanda Türk devletlerine yönelik dezenformasyon bombardımanı ile karşı karşıyayız. Biz bu düzene itiraz etmeliyiz, muhtemel sınamaların üstesinden de başarı ile gelebilecek imkanlara sahibiz” dedi.

İSTANBUL-Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Türk Devletleri Teşkilatı Medya ve Enformasyondan Sorumlu Bakanlar ve Üst Düzey Yetkililer 4. Toplantısı’na katıldı. Toplantıda konuşan Altun, “İnanıyorum ki bu toplantı teşkilatımızın temellerini daha da güçlendirecektir. Ülkelerimiz arasındaki eş güdümü daha da arttıracaktır. Güzel bir tevafukla bu toplantımız Türk Dil Bayramımızla çakıştı. Dün 13 Mayıs Türk Dil Bayramı idi. Dün de bizim çalışma toplantımız başladı. Bu toplantı vesilesiyle Türk Dil Bayramımızı da tebrik ediyorum. Ortak tarihimizi ve ebedi kardeşliğimizi bugün derinleşen ikili ilişkilerimizle ve Türk Devletleri çatısı altında sürdürüyoruz. 2009’da Nahçivan Anlaşması ile kuruldu birliğimiz ve 2021’e kadar Türk Konseyi adı ile anıldı. Geçtiğimiz yıl İstanbul’da gerçekleşen liderler zirvesi ile Türk Devletleri Teşkilatı adını aldık. Bu 13 yıl içerisinde teşkilatımız kurumsallaşma ve uluslararasılaşma anlamında ciddi mesafeler kat etti. Başta liderlerimiz olmak üzere bu süreçte emeği geçen herkese teşekkürü bir borç biliyorum. Teşkilatımızın Türk devletlerini diri tutan bir rolü olmuştur. Biz birlikte güçlüyüz. Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk Devletleri Teşkilatı ile ilgili olarak vurguladığı gibi Türk Devletleri Teşkilatı aynı zamanda bir büyük gönül birlikteliğidir. Bu gönül birlikteliğini siyasetten ekonomiye, sanattan iletişime, eğitimden kültüre kadar bütün alanlarda yeni köprülerle biz tahkim etmeliyiz” dedi.

“Medya, iletişim alanı teşkilatımızın önemli sütunlarından biri”

Sözlerini sürdüren Altun, “Elbette medya iletişim enformasyon alanı teşkilatımızın önemli sütunlarından birini teşkil ediyor. Sayın devlet başkanlarımız da bu alana özel ihtimam gösteriyorlar. Biz bu alandaki işbirliğimizi pekiştirmek üzere çeşitli vesilelerle bir araya geliyoruz. Burada önemli bir fonksiyon icra ettiğimizi düşünüyoruz. Bu toplantılarda medya iletişim ve enformasyon alanında müşterek yol haritamızı ortak adımlarımızı ve yeni işbirliği imkanlarımızı şekillendiriyoruz. Bu toplantıların 4’üncüsünde bugün burada ev sahipliği yapıyoruz. Dün başladığımız toplantılara bugün de devam ediyoruz. Önemli başlıklarımız var. Örneğin ilk defa geçen yıl İstanbul’da düzenlediğimiz Türk Devletleri Teşkilatı Medya Forumu’nun sürekli hale getirilmesine karar verdik. İnanıyorum bu forum gelenekselleşerek medya ve iletişim alanındaki işbirliklerimizi pekiştirecek güçlü bir zemin teşkil edecek. Toplantımızın bir diğer başlığını teşkilat üyesi ülkelerin haber ajansları arasındaki işbirliğinin geliştirmesine yönelik adımlar oluşturuyor. Bu noktada haber ajansları arasında yeni bir birlik kurulması için biz Anadolu Ajansımız öncülüğünde hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Bugün burada yeni çerçevede Türk Haber Ajansları birliğinin kuruluşu noktasında bir karar aldık. İlk toplantının İstanbul’da gerçekleşmesi yönünde karar aldık. İnşallah bu birliği önümüzdeki ay hayata geçireceğiz” şeklinde konuştu.

