Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Siyaset

Bakan Bozdağ’dan Kılıçdaroğlu’nun YSK açıklamasına tepki

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “YSK’da olmayan bilgiler bizde var” sözleri üzerine “Ben Adalet Bakanı olarak soruyorum Sayın Kılıçdaroğlu’na. Sizin elinizde YSK’nın elinde olmayan hangi bilgi var? Size bu bilgileri kim servis etti, nereden aldınız. Kişisel verilerin korunması anayasal bir haktır” dedi.

Muammer Yıldız
YOZGAT-
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Yozgat’ın Akdağmadeni ilçesinde KYK Erkek Öğrenci Yurdu, Akdağmadeni İlçe Jandarma Binası, Akdağmadeni Kazım Karabekir Fen Lisesi, Akdağmadeni İlçe Sağlık Müdürlüğü ve Akdağmadeni Aile ve Sosyal Politikalar İlçe Müdürlüğü’nün toplu açılış törenine katıldı. Bakan Bozdağ, burada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na YSK’da olmayan ancak kendilerinde bulunduğunu iddia ettiği bilgileri nasıl temin ettiğini sordu.

“Seçim güvenliği diye tartışma başlatıyorlar”

2023 seçimleri öncesi muhalefetin seçim güvenliği konusunda bir zaaf oluşacağını öne sürerek algı oluşturmaya çalıştıklarını söyleyen Bakan Bozdağ, “Seçim güvenliği diye tartışma başlatıyorlar. Ben hep söylerim eğer bir parti seçim güvenliği tartışmasını başlatıyorsa bilin ki seçimi kaybedeceğine dair emareler çoğalmış, tabanına mazeret uydurmak için bir çaba içerisindedir. Kaybedince sandıklar şöyle oldu, falan böyle oldu diye şimdiden mazeret hazırlıyorlar. Bunu görüyorum. Halbuki bizim sistemimizde seçimlerin organizasyonunu, seçimlerin dürüstlük içinde yapılmasını genel denetimini, seçimlere ilişkin yolsuzluk iddialarını, itiraz ve şikayetleri YSK karara bağlar. Ancak seçimleri partiler yapar partiler. Sandık başında her partinin birer temsilcisi var 5 kişi, birer de devlet memuru var. Partilerin hepsi bir araya gelip, anlaşıp parti temsilcileri hile yapabilir mi? Türkiye’nin bu kadar ilçesinde 10 binlerce mahallesinde, 10 binlerce köyünde bunun fiilen yapılabilmesinin imkanı var mı? Yok. Ama buna rağmen milletin zihnini bulandırmak için yalan üstüne yalan söylüyorlar. Bu millet seçimi sizden daha iyi biliyor. Belli ki bunlar seçim yapmayı da bilmiyor” dedi.

