Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Sağlık

Samsunlu hastalar Ankara ve İstanbul’a gitmek zorunda kalmayacak

Erdi Demür

SAMSUN İHA – Samsun ve çevre illerde olmayan Genetik Hastalıklar Değerlendirme Merkezi’nin Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde açılmasıyla birlikte hastaların Ankara ve İstanbul gibi illere gitmesine gerek kalmadı.


Genetik hastalığı bulunan vatandalar tanı ve tedavi için Ankara ve İstanbul gibi şehirlere gitmek zorunda kalıyordu. Bugün açılışı yapılan Genetik Hastalıklar Değerlendirme Merkezi ile birlikte, genetik hastalığa sahip olan hastaların klinik tanısını koyabilmek, varsa tedavi imkanlarını değerlendirebilmek, ilgili genetik analizlerle tanılarını netleştirebilmek ve daha sonra ailelere doğum öncesi tanı ve seçici tüp bebek ile koruyucu hekimlik hizmetleri sunulabilecek.

Bölgeye hizmet edecek merkezin açılışını Samsun Valisi Doç. Dr. Zülkif Dağlı, Samsun İl Sağlık Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Muhammet Ali Oruç, Samsun Üniversitesi (SAMÜ) Rektörü Prof. Dr. Mahmut Aydın, Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Ersin Köksal ile Genetik Uzmanı Dr. Özlem Sezer’in katılımı ile yapıldı.

Vali Dağlı: “Bu merkezden önce hastalarımız Ankara’ya gitmek zorunda kalıyordu”
Samsun’a kazandırılan merkezin önemine değinen Samsun Valisi Doç. Dr. Zülkif Dağlı, “Önemli bir hizmetin açılışını gerçekleştirdik. Genetik Hastalıklar Değerlendirme Merkezi bugün itibari ile Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hizmete başladı. Son sistem cihazlarımız ve yetişmiş insan gücümüz ile tıbbı ekibimizle inşallah burada güzel hizmetlere imza atacağız. Karadeniz’de böyle bir merkezin olması ve en ileri teknolojinin kullanılması önemli. Bu merkezden önce hastalarımız Ankara’ya gitmek zorunda kalıyordu. Bundan sonra gitmeyecekler hatta çevre iller ve diğer bölgelerden de son sistem cihazlar bizde olduğu için Samsun’a genetik tanı anlamında müracaatların geleceğini biliyoruz. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. İnşallah güzel başarılara imza atılacaktır” dedi.

Oruç: “Bölgemizde kamu hastaneleri bünyesindeki ilk genetik merkezi”
Genetik Hastalıklar Değerlendirme Merkezi’nin kamu hastaneleri bünyesinde bölgede ilk olduğuna dikkat çeken Samsun İl Sağlık Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Muhammet Ali Oruç, “Genetik Hastalıklar Değerlendirme Merkezi, başta kanser olmak üzere birçok genetik hastalıklarda araştırmalar yapacak. Bölgemizde kamu hastaneleri bünyesinde kurulan ilk ve tek olması, hastaların Ankara ya da İstanbul’a gitmek zorunda olmaması bizim için çok sevindirici bir durum olacak. Burada çeşitli genetik araştırmalar, asistanlarımız, öğrencilerimiz burada yetişecekler. Bu laboratuvar daha sonra yapacağımız laboratuvar için de bir çalışma olmuş olacak. Bu merkezin ilimize ve ülkemize faydalı olmasını diliyorum” diye konuştu.

Rektör Aydın: “Merkez bölgenin ihtiyaçlarına cevap verecek”
Sadece Samsunlu hastaların değil Karadeniz Bölgesi’nde birçok hastanın genetik tanı merkezinden yararlanacağına dikkat çeken Samsun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Aydın, “Samsun bir sağlık kenti. Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi de bölgenin en önemli hastanelerinden bir tanesi. Samsun’un sağlık potansiyelinin aşağı yukarı yüzde 50’sini karşılayan bir yapıya sahip. Böyle bir hastaneden bir genetik merkezinin olması, bölgenin ihtiyaçlarına cevap verecek olması çok önemli. Samsun’da SAMÜ’ye bağlık olarak Samsun Tıp Fakültesi kuruldu. Bu hastane ile afiliye olduk. Şu anda 30’un üzerinde hocamız burada görev yapıyor. Kadromuzu daha da zenginleştirerek, Samsun’a ve bölgeye daha nitelikli sağlık hizmeti verme ve aynı zamanda öğrencilerimizi nitelikli bir şekilde eğiterek yeni sağlık ordularının olmasını amaçlıyoruz. Bu merkez, bölgedeki çok önemli bir boşluğu doldurdu” şeklinde konuştu.

Açılışta bilgi veren Genetik Hastalıklar Değerlendirme Merkezi Genetik Uzmanı Dr. Özlem Sezer ise şunları söyledi:

“Şehrimizde genetik hastalıkların araştırılması için çok güzel bir fırsat doğmuş oldu. Testlerimizi Ankara ve İstanbul gibi büyükşehirlerimize göndermek yerine bizzat kendi şehrimizde daha hızlı, güvenli ve verimli sonuçlar alarak değerlendirme fırsatı elde ettik. Bilimsel güncel verileri takip ederek, son teknolojik cihazlarla başladığımız çalışmalarımızla merkezimizi sadece Karadeniz’in değil Türkiye’nin en değerli genetik hastalık değerlendirme merkezlerinden biri haline getirmek için çaba sarf edeceğiz.”

Genel

LÖSEV’li çocuklar yeni yaşlarını DigiZoo’da kutladı

RÜMEYSA BULUT
HABER MERKEZİ
-Her ay farklı bir gönüllü firmanın ve LÖSEV dostlarının desteği ile gerçekleşen doğum günü kutlamalarının bu ayki adresi Türkiye’nin ilk holografik eğlence parkı Katılım Emeklilik DigiZoo oldu. Nisan ayında doğan ve lösemi tedavisi devam eden çocukların arkadaşlarıyla buluşarak moral bulduğu etkinlikte yaklaşık 30 çocuk birlikte pasta kesip oyunlar oynayarak neşe dolu bir gün geçirdiler.

Ocak ayında Akasya’da kapılarını açan Türkiye’nin ilk holografik eğlence parkı Katılım Emeklilik DigiZoo, sivil toplum örgütleri ile iş birliğinde düzenlediği ücretsiz etkinliklerle çocukları ağırlamaya devam ediyor. 25 yıldır binlerce lösemili ve kanserli çocuğun tedavisini üstlenen, maddi ve manevi yardım ulaştıran Lösemili Çocuklar Vakfı’na (LÖSEV) kayıtlı olan çocuklar DigiZoo’da düzenlenen doğum günü etkinliğinde bir araya geldi.

Tedavisi süren çocuklara moral oldu

Nisan ayında doğan ve hastanelerde lösemi tedavisi devam eden çocukların arkadaşlarıyla buluşarak moral bulduğu etkinlikte yaşanan mutluluk görülmeye değerdi. Etkinliğe katılan çocuklar 30’dan fazla canlı türünü 3 boyutlu hologramlarla deneyimleme fırsatı yakaladı, resimler yapıp atölyelere katıldı. Sonrasında pasta keserek doğum günü kutlaması yapan yaklaşık 30 çocuk, birlikte oyunlar oynayıp dans ederek neşe ve eğlence dolu bir gün geçirdiler.

Okumaya devam et

Asayiş

Türkiye’de ilk kalp nakli yapan cerrahlardan Prof. Dr. Cevat Yakut hayatını kaybetti

Türkiye ve dünyanın önde gelen kalp doktorlarından Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kurucu Başhekimi Prof. Dr. Cevat Yakut, 82 yaşında hayatını kaybetti.

Gamze ŞİMŞEK
İSTANBULTürkiye‘de ilk kalp nakli yapan cerrahlardan biri olan 82 yaşındaki Prof. Dr. Cevat Yakut, dün hayatını kaybetti. Kalp damar cerrahisinin duayenlerinden kabul edilen Yakut’un vefat haberini, kurucu başhekimi olduğu Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, yayımladığı mesajla duyurdu.

82 yaşındaki Prof. Dr. Cevat Yakut’un dün hayatını kaybetmesinin ardından Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesince yayımlanan baş sağlığı mesajında “Derin üzüntüyle bildiriyoruz ki, uzun yıllar boyunca sağlık sektöründe önemli hizmetler vermiş olan Hastanemiz kurucu Başhekimi Prof. Dr. Cevat Yakut hocamız, vefat etmiştir. Kendisi, meslek hayatı boyunca nitelikli sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi ve toplum sağlığının korunması adına önemli katkılarda bulunmuştur. Bu acı kaybı yaşayan sağlık camiasına, Koşuyolu ailesine ve sevdiklerine başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Onun anısını daima yaşatacağız ve yaptığı değerli katkıları asla unutmayacağız.” ifadelerine yer verildi.

PROF. DR. CEVAT YAKUT KİMDİR?

Koşuyolu Kalp ve Araştırma Hastanesi’nin kurucularından Prof. Dr. Cevat Yakut, Ankara’nın Beypazarı ilçesinde dünyaya geldi. Van Yüksek İhtisas Hastanesi’nde de kalp cerrahisini başlatmak üzere görevlendirilen Yakut, 10 yıl boyunca hafta sonlarını Van’da ameliyat yaparak geçirdi. Azerbaycan Bakü Merkezi Klinik Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Genel Koordinatörlüğü görevini üstlenen Yakut, iki dönem Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği başkanlığı yaptı. Başta Başbakanlık Onur Belgesi olmak üzere pek çok ödülü bulunan Yakut, 1990 yılında Koşuyolu Kalp ve Araştırma Hastanesi’nin başhekimi oldu. Türkiye’de ilk kalp nakli yapan cerrahlardan biri olan Cevat Yakut, 2009 yılında emekli oldu.(DHA)

Okumaya devam et

Sağlık

TRABZON Prof. Dr. Özlü: Astıma bağlı ölümler en çok genç yaşta

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Astım tedavi edilmediğinde yaşam kalitesini çok olumsuz olarak etkiler. Hatta bazen ölümlere yol açabilir. Maalesef astıma bağlı ölümler genç yaşta ölümlerdir. Astım aslında tedavi edilebilir bir hastalıktır. Bugünkü elimizde mevcut tedavi imkanlarıyla astımı, astımı olmayan bir kişi gibi kontrol altına alabiliyor ve normal bir hayat yaşatabiliyoruz” dedi.

