Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Ekonomi

Kastamonu’ya deprem göçü: Ev ve arsalara talep patladı

İstanbul’da 600 binden fazla nüfusu barındıran Kastamonulular, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından memleketine geri dönüşlere başladı. Başta İstanbul olmak üzere deprem riski taşıyan illerden Kastamonu’ya yaşanan göç sebebiyle şu anda hem kiralık hem de satılık ev ya da arsa kalmadı, satılık ev ya da arsa fiyatları da iki kat arttı.

Vedat Yunus İkizoğlu – Bedirhan Göksu
KASTAMONU-
Kahramanmaraş merkez üslü depremlerin ardından deprem riski taşıyan illerden Kastamonu’ya yönelim başladı. 3. derece deprem bölgesi olan Kastamonu, Türkiye’nin deprem bakımından en güvenli kentleri arasında gösteriliyor. Kastamonu’ya özellikle İstanbul, başta olmak üzere farklı şehirlerden vatandaşlar yerleşmeye başladı. İstanbul’a en fazla göç veren iller arasında yer alan Kastamonu’ya yaşanan depremlerin ardından göç eden vatandaşlar da geri dönmeye başladı. Kastamonu’nun hem köyleri hem ilçeleri hem de şehir merkezine yoğun dönüşlerin olması sebebiyle kentte kiralık ya da satılık arsa veya evler için büyük talep yaşanıyor. Emlak hareketliliğinin durma noktasına geldiği Kastamonu’da gayrimenkule yönelik talebinde artması sebebiyle fiyatlar iki kat arttı.

“Hem kiralık hem de satılık evimiz şu anda yok”

Konu ile ilgili açıklama yapan Kastamonu Emlakçılar Derneği Başkanı Hasan Ak, “Deprem açısından Kastamonu şu anda bir risk barındırmıyor. Kastamonu fay hattında değil, o yüzden güvenli illerden birisi. Kastamonu’ya özellikle İstanbul’dan yoğun talep var. İstanbul’da ihtimal bir depremden ötürü Kastamonu’da ikamet etmeyenler şehrimize dönmeye çalışıyorlar. Müstakil evler ya da arsalar arıyorlar. Gelenler de, ‘en fazla 5 katlı evin var mı’ diye soruyor. Yüksek katlı binalardan çekiniyorlar. Her gün bununla ilgili talepler alıyoruz. İnşallah bu süreç geçicidir. Halkımızın bu tedirginliği bir an önce biter. Ev talepleri fazla, kiralar çok fazla arttı. Bizler kiralık ya da satılık ev ya da arsa bulmakta zorluk çekiyoruz. Şu anda elimizde kiralık evimiz yok. Açıkçası satılık evimiz de yok. Pandemi de yapılan evler azaldığı için ikinci el evler mevcut şu anda. Herkes kendi imkanlarına göre bir ev sahibi olmaya çalışıyor. Yeni bina stoku şu anda bulunmuyor. Şu anda hiç kimse yüksek katlı evlere talip olmuyor ama bunun geçici olduğunu düşünüyorum. İleride yine aynı şekilde talepler olacaktır. Bize bu deprem düşündürdü ki Cumhurbaşkanımızın dediği gibi yatay mimari yapılması gerekiyor. Milletimizin şu anda TOKİ konutlarına talebi var. Bugün iki kişi TOKİ konutlarında eviniz var mı diye geldi. İnşallah bundan sonraki yapılaşmalar yatay mimari olur, daha sağlam binalar yapılır ve bu tedirginliğimizi de üzerimizden atarız” dedi.

“Mevcut gayrimenkuller değerlenerek fahiş fiyatlara kadar çıktı”

Kastamonu’da 2016 yılından beri emlakçılık sektöründe faaliyet gösteren Mete Kurtcuoğlu ise mevcut gayrimenkullerin deprem sonrasında talep görmesi üzerine değerlendiğini kaydederek, “Deprem olduktan sonraki araştırmalarda Kastamonu’nun deprem olma riski en az illerden biri olduğu açıklandı. Günümüzde bilgi de hızlı yayıldığı için bu da otomatikman şu anda Kastamonu haddinden fazla göç almaya başladı. Kastamonu, deprem riski en az illerden birisi olması sebebiyle biz, kiralama ya da daire satın alma noktasında özellikle boş arazi, tarla, arsa gibi yerler çok fazla talep görüyor. Kastamonu, şu anda büyük bir göç yaşıyor. Fazlasıyla ne kiralama talebini karşılayabilecek durumdayız ne de ev satın almak noktasında bu talebi şu anda Kastamonu’nun gayrimenkul noktasında mevcut ekonomik şartlardan ötürü elde bulunan gayrimenkuller haddinden fazla fahiş fiyatlara çıktı. Merakla bizler de bu işin sonunun nereye gideceğini bekliyoruz. Bu göç dalgası ne kadar sürecek bilemiyoruz” diye konuştu.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Ekonomi

Bakanlıktan altında ‘ithalat kotası’ açıklaması

Hazine ve Maliye Bakanlığı, altın ithalatında yaşanan artışın cari dengeye olumsuz etkisinin azaltılması amacıyla işlenmemiş altın ithalatına yönelik tedbir alınmasına ihtiyaç duyulduğunu açıkladı.

ANKARA-Bakanlık, işlenmemiş altın ithalatındaki kota tedbirlerine ilişkin son günlerde gündeme gelen sorulara yazılı açıklama yaparak, yanıt verdi.

1- Kota uygulamasına neden ihtiyaç duyuldu?

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre; 2022 yılında işlenmemiş altın ithalatı bir önceki yıla göre miktar bazında yaklaşık yüzde 200’ün üzerinde bir artışla 379,2 ton (20,4 milyar dolar), 2023 yılı ilk 7 ayında ise yaklaşık 320 ton (19,2 milyar dolar) gerçekleşmiştir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından yayımlanan ödemeler dengesi istatistiklerine göre; 2022 yılında 49,1 milyar dolar gerçekleşen cari işlemler açığının 19,4 milyar doları (yüzde 39’u) net altın ithalatı kaynaklı olmuştur. 2023 yılının ilk 7 ayında ise cari işlemler açığı 42,3 milyar dolar gerçekleşmiş, net altın ithalatı 17,7 milyar dolar ile açığın yüzde 42’sini oluşturmuştur. Altın ithalatında yaşanan artışın cari dengeye olumsuz etkisinin azaltılması amacıyla işlenmemiş altın ithalatına yönelik tedbir alınmasına ihtiyaç duyulmuştur.

2- Kota miktarı nasıl belirlendi?

İşlenmemiş altın ithalatının azaltılmasına yönelik çeşitli politika tedbirleri değerlendirilerek hızlı ve etkili bir tedbir olarak kota uygulanmasına karar verilmiştir. Kota uygulamasına 7 Ağustos 2023 tarihinden itibaren geçilmiş olup, aylık kota miktarı işlenmemiş altın ithalatının uzun dönem aylık ortalaması olan 8 tonun 1,5 katı olacak şekilde 12 ton olarak belirlenmiştir.

3- Kota uygulaması hangi ithalat işlemlerini kapsamaktadır?

Kambiyo mevzuatı uyarınca işlenmemiş altın ithalatı Bakanlığımızca yetkilendirilen kıymetli madenler aracı kuruluşları aracılığıyla yapılabilmekte olduğundan, bahse konu kota söz konusu şirketler tarafından gerçekleştirilen ithalat işlemlerinde uygulanmaktadır. Kıymetli madenler aracı kuruluşu olmayan kişilerce yalnızca Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında işlenmemiş altın ithal edilmesi mümkün bulunmakta olup. DIR kapsamında gerçekleştirilen işlenmemiş altın ithalatı işlemleri kota uygulamasının dışında tutulmuştur.

4- Kota dağılımı nasıl yapıldı?

Aylık kota miktarının dağılımı için belirleyici kriter olarak kıymetli madenler aracı kuruluşlarının Ocak 2022-Temmuz 2023 döneminde gerçekleştirdikleri ve kota uygulamasının kapsamına giren işlenmemiş altın ithalatı miktarları esas alınmış olup dağılım nesnel şekilde, kural bazlı olarak gerçekleştirilmektedir. Ayrıca, belirtilen dönemde kota kapsamına giren işlenmemiş altın ithalatı gerçekleştirmemiş, ancak kota uygulamasından sonra ithalat yapmak isteyen firmalar için bir rezerv miktarı ayrılmıştır.

5- Kota uygulaması sürecinde hangi değişiklikler yapıldı?