“Birileri Kemal Bey’i fena aldatıyor, fena faka bastırıyor”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “YSK’da olmayan bilgiler bizde var” sözleri üzerine açıklamalarda bulunan Bozdağ, “Sayın Kılıçdaroğlu geçen gün diyor ki. Benim elimde YSK’nın elinde olmayan bilgiler var. Adamın seçimden haberi yok çünkü haberi olsa böyle bir açıklama yapmaz. Çünkü hatırlarsanız daha önce kendi seçimde gidip oy kullanamadı. Bu kadar seçim nasıl yapılır, seçim sandıkları nasıl olur, seçmen kütükleri nasıl olur, seçmen listeleri nasıl olur buna dair bir bilgisi yok. Yani birileri Kemal Bey’i fena aldatıyorlar fena faka bastırıyorlar. Seçmen listeleri YSK’da var güncellemesi şu an yapılmamış ama partiler isterse onlara verebiliyor YSK. Kanun buna amir. Belli ki YSK’daki bilgiler yetmemiş bunların elinde başka bilgiler var. Ben şimdi buradan Adalet Bakanı olarak soruyorum Sayın Kılıçdaroğlu’na. Sizin elinizde YSK’nın elinde olmayan hangi bilgi var? Size bu bilgileri kim servis etti, nereden aldınız. Çünkü kişisel verilerin korunması anayasal bir haktır. Kişisel verileri korumak için bir kurumumuz, bir kurulumuz var ve bütün kamu kurum ve kuruluşları vatandaşlarımızın kişisel verilerini korumakla sorumlu ve yükümlüdür. Nereden aldınız bunu? Meşru bir yoldan almadığınız açık. Eğer meşru yoldan aldıysa Sayın Kılıçdaroğlu, açıklasın YSK’dan aldım, nüfustan aldım desin. Nerden aldı açıklamıyor. Bir gizem veriyor yaptığı açıklamaya. Sonra da yanındakiler bu gizemi düzeltmeye gayret ediyorlar, çaba sarf ediyorlar, beyhude. Çünkü bunlar seçmenlerin zihninde, oy kullanacak kişilerin doğum yerlerine göre onları tasnif edip vatandaşlarımızın arasına fitne ve fesat sokmak istiyorlar. Şunun doğum yeri buraymış o zaman bu şu millettenmiş, şunun doğum yeri şura o zaman şu inançtan bunun doğum yeri burası zaman bu. Siz fişlememi yapıyorsunuz bu milleti. Doğum yerlerine, analarının babalarının adlarına göre ilçelerine illerine göre bu insanların seçmen tercihleri hakkında değerlendirmemi yapıyorsunuz. Bu da suç, kabul edilemez bir durum. Bunu buradan ifa eder ve derim ki korkunun ecele faydası yoktur. Bunlar gördüler sonucu şimdiden oraya buraya saldırıyorlar” şeklinde konuştu.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Siyaset

Suat Kılıç: MEB’in 20 bin öğretmen atamasını yetersiz buluyoruz

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, “Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 20 bin öğretmen atamasını yetersiz, sayının branşlara dağılımını da dengesiz buluyoruz. Mülakat kaldırılacak sözü verilmesine rağmen mülakata yüzde 50 ağırlık tanınması, KPSS’nin ağırlığını ve sıralamadaki öncelikleri tümüyle ortadan kaldırmaktadır. Bu durum adaletsizliğe yol açmakta adalet duygusunu kökten aşındırmaktadır” dedi.

Gizem KARADAĞ-Celal ATALAY
ANKARA-Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, Genel Başkan Fatih Erbakan başkanlığında gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Kılıç, “Türkiye’nin gündeminin AK Parti, CHP yakınlaşmasından ibaret olmadığını ifade ederek, “Bu diyaloğa esas teşkil eden anayasa tartışmalarından da ibaret değildir. Ülkemizin öncelikli gündemi ekonomidir. Temel toplumsal mesele, geçim darlığıdır. Seçim geçti, artık geçim derdindeyiz. Asgari ücret 17 bin 2 lira, Türk-İş’in açıkladığı güncel açlık sınırı rakamı 17 bin 750 lira. Nedir açlık sınırı? Dört kişilik bir ailenin dengeli ve yeterli beslenmesi için gereken bir aylık rakamın tutarı. 17 bin 750 lira buna Türkiye’de açlık sınırı diyoruz. Ülkemizde açlık sınırı daha yılın beşinci ayında asgari ücretin yüzde 5 üzerine çıktı. Tabii olarak diyoruz ki, taraflarla görüşülmelidir. Kaynaklar ve imkanlar zorlanmalıdır. Ve en düşük emekli aylığıyla asgari ücreti, açlık sınırının üzerine çıkarmanın bir yolu bulunmalıdır. Et, süt ve her türlü tarımsal ürünün, üretimin maliyetini düşürmeden çarşı, pazar, tezgâh raf fiyatını indirmek mümkün değildir. Gıda enflasyonu önce arazide üretimin maliyeti düşürülerek kontrol altına alınmalıdır. Marketlerde süt ürünleri pahalı olmakla birlikte süt üreticileri belirlenen litre fiyatının üretim maliyetini karşılamaktan çok uzak olduğundan yakınmaktadır. Bu durum Kurban Bayramı öncesi süt sığırlarının yüksek gelir beklentisiyle kurbanlık kesime gönderilmesi riskini beraberinde getirmektedir. Süt üreticilerinin korunması yön acil kararlı ve istikrarlı adımlar atılmalıdır” diye konuştu.

