Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

Türkiye’nin Afrika büyükelçilerinden Afrika Evi’ne ziyaret

Türkiye’nin Afrika ülkelerindeki büyükelçileri ile eşleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde kurulan Afrika El Sanatları Pazarı ve Kültür Evi’ni ziyaret etti.

Huzeyfe Tarık Yaman – Gürkan Sayın
ANKARA-
13. Büyükelçiler Konferansı dolayısıyla Türkiye’de bulunan Türkiye’nin Afrika ülkelerinin büyükelçileri ile eşleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde kurulan, kültürel diplomasi örneklerinden Afrika El Sanatları Pazarı ve Kültür Evi’ni ziyaret etti.

Afrikalı kadınlarla dayanışma arzusunu hedef alarak 21 Afrika ülkesinden gelen ürünlerin satışı ve Afrika Evi’nin mahiyeti hakkında bilgi verilen büyükelçiler, içerideki ürünleri inceleyerek bilgiler aldı.

Afrika Evi’nin, Afrika’nın renkleri ve kültürlerini tanıtan aktif bir merkeze dönüştürülmesi hususunda memnuniyet duyduklarını ifade eden büyükelçiler, böyle bir yerin oluşturulmasından ötürü Emine Erdoğan’a teşekkür etti.

“Çok yönlü ‘Afrika Ankara’da’ sloganına yakışan bir yer olmuş”

Türkiye’nin Togo (Lome) Büyükelçisi Esra Demir, Afrika Evi’nin güzel olduğuna, birçok amaca hizmet ettiğine dikkati çekerek “Afrikalı kadınlar çok güçlü kadınlardır. Bütün aileyi sırtlarında taşırlar. Sıfırdan bir şeyler oluştururlar. Bu şekilde onlara destek olmak çok güzel bir şey. Burada Afrikalı öğrencilerin gelebileceğini, kendilerini evlerinde hissedebileceği yer olması da çok hoş bir şey. Çok yönlü ‘Afrika Ankara’da’ sloganına yakışan bir yer olmuş” dedi.
Büyükelçi Demir, Lome Büyükelçiliği’nin yeni kurulduğundan ötürü iki ülkenin ilişkilerin yeni yeni zemin kazanmaya başladığını da not düştü.

“Orada Çin’den sonra en büyük ikinci yatırımcıyız”

Türkiye’nin Etiyopya (Addis Ababa) Büyükelçisi Yaprak Alp, 13. Büyükelçiler Konferansı’nın Afrika-Türkiye ilişkilerinde önemli rol oynayacağına değinerek şunları söyledi:
“Bu hafta benim hoşuma giden şey Türkiye’nin Afrika’ya verdiği önemi tekrar görmek oldu. Bütün çeşitli görüşmelerde sadece Avrupa, Orda Doğu değil muhakkak Afrika’da ön planda tutuldu. Afrika’nın ne durumda olduğu. Afrika’nın kendine özgü politikaları var ve Türkiye bunlara çok önem veriyor, saygı gösteriyor. Bu gösterilen saygıdan dolayı Afrika’da Türkiye’nin kendisi saygı görüyor. Orada bizi çok seviyorlar. Beni gördükleri anda dizilerimizden bahsediliyor, hepsini biliyorlar. Kültürümüz çok aynı, yaşlılara saygı, aile ortamı. Bütün temeller üzerinden siyasi ve ekonomik olarak da çok ciddi işler yapabiliyoruz. Orada Çin’den sonra en büyük ikinci yatırımcıyız.”

“Afrika Evi’nin kültürel ilişkiler açısından büyük faydası olacak”

Güney Afrika (Pretorya) Büyükelçisi Ayşegül Kandaş ise ikili ilişkilerin gelişmesi için çeşitli çalışmaların yapılması gