Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Siyaset

CHP’li belediye 11 işçinin işine son verdi

CHP’li Kırşehir Belediyesi, 11 personelin işine son verdi. Söz konusu işçilerin mahkeme kararıyla 3 kez işe iade edildiğini belirten AK Parti Kırşehir İl Başkanı Seher Ünsal, “Mahkeme kararıyla 3 kere işlerine geri dönmelerine rağmen, 11 personelin 4. kez işten çıkarılmalarını şiddetle kınıyorum” dedi.

KIRŞEHİR-
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan İl Başkanı Seher Ünsal, mahkeme kararıyla 3 kez işine dönen personelin 4. kez işten çıkarılmakta olduğunu söyledi. Bunun bir yıldırma politikası olduğunu savunan Ünsal, “Kırşehir Belediyesinde zulüm bitmek bilmiyor. Mahkeme kararıyla 3 kere işlerine geri dönmelerine rağmen, 11 personelin 4. kez işten çıkarılmalarını şiddetle kınıyorum” ifadelerini kullandı.

‘Hak’ ve ‘adalet’ söylemlerinde olanların haksız işlem yaptığını söyleyen Ünsal, “Her fırsatta hak, adaletten bahsedenlere sesleniyorum. Bu zulmü durdurun. Yargı kararlarını hiçe sayarak hem zulüm ediyorsunuz hem de ödediğiniz tazminatlarla belediyeyi kamu zararına uğratıyorsunuz. CHP’li belediyenin yaptığı; liyakatine, gayretine, emeğine bakmaksızın kendilerinden olmayan personelleri işten çıkarmaktır. Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu ve ona bağlı olan müdürler, Kırşehir’e hizmet yarışına girmek yerine personeline zulüm, mobbing ve psikolojik baskı yapma sırasına girmiş durumdalar” diye konuştu.

“Kırşehir halkı sizden hizmet bekliyor”

Kırşehir’in gündeminde işçi çıkarma yerine, hizmet olması gerektiğini anlatan İl Başkanı Ünsal, “Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, seçimden önce meydan meydan gezip kimsenin ekmeği ile oynamayacakları üzerine namus, şeref, haysiyet sözü vermişlerdi. Hatta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Bütün işçilere namus sözü ve garanti veriyorum. Kazandığımız belediyelerde, belediye başkanı haksız yere bir işçinin işine son verirse gelecek beni bulacak’ demişti. Nerede bu sözünüz?” diye sordu.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Siyaset

Suat Kılıç: MEB’in 20 bin öğretmen atamasını yetersiz buluyoruz

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, “Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 20 bin öğretmen atamasını yetersiz, sayının branşlara dağılımını da dengesiz buluyoruz. Mülakat kaldırılacak sözü verilmesine rağmen mülakata yüzde 50 ağırlık tanınması, KPSS’nin ağırlığını ve sıralamadaki öncelikleri tümüyle ortadan kaldırmaktadır. Bu durum adaletsizliğe yol açmakta adalet duygusunu kökten aşındırmaktadır” dedi.

Gizem KARADAĞ-Celal ATALAY
ANKARA-Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, Genel Başkan Fatih Erbakan başkanlığında gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Kılıç, “Türkiye’nin gündeminin AK Parti, CHP yakınlaşmasından ibaret olmadığını ifade ederek, “Bu diyaloğa esas teşkil eden anayasa tartışmalarından da ibaret değildir. Ülkemizin öncelikli gündemi ekonomidir. Temel toplumsal mesele, geçim darlığıdır. Seçim geçti, artık geçim derdindeyiz. Asgari ücret 17 bin 2 lira, Türk-İş’in açıkladığı güncel açlık sınırı rakamı 17 bin 750 lira. Nedir açlık sınırı? Dört kişilik bir ailenin dengeli ve yeterli beslenmesi için gereken bir aylık rakamın tutarı. 17 bin 750 lira buna Türkiye’de açlık sınırı diyoruz. Ülkemizde açlık sınırı daha yılın beşinci ayında asgari ücretin yüzde 5 üzerine çıktı. Tabii olarak diyoruz ki, taraflarla görüşülmelidir. Kaynaklar ve imkanlar zorlanmalıdır. Ve en düşük emekli aylığıyla asgari ücreti, açlık sınırının üzerine çıkarmanın bir yolu bulunmalıdır. Et, süt ve her türlü tarımsal ürünün, üretimin maliyetini düşürmeden çarşı, pazar, tezgâh raf fiyatını indirmek mümkün değildir. Gıda enflasyonu önce arazide üretimin maliyeti düşürülerek kontrol altına alınmalıdır. Marketlerde süt ürünleri pahalı olmakla birlikte süt üreticileri belirlenen litre fiyatının üretim maliyetini karşılamaktan çok uzak olduğundan yakınmaktadır. Bu durum Kurban Bayramı öncesi süt sığırlarının yüksek gelir beklentisiyle kurbanlık kesime gönderilmesi riskini beraberinde getirmektedir. Süt üreticilerinin korunması yön acil kararlı ve istikrarlı adımlar atılmalıdır” diye konuştu.

