Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

İçişleri Bakan Yardımcısı Ersoy: “Geçici koruma altındaki Suriyelilerin yaklaşık 428 bini ülkesine geri dönüş yapmıştır”

İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, “Sağlanan istikrar sonucunda ülkemizde geçici koruma altındaki Suriyelilerin yaklaşık 428 bini ülkesine geri dönüş yapmıştır” dedi.

Emniyet Genel Müdürlüğü Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı tarafından irtibat görevlilerine yönelik 2. Bilgilendirme Çalıştayı düzenlendi. Çalıştayda konuşan İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, terörle mücadele konusunda istihbarat paylaşımlarının hayati önem taşıdığını belirterek, “DEAŞ, PKK/YPG ve FETÖ gibi terör örgütlerinin başta Suriye ve Irak gibi ülkelerde sebep olduğu krizin ve oluşan istikrarsızlık ortamının neden olduğu önemli bir husus da elbette ki düzensiz göçtür. Türkiye son dönemlerde en büyük göç krizlerinden birinde hem transit hem hedef ülke olması sebebiyle zor fakat başarılı bir sınav vermekte, bu krizden insani ve hukuki vazifesini ziyadesiyle yerine getirerek çıkmaya çalışmaktadır. Ülkemizin 3.6 milyonu Suriyeli olmak üzere 5 milyona yakın göçmenle dünyada en fazla göçmene ev sahipliği yapması bu vicdani duruşun tezahürüdür” dedi.
Bugüne kadar göçmenlere 40 milyar dolardan fazla yardım gerçekleştirildiğini aktaran Ersoy, “Tüm kolluk kuvvetlerimizle özellikle Ege Denizi’nde yıllardır düzensiz göçle mücadelede büyük gayretler göstermekte, büyük fedakarlıklara ev sahipliği yapmaktayız” diye konuştu.

“Geçici koruma altındaki Suriyelilerin yaklaşık 428 bini ülkesine geri dönüş yapmıştır”

Ersoy, Suriyelilerin ülkelerine dönmeleri için çalışmaların devam ettiğinin altını çizerek, “Sağlanan istikrar sonucunda ülkemizde geçici koruma altındaki Suriyelilerin yaklaşık 428 bini ülkesine geri dönüş yapmıştır. Göç baskısı devam eden bölgelerde barınma ihtiyacı öncelikle AFAD tarafından kurulan çadır kentlerle karşılanmış ve devamında 50 bin briket ev projesi Haziran 2020 itibarıyla başlatılmıştı. Söz konusu proje kapsamında oluşturulan kampanyaya yönelik vatandaşlarımızın bağışları ile AFAD koordinesinde 191 noktada 51 bin 864 adet briket ev yapımı projelendirilmiş olup, şu ana kadar 39 bin 343’ünün inşaatı tamamlanmıştır. İnşaatı tamamlanan briket evlere 31 bin 319 Suriyeli aileyi yerleştirdik ve bundan sonra da bölgede huzur ve istikrarın sağlanabilmesi için gerekli tüm çabayı göstermeye devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

“Yaptığımız kırmızı bülten taleplerinin birçoğu İnterpol Genel Sekreterliğince reddedilmektedir”

“Bazı ülkelere ek olarak uluslararası kuruluşlar tarafından da yalnız bırakılmaya devam ediyoruz” diyen Bakan Yardımcısı Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
“FETÖ ve PKK başta olmak üzere Türkiye’ye karşı alenen terör eylemleri yürütmekte olan örgüt ve iltisaklı gruplar, vakıf, STK ve düşünce kuruluşu adı altında Avrupa’da kendilerine maalesef faaliyet alanı bulabilmektedirler. 194 üyesiyle dünyanın en büyük polis iş birliği teşkilatı olan İnterpol’ün bilgi ve istihbarat paylaşımını artırmak suretiyle mücadelemize destek olmasını beklerken aksi yönde davranmasını hayal kırıklığı ve üzüntüyle karşılıyoruz. Yaptığımız kırmızı bülten taleplerinin birçoğu İnterpol Genel Sekreterliğince reddedilmektedir. Bunun haricinde siyasi mahiyette olduğu belirtilen ve çeşitli gerekçeler ileri sürülen yüzlerce şahsın kırmızı bültenleri ise İnterpol sistemlerinden silinmiştir.”
Ersoy, kasım ayında düzenlenecek 89. İnterpol Genel Kurulunda Türkiye ile İnterpol teşkilatı arasındaki yanlış anlaşılmaların giderileceğini ümit ettiğini bildirdi. Çalıştayda Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş ve İçişleri Bakanlığı Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Volkan İmişçi de birer konuşma yaptı.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Asayiş

Ankara’da 3 emniyet görevlisinin evlerinde arama yapıldı

Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne yönelik soruşturmada adı geçen ve İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılan 3 emniyet görevlisinin evlerinde arama yapıldı.

Eda KOÇ
ANKARA-Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 61 sanığın yargılandığı davaya, Ankara 32’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından devam ediliyor. Suç örgütü ile ilgili iddialarda adı geçen ve Ayhan Bora Kaplan’ın avukatı ile buluştukları iddiası sosyal medyada yer alan Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı M.Ç., Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü K.Ö. ve Şube Müdür Yardımcısı Ş.D., İçişleri Bakanlığı tarafından geçen hafta görevden uzaklaştırıldı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Ankara’daki bir organize suç örgütüyle ilgili sosyal medyada yer alan iddiaların açıklığa kavuşturulabilmesi için İçişleri Bakanlığımızca görevlendirilen mülkiye müfettişlerince, soruşturmanın selameti açısından Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü ve Müdür Yardımcısı görevlerinden uzaklaştırılmışlardır” denildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından da 3 emniyet mensubu hakkında resen soruşturma başlatıldı. ‘Suç işlemek için anlaşmak’, ‘Adil yargılamayı ve tanığı etkilemeye teşebbüs’, ‘Görevi kötüye kullanma’ ve ‘Suçluyu kayırma’ suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında emniyet görevlilerinin evlerinde arama ve el koyma işlemi yapıldı. Aramalarda bazı dijital materyallere el konuldu.

Soruşturma sürdürülüyor.(DHA)

Okumaya devam et

Genel

Yargıtay yeni başkanı Ömer Kerkez oldu

Yargıtay yeni başkanı 37’nci tur oylamada, 3’üncü Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez oldu.



Okumaya devam et

Çevre

DAUM Müdürü Doç. Dr. Sümer, İzmir Fayı’na dikkat çekti

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fayın olduğunu belirtti. İzmir’in son büyük depremini 1688 yılında yaşadığını ifade eden Doç. Dr. Sümer, “Depremin hangi fayda olduğunu bilmiyoruz. Eğer İzmir Fayı’nın Balçova segmentinde ya da Pınarbaşı segmentiyle beraber meydana geldiyse, o zaman İzmir Fayı özelinde rahatız demektir. Eğer 1688 depremi, Uzunada Fayı’nda olduysa, İzmir Fayı’nın zamanı gelmiş demektir. Çünkü bu fayda tespit edilen son deprem, 1510 yıl önce, 178 yılında. Dolayısıyla İzmir Fayı’na dikkat edilmesi gerekiyor” dedi.

KADİR ÖZEN
İZMİR-Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir‘i etkileme olasılığı bulunan karada ve denizdeki fayların etkisiyle ilgili bilgi verdi. Son 20 yıllık sürece değinen Doç. Dr. Ökmen Sümer, “Sadece İzmir özelinde değil, Ege yani Türkiye’nin batı kıyılarında 2002 ve 2004’te başlayan bir süreç var. Gökova Körfezi’nde bir deprem fırtınasıyla başlayarak, 2017’de Bodrum’da sürüp 2020’de bildiğiniz gibi İzmir depremi ve 2022’de Buca depremleriyle kuzeye taşınan bir hareketlilik söz konusu. Bu da özellikle kuzeyde deprem beklediğimiz faylar üzerindeki stresin de artmasına neden oluyor. Bu durumdan her fay, eşit miktarda etkilenecek anlamına gelmiyor” diye konuştu.

‘İZMİR’DE 6’NIN ÜZERİNDE DEPREM ÜRETEBİLECEK 25’E YAKIN FAY VAR’

Dokuz Eylül Üniversitesi olarak, hangi fayların nasıl etkilendiğini yaptıkları çalışmalarla az çok ortaya çıkardıklarını vurgulayan Doç. Dr. Sümer, “Şimdi hangi faylar tehlikeli? Öncellikle ilk önce tehlikesiz olanlardan bahsedelim. İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fay var. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayı’nın güney segmenti gibi faylar deprem üretmişler, tarihsel dönemlerde. Yani 1389, 1040 gibi, MS 47 gibi. En son 1992’de Doğan Bey’de yaşadığımız deprem gibi. 2005’te özellikle Gülbahçe’nin güneyinde yaşadığımız 5.9’luk depremler gibi. Bu faylarda deprem tekrarlama periyoduna baktığımızda rahat faylar olarak değerlendirebiliriz. Çünkü Ege’nin tamamına baktığımızda, buradaki fayların 1500 ila 2 bin yılda bir, 7’ye yakın bir deprem ürettiğini gösteriyor. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayının güney segmentinde deprem olmuş, o nedenle orada çok büyük deprem riski beklemiyoruz” ifadelerini kullandı.

‘ÖNCE HAVZADA ÇALIŞMA YAPMAK GEREKİYOR’

Nelere dikkat edilmesi gerektiğini de anlatan Doç. Dr. Ökmen Sümer, “İki şey çok önemli. Deprem ne zaman ve ne büyüklüğünde olacak? Bu sorular önemli. Ama öncelikle deprem olsun olmasın ilk yapmamız gereken şey, deprem bilincini geliştirmek. Bunu ilköğretim seviyesinden itibaren yapmak. Yani sosyal sorumluluk projeleriyle halkımızı deprem konusunda eğitmemiz gerekiyor. Depremde nasıl davranacaklarını bilmeliler ki bu ikincisi ve en önemlisi. Özellikle yerel yönetimlere çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Mikro bölgeleme çalışmaları önemli. Büyük alanlarda yapılacak yer bilimsel çalışmalar olmadan mikro bölgelemeye gitmek bizi geriletebilir. Yapılması gereken, önce büyük alanlardaki yer bilimsel verileri toparlamak. Havzaya bakacağız. Bilimsel verilerini çıkartacağız. Sonra bizim yönelebileceğimiz yerlerde mikro bölgeleme çalışmaları yapacağız. Yeni yer bilimsel verilerini oluşturmalıyız. Dolayısıyla Konak gibi özellikle Kaşıyaka ve Mavişehir gibi alanlarda bizim Bornova Havzası’nda yaptığımız gibi büyük alanlardaki yer bilimsel verilerin mutlaka elde edilmesi gerekiyor” diye konuştu.


Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.