Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Asayiş

Samsun’da cinayet: Özel harekat polisi olan kocasını öldüren kadının ailesi konuştu

Samsun’da özel harekat polisi olan eşini öldüren Yasemin Çitil’in (26) annesi Ülker Çakmak, “Bu olay olmasaydı iyiydi ama kızım o gün ölmemek için, yaşamak öldürdü. Yaşamak ve çocuğunu yaşatmak için bir cana kıydı” dedi.

15 Temmuz günü Tekkeköy ilçesi 19 Mayıs Mahallesi Hacı Ali Ekinci Bulvarı’nda meydana gelen olayda, Özel Harekat Şube Müdürlüğü’nde görevli polis memuru Emrullah Çitil (31), evlerinde aralarında çıkan tartışmada eşi Yasemin Çitil’in (26) silahlı saldırısına uğramış, 4 yerinden vurulan polis memuru Emrullah Çitil birinci kattaki evlerinin balkonundan aşağı atlayarak kaçmak istemiş, 112 ekipleri tarafından ambulansla özel bir hastaneye kaldırılırken yolda hayatını kaybetmişti.

Olayın ardından konuşan Yasemin Çitil’in anne ve babası, kızlarının ‘kıskançlık’ yüzünden cinayet işlemediğini, ‘kendi canını kurtarmak için başka bir cana kıydığını’ iddia etti.

“Olaydan sonra kızımın 18 kez darp raporu aldığını öğrendik”

Kızlarının sürekli olarak şiddet gördüğünü ileri süren Yasemin Çitil’in annesi Ülker Çakmak, “Bu olay kamuoyuna ‘kıskançlık’ olarak yansıtıldı. Asıl olay, kızımın 5 sene boyunca nişanlıyken dahi darp edilmesidir. Kızım, sürekli olarak şiddete maruz kalmış. Kızım, eşinden gördüğü şiddet dolayısıyla 18 tane darp raporu almış, 2 defa uzaklaştırma kararı aldırmış, 1 kez de boşanma dilekçesi vermiş. Kızım karayollarında memurken, eşi kuyumcuydu. Birbirlerini severek nişanlanıyorlar. Nişanlıyken kızımı maaş kartını vermediği için sokak ortasında darp etti. Bu olayın kamera kayıtları da mevcut. Bu durumda bizim evliliklerine karşı çıkmamıza rağmen kızım sevdiğini söyleyerek evlenmek istedi. Düğüne 20 gün kala Samsun’a gelinlik provasına geldiklerinde yüzündeki morlukları gördüm. Morlukları görünce nişanı attık. Eşim de damadıma telefon açarak darp olayı nedeniyle evlilikten vazgeçtiklerini söylüyor. Daha sonra kızım Yasemin’in evlendiğini duyduk. 2016 yılında bizden habersiz nikah kıydılar, evlendiler. Eşim bu olaydan sonra onlarla 1 sene konuşmadı. İstemediğimiz bir evlilik olduğu için 18 kez darp edildiğini geç öğrendik, kızım bizden saklamış. Kızım hamileyken bile darba maruz kalmış. Torunum şiddetten dolayı erken doğdu. Bunu bilmeden konuşuyorlar” diye konuştu.

“Kızım, yaşamak için öldürdü”

Kızının damadını ‘mecbur kaldığı ve canını kurtarmak için öldürdüğünü’ savunan Ülker Çakmak, “Cinayet günü sabah yine kavga ediyorlar. Damadım maaşı sürekli ekside olduğu için doğu görevi talep etti. Damadım kimseye yok demediği için maaşı hep eksideydi. Zaten damadın valizi hazırdı. Amirleri, ‘Ailenizle vakit geçirin, biz çağırdığımızda gelirsiniz’ demişti. Olay günü kızım, ‘Emrullah, sen gideceksin marketten ev eksiği alalım’ demiş. Rahmetli damadım da, ‘Eve neden eksik alalım, babanda kalmayacak mısın?’ demiş. Kızım, eve arada uğrayacağını belirtmiş. Damadım da kendisinin gitmesini söylemiş. Kızım gerginlik çıkmasın diye çocuğu alıp, bize geldi. Kızım bizdeyken, damadım sürekli olarak kızıma mesaj attı. Mesajda, ‘Ben valizimi topladım gidiyorum’ yazmış. Bir insan gideceği zaman karşıdakine haber verir mi. Gidersen çık git. Neden mesaj atıp eve çağırıyorsun? Ondan sonra da kızım telefon açıp, ‘Anne çabuk polisle gelin’ dedi. Olayda kıskançlık söz konusu değil. Kızım sürekli darp ediliyordu. Bu olay olmasaydı iyiydi ama kızım o gün ölmemek için, yaşamak öldürdü” şeklinde konuştu.