‘HÜKÜMETİMİZİN ALACAĞI KARARLARI DESTEKLEYECEĞİZ’

Suat Kılıç, İsrail saldırılarının devam ettiğini belirterek, “Yüzyılın hitleri Netanyahu Hamas ateşkes koşullarını kabul etmiş olmasına rağmen refah bölgesindeki yüz binlerce insana aç, susuz, savunmasız sivillere, acımasız saldırılarını şiddetlendirerek devam ettiriyor. Katillerin yargılanacakları ve ölümlerden sorumlu tutulacakları günler yakındır. Bu bağlamda Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde açtığı davaya Türkiye’nin de müdahil olma kararını memnuniyetle karşılıyoruz. İsrail’le tüm ticari ilişkilerin Türkiye tarafından durdurulmasını da aynı şekilde memnuniyetle karşılıyoruz. Ticari ilişkilerin üçüncü ülkeler üzerinden sürdürülmemesi için gerekli önlemlerin titizlikle alınmasını da eş zamanlı olarak istiyoruz. İsrail terör kabinesinin katliamlarının durdurulması yönünde hükümetimizin alacağı tüm kararları ve atacağı en ileri adımları Yeniden Refah Partisi olarak her zeminde destekleyeceğimizi peşinen ifade ediyoruz” dedi.

‘ARTIK SÖZLERİN TUTULMASINI BEKLEMEK HAKKIMIZDIR’

Suat Kılıç, Millî Eğitim Bakanlığı’nın öğretmen atamalarına ilişkin, şunları söyledi:

“Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 20 bin öğretmen atamasını yetersiz, sayının branşlara dağılımını da dengesiz buluyoruz. Atamalarda yüzde 50 KPSS, yüzde 50 mülakat ağırlığının yol açacağı adaletsizlikte ayrıca ortadadır. Mülakat kaldırılacak sözü verilmesine rağmen mülakata yüzde 50 ağırlık tanınması, KPSS’nin ağırlığını ve sıralamadaki öncelikleri tümüyle ortadan kaldırmaktadır. Bu durum adaletsizliğe yol açmakta adalet duygusunu kökten aşındırmaktadır. Mülakatların kaldırılacağına ilişkin sözlerin de artık tutulmasını beklemek hakkımızdır.”

‘SOSYAL MEDYA POLEMİĞİNE AÇIKLIK GETİRMEK İSTİYORUM’

Kılıç, İsrail’le Türkiye Cumhuriyeti arasında serbest ticaret anlaşmasının imzalandığı tarih ile ilgili, “İsrail-Türkiye serbest ticaret anlaşması 14 Mart 1996 tarihinde imzalanmıştır. Refahyol hükümetinin kuruluşu ise 28 Haziran 1996 tarihidir. İsrail-Türkiye serbest ticaret anlaşması 4 Temmuz 1997 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yani imzalandıktan yaklaşık 15 ay sonra Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamızın başbakanlığındaki Refahyol Hükümeti ise bu tarihten sadece 4 gün önce 30 Haziran 1997 tarihinde düşürülmüştü. Anlaşmayı imzalayan Erbakan Hoca’mızdan önceki hükümet anlaşmayı yürürlüğe koyan da yine Erbakan Hoca’mızdan sonraki hükümettir. 54’üncü Türkiye Cumhuriyeti hükümeti Refahyol Hükümeti olarak bilinen Erbakan Kabinesi, İsrail-Türkiye serbest ticaret anlaşmasını imza altına alan hükümet olmadığı gibi İsrail-Türkiye serbest ticaret anlaşmasını yürürlüğe koyan hükümet de değildir. Sosyal medyada sürdürülen bu polemiği tarihe not düşmek açısından bu şekilde tarih tarih ifade ediyor ve kayıt altına almış oluyor” dedi.