‘HÜKÜMETİMİZİN ALACAĞI KARARLARI DESTEKLEYECEĞİZ’

Suat Kılıç, İsrail saldırılarının devam ettiğini belirterek, “Yüzyılın hitleri Netanyahu Hamas ateşkes koşullarını kabul etmiş olmasına rağmen refah bölgesindeki yüz binlerce insana aç, susuz, savunmasız sivillere, acımasız saldırılarını şiddetlendirerek devam ettiriyor. Katillerin yargılanacakları ve ölümlerden sorumlu tutulacakları günler yakındır. Bu bağlamda Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde açtığı davaya Türkiye’nin de müdahil olma kararını memnuniyetle karşılıyoruz. İsrail’le tüm ticari ilişkilerin Türkiye tarafından durdurulmasını da aynı şekilde memnuniyetle karşılıyoruz. Ticari ilişkilerin üçüncü ülkeler üzerinden sürdürülmemesi için gerekli önlemlerin titizlikle alınmasını da eş zamanlı olarak istiyoruz. İsrail terör kabinesinin katliamlarının durdurulması yönünde hükümetimizin alacağı tüm kararları ve atacağı en ileri adımları Yeniden Refah Partisi olarak her zeminde destekleyeceğimizi peşinen ifade ediyoruz” dedi.

‘ARTIK SÖZLERİN TUTULMASINI BEKLEMEK HAKKIMIZDIR’

Suat Kılıç, Millî Eğitim Bakanlığı’nın öğretmen atamalarına ilişkin, şunları söyledi:

“Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 20 bin öğretmen atamasını yetersiz, sayının branşlara dağılımını da dengesiz buluyoruz. Atamalarda yüzde 50 KPSS, yüzde 50 mülakat ağırlığının yol açacağı adaletsizlikte ayrıca ortadadır. Mülakat kaldırılacak sözü verilmesine rağmen mülakata yüzde 50 ağırlık tanınması, KPSS’nin ağırlığını ve sıralamadaki öncelikleri tümüyle ortadan kaldırmaktadır. Bu durum adaletsizliğe yol açmakta adalet duygusunu kökten aşındırmaktadır. Mülakatların kaldırılacağına ilişkin sözlerin de artık tutulmasını beklemek hakkımızdır.”

‘SOSYAL MEDYA POLEMİĞİNE AÇIKLIK GETİRMEK İSTİYORUM’

Kılıç, İsrail’le Türkiye Cumhuriyeti arasında serbest ticaret anlaşmasının imzalandığı tarih ile ilgili, “İsrail-Türkiye serbest ticaret anlaşması 14 Mart 1996 tarihinde imzalanmıştır. Refahyol hükümetinin kuruluşu ise 28 Haziran 1996 tarihidir. İsrail-Türkiye serbest ticaret anlaşması 4 Temmuz 1997 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yani imzalandıktan yaklaşık 15 ay sonra Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamızın başbakanlığındaki Refahyol Hükümeti ise bu tarihten sadece 4 gün önce 30 Haziran 1997 tarihinde düşürülmüştü. Anlaşmayı imzalayan Erbakan Hoca’mızdan önceki hükümet anlaşmayı yürürlüğe koyan da yine Erbakan Hoca’mızdan sonraki hükümettir. 54’üncü Türkiye Cumhuriyeti hükümeti Refahyol Hükümeti olarak bilinen Erbakan Kabinesi, İsrail-Türkiye serbest ticaret anlaşmasını imza altına alan hükümet olmadığı gibi İsrail-Türkiye serbest ticaret anlaşmasını yürürlüğe koyan hükümet de değildir. Sosyal medyada sürdürülen bu polemiği tarihe not düşmek açısından bu şekilde tarih tarih ifade ediyor ve kayıt altına almış oluyor” dedi.

