Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

MHP Milletvekilinden Kılıçdaroğlu’na: Gaziantep’in huzurunu bozmayın

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Gaziantep Milletvekili Doç. Dr. Ali Muhittin Taşdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Gaziantep ziyaretinde Şanlıurfalılar ile yaptığı toplantıda söylediği “Şanlıurfalıların Gaziantep’te dışlandığı” yönündeki ifadeye tepki göstererek, “Gaziantep’in huzurunu bozmayın” dedi

GAZİANTEP-CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Şanlıurfa ziyareti öncesi Gaziantep’te ‘Urfa Sıra Gecesi’ eşliğinde Şanlıurfalı kanaat önderleriyle buluştu. Bu buluşmayla ilgili konuşan ve Gaziantep üzerinden Türkiye’de ayrıştırıcı oyunların sahnelenmeye çalışıldığını vurgulayan MHP Milletvekili Ali Muhittin Taşdoğan, “TÜİK verilerine baktığımızda Gaziantep’te en çok Şanlıurfalı hemşerilerimiz yaşamaktadır. Yaklaşık 350 bin Şanlıurfalı hemşerilerimiz ile yıllardır, huzur ve kardeşlik içinde hiçbir ayrım yapılmaksızın yaşamakta olan büyük bir aileyiz. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Gaziantep ziyaretinde kendini bilmezler tarafından durup dururken ortaya atılan ‘Gaziantep’te Şanlıurfalılar dışlanıyor’ algısını oluşturmak, ülkemiz üzerinde kurdukları hesapları Gaziantep’imiz üzerinde de oynamaya çalıştıklarının göstergesidir. Gazi şehrimize birçok Şanlıurfalı iş adamı yatırım yapmakta, birçok işçi emek vermektedir. Hatta birçok muhtar, ilçe başkanı, il başkanı, belediye başkanı, milletvekili ve siyasetçi bu şehrin her ferdine ayrım yapmaksızın hizmet etmektedir. Gaziantep, genciyle, yaşlısıyla, kadınıyla, erkeğiyle, her dünya görüşünden, her mezhepten, her meşrepten insanıyla büyük ve huzurlu bir şehirdir. İyi bilinsin ki; Gaziantep’in huzuruna yönelik algı operasyonları yaptırmayız. Bu topraklarda bin yıldır birlik içerisinde, kardeşlik içerisinde yaşıyoruz. Bunun altına dinamit koymaya çalışmak ihanettir. Sayın Kılıçdaroğlu, Gaziantep’i ve Gaziantep’teki Şanlıurfalıları görmezden geldiklerini itiraf etmiştir. Fakat bizler, memleketi ve mezhebi ne olursa olsun Gaziantep’te yaşayan her bir ferde hizmet etmeye devam ediyoruz, devam da edeceğiz. Öyle yılda bir Gaziantep’e gelerek, algı yönlendirmeleriyle bu şehirde yaşayan insanları, ayrıştırıcı operasyonlara alet olmak bir genel başkana yakışmayan harekettir. Milleti barıştırmaktan bahseden Kılıçdaroğlu’na sormak istiyorum; size kim ya da kimler bu şehirde küslükler olduğundan söyledi de böyle bir derde düştünüz? Gaziantep, tıpkı Türkiye örneğinden olduğu gibi vatandaşlarının huzur ve barış içerisinde yaşadığı bir şehirdir. Bilmiyorsanız hatırlatalım; Gazi olan Antep, Şanlı olan Urfa ve Kahraman olan Maraş evlatları omuza omuza vererek bu unvanların sahibi olmuştur. İşgal kuvvetlerinin bile bozamadığı bu birlik ve beraberliği bozmaya hiç kimsenin gücü ve kuvveti yetmeyecektir” ifadelerini kullandı.

“Hiçbir hemşerim böyle ucuz kuklalıklara kulak asmaz”

Gaziantep yaşayan Şanlıurfalıların dışlandığı iddiasında bulunan eski dernek başkanıyla ilgili olarak ‘şehirden ve hemşerilerinden habersiz’ yorumunda bulunan Milletvekili Taşdoğan, “Gaziantep’te yaşayan Şanlıurfalı hemşerilerimiz ile ilgili ortaya atılan yaklaşımın asıl sahibi olan bu eski dernek başkanı Gaziantep’ten ve Gaziantep’te yaşayan Şanlıurfalılardan bihaberdir. Bu mesnetsiz ve hadsiz açıklama tamamen bir şov ürünüdür. Ayrıştırma dilidir. Ötekileştirmeye karşı yapılmış bir yorumdur. Gaziantep’te yaşayan hiçbir hemşerim, böyle ucuz kuklalıklara kulak bile asmaz” diye konuştu.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Asayiş

Ankara’da 3 emniyet görevlisinin evlerinde arama yapıldı

Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne yönelik soruşturmada adı geçen ve İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılan 3 emniyet görevlisinin evlerinde arama yapıldı.