Kota uygulaması sürecinde kıymetli madenler aracı kuruluşu olmayan mücevher ihracatçısı firmaların ham maddeye sınırlı erişim ve uluslararası piyasalarla oluşan fiyat marjlarının yüksekliği sebebiyle sorun yaşadıkları Bakanlığımıza iletilmiş, sorunların giderilmesini teminen kotanın bir bölümü sadece mücevher ihracatçıları için bankalar üzerinden kullanılmak üzere tahsis dilmiştir. Böylelikle, mücevher ihracatçılarının söz konusu bankalara başvurarak DİR dışında gerçekleştirdikleri ihracat işlemlerini teşvik etmek suretiyle, yaptıkları ihracatın miktarına uygun şekilde işlenmemiş altın satın alabilmelerine imkan sağlanmıştır. Takip eden dönemde sektörle gerçekleştirilen toplantılarda dile getirilen hususlar, Bakanlığımıza intikal eden talepler ve geri bildirimler sonucunda, uluslararası piyasalarla oluşan fiyat marjlarının azaltılması ve uygulamanın etkinliğinin artırılabilmesi için kota dağılımında kıymetli madenler aracı kuruluşlarının payı azaltılarak mücevher ihracatçılarına satış için tahsis edilen kota artırılmış; ayrıca üretici ve ihracatçıların ham madde ihtiyacının daha geniş kapsamda karşılanabilmesini teminen Ticaret Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş kuyum işletmelerine satılmak üzere iki kamu bankasına kotanın bir bölümü tahsis edilmiştir.


Okumaya devam et

Ekonomi

Tüketici enflasyonunda en yüksek ağırlık, gıda harcamalarında

Tüketici fiyatlarına etki eden ana harcama grupları içinde Nisan 2024 döneminde en yüksek ağırlığı yüzde 24,98 oranla gıda ve alkolsüz içecekler oluşturdu.

CANER ÜNVER
ANKARA-Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre; nisan ayında yıllık tüketici enflasyonu yüzde 69,80 oranla bu yılın en yüksek seviyesine çıktı. Tüketici enflasyonunu oluşturan toplam 12 ana harcama grubunda ağırlığı en yüksek harcamalar, yüzde 24,98 oranla gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 17,35 oranla ulaştırma, yüzde 14,20 oranla konut, yüzde 8,17 oranla lokanta ve oteller, yüzde 8,12 oranla ev eşyası ve yüzde 6,94 oranla giyim ve ayakkabı oldu.

Toplam 37 harcama kalemi içeren gıda ve alkolsüz içecekler harcama grubunda en yüksek payı yüzde 2,62 oranla patates ve bazı yumru bitkileri hariç sebze harcamaları aldı. İkinci sırada yer tutan harcama grubu ulaştırmada yüzde 7,07 oranla benzinli otomobil fiyatları tüketici enflasyonuna etki etti. Konut harcamalarının yüzde 5,06 oran ile büyük bir bölümünü kira ödemeleri oluşturdu. Lokanta ve otellerde en yüksek harcama kalemi yüzde 6,01 oranla yiyecek hizmetleri olurken; ev eşyası grubunda yüzde 1,40 oranla temizlik malzemeleri, giyim ve ayakkabı grubunda ise yüzde 2,29 oranla kadın giyimi tüketici enflasyonuna en fazla etki eden harcama kalemi oldu.

AĞIRLIKLARIN TESPİTİ

Ağırlıkların tespitinde ve endeks hesaplamasında Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması kullanıldı. Harcamalar 12 ana grup altında toplandı. Endekste toplam 404 madde kapsama alındı. Ağırlıkların kaynağı ise tüm sosyo-ekonomik gruplardan yaklaşık yıllık 15 bin hane halkı ile yapılan hane halkı bütçe anketi, kurumsal nüfus bireysel tüketim harcamaları anketi, yabancı uyrukluların Türkiye’de yapmış oldukları harcamalar için çıkış yapan yabancı ziyaretçiler anketi ve idari kayıtlardan elde edilen harcama ve ciro bilgileri, ulusal hesaplar hane halkı nihai tüketim harcama verilerinin değişim hızları ile genişletilerek hesaplandı.

Okumaya devam et

Asayiş

Fahiş fiyat artışı ve stokçuluk yapan işletmelere 61,6 milyon lira ceza uygulandı

Ticaret Bakanlığı, Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu tarafından fahiş fiyat artışı ve stokçuluk yaptığı tespit edilen işletmelere toplam 61 milyon 66 bin 431 lira idari para cezası uygulandığını açıkladı.

ANKARA-Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre; Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu’nun 2 Mayıs 2024 tarihinde gerçekleştirilen toplantısında başta marketlerdeki temel gıda ve ihtiyaç ürünlerindeki fahiş fiyat artışları olmak üzere; otomotiv sektöründeki stokçuluk eylemleri, hazır beton ve çimento sektöründeki fahiş fiyat artışları ve ekmek fiyat tarifelerine aykırı satışlar kurul gündemine alınarak incelendi. Böylece, Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu tarafından fahiş fiyat artışı ve stokçuluk yaptığı tespit edilen işletmelere toplam 61 milyon 66 bin 431 lira idari para cezası uygulandı. Ayrıca; Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu tarafından 2023 yılında fahiş fiyat artışı ve stokçuluk yaptığı tespit edilen işletmelere 355 milyon 804 bin 957 lira idari para cezası uygulandı. (DHA)

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.