Okumaya devam et

Siyaset

CHP’den, AYM’ye ‘8’inci Yargı Paketi’ başvurusu

CHP, kamuoyunda 8’inci yargı paketi olarak bilinen ‘7499 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’ ile düzenlenen bazı maddelerin iptali için Anayasa MAhkemesi’ne (AYM) başvurdu.

Samet ÖKSÜZ-Celal ATALAY
ANKARA-CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, AYM‘ye yaptığı başvuruda, söz konusu kanun ile düzenlenen ‘üye olmamakla birlikte terör örgütüne yardım’, ‘tazminat komisyonu’, ‘hükmün açıklanmasının geri bırakılması’ ve ‘kişisel verilerin korunması ve işlenmesi’ hususlarının iptali ve yürürlüğün durdurulmasını talep etti. AYM önünde açıklama yapan Günaydın, kanunun 12 Mart’ta Resmi Gazete’de yayımlandığını hatırlatarak, “Bu kanunun gerek adalet komisyonundaki görüşmeleri sırasında hem komisyon üyesi arkadaşlarımız hem de milletvekillerimiz, gerekse genel kuruldaki görüşmeleri sırasında hepimiz kanunun içeriğinde bulunan anayasaya aykırı hükümlerin çıkartılması için gerekli yasal mücadeleyi yaptık. Kanun ile ‘terör örgütüne üye olmamak birlikte terör örgütüne yardım’ suçu düzenlenmektedir. Bu şu anda örneğin burada bir anayasal hak için protesto gösterisi yapan kişi ve grupların ‘terör örgütüne üye olmamakla birlikte’ diye başlayan keyfi söz dizimi üzerinden gözaltına alınmasına ve tutuklanmasına neden olabilir. Dolayısıyla bu düzenlemenin iptalini talep ediyoruz” dedi.

Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi öncesi kurulan Tazminat Komisyonunun vatandaşların adil başvuru ve etkili başvuru hakkını elinden aldığını savunan Günaydın, “Biz sürecin ihtisas mahkemeleri üzerinden yürütülmesinin doğru olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla bunun da iptalini ve yürürlüğünün durdurulmasını talep ediyoruz. Hükmün açıklamasının geri bırakılması düzenlemesi de son derece keyfidir. Avukat meslektaşlarımızı müvekkilleri, sanıkları ve hatta hakimleri zor durumda bırakmaktadır. Dolayısıyla daha doğru bir düzenleme yapılmasına olanak tanıyabilmek açısından bunun da iptalini talep ediyoruz” diye konuştu.

Günaydın, kişisel verilerin korunması ve işlenmesiyle ilgili bazı hükümlerin iptalini de istediklerini belirterek, “Kişisel verilerin korunması ve işlenmesiyle ilgili son derece sakıncalı hükümler vardır. Kişinin rızası ve bir kanuni koruma olmaksızın; sağlık verileri, siyasal parti üyelikleri, dernek üyelikleri işlenebilmektedir. Bunun izah edilebilir bir durumu asla söz konusu değildir. Yurttaş güvenliğini tümüyle ihlal eden bu tutum için AYM’ye geldik. Bunun yanında yine kanuni bir koruma olmaksızın keyfiliğe varan tutumlarla kişisel verilerin yurt dışına aktarılabilmesi söz konusudur. Eğer bu düzenlemeyi CHP yapmış olsaydı yeri göğü inletecek kişiler; bizim kişisel verilerimizi yurt dışıyla paylaşma konusunda bir sakınca görmemektedirler. Bunu bizim kabul edebilmemiz mümkün değildir. Caydırıcılıktan çok uzak para cezaları vardır. Bunun da iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurduk” dedi.(DHA)

Okumaya devam et

Siyaset

Samsun’da 5 kurum dezenformasyonla mücadele eğitimi verecek

Samsun’da 5 kurum arasında ‘Dezonformasyonla Mücadele Kurumlar Arası İşbirliği Protokolü’ imzalandı. Protokol kapsamında paydaş kurumlar, dezenformasyonla mücadele edilmesi amacıyla gençlere eğitimler verecek.