Eda KOÇ
ANKARA-Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 61 sanığın yargılandığı davaya, Ankara 32’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından devam ediliyor. Suç örgütü ile ilgili iddialarda adı geçen ve Ayhan Bora Kaplan’ın avukatı ile buluştukları iddiası sosyal medyada yer alan Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı M.Ç., Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü K.Ö. ve Şube Müdür Yardımcısı Ş.D., İçişleri Bakanlığı tarafından geçen hafta görevden uzaklaştırıldı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Ankara’daki bir organize suç örgütüyle ilgili sosyal medyada yer alan iddiaların açıklığa kavuşturulabilmesi için İçişleri Bakanlığımızca görevlendirilen mülkiye müfettişlerince, soruşturmanın selameti açısından Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü ve Müdür Yardımcısı görevlerinden uzaklaştırılmışlardır” denildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından da 3 emniyet mensubu hakkında resen soruşturma başlatıldı. ‘Suç işlemek için anlaşmak’, ‘Adil yargılamayı ve tanığı etkilemeye teşebbüs’, ‘Görevi kötüye kullanma’ ve ‘Suçluyu kayırma’ suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında emniyet görevlilerinin evlerinde arama ve el koyma işlemi yapıldı. Aramalarda bazı dijital materyallere el konuldu.

Soruşturma sürdürülüyor.(DHA)

Okumaya devam et

Genel

Yargıtay yeni başkanı Ömer Kerkez oldu

Yargıtay yeni başkanı 37’nci tur oylamada, 3’üncü Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez oldu.



Okumaya devam et

Çevre

DAUM Müdürü Doç. Dr. Sümer, İzmir Fayı’na dikkat çekti

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fayın olduğunu belirtti. İzmir’in son büyük depremini 1688 yılında yaşadığını ifade eden Doç. Dr. Sümer, “Depremin hangi fayda olduğunu bilmiyoruz. Eğer İzmir Fayı’nın Balçova segmentinde ya da Pınarbaşı segmentiyle beraber meydana geldiyse, o zaman İzmir Fayı özelinde rahatız demektir. Eğer 1688 depremi, Uzunada Fayı’nda olduysa, İzmir Fayı’nın zamanı gelmiş demektir. Çünkü bu fayda tespit edilen son deprem, 1510 yıl önce, 178 yılında. Dolayısıyla İzmir Fayı’na dikkat edilmesi gerekiyor” dedi.

KADİR ÖZEN
İZMİR-Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir‘i etkileme olasılığı bulunan karada ve denizdeki fayların etkisiyle ilgili bilgi verdi. Son 20 yıllık sürece değinen Doç. Dr. Ökmen Sümer, “Sadece İzmir özelinde değil, Ege yani Türkiye’nin batı kıyılarında 2002 ve 2004’te başlayan bir süreç var. Gökova Körfezi’nde bir deprem fırtınasıyla başlayarak, 2017’de Bodrum’da sürüp 2020’de bildiğiniz gibi İzmir depremi ve 2022’de Buca depremleriyle kuzeye taşınan bir hareketlilik söz konusu. Bu da özellikle kuzeyde deprem beklediğimiz faylar üzerindeki stresin de artmasına neden oluyor. Bu durumdan her fay, eşit miktarda etkilenecek anlamına gelmiyor” diye konuştu.

‘İZMİR’DE 6’NIN ÜZERİNDE DEPREM ÜRETEBİLECEK 25’E YAKIN FAY VAR’

Dokuz Eylül Üniversitesi olarak, hangi fayların nasıl etkilendiğini yaptıkları çalışmalarla az çok ortaya çıkardıklarını vurgulayan Doç. Dr. Sümer, “Şimdi hangi faylar tehlikeli? Öncellikle ilk önce tehlikesiz olanlardan bahsedelim. İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fay var. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayı’nın güney segmenti gibi faylar deprem üretmişler, tarihsel dönemlerde. Yani 1389, 1040 gibi, MS 47 gibi. En son 1992’de Doğan Bey’de yaşadığımız deprem gibi. 2005’te özellikle Gülbahçe’nin güneyinde yaşadığımız 5.9’luk depremler gibi. Bu faylarda deprem tekrarlama periyoduna baktığımızda rahat faylar olarak değerlendirebiliriz. Çünkü Ege’nin tamamına baktığımızda, buradaki fayların 1500 ila 2 bin yılda bir, 7’ye yakın bir deprem ürettiğini gösteriyor. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayının güney segmentinde deprem olmuş, o nedenle orada çok büyük deprem riski beklemiyoruz” ifadelerini kullandı.

‘ÖNCE HAVZADA ÇALIŞMA YAPMAK GEREKİYOR’

Nelere dikkat edilmesi gerektiğini de anlatan Doç. Dr. Ökmen Sümer, “İki şey çok önemli. Deprem ne zaman ve ne büyüklüğünde olacak? Bu sorular önemli. Ama öncelikle deprem olsun olmasın ilk yapmamız gereken şey, deprem bilincini geliştirmek. Bunu ilköğretim seviyesinden itibaren yapmak. Yani sosyal sorumluluk projeleriyle halkımızı deprem konusunda eğitmemiz gerekiyor. Depremde nasıl davranacaklarını bilmeliler ki bu ikincisi ve en önemlisi. Özellikle yerel yönetimlere çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Mikro bölgeleme çalışmaları önemli. Büyük alanlarda yapılacak yer bilimsel çalışmalar olmadan mikro bölgelemeye gitmek bizi geriletebilir. Yapılması gereken, önce büyük alanlardaki yer bilimsel verileri toparlamak. Havzaya bakacağız. Bilimsel verilerini çıkartacağız. Sonra bizim yönelebileceğimiz yerlerde mikro bölgeleme çalışmaları yapacağız. Yeni yer bilimsel verilerini oluşturmalıyız. Dolayısıyla Konak gibi özellikle Kaşıyaka ve Mavişehir gibi alanlarda bizim Bornova Havzası’nda yaptığımız gibi büyük alanlardaki yer bilimsel verilerin mutlaka elde edilmesi gerekiyor” diye konuştu.


Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.