Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

TBMM Başkanı Şentop: Genel Kurul’da meydana gelen olaylar üzüntü verici

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop Genel Kurul’da meydana gelen olayların üzüntü verici olduğunu belirterek, “Tablo, görüntü hoş değil. Herkesin meclis içtüzüğü hükümlerine uyması gerektiğini ifade etmek istiyorum” dedi.

Sema Demir
İSTANBUL
-TBMM Başkanı Mustafa Şentop basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Şentop, TBMM Genel Kurulu’nda yaşanan tartışmalar ilişkin olarak, “TBMM Genel Kurulu’nda meydana gelen olayların çok üzüntü verici olduğunu ifade etmek isterim. Parlamentolar her zaman farklı tansiyonlarda tartışmaların olduğu yerler. Fakat bunlar hep sözlü tartışmalar ve belli bir düzeyin altına düşmeyen tartışmalar oldu, olmalı. Zaman zaman, şüphesiz bu dediğimde sapmalar meydana gelmiştir ama ölçüyü her zaman korumak gerekir. Fiziki müdahaleye varan bazı tartışmaların doğru olmadığını, milletimi rahatsız eden görüntüler olduğunu ifade etmek isterim. Bununla ilgili özel olarak yapmamız gereken bir şey yok. TBMM içtüzüğünde esasen konulmuş olan hükümler var. Uyarma cezasından, meclisten geçici çıkarmaya kadar varabilecek cezalar var. Mecliste çokça karşılaştığımız ‘sataşma’ denilen hususlar. Burada kast edilen kürsüde konuşan bir hatibe söz söylemek kast edilmiyor. Sürekli olarak hatibin konuşmasını engelleyecek şekilde, taciz edilecek şekilde laf atma devam ederse uyarma cezası gerektiriyor. Yine meclisin çalışma düzeyini bozmanın uyarmadan kınamaya, geçici çıkarmaya kadar cezaları var. Bunlar niye konulmuş? Eğer bunlar bir şekilde uygulanırsa mecliste daha ileriye varacak bazı tartışmaların, tansiyonun daha fazla yükselmesine yol açacak durumlar ortaya çıkmaz. Bunlar hatırlatılmalı. Bilhassa kaba ve yaralayıcı söz ve hareket, kınama cezası gerektiren bir husus olarak düzenlenmiş içtüzükte. Ben içtüzükteki hükümler hemen uygulansın ve arkadaşlarımıza disiplin cezaları verilsin demiyorum ama disiplin cezalarının da gerektiği zaman verilmemesi halinde bu şekilde tansiyon yükseliyor ve farklı şekillerde birbirlerine müdahale etmek durumunda kalıyorlar. Bu da meşru bir mazeret değil. Tablo, görüntü hoş değil. Bunun için ayrı bir düzenlemeye gerek yok. Herkesi meclis içtüzüğü hükümlerine uyması gerektiğin ifade etmek istiyorum” açıklamalarında bulundu.

“Erken seçim tartışmalarını yeni sistem bakımından çok gereksiz buluyorum”