TRABZON-Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, ‘7 Mayıs Dünya Astım Günü’ nedeniyle astım hastalığı ve tedavisi sürecine ilişkin uyarılarda bulundu. Astımın tedavisinin mümkün olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özlü, “Astım, tüm dünyada en sık görülen hastalıklar arasında yer alır. Ülkemizde ortalama her 4-5 evden birisinde bir aslında hastanın yaşadığını biliyoruz. Hem çocukları hem erişkinleri tutabilir. Astım tedavi edilmediğinde yaşam kalitesini çok olumsuz olarak etkiler. Hatta bazen ölümlere yol açabilir. Maalesef astıma bağlı ölümler, genç yaşta ölümlerdir. Bu açıdan çok daha acı vericidir. Astım, aslında tedavi edilebilir bir hastalıktır. Bugünkü elimizde mevcut tedavi imkanlarıyla astımı, astımı olmayan bir kişi gibi kontrol altına alabiliyor ve normal bir hayat yaşatabiliyoruz. Tabii öncelikle astımın tanısının konulması önemlidir. Nefes darlığı, hırıltılı solunum, öksürük, göğüste sıkışma hissi gibi yakınmalarınız varsa sizde de astım olabilir. Özellikle bunlar zaman zaman tekrarlıyorsa bilhassa sabaha karşı uykudan uyandıracak yakınmalarınız varsa bunun astıma bağlı olma ihtimali çok daha yüksektir” dedi.

HASTA-HEKİM İŞ BİRLİĞİ ÖNEMLİ

Astım tedavisinde başarılı olmada hasta ve hekimin iş birliğinin önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Özlü, “Aslında hastaların birçoğunda alerjik nezle belirtileri de vardır. Hapşırma, burun akıntısı, geniz akıntısı, burunda tıkama gibi belirtilerle kendisini gösterebilir. Astımın tanısı çok kolaydır. Tedavisi de mümkündür ve tedavinin başarısı da çok yüksektir. İyi tedavi edildiğinde hastalar diğer normal sağlıklı kişiler gibi rahat yaşayabilirler. Ancak astımda tedavinin başarılı olması için hastayla hekimin iş birliği yapması gerekir. Hekimin tanıyı koyması, astıma sebep olabilecek tetik faktörleri tespit etmesi, bunun için alerji testleri yapılabilir ve bunların sonucunda da hastanın tavsiyeleri uyması, ilaçlarını düzenli kullanması ve kontrollerini yaptırmasını bekliyoruz. Tedaviye uyum çok önemlidir. Astımlı hastalarda en çok rastladığımız sorun tedaviye başladıktan sonra biraz iyileşmeyi takiben, ‘Ben iyi oldum artık geçti’ diye düşünerek tedaviyi terk etmeleridir. Oysa astım çoğu zaman kronik bir hastalıktır ve bir hipertansiyon tedavisi gibi uzun süreli takip ve tedavi gerektirir. O açıdan rahat olmamız, astımınınız geçtiği, sizden hastalığın kaybolduğu anlamına gelmez” diye konuştu.

‘TEKRARLAMA OLASILIĞI VAR’

Her astımlı hastanın ömür boyu astım ilacı kullanmasının gerekmeyeceğini de söyleyen Prof. Dr. Özlü, “Hekimle iş birliğinizi sürdürünüz, tavsiyelerine uyunuz. Size zarar verecek tetikleyici faktörlerden uzak kalınız. Bazen iş yerinde maruz kalan faktörler, bazen kullanılan ilaçlar astımı tetikleyebilir. Astım hastalarının bir kısmında tedavi sonrası alınan cevaba göre tedavide azaltma ve daha sonra da tedaviyi tamamen kesmek mümkün olabilir. Ama bazı astımlı hastalarda tedaviyi kestikten sonra tekrar semptomlarda tekrarlama olasılığı vardır. Astımın hangi hastada nasıl seyredeceğini, önceden çok tahmin etmek mümkün değil ama takip içerisinde hekim tedaviye devam ya da tedaviyi sonlandırma konusunda, hastaya özel bir karar vermesi gerekir. Her astımlı hastanın ömür boyu devamlı astım ilacı kullanması gerekmez. Bazen tamamen tedaviyi sonlandırdığımız, bir daha hiç tedavi etmediğimiz hastalarımız da var. Bazen de arada kesip tekrar başladığımız hastalar var. Bazen de başlayıp dozunu azalttığımız, uzun süre devam ettiğimiz hastalar var. Bu hastaya özel bir durumdur” ifadelerini kullandı. (DHA)

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.