Okumaya devam et

Siyaset

CHP’den, AYM’ye ‘8’inci Yargı Paketi’ başvurusu

CHP, kamuoyunda 8’inci yargı paketi olarak bilinen ‘7499 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’ ile düzenlenen bazı maddelerin iptali için Anayasa MAhkemesi’ne (AYM) başvurdu.

Samet ÖKSÜZ-Celal ATALAY
ANKARA-CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, AYM‘ye yaptığı başvuruda, söz konusu kanun ile düzenlenen ‘üye olmamakla birlikte terör örgütüne yardım’, ‘tazminat komisyonu’, ‘hükmün açıklanmasının geri bırakılması’ ve ‘kişisel verilerin korunması ve işlenmesi’ hususlarının iptali ve yürürlüğün durdurulmasını talep etti. AYM önünde açıklama yapan Günaydın, kanunun 12 Mart’ta Resmi Gazete’de yayımlandığını hatırlatarak, “Bu kanunun gerek adalet komisyonundaki görüşmeleri sırasında hem komisyon üyesi arkadaşlarımız hem de milletvekillerimiz, gerekse genel kuruldaki görüşmeleri sırasında hepimiz kanunun içeriğinde bulunan anayasaya aykırı hükümlerin çıkartılması için gerekli yasal mücadeleyi yaptık. Kanun ile ‘terör örgütüne üye olmamak birlikte terör örgütüne yardım’ suçu düzenlenmektedir. Bu şu anda örneğin burada bir anayasal hak için protesto gösterisi yapan kişi ve grupların ‘terör örgütüne üye olmamakla birlikte’ diye başlayan keyfi söz dizimi üzerinden gözaltına alınmasına ve tutuklanmasına neden olabilir. Dolayısıyla bu düzenlemenin iptalini talep ediyoruz” dedi.

Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi öncesi kurulan Tazminat Komisyonunun vatandaşların adil başvuru ve etkili başvuru hakkını elinden aldığını savunan Günaydın, “Biz sürecin ihtisas mahkemeleri üzerinden yürütülmesinin doğru olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla bunun da iptalini ve yürürlüğünün durdurulmasını talep ediyoruz. Hükmün açıklamasının geri bırakılması düzenlemesi de son derece keyfidir. Avukat meslektaşlarımızı müvekkilleri, sanıkları ve hatta hakimleri zor durumda bırakmaktadır. Dolayısıyla daha doğru bir düzenleme yapılmasına olanak tanıyabilmek açısından bunun da iptalini talep ediyoruz” diye konuştu.

Günaydın, kişisel verilerin korunması ve işlenmesiyle ilgili bazı hükümlerin iptalini de istediklerini belirterek, “Kişisel verilerin korunması ve işlenmesiyle ilgili son derece sakıncalı hükümler vardır. Kişinin rızası ve bir kanuni koruma olmaksızın; sağlık verileri, siyasal parti üyelikleri, dernek üyelikleri işlenebilmektedir. Bunun izah edilebilir bir durumu asla söz konusu değildir. Yurttaş güvenliğini tümüyle ihlal eden bu tutum için AYM’ye geldik. Bunun yanında yine kanuni bir koruma olmaksızın keyfiliğe varan tutumlarla kişisel verilerin yurt dışına aktarılabilmesi söz konusudur. Eğer bu düzenlemeyi CHP yapmış olsaydı yeri göğü inletecek kişiler; bizim kişisel verilerimizi yurt dışıyla paylaşma konusunda bir sakınca görmemektedirler. Bunu bizim kabul edebilmemiz mümkün değildir. Caydırıcılıktan çok uzak para cezaları vardır. Bunun da iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurduk” dedi.(DHA)

Okumaya devam et

Siyaset

Samsun’da 5 kurum dezenformasyonla mücadele eğitimi verecek

Samsun’da 5 kurum arasında ‘Dezonformasyonla Mücadele Kurumlar Arası İşbirliği Protokolü’ imzalandı. Protokol kapsamında paydaş kurumlar, dezenformasyonla mücadele edilmesi amacıyla gençlere eğitimler verecek.