Olay günü damadının kızını ilk önce boğarak öldürmeye çalıştığını iddia eden anne Çakmak, “Kızımı ilk önce boğarak öldürmeye çalışmış. Zaten olay günü boğasındaki izler de görülüyordu. Kızıma vurduğu için gözünden de hep kan akıyordu. Kızımın ayaklarının altını da kesmiş. Kızım, yaşamak ve çocuğunu yaşatmak için bir cana kıydı” ifadelerini kullandı.
3 yaşındaki torununun pedagog desteği aldığına dikkat çeken Ülker Çakmak, şunları söyledi:
“Ayrıca torunumu damadımın ailesine göstermediğimi söylüyorlar. Arama kayıtlarında her şey ortada. Bize sosyal hizmetlerden geldiler. Yetkililer, damat tarafının çocuğun yurtta kalmasını istediğini söyledi. Torunum şu anda pedagoga gidiyor. Torunuma, ‘Senin annen, babanı öldürdü’ diyorlar. Ben bu olaydan sonra nasıl görüntülü gösterim? Pazar günü de damadımın tarafı torunumu kaçırmaya çalıştı.”

“Kızım damadımın elinden silahı alırken, kazara patlıyor”

Cinayetin yaşadığı olay gününü aktaran Yasemin Çitil’in babası Bayram Çakmak, “Cinayet günü, damadım ilk önce silahını kuruyor. Önce kızımı öldüreceğini, sonra oğlunu öldüreceğini, sonra da ben ve eşimi öldüreceğini söylüyor. Elinde silahla tehditlerde bulunuyor. Silahla devamlı doldur-boşalt yapıyor. Dolu kovanlar da hep evde yerdeydi zaten. O sıra kızım silahı elinden alırken kazara patlıyor ve damadımı yaralıyor. Ondan sonraki olayları da kızım hatırlamıyor. Tüm anne ve babalara söylüyorum. Tüm yetişkin kızlarımıza söylüyorum. Kızlarım, karşınızdaki kişiyi iyice tanıyın da evlenin. Ailenizin sözünü dinleyin. Kurban olmayın. Erkeklerin kurbanı olmayın. Allah rızası için diyorum” açıklamasında bulundu.

“Damadının ailesi torunumu kaçırmaya çalıştı”

Torunun kaçırılmaya kalkışıldığını ve can korkusu yaşadıklarını ifade eden Bayram Çakmak, şunları söyledi:


“18 tane darp raporunun yanı sıra kızımın uzaklaştırma ve boşanma davası da var. Kendisi boşanma dilekçesini geri aldığı için boşanmadılar. Biz bunları olaydan sonra öğrendik. Kızımın diğer kadınlar gibi ölmesi mi lazımdı. Sürekli kızımı darp ediyordu. Sonradan, ‘Baba bu bir gün bizi öldürecek’ diye söyledi. Bir münakaşa daha olmuştu. Eşimle evlerine gittik, eşim de, ‘Oğlum, anlaşamıyorsanız boşa benim kızımı’ dedi. O lafın üzerine 1 ay evime gelmedi. Pazar günü de torunumu çarşıda gezdirirken, damadımın ailesinden Samsun’a gelenler torunumu kaçırdılar. Torunumu arabaya attıklarında arabaya asıldım. 400 metre arabada sürüklediler. Boynumda, kolumda ve çeşitli yerlerimde darp izi var. Darp raporu aldım ve şikayetçi oldum. Olayı gören vatandaşlar arabanın önüne geçerek torunumu kurtardılar. Daha sonra karakola gittik. Can güvenliğimiz yok. Uzaklaştırma talebinde de bulunduk. Torunumun velayeti annesinde, vekaleti de bizde. Mahkeme henüz başlamadı. Torunumuza evimizde bakmak istiyoruz.”

Asayiş

Beşiktaş’ta 29 kişinin hayatını kaybettiği yangın; Valilik 13 kamu görevlisi hakkında soruşturma izni verdi

Beşiktaş‘ta “Masquerade” adlı gece kulübünde 29 kişinin hayatını kaybettiği yangınla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Valiliğinden binaya ilişkin izin ve denetim belgesi veren 14 kamu görevlisi hakkında soruşturma izni talep etti. Valilik aralarında o dönemin Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcılarının da olduğu 13 kişi hakkında soruşturma izni verdi.

MİKAİL BIYIKLI
İSTANBUL-Beşiktaş‘ta 2 Nisan’da “Masquerade” adlı gece kulübünde çıkan yangın sonucu 29 kişi hayatını kaybetmişti. Yangınla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı denetim ve ruhsat belgesi veren, aralarında o dönemin Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcılarının da bulunduğu 14 kamu görevlisi hakkında İstanbul Valiliğinden soruşturma izni talep etti.