Erken seçim tartışmaları ile ilgili sorulara da yanıt veren Şentop, “Erken seçim 2017 öncesi Türkiye’de Anayasa’da mevcut olan hükümet sistemi dönemine ait bir tartışma konusudur. O zaman erken seçim TBMM’de mevcut olan milletvekillerinin alelade çoğunlukla karar alarak nihayete bağladığı bir husustur. Fakat erken seçim ile ilgili düzenlemeler Anayasa’da değişti. Bir kere nitelikli çoğunluk aranıyor 5’te 3. Veya ayrıca Cumhurbaşkanı karar veriyor. Cumhurbaşkanı’nın karar vermesi halinde, seçimler yenileniyor. Hem Cumhurbaşkanlığı hem meclis seçimi. Dolayısıyla seçimi yenilenmesi için çok ağır şartlar konulmuş. Niye? Çünkü Türkiye’nin temel problemi istikrarsızlıktı. 2002’den önce hiçbir dönem, tam olarak öngörülen süresi içerisinde tamamlanarak bitmiş değil. Sürekli vaktinden önce seçimler yapılmış ve ardından oluşan hükümetler istikrarsızlık sebebiyle değişimlere uğramış. Biz, yeni sistemde siyasi istikrarı sağlamayı düşünmüştük. Seçimlerin döneminde yapılmasını öngören bir sistem konuldu. Erken seçim ile ilgili de bir hüküm konuldu. Sebebi şu; beklenmedik olağandışı tıkanıklıklar olabilir. Bunları açmanın yolu her zaman halka gitmektir. Böyle bir çıkış kapısı acil gerekli durumlarda kullanılmak üzere ama şartları çok ağırlaştırılmış şekilde bir imkan verdi. Dolayısıyla hukuken çok büyük zorluklar taşıyor. Öbür taraftan siyaseten de bunu anlamlı kılacak bir şey yok. Şüphesiz daha önce seçim kazanamamış ve muhalefette bulunan siyasetçilerin seçim talebi anlaşılabilir, siyasi bir taleptir. Hukuki şartları ve objektif siyasi şartları ayrıca değerlendirilir. Ama meclis başkanı olarak, yeni Anayasa’daki düzenlemeleri ve yeni hükümet sisteminde seçimle ilgili düzenlemeleri dikkate alarak söyleyeceğim husus bu. Siyaseten de şudur; seçime gitme kararını diyelim ki bir Cumhurbaşkanı alacaksa, Cumhurbaşkanı tekrar aday olup tekrar halkın karşısına çıkacaksa kendi süresini niye kısaltsın? Önümüzde diyelim iki sene var. ‘Seçime gidelim’ peki. ‘Ben yine adayım.’ Adaysan niye önündeki iki seneyi bırakıyorsun denmez mi? Siyaseten de işin bir mantığı yok yani onu söylemek istiyorum. Hukuken ve siyaseten erken seçim ile ilgili anlayışlarımız değişti yeni hükümet sisteminde. Tabii eski anlayışları sürdürenler mutlaka olur her zaman. Yeni sisteme adapte olmakta zihnen zorluk yaşayanlar olur. O biraz zaman alabilir. Erken seçim tartışmalarını yeni sistem bakımından çok gereksiz buluyorum” şeklinde konuştu.

Siyasi partiler ve seçim yasası değişikliği konusunda takvimin belli olup olmadığı yönündeki soruya yanıt veren Şentop, şunları söyledi:

“Seçim Kanunu değişiklikleri ile ilgili hazırlık henüz gelmedi. Basından duyuyoruz. Seçimden en az 1 yıl önce yapılması gerekiyor çünkü ‘Seçim Kanunu’nda yapılan değişiklikler, bir yıl içerisinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz’ diyor Anayasa. Dolayısıyla seçim 2023 Haziran ortalarında olacağına göre, bir yıl önceye kadar değişiklik yapılması gerekir uygulanması için. O bakımdan vaktin sınırlı olduğunu ifade etmek isterim. Muhtemelen gelecektir değişiklikler. İçeriği ile ilgili henüz metin önümüze gelmeden bir şey söylemek istemiyorum.”

“Güçlendirilmiş parlamenter sistem, parlamentonun değil yürütmenin güçlendirildiği bir sistem”

