Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

Boşanmaların çoğunluğu evliliğin ilk 5 yılında oluyor

Psikiyatri Uzmanı Hatice Harmancı, hem birey hem de toplum açısından farklı anlamları olan evliliğin sağlam zeminde kuruluyor olmasının oldukça önemli olduğunu vurgulayarak, her evliliğin ilk döneminin karmaşık olduğunu söyledi.

KONYA-
Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verilerine göre 2021 yılında evlenen çift sayısı 561 bin710 iken yıl boyunca boşanan çift sayısı 174 bin 85. Açıklanan veriler incelendiğinde her yıl evlenen çift sayısı azalırken boşanan çift sayısı artmakta. Yine 2021 yılı verilerine göre en sık boşanma oranı yüzde 31,3 ile 1-5 yıllık evli çiftlere ait. Uyum sürecini birlikte göğüsleyebilen çiftler sağlam bir zeminde evliliklerini yürütürken, bu dönemdeki zorlanmalar boşanmalara ya da sürekli tekrarlanan ev içi sorunlara sebep olabilmekte. Yapılan ulusal ve uluslararası çalışmalara göre boşanmaların büyük çoğunluğu evliliğin ilk 5 yılında olmakta. Her iki cinsiyete göre de en sık boşanma sebebi ‘ilgisizlik/sorumsuzluk’ olarak açıklanmakta.
Özel Medicana Konya Hastanesi Psikiyatri Bölümü Uzmanı Dr. Hatice Harmancı mutlulukla başlayan evliliklerin mutsuz sonlanmaması için tavsiyelerde bulundu. Psikiyatri Uzmanı Dr. Hatice Harmancı, “Hem birey hem de toplum açısından farklı anlamları olan evliliğin sağlam zeminde kuruluyor olması oldukça önemli. Toplumun en önemli temeli olan aile, iki farklı kişinin bir araya gelmesiyle oluşan bir yapıdır. İki farklı kişi, farklı motivasyonlarla bir araya gelir ve yeni bir oluşum meydana getirir. Bu birliktelik her iki tarafın ailelerinin ilişki içinde olduğu ve yeni bireylerin de sisteme katılacağı çoklu bir sistemdir. Yeni ilişki ağlarının kurulduğu evlilik aynı zamanda bireylerin farklı roller kazanmasına da sebep olmaktadır” dedi.

“Her evliliğin ilk dönemi biraz karmaşıktır”

Ben olmaktan biz olmaya geçilen evlilik yaşamını her iki taraf için de uyum gerektiren bir süreç olduğunu kaydeden Dr. Hatice Harmancı, “Bu sebeple her evliliğin ilk dönemi biraz karmaşıktır. Evlilik öncesi birbirini tanıma ya da flört süresi ne kadar uzun olursa olsun aynı evde yaşamak ve biz olabilme süreci her çift için zor olabilmektedir. Öncesinde sınırlı süre görüşülebilen, görüşmek için özen gösterilen sevgiliyle sürekli aynı evde olmak ve eşin davranışsal zaaflarının farkına varmak çiftlerde hayal kırıklığı yaşatabilir. Bu dönemde eş zamanlı olarak ortaya çıkan toplumsal beklentiler (gelin olmak, damat olmak, yeni bir ekonomiyi yönetebilmek, çocuk sahibi olmak, çalışma yaşamı içinde mesailer ve uygun saatlerde evde olmak ve yeni bir evin tüm sorumlulukları vb.) de uyum sürecinde zorlanmalara katkı sağlamaktadır” şeklinde konuştu.