ERSİN DEMİR
SAMSUN-Dezenformasyonla Mücadele Merkezi tarafından hazırlanan; Samsun Valiliği’nin himayesinde, İletişim Başkanlığı Samsun Bölge Müdürlüğü, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Samsun Üniversitesi, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü arasında Dezenformasyonla Mücadele Kurumlar Arası İşbirliği Protokolü imzalandı. Gençlerin dijital mecralarda dezenformasyona maruz kalmamaları ve farkındalık oluşturulması adına hazırlanan 7 sayfa ve 12 maddelik protokol, Samsun Valisi Orhan Tavlı’nın oluruyla, İletişim Başkanlığı Samsun Bölge Müdürü Ebu Bekir Ayrancı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, Samsun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Aydın, Gençlik ve Spor İl Müdürü Feyzullah Dereci ve İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Murat Ağar tarafından imzalandı.

‘EĞİTİCİLER FARKINDALIK EĞİTİMLERİ VERECEK’

İşbirliği yapılan kurumlardaki gönüllü eğiticilere Dezenformasyonla Mücadele Merkezi uzmanlarınca eğitici eğitimleri verilecek. Bu eğitimleri başarı ile tamamlayan gönüllü eğiticiler, eğitim kurumları başta olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşlarda ‘Dezenformayonla Mücadele Farkındalık’ eğitimlerini verecek. Ayrıca, Üniversiteler ve İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı okullar, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne bağlı yurtlar ve gençlik merkezleri ile kamu kurumlarında panel, seminer, toplantı gibi etkinliklerle dezenformasyonla mücadelede farkındalık oluşturulması sağlanacak. İmza töreninde konuşan Samsun Valisi Orhan Tavlı, “Günümüz bilgi çağında, dijitalleşme ile beraber yanlış bilgi ve yalan haber bilgi güvenliği kavramına yeni bir boyut kazandırmıştır. Dezenformasyona karşı daha az dirençli olan ve sosyal medyaya en fazla maruz kalan gençleri, farklı öğrenme yöntemlerini bir arada kullanarak bilgilendirmek ve toplumun genelinde nasıl daha sorumlu medya okuyucusu ve sosyal medya kullanıcısı olunacağı konusunda farkındalık uyandırmak, dijital mecrada dezenformasyonla mücadele etmek bu protokolün asıl amacıdır” dedi.

‘TOPYEKÜN MÜCADELE EİLE BAŞARI SAĞLANABİLİR’

Dezenformasyonla Mücadele Kurumlar Arasi işbirliği kapsamında yapılacak proje ve faaliyetlerin önemine dikkat çeken Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi Uzmanı Ümmühan Yücel, “Merkezimiz 2022 yılının Ağustos ayında kuruldu. Dezenformasyonla mücadele, ulusal ve uluslararası boyutta mücadele edilmesi gereken çok kıymetli, çok tehlikeli de bir alan oldu. Çünkü yapılan risk analizlerinde, dünya devletlerini tehdit eden riskler sıralamasında ilk sıralarda artık dezenformasyon geliyor. Bir bilginin yanlışlığını ortaya koymuş olsak bile onun yanlışlığının etkisinin hala devam ettiğini görüyoruz. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, yanlış bilginin yayılma hızı doğru bilginin yayılma hızından kat be kat daha fazla. Böylesi bir ortamda elbette hem ulusal düzeyde, hem uluslararası düzeyde ancak kurumlar arası işbirliği ile topyekûn bir mücadele ile bu tehlike karşısında bir başarı sağlanabilir. Bu anlamda kurumlarımızla yapmış olduğumuz bu işbirliği protokollerinin bizim için çok kıymetli olduğunu ifade etmek isterim. Paylaş kurumlara şimdiden bize ve ülkeye verecekleri katkıdan dolayı teşekkür ediyorum” diye konuştu. (DHA)

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.