TBMM Başkanı Şentop, yeni Anayasa tartışmalarına ilişkin olarak ise şöyle konuştu:
“Yeni Anayasa konusunda uzun zamandır Türkiye konuşuyor. 2011 seçimlerinin de ana gündemi idi yeni Anayasa çalışmaları. 24 Haziran seçimlerinden sonra mecliste uzlaşma komisyonu oluşturulmuştu, ben de orada görev yaptım. Bütün siyasi partilerin Anayasa ile ilgili somut metinleri ortaya çıktı. Yeni bir Anayasa’nın yüzde 40’ı üzerinde tam bir mutabakat sağlanmıştı. Yeni Anayasa tartışmaları açılınca bu tartışmayı sıfırdan yapmaya çalışanlar var. Bunu Türkiye’nin birikimine bir haksızlık olarak görüyorum. Yani biz, sloganlar, ilkeler düzeyinde bir Anayasa tartışması yapmamalıyız artık. Çünkü bunları aştı Türkiye. 2012-2013 yıllarında bütün siyasi partilerin somut Anayasa teklifleri oldu. Bu tartışmaların yapılabilmesi için somut tekliflerin ortaya konması lazım. Şimdi hükümet sistemi üzerinden yapılan tartışma mesela. Diyelim başkanlık sistemi veya parlamenter sistem. Parlamenter sistemin temel esasları ile ilgili kurallar belli ama dünyada ülke adedince parlamenter sistem çeşidi vardır diyebiliriz. Sonuç itibariyle mesela bir Cumhurbaşkanı yetkisiz. Yetkisiz demek bile yeterli değil, yetkisi azaltılmış. O da yeterli değil. Yetkisi ne olacak, bunları saymak lazım. Cumhurbaşkanını doğrudan halkın seçtiği parlamenter sistemler de meclisin seçtiği sistemler de var. Bu tercihler önemli. Çünkü bununla ilgili bir süreç yaşadık. Parlamenter sistem döneminde de cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi için düzenlemeler yapıldı. Bu da o günün şartlarında değil daha önce birçok defa tartışılmış bir konuydu. Dolayısıyla parlamenter sistem demeniz yeterli değil. Somut olarak koyacağınız kurallar önemli. Güçlendirilmiş parlamenter sistem tabirini biraz tuhaf kullanıyor arkadaşların çoğu. Bu yürütmenin güçlendirildiği parlamenter sistemdir. Sanki parlamento güçlendiriliyor gibi anlayanlar olabilir kullanılırken. Öyle değil. Parlamenter sistemde temel problem yürütmenin zayıf olması. Bu sebeple yürütmeyi güçlendirmek için bazı değişiklikler yapılmış. Uygulayan ülkeler var. Hükümetin kurulması kolaylaştırılmış mesela. Hükümetin düşürülmesi zorlaştırılmış. Bazı ülkelerde kanunların geçirilmesi kolaylaştırılmış. Dolayısıyla güçlendirilmiş parlamenter sistem parlamentonun değil yürütmenin güçlendirildiği bir sistem. Dolayısıyla ‘yürütme çok güçlü’ diye bir tezle yeni sistemi eleştirip ‘Biz yürütmenin çok güçlü olduğu bu sistemi istemiyoruz, yürütmenin güçlü olduğu parlamenter sistemi getireceğiz’ derseniz, burada bir çelişki görürüm ben. Parlamenter sistem tartışmaları ve hükümet sistemi tartışmaları teorik olarak somut Anayasa maddelerine dökülmüş şekilde Türkiye’nin önüne gelmeli. Türkiye bunu hak ediyor. Çünkü 2012’de daha somut Anayasa metinleri ile milletin önüne çıkılmıştı, halen meclisin web sayfasında bunlar duruyor.”

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Genel

Göçükte ölen madenci, emekli olmasına rağmen oğlunu evlendirmek için çalışıyormuş

ZONGULDAK’ta, maden ocağında meydana gelen göçükte hayatını kaybeden Şenol Zurnalı’nın (42), 3 yıl önce emekli olduğu ancak kendisi ile aynı yerde çalışan oğlu Atakan Zurnalı’yı evlendirmek (22) için işe devam ettiği ortaya çıktı. Zurnalı’nın cenazesi toprağa verilirken, babası emekli madenci Sıtkı Zurnalı (67) “Oğlum bütün haklarım, her şeyim sana helal olsun” diyerek gözyaşı döktü.

ALİ SENCER ARSLAN
ZONGULDAK-Kilimli ilçesinde Gelik Madencilik tarafından işletilen kömür ocağında, dün göçük meydana geldi. Yerin 15 metre altında genişletme çalışması yaptıkları sırada Savaş Onur ile Şenol Zurnalı, taş, toprak ve kömür yığınının altında kaldı. Savaş Onur kendi imkanlarıyla göçükten kurtulup durumu bildirdi. Bölgeye sağlık, jandarma, polis ve AFAD ekipleri sevk edildi. Durumu iyi olan Onur tedaviye alınırken, mesai arkadaşlarının 1 saatlik çalışmasının ardından göçükten ağır yaralı olarak çıkartılan Zurnalı, Atatürk Devlet Hastanesi’ne getirildi. Zurnalı, kalp masajı yapılarak ambulanstan indirildi. 2 çocuk babası Zurnalı, kurtarılamadı. Onur ise tedavisinin ardından taburcu edildi.

‘KABRİSTANIN CENNET OLSUN’

Şenol Zurnalı’nın, oğlu Atakan Zurnalı ile aynı ocakta çalıştığı ortaya çıktı. Atakan Zurnalı’nın göçük sırasında ocakta bulunduğu ancak yara almadan kurtulduğu öğrenildi. Ölen madenci için Çaycuma ilçesi Perşembe beldesi Yazıköy köyünde cenaze düzenlendi. Cenazeye ailesinin yanı sıra Vali Yardımcıları Turgut Subaşı ve Mehmet Türk, Çaycuma Kaymakamı Mehmet Göze, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Cezmi Yalınkılıç ile protokol üyeleri katıldı. Cenaze namazı Çaycuma Müftüsü Rıdvan Karataş kıldırılırken, oğlunun tabutuna sarılan emekli madenci Sıtkı Zurnalı, “Kabristanın cennet olsun. Oğlum bütün haklarım, her şeyim sana helal olsun. Çoluk, çocuğun her şeyin bana emanet. Oğlum benim, güle güle git” diyerek gözyaşı döktü.

Şenol Zurnalı’nın kayınpederi, emekli madenci İsmail Özkadam (62), damadının 3 yıl önce emekli olduğunu belirtti. Özkadam, “Emekli olup, çalışmaya başladı. Oğlu askerden gelince evlendirmek için çalışmak istedi. 3 yıl önce emekli oldu ama çalışmaya devam etti. Oğluyla beraber aynı madende çalışıyordu. Oğlu da kaza sırasında madendeydi” diye konuştu. (DHA)

Okumaya devam et

Genel

Selahattin Demirtaş’ın yargılandığı davada duruşma ertelendi

Halkların Demokrasi Partisi’nin (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş‘ın, konuşmalarında ‘Türkiye Cumhuriyeti hükümetini, yargı organlarını, askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağıladığı’ gerekçesiyle yargılandığı davanın duruşması, sanık avukatının ek süre istemesi üzerine ertelendi.

Soner AYDIN
MERSİN-Mersin 14’üncü Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, başka suçtan Edirne F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan HDP’nin Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş katılmadı. Duruşma salonunda hazır bulunan sanık avukatı, müvekkilinin mütalaaya karşı savunma yapması için ek süre istedi. Talebi kabul eden hakim, duruşmayı 17 Temmuz’a erteledi.(DHA)

Okumaya devam et

Genel

Bakan Yerlikaya: Oyunlarını da kurdukları tuzakları da yerle bir edeceğiz

İçişleri Bakanı Yerlikaya: Kimler, terör örgütleri ve onların uzantılarıyla, organize suç örgütleriyle bir olup, FETÖ taktikleriyle Sayın Cumhurbaşkanımıza, hükümetimize ve siyasilerimize, sosyal medya destekli “oyun kurmaya” çalışıyorsa; onların oyunlarını da kurdukları tuzakları da yerle bir edeceğiz.

ANKARA-İçişleri Bakanı Yerlikaya: Hangi kurum içinde Sayın Cumhurbaşkanımıza, hükümetimize ve siyasilerimize yönelik bir yapılanma varsa, sonuna kadar gidip, o yapıları tespit edip adalete teslim edeceğiz.

İçişleri Bakanı Yerlikaya: Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde dün olduğu gibi bugün de organize suç örgütlerine, şehir eşkıyalarına, uluslararası kartel haline gelmiş zehir tacirlerine, uluslararası örgütlenmiş göçmen kaçakçılarına, yabancı istihbarat servisleriyle irtibatlı illegal yapılara ve suç odaklarına göz açtırmadık, açtırmıyoruz ve açtırmayacağız. Mücadelemizi kimler engellemeye çalışıyorsa, kimler FETÖVARİ gizli tanık taktikleriyle kendi karanlık düzenlerinin hakim olmasını istiyorsa, onların o düzenlerini de başlarına yıkıyoruz, yıkmaya da devam edeceğiz.(DHA)

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.