Kutsal kabul edilen aile kurumunda ne oluyor da ilk 5 yıl içinde boşanmalar hızlanıyor? sorusunun cevabını bulabilmenin oldukça önemli olduğunu aktaran Hatice Harmancı, “Bunun için de önce bireyden başlayarak toplum bazında bazı hususlara dikkat etmek gerekmektedir. Öncelikle, evlilik iki ayrı kişi arasında bir akittir. Bu sebeple bireylerin kendilerini tanımaları, ne istediklerini bilmeleri ve akılcı davranmaları oldukça önemlidir. Her birey özeldir ve sınırları/sınırlılıkları farklıdır. Bu evlilik için de geçerlidir ve yeni kurulacak birliğin ayrı sınırları olduğu kabul edilmelidir. Yeni evliliğin sınırlarının çiftler tarafından belirlenmesine izin verilmeli, saygı duyulmalıdır. Bireyler yeni evlerini kurarken eski bilgilerini kullanırlar ancak bu oluşumun yeni olduğu, çifte özgü olduğu kabul edilmeli ve dışarıdan müdahaleye izin verilmemelidir. Yeni bir oluşumda acemilikler olabileceği kabul edilmelidir. Çiftlerin aynı takımda oldukları unutulmamalıdır. Evlilik rekabet veya hasımlığın olduğu bir kurum değildir. Bütün iyi niyete karşın yanlış anlaşılmalar, incinmeler her zaman olabilir, her ilişkide olabilir. Birlikte aşılamayan bir sorun varsa da mutlaka çift ilişkisiyle ilgili profesyonel bir destek alınmalıdır” diye konuştu.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Ekonomi

Mesleki yaralanmalarda Türkiye 11. sırada

RÜMEYSA BULUT
HABER MERKEZİ-İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin sadece yasal bir zorunluluk değil insanın en temel haklarından biri olduğunu vurgulayan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Ülkemizde, iş sağlığı ve güvenliği konusunda önemli adımlar atılmakla birlikte hala iyileştirilmesi gereken alanlar bulunmaktadır. Özellikle küçük ölçekli işletmelerde ve belirli sektörlerde iş kazaları ve meslek hastalıkları daha sık görülmektedir. Bu nedenle, iş sağlığı ve güvenliği konusunda farkındalığın artırılması, yasal düzenlemelerin takip edilmesi, düzenli denetimlerin yapılması ve çalışanların eğitimine önem verilmesi büyük önem taşımaktadır. Sonuç olarak, iş sağlığı ve güvenliği sadece bir yasal zorunluluk değil, aynı zamanda insanların en temel haklarından biridir” dedi.

– “2023’TE 2 BİN İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ”

İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası vesilesiyle yazılı bir mesaj yayınlayan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “ILO verilerine göre 2023 yılında Türkiye, ölümcül olmayan mesleki yaralanmalar bakımından dünyada 11. sırada, ölümlü iş kazası sayısı bakımından ise 15. sırada yer alıyor. İş kazaları üzerine veriler toplayan ve paylaşan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre 2023 yılında en az bin 929 işçi hayatını kaybetti. Bir ülkede meydana gelen iş kazalarının sayısının azalması, o ülkenin iş sağlığı ve güvenliği açısından ne kadar başarılı olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. İş sağlığı ve güvenliği yönetiminin uygulanabilirliği ile iş kazalarının önceden engellenmesi oldukça önemlidir. Unutulmamalıdır ki her iş kazası önlenebilir nitelikte bir risktir ve bu konuda alınacak önlemler hayati önem taşır. Herkesin sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamına sahip olması, daha verimli ve mutlu bir işgücü yaratmaya yardımcı olur” ifadelerini kullandı.

-“SAĞLIKLI ÇALIŞMA ORTAMI İŞLETME YARARINDIR”

İş sağlığı ve güvenliği konusunun seçenek değil zorunluluk olduğunu belirten Palandöken, “Çalışanların daha güvenli bir ortamda çalışmalarını sağlamak, hem işverenlerin hem de çalışanların ortak sorumluluğudur. İşverenlerin ve çalışanların iş sağlığı ve güvenliği konusunda bilinçlenmeleri, uygun ekipmanların kullanımı, risklerin değerlendirilmesi ve önleyici tedbirlerin alınması önemlidir. Sağlıklı çalışma ortamları oluşturarak, çalışanların daha mutlu, daha sağlıklı ve daha verimli olmalarını sağlamak hem işletmelerin hem de toplumun yararınadır. Esnaf ve sanatkarlar için iş sağlığı ve güvenliği konularına uyum sağlamak, yasal sorunlardan kaçınmak ve işletmelerini güvende tutmak açısından hayati öneme sahiptir. İşletmelerin itibarını korumak için düzenli olarak iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmalı ve çalışanlara gerekli eğitimler verilmelidir. Bu vesile ile 4 – 10 Mayıs İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası’nda tüm işletmelere kazasız bir çalışma hayatı dilerken, bu konuda daha bilinçli, duyarlı ve sorumlu olmamız gerektiğinin altını çiziyorum” dedi.

