Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Çevre

Bakan Kurum: 2019-2030 yıllarını kapsayan ‘Çölleşmeyle Mücadele Ulusal Stratejisi ve Eylem Planı’ hazırlanarak uygulamaya geçilmiştir

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Türkiye’nin sahip olduğu coğrafi konumu, topoğrafik, klimatik ve toprak özellikleri itibarı ile çölleşme ve kuraklıktan en fazla etkilenecek ülkeler arasında yer aldığına dikkat çekerek, iklim değişikliğinin artan etkilerini azaltmak ve uyum sağlamaya yönelik olarak 2019-2030 yıllarını kapsayan “Çölleşmeyle Mücadele Ulusal Stratejisi ve Eylem Planı” hazırlanarak uygulamaya geçildiğini belirtti.

Doğukan Gürel
ANKARA-
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 17 Haziran Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Mesajında küresel ısınma, iklim değişikliği, çölleşme, arazi bozulumu, biyolojik çeşitlilik kaybı ve kuraklığın çağımızın en önemli sorunları arasında olduğunu anımsatan Bakan Kurum, günümüzde küresel arazi kaynakları üzerindeki baskının her zamankinden daha fazla olduğunu ve bu baskının artarak devam ettiğini ve hızla artan tüketim seviyelerinin başta toprak olmak üzere diğer doğal kaynaklar üzerindeki baskıyı da her geçen gün artırdığını kaydetti. Dünya genelinde iklim krizi ve yanlış arazi kullanımına bağlı olarak oluşan çölleşme nedeniyle toprakların verimliliğini kaybetmekte olduğunu vurgulayan Bakan Kurum, “Gıda üretimi azalmakta, işsizlik, zorunlu göç ve çeşitli hastalıkların görülme sıklığı artmaktadır. Yaklaşık 2 milyara yakın insanın doğrudan çölleşme ve kuraklıktan etkilendiği tahmin edilmektedir” ifadelerini kullandı.

Bakan Kurum, milyarlarca insanı doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen sessiz felaket “çölleşme”ye dikkat çekmek ve arazi tahribatı konusunda halkın bilinçlenmesini sağlamak amacıyla 1994 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 17 Haziran’ı “Dünya Çölleşme ve Kuraklık Günü” ilan ettiğini hatırlattı. Türkiye’nin sahip olduğu coğrafi konumu, topoğrafik, klimatik ve toprak özellikleri itibarı ile çölleşme ve kuraklıktan en fazla etkilenecek ülkeler arasında yer aldığına dikkat çeken Bakan Kurum, “Ülke olarak sorumluluğumuzun farkındayız. İklim değişikliğinin artan etkilerini azaltma ve uyum sağlamaya yönelik olarak 2019-2030 yıllarını kapsayan ‘Çölleşmeyle Mücadele Ulusal Stratejisi ve Eylem Planı’ hazırlanarak uygulamaya geçilmiştir” dedi.

Türkiye’de 1970’li yıllarda erozyonla taşınan toprak miktarının yılda 500 milyon ton iken, günümüzde yapılan verimli çalışmalar sonucunda bu miktarı yılda 140 milyon tona düşürmeyi başardıklarını kaydeden Bakan Kurum, 2023 yılına kadar erozyonla kaybolan toprak miktarını yılda 130 milyon tona ve altına düşürme yolunda kararlılıkla ilerlediklerini vurguladı. Çölleşme Hassasiyet Haritası ile Türkiye’nin çölleşmeye karşı hassas alanlarını tespit ettiklerinin altını çizen Kurum, bu haritaya göre ülke topraklarının yüzde 22,5’inin yüksek çölleşme riski altında olduğuna dikkati çekti. Bakan Kurum, Arazi Tahribatının Dengelenmesi Projesi çerçevesinde çölleşme ve erozyona hassas alanlarda gerçekleştirilecek her türlü faaliyetin belirlenmesi aşamasında da karar vericilere yön gösterecek Karar Destek Sistemi’ni kurup titizlikle uyguladıklarını kaydetti.

Çevre

Bursa Valiliği’nden toz taşınım uyarısı

Bursa Valiliği tarafından vatandaşlara toz taşınımı uyarısı yapıldı.

BURSA-
Bu gece 23:59’a kadar sürmesi beklenen meteorolojik olayla ilgili şu ifadelere yer verildi: “Yapılan son değerlendirmelere göre; Çarşamba günü bölge genelinde (Eskişehir, Bursa, Kütahya, Bilecik) toz taşınımı beklenmektedir. Toz taşınımı nedeni ile görüş mesafesinde düşme, hava kalitesinde azalma ve ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmalıdır.”

Okumaya devam et

Çevre

Tokat’ta 191 konut zarar gördü, 2 bin yıllık köprüde çatlak bile yok

Tokat’ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen depremde üç ilçede toplam 191 konutta hasar oluşurken, 2 bin yıllık tarihi köprüde çatlak dahi oluşmadı.

Yasin Kıras – Yunus Çiftci
TOKAT-
Tokat, aynı gün içinde üst üste gelen depremlerle sarsıldı. Önceki gün meydana gelen 4.7, 4.1 ve 5.6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Sulusaray, Yeşilyurt ve Artova ilçelerinde ve 30 köyde 191 konutta hasar tespit edildi. Deprem sonucunda ahır duvarları yıkıldı, cami minareleri hasar gördü ve birçok evde çatlaklar oluştu. Ancak ilçe merkezinde bulunan ve halen çevre köylere ulaşımı sağlayan Roma döneminden kalma tarihi Sulusaray Köprüsü depremde zarar görmedi. 2 bin yıllık tarihi yapı, köylere olan karayolu ulaşımını güvence altına almaya devam ediyor.
Öte yandan, depremin etkileri gün ağarırken dronla havadan görüntülendi.

Okumaya devam et

Çevre

Deprem uzmanından uyarı: Tokat’ın üzerinde bulunduğu fay hattında beklenen büyük şiddetli deprem hala olmadı

Gazi Üniversitesi DEMAR (Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi) Müdürü Prof. Dr. Abdussamet Arslan, Tokat’ın da üzerinde bulunduğu Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda beklenen büyük şiddetli depremin hala olmadığını kaydetti.

Muhammed Musab Gümüşer – Tolga Başer
ANKARA-
Prof. Dr. Abdussamet Arslan, Tokat’ta meydana gelen ve Samsun, Yozgat, Çankırı ve Çorum gibi çevre illerde de hissedilen 5.6 büyüklüğündeki depreme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Arslan, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, Bingöl çevresinde birleşen Doğu Anadolu Fay Hattı ve Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın birbirleri üzerinde sürekli hareket halinde olduğunu kaydederek, “Son 1 ayda özellikle Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın her iki ucunda hareketlenmeler mevcut. 4’ün üzerinde çok fazla sayıda deprem oldu. Hem Doğu bölgesinde özellikle Adıyaman’ın biraz daha ilerisinde depremler oldu hem de hattın batı ucunda yani Yunanistan’da 4’ün üzerinde depremler oldu. Dolayısıyla bu fay hattının üzerinde bir hareketlenmenin olduğu çok net bir şekilde ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı.

Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası Doğu Anadolu Fay Hattı’nın, Kuzey Anadolu Fay Hattı’na doğru 9 metre kaydığını kaydeden Arslan, yukarıya doğru meydana gelen hareket sonucu Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda kırılmalar meydana geldiğini ve Tokat’ın da bu hat üzerinde olduğunu kaydetti.

Arslan, iki hattın birleştiği noktalarda bulunan Bingöl, Erzincan, Bitlis ve Muş çevresinde stres birikimi yaşandığını kaydetti. Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde ortaya çıkan jeolojik verilere değinen Arslan, 10 yıl içerisinde bu hat üzerinde 7.0 ila 7.5 büyüklüğünde bir deprem olma ihtimalinin yüzde 90 olduğuna dikkati çekti.

“Deprem olan bir bölgede bir kırılmanın tekrar yaşanma ihtimalinin neredeyse sıfır”

Deprem olan bir bölgede bir kırılmanın tekrar yaşanma ihtimalinin neredeyse sıfır olduğunu belirten Arslan, sözlerine şöyle devam etti:
“Ne zamana kadar? Periyodu doluncaya kadar. Kahramanmaraş depreminin periyodu 450 ila 500 yıl civarındadır. Dolayısıyla da Pazarcık bölgesinde fayın tekrar kırılması için 450 yıla daha ihtiyacımız var ancak buradaki kırık meydana geldiğinde hem Elazığ ve Bingöl’e doğru olan bir bölgede hem de Hatay’ın daha güneyinde olan bölgelerde gerilme birikmesi meydana geldi. 9 metreye ileriye doğru giden hareket, Malatya civarında durdu. Sonra bu hareket bir türlü devam edecek, kırılmayı tamamlayacak.”

“Önümüzdeki 10 yılda Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde 7.0 ila 7.5 civarında deprem beklemek yanlış olmaz”

Bingöl civarında büyük şiddetli depremin hala olmadığını ifade eden Arslan, “İki fay hattının buluştuğu kavşak nokta olan Bingöl’de henüz beklediğimiz deprem olmadı. Bu depremi de hakikaten bekliyoruz. Kuzey Anadolu Fay Hattı boyunca 7.0 ila 7.5 büyüklüğündeki depremi beklememek çok hata değil ama zamanlamasını söyleyebilmek çok zor. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde kesinlikle 7.0 ila 7.5 civarında deprem beklemek yanlış olmaz” değerlendirmesinde bulundu.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.