“Küresel dezenformasyon problemine en fazla maruz kalan ülkelerin başında geliyoruz”

“Özellikle sosyal medyada dezenformasyonla mücadele konusu elbette gündemimizin önemli başlıklarından biri oldu” diyen Altun, “Dezenformasyona karşı dayanıklılığımızı arttıracak yöntemleri birlikte tartışıyoruz. Dezenformasyonla mücadele için ortak şekilde işleteceğimiz mekanizmalar neler olabilir bunların planlamasını ele aldık. Biz Türkiye olarak maalesef dezenformasyonun ve dijital faşizmin despot uygulamalarına ziyadesi ile maruz kalan bir ülkeyiz. Hatta küresel dezenformasyon problemine en fazla maruz kalan ülkelerin başında geliyoruz diyebiliriz. Elbette bu aynı zamanda bizim dezenformasyonla mücadele noktasında ulusal ve uluslararası medyanın yanı sıra sosyal medyada da önemli bir müktesebat geliştirmemizi, önemli bir direnç kapasitesi geliştirmemizi bir anlamda yol haritası orta koymamızı da beraberinde getirdi. Bu bilgi ve birikimimizi dost ve kardeş ülkelerle paylaşmakta da geri durmuyoruz. Örneğin Türk devletleri teşkilatı üye ve gözlemci ülkelerden katılımcılarla bir sosyal medya eğitim programı düzenledik. Bütün bunlara ek olarak Türk dünyasının tarihini ve bugününü hem toplumlarımıza, hem dünyaya daha doğru şekilde anlatacak televizyon ve sinema yapımlarını da hayata geçireceğiz. Somut projeler üzerinde durduk. Bu konulardaki ortak yapımların çeşitlendirilmesi için de işbirliklerimizi sürdüreceğiz” dedi.

“Hadiseler Türk Birliği’nin ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir”

Altun, “Türkiye olarak halkla ilişkilerden kamu diplomasisine, dezenformasyonla mücadeleden kriz yönetimine, medya alanının kamu çıkarı perspektifi ile regülasyonuna kadar geniş bir zeminde inşa ettiğimiz bir iletişim modeline sahibiz. Bu iletişim modelini Türk dünyası ölçeğine de taşıyabileceğimize inanıyoruz. Bu alanda sahip olduğumuz kurumsal kapasiteyi kardeş ülkelerle paylaşıyoruz. Türk coğrafyası ve çevresinde son yıllarda meydana gelen hadiseler Türk Birliği’nin ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bulunduğumuz her yerde Türk varlığına kast eden saldırılara, bizi yok sayan küstahça girişimlere maruz kaldık, kalıyoruz. İçinden geçtiğimiz bu hakikat ötesi dönemde dezenformasyon da bu mütecavizlikler için çok sık kullanılan bir sistematik araç haline gelmiştir. Dezenformasyon bugün ülkelerimizin ve Türk dünyasının bütünlüğünü hedef alan bir sorun haline gelmiştir. Her birimiz için birer milli güvenlik sorunu olduğu gibi uluslararası evrensel bir sorundur dezenformasyon. Bugün uluslararası alanda Türk devletlerine yönelik enformasyon savaşlarıyla ve dezenformasyon bombardımanı ile karşı karşıyayız. Bu nedenle bizler dezenformasyonla mücadele için güç birliği yaparak etkin uygulamaları ve proaktif adımları hayata geçirmek zorundayız. Diğer taraftan dijital faşizm ve dijital sömürgecilik de bugün bireylerin özgürlüğüne, devletlerin bağımsızlığına egemenliğine ket vurmaya çalışan bir temel sorun niteliğindedir. Hepimiz görüyoruz bir avuç medya şirketinin kendini bireylerin hak ve özgürlüklerinden, devletlerin egemenliklerinden üstün görmeleri, bu yönde uygulamalarla karşımıza çıkmaları gerçek anlamda bir uluslararası despotluğu ve tahakküm düzenini karşımıza çıkarmaktadır. Biz bu düzene itiraz etmeliyiz. Biz bunlarla da kalmayıp özellikle dijital mecralarda tüm insanlığın faydasına hizmet edecek özgün uygulamalar geliştirmek durumundayız” ifadelerini kullandı.

Genel

CHP lideri Özel: 23 bin 900 öğretmenin atanması asla kabul edilemez

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, “Maalesef Milli Eğitim Bakanı 2024’te, 2023 yılında emekli olan kadar öğretmen atayacaklarını söyledi. Sayın Erdoğan da ‘Bir miktar atama yapacağız’ dedi, gençleri de çok üzdü. Bu rakam maalesef 23 bin 900’dür. 23 bin 900 öğretmenin atanması asla kabul edilemez” dedi.

Ömer Faruk Karataş
ANKARA-
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) gerçekleştirilen grup toplantısında konuştu. Konuşmasında gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Özel, öğretmen atamalarının daha yüksek oranlarda yapılmasını ve atamalarda mülakatların kaldırılması gerektiğini söyledi. 1 Mayıs hakkında da konuşan Özel, Taksim Meydanı’na kefil olduklarını ve kutlamaların orada olması gerektiğini ifade etti.

“Anayasaya uymak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına, bağlayıcılığına uymakla olur”

Anayasa değişikliği konusunda öncelikle herkesin anayasaya uyması gerektiğini, sonrasında bu konuda değişiklik için destek verebileceklerini söyleyen Özel, “Türkiye Cumhuriyeti bir anayasa devletidir. Sahip çıktığımız maddelerin yanında elbette eleştirdiğimiz, değiştirilmesini istediğimiz maddeler olabilir. Ama bu ülkede eğer devlet olacaksa, yani insanların canı ve malı güvende olacaksa bu ülkede en üstteki cumhurbaşkanından en sade vatandaşa kadar herkes bu anayasaya bağlı olacak. Bir ülkede anayasanın işine gelen kısımlarını uygulayıp, oradan güç alıp, yetki alıp kullanıp, işine gelmeyen kısımlarını ihlal edersen bu hak bir kişide değil herkeste olur. Orada devlet ortadan kalkar, anayasal düzen ortadan kalkar ve keşmekeş olur, karmaşa olur. İşte o zaman beka sorunu olur. O yüzden bu ülkedeki en sade yurttaştan en yeni kamu görevlisine, en kıdemli devlet memurundan cumhurbaşkanına kadar herkesin bu anayasaya harfiyen öncelikle uyması gerekir. Anayasaya uymak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına, bağlayıcılığına uymakla olur” ifadelerini kullandı.

“1 Mayıs’ın kutlanmasına ve o meydanın boşalmasına kefaleti ben koyuyorum”

1 Mayıs kutlamaları için Taksim Meydanı’nın açılması gerektiğini söyleyen Özel, “Şimdi buradan karar alıcılara sesleniyorum. Var mısın? Ben kefilim, orada olacağım. İşçilerle birlikte, bir kişinin burnu kanamadan 1 Mayıs’ın kutlanmasına ve o meydanın boşalmasına kefaleti ben koyuyorum. Taksim’i 1 Mayıs’a açın, 31 Mart’ın mesajını aldığınızı anlatın. Açın, özgüvenli olduğunuzu gösterin. Ben 31 Mart’ın birinci partisinin genel başkanı olarak, son genel seçimlerin birinci partisinin genel başkanına diyorum ki ‘Elimizi uzatıyoruz, elimiz emekçinin elidir, elimiz barışır elidir, elimiz öz güvenin elidir. 1 Mayıs’ta Taksim’in kazanılması, bu ülkenin yeni iklimine hizmet edecektir.’ Emekçilerin elini havada bırakmayınız, elimizi havada bırakmayınız” ifadelerine yer verdi.

Okumaya devam et

Siyaset

Samsun Büyükşehir Belediye Meclisi Nisan ayı toplantısı

Samsun Büyükşehir Belediye Meclisi Nisan Ayı son Toplantısı’nda görüşülen 4 madde, karara bağlanarak onaylandı.

Erdi Demir
SAMSUN-
Büyükşehir Belediye Meclisi Nisan Ayı 2. Birleşimi, Samsun Büyükşehir Belediye Meclis Başkanvekili Nihat Soğuk başkanlığında Meclis Toplantı Salonu’nda yapıldı. 4 gündem maddesinin 1’i oy birliği ile 3’ü ise oy çokluğu ile kabul edilerek karara bağlandı.

Meclis gündem maddeleri arasında yer alan yatırım kapsamında Gülsan Sanayi Sitesi’nin kamulaştırılması için kullanılması planlanan 600 milyon TL (ana para) kredi kullanım yetkisi teklifi maddesi ile ‘güvence bedeli’ olarak kullanılmak kapsamında talep edilen 20 milyon TL gayrinakdi kredi kullanım maddeleri; CHP, İYİ Parti, BBP ve YRF meclis üyelerinin ‘hayır’ oylarına rağmen AK Parti ve MHP meclis üyelerinin ‘evet ‘ oylarıyla oy çokluğu ile kabul edilerek karara bağlandı.

Tekkeköy’deki 100 bin m2’lik arsa satışında oy çokluğu

Gündem maddeleri arasında yer alan “Samsun Büyükşehir Belediyesi’ne ait Tekkeköy’de bulunan 100 bin m2’lik arsa vasıflı taşınmazın, belediyenin hayata geçirmeyi planladığı projelere kaynak sağlaması amacıyla satışında encümene yetki verilmesi teklifi” maddesi de meclisten oy çokluğu ile geçti.

CHP, İYİ Parti, BBP ve YRF meclis üyeleri söz konusu teklifte satışa karşı çıkmadıklarını fakat satılan alana sanayi tesisi yapılmasının ilçedeki hava kirliliğine ve birçok konuda olumsuz etki edebileceğini belirterek, ‘ret’ oyu verdiler. Madde üzerinde oylamadan önce söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Recep Kemal Certel, “Söz konusu teklif, arsanın satışı için encümene yetki verilmesi teklifidir. Burası herkese açık ihale usulü ile satışa çıkacaktır. Burada bir yere hedeflenmiş, oranın alacağı şekilde bir algı doğru değildir. Buraya girmek isteyen, maddi durumu müsait olan çevrelerin de ihaleye girerek, buranın daha yüksek fiyata satılmasının önünü açabilirler. Madde üzerinde meclis üyelerinden birçok öneri geldi. Satışa çıkartılacak alanın konut alanına ya da başka bir ticari faaliyete çevrilmesi şeklinde ama burası sanayi alanı olan bir bölge. Samsun’da sanayi alanı olan bölge zaten yeterince yok. Hem azot hem de bakır fabrikasının olduğu bölgede sanayi imarlı bir yerin konuta çevrilmesi hem ekonomik değil, hem de sağlık açısından bir tereddütleri var ise o açıdan da doğru değil. Fabrikalara yakın olmayı kimse tercih etmeyecektir. Satış açısından da düşünülüyorsa rantabl olmayacaktır. Dolayısıyla burada belediyemize gelir getirmesi, faiz ödemelerinin yükselmemesi ve borçlanmanın azaltılması manasında bu tür yerlerin belediyemizin gelir kaynağı olarak kullanılması doğrudur” dedi.

Okumaya devam et

Siyaset

Yeniden Refah lideri Erbakan: İnancımızla, insanlığımızla, tarihi misyonumuzla bağdaşmayan bir tutumdan geri dönülmüş oldu

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, “Ticaret kısıtlamasıyla inancımızla, insanlığımızla, tarihi misyonumuzla bağdaşmayan bir tutumdan geri dönülmüş oldu. İktidarın geç de olsa İsrail’le yapılan ticareti sınırlı olsa da kısıtlaması, geç de olsa olumlu bir tavırdır” dedi.

Ahmet Umur Öztürk – İbrahim Berat Yılmaz
ANKARA-
TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Erbakan, 31 Mart seçimlerinde partilerinin üçüncü parti olduğunu söyleyerek, “Şanlıurfa, Yozgat Belediyesi başta olmak üzere toplam il ve ilçelerle birlikte 62 belediye kazanmış durumdayız. Milli Görüş belediyeciliğini, ahlaklı belediyeciliği en etkili şekilde uygulayacaklar, milletimizin derdine yerelde derman olacaklar. Adil düzenin uygulamasını yerelde başlatacaklar. Yeniden Refah Partimiz kazandığı belediye başkanlıklarının yanında 20 ilde yüzde 10’un üzerinde, daha fazla ilde yüzde 7’nin üzerinde, 132 ilçede yüzde 20’nin, 210 ilçede yüzde 10’un üzerinde oy almıştır” ifadelerini kullandı.

Erbakan, İsrail ile ticarette 54 ürüne kısıtlama getirildiğini belirterek, “İhracatı yapılan ürünler İsrail’e de gidiyordu. Hükümet yetkilileri eleştiriler karşısında ‘İsrail ile ticareti özel sektör yapıyor’ diyorlardı. Cumhurbaşkanlığına bağlı Türkiye Varlık Fonu şirketi olan Eti Maden’in 21 ton borik asit ihracatı yaptığı ortaya çıktı. Ticaret kısıtlamasıyla inancımızla, insanlığımızla, tarihi misyonumuzla bağdaşmayan bir tutumdan geri dönülmüş oldu. İktidarın geç de olsa İsrail’le yapılan ticareti sınırlı olsa da kısıtlaması, geç de olsa olumlu bir tavırdır” dedi

“Türkiye’de belediyeler borçlu, merkezi yönetim borçlu, vatandaş borçlu”

Ekonomiye de değinen Erbakan, “Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre 2023 yılı sonu itibarıyla Türkiye’nin toplam borç stoku 499 milyar 886 milyon dolar. Bir senede 42 milyar dolar artmış. 2002 yılında da 130 milyar dolar, dört kat artmış. Bir yıldan kısa vadede ödemeniz gereken borç 180 milyar dolar. Gelişmiş ülkelerin borçları uzun vadeli ve sıfıra yakın. Türkiye’de belediyeler borçlu, merkezi yönetim borçlu, vatandaş borçlu. Ocak-mart döneminde bütçe 570 milyar açık verdi. 337 milyar borçlanma yapıldı” diye konuştu.

Erbakan, Cumhur İttifakı’nın içinde yer alıp almadıkları sorusu üzerine, “Gazze konusu, rant belediyeciliğinden Türkiye’nin kurtulması gerektiğini düşündüğümüz için biz Cumhur İttifakı içinde yer almadık” dedi.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.