ERSİN DEMİR
SAMSUN-Dezenformasyonla Mücadele Merkezi tarafından hazırlanan; Samsun Valiliği’nin himayesinde, İletişim Başkanlığı Samsun Bölge Müdürlüğü, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Samsun Üniversitesi, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü arasında Dezenformasyonla Mücadele Kurumlar Arası İşbirliği Protokolü imzalandı. Gençlerin dijital mecralarda dezenformasyona maruz kalmamaları ve farkındalık oluşturulması adına hazırlanan 7 sayfa ve 12 maddelik protokol, Samsun Valisi Orhan Tavlı’nın oluruyla, İletişim Başkanlığı Samsun Bölge Müdürü Ebu Bekir Ayrancı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, Samsun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Aydın, Gençlik ve Spor İl Müdürü Feyzullah Dereci ve İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Murat Ağar tarafından imzalandı.

‘EĞİTİCİLER FARKINDALIK EĞİTİMLERİ VERECEK’

İşbirliği yapılan kurumlardaki gönüllü eğiticilere Dezenformasyonla Mücadele Merkezi uzmanlarınca eğitici eğitimleri verilecek. Bu eğitimleri başarı ile tamamlayan gönüllü eğiticiler, eğitim kurumları başta olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşlarda ‘Dezenformayonla Mücadele Farkındalık’ eğitimlerini verecek. Ayrıca, Üniversiteler ve İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı okullar, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne bağlı yurtlar ve gençlik merkezleri ile kamu kurumlarında panel, seminer, toplantı gibi etkinliklerle dezenformasyonla mücadelede farkındalık oluşturulması sağlanacak. İmza töreninde konuşan Samsun Valisi Orhan Tavlı, “Günümüz bilgi çağında, dijitalleşme ile beraber yanlış bilgi ve yalan haber bilgi güvenliği kavramına yeni bir boyut kazandırmıştır. Dezenformasyona karşı daha az dirençli olan ve sosyal medyaya en fazla maruz kalan gençleri, farklı öğrenme yöntemlerini bir arada kullanarak bilgilendirmek ve toplumun genelinde nasıl daha sorumlu medya okuyucusu ve sosyal medya kullanıcısı olunacağı konusunda farkındalık uyandırmak, dijital mecrada dezenformasyonla mücadele etmek bu protokolün asıl amacıdır” dedi.

‘TOPYEKÜN MÜCADELE EİLE BAŞARI SAĞLANABİLİR’

Dezenformasyonla Mücadele Kurumlar Arasi işbirliği kapsamında yapılacak proje ve faaliyetlerin önemine dikkat çeken Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi Uzmanı Ümmühan Yücel, “Merkezimiz 2022 yılının Ağustos ayında kuruldu. Dezenformasyonla mücadele, ulusal ve uluslararası boyutta mücadele edilmesi gereken çok kıymetli, çok tehlikeli de bir alan oldu. Çünkü yapılan risk analizlerinde, dünya devletlerini tehdit eden riskler sıralamasında ilk sıralarda artık dezenformasyon geliyor. Bir bilginin yanlışlığını ortaya koymuş olsak bile onun yanlışlığının etkisinin hala devam ettiğini görüyoruz. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, yanlış bilginin yayılma hızı doğru bilginin yayılma hızından kat be kat daha fazla. Böylesi bir ortamda elbette hem ulusal düzeyde, hem uluslararası düzeyde ancak kurumlar arası işbirliği ile topyekûn bir mücadele ile bu tehlike karşısında bir başarı sağlanabilir. Bu anlamda kurumlarımızla yapmış olduğumuz bu işbirliği protokollerinin bizim için çok kıymetli olduğunu ifade etmek isterim. Paylaş kurumlara şimdiden bize ve ülkeye verecekleri katkıdan dolayı teşekkür ediyorum” diye konuştu. (DHA)

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.