Okumaya devam et

Genel

Sudan Cumhurbaşkanının oğlu Ankara’da son yolculuğuna uğurlandı

Ankara’da motosikletiyle otomobile arkadan çarptığı kazada yaralanıp, tedavi gördüğü hastanede 2 ay sonra hayatını kaybeden Sudan Cumhurbaşkanı Abdulfettah el-Burhan’ın oğlu Mohamed Abdulfettah el-Burhan Rahman, Karşıyaka Mezarlığı’nda son yolculuğuna uğurlandı.

Gizem KARADAĞ- Canberk ÖZTÜRK
ANKARA-Mohamed Abdulfettah el-Burhan Rahman, 7 Mart’ta akşam saatlerinde Gölbaşı ilçesine bağlı Kızılcaşar Mahallesi Kiraz Bulvarı’nda motosikleti ile hafif ticari araca çarptı. Çarpmanın etkisiyle savrulan Mohamed Abdulfettah el-Burhan Rahman, ağır yaralandı. Olay yerindeki ilk müdahalenin ardından ambulansla Bilkent Şehir Hastanesi’ne kaldırılan el-Burhan Rahman, hastanenin yoğun bakım sevisine alındı. Yaklaşık 2 aydır yaşam mücadelesi veren Sudan Cumhurbaşkanı‘nın oğlu Mohamed Abdulfettah el-Burhan Rahman, dün hayatını kaybetti.

Mohamed Abdulfettah el-Burhan Rahman için Ankara’da Karşıyaka Camii’nde cenaze töreni düzenlendi. Törene, Sudan Cumhurbaşkanı Abdulfettah el-Burhan, ailesi, yakınlarının yanı sıra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, MİT Başkanı İbrahim Kalın, AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Bekir Bozdağ ile çok sayıda kişi katıldı. Cenaze namazını Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş kıldırdı. Öğle kılınan namazın ardından Mohamed Abdulfettah el-Burhan Rahman’ın cenazesi Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verildi.(DHA)

Okumaya devam et

Asayiş

İliç’teki maden faciasında cansız bedenine ulaşılan 2 işçi, toprağa verildi

Erzincan’ın İliç ilçesindeki altın madeni sahasında cansız bedenlerine ulaşılan işçilerden Ramazan Çimen ile Kenan Öz’ün cenazeleri, bugün törenle toprağa verildi.

Muzaffer KOŞAN
ERZİNCAN-İliç ilçesinde Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye ait altın madeninde, 13 Şubat’ta yaklaşık 10 milyon metreküp toprağın yamaçtan akması ile heyelan altında kalan 9 işçiden kıdemli kırıcı vardiya süpervizörü Ramazan Çimen ile kıdemli istifleme ve aglomeratör süpervizörü Kenan Öz’ün, dün akşam saatlerinde cansız bedenlerine ulaşıldı.
Evli ve 3 çocuk babası olan Ramazan Çimen ile evli ve 2 çocuk babası olan Kenan Öz için bugün cenaze töreni düzenlendi. İliç ilçesindeki Yusuf Ziya Demir Camisi’nde öğlen kılınan cenaze namazına protokol, Çimen ve Öz’ün ailesi, yakınları ve vatandaşlar katıldı. Erzincan Müftüsü Muharrem Gül’ün kıldırdığı cenaze namazı sonrası Çimen ve Öz’ün cenazeleri ilçe mezarlığında toprağa verildi.

5 İŞÇİ ARANIYOR

Faciada toprak altında kalan 9 işçiden Ramazan Çimen ile Kenan Öz ile birlikte 4 işçinin cansız bedenine ulaşıldı. Çok sayıda iş makinesi ve personelin katıldığı aramalarda ilk olarak 5 Nisan’da Uğur Yıldız’ın, 19 Nisan’da Adnan Keklik’in cenazesi bulunmuştu.

Halen toprak altında olan 5 işçiye ulaşmak için çalışmalar aralıksız sürüyor. (DHA)

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.