VALİLİK 13 KAMU GÖREVLİSİ HAKKINDA SORUŞTURMA İZNİ VERDİ

Valilik Eski Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcıları Ahmet Koray Bayraktaroğlu, Ahmet Mithat Şermet, Yasemin Saral, Ali Rıza Yılmaz, İBB İtfaiye Teknik Müdür Yardımcısı Şükrü Öztürk, İBB İtfaiye Müdür Yardımcısı Tuncay Akdağ, İBB İtfaiye Zabıta Amiri Numan Bulburu, İBB İtfaiye Çavuşu Fazlı Yavuz, Beşiktaş Belediyesi Ruhsat ve Denetim Müdürü Cemal Aksoy (2017 yılında vefat etmiş), Beşiktaş Belediyesi Ruhsat ve Denetim Müdürü Uğur Türkyılmaz, Beşiktaş Belediyesi Ruhsat Şefi Nilüfer Oğuz, Beşiktaş Belediyesi Ruhsat Memuru Rahşan Tekin Ölmez, Beşiktaş Belediye Memurları Lalehan Taşdelen Başkaya, Feridun Tayfun Erelmas hakkında soruşturma izni verildi. O dönemin belediye Ruhsat ve Denetim Müdürü olan Cemal Aksoy 2017 yılında hayatını kaybettiği için valilik toplamda 13 kişi hakkında soruşturma izni verdi.

Okumaya devam et

Asayiş

Bebeğini fındık bahçesine gömen anneye verilen müebbet hapsi istinaf onadı

ORDU’da evlilik dışı ilişkisinden doğan 2 günlük kız bebeğini öldürüp, fındık bahçesine gömen Bilge Çapa’ya (28) verilen müebbet hapis cezası, istinaf mahkemesi tarafından onandı.

Mustafa KIRLAK
ORDU-Altınordu ilçesi Karşıyaka Mahallesi’nde 12 Eylül 2022’de evlilik dışı kız çocuğu dünyaya getiren Bilge Çapa, bir süre sonra bebeği ile rutin kontrolleri için aile hekimliğine çağrıldı. Davet sonrası Çapa, polise gidip, bebeği için kayıp ihbarında bulundu. Ekipler, bebeğe dair iz bulamayınca araştırmayı derinleştirdi. Gözaltına alınan Çapa sorgusunda, bebeğini oturdukları evin arkasındaki fındık bahçesine gömdüğünü itiraf etti. Bahçedeki aramada, 2 günlük olduğu belirlenen bebeğin cesedi bulundu. Emniyetteki işlemlerinin ardından Bilge Çapa, ‘kasten öldürme’ suçundan tutuklandı.

İLERİ DERECEDE ÇÜRÜME

Soruşturmada, DNA testi yapılmak üzere bebek ve Bilge Çapa ile ilişkisi olduğu ileri sürülen S.Ö.’den doku örneği alındı. Trabzon Adli Tıp Grup Başkanlığı Biyoloji İhtisas Dairesi’nde yapılan DNA profil karşılaştırılması sonucunda şüpheli ile S.Ö.’nün yüzde 99,99 ihtimalle bebeğin biyolojik anne ve babası olabilecekleri tespit edildi. İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 1’inci Adli Tıp İhtisas Kurulu da bebeğin ölümüne ilişkin rapor hazırladı. Raporda, ileri derecede çürüme nedeniyle bebeğin ölüm nedeninin tespit edilemediği belirtildi.

Bilge Çapa hakkında ‘alt soydan akrabayı kasten öldürmek’ suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis istemi ile Ordu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Çapa, 6 Şubat’ta çıktığı 7’nci duruşmada ‘kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

SAVCI İLE AVUKAT, KARARI İSTİNAFA TAŞIDI

Cezayı fazla bulan Bilge Çapa’nın avukatı ile dosyanın savcısı, kararı istinafa taşıdı. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi, Çapa hakkındaki müebbet hapis kararını değerlendirdi. 1’inci Ceza Dairesi, incelenen dosya içeriğine göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik bulunmadığını, istinaf başvurusunda gerekçe olarak ileri sürülen nedenlerin yerinde görülmediğini belirtip, mahkemenin kararını onadı. (DHA)

Okumaya devam et

Asayiş

Antalya Havalimanı’nda 4 polis ile 38 özel güvenlik, yedikleri tavuktan hastanelik oldu

Antalya Havalimanı‘nda görevli 4 polis ile 38 özel güvenlik görevlisi, yedikleri tavuktan zehirlendikleri şüphesiyle hastaneye kaldırıldı. 42 personelin durumunun iyi olduğu kaydedildi.

Mehmet ÇINAR
ANTALYA-Antalya Havalimanı‘nda görevli bazı personelin gece saatlerinde ishal, kusma, halsizlik şikayetleri üzerine bölgeye sağlık ekipleri sevk edildi. 4 polis ve 38 özel güvenlik görevlisi, kentteki çeşitli hastanelere kaldırıldı. Antalya Havalimanı Hudut Mülki İdare Amiri Suat Seyitoğlu, yemekle ilgili inceleme ve araştırma yapmaları için İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden ekip istediklerini, gerekli numunelerin alındığını söyledi. Seyitoğlu, “Hafif bir zehirleme var, düzeldi. Hastaneye sadece başvuruldu, aynı gün geldiler. Genel bir denetim yaptık, sonuçlar çıkacak. Tavuk zehirlenmesi muhtemelen, yemekler dışarıdan geliyor. Sonuçta tavuk zehirlenmesi olduğu için biraz endişe vericiydi. Böyle bir şeyi kabul etmemiz mümkün değil, gerekli cezai işlemler uygulanacak. İnceleme başlatıldı, devam ediyor” dedi.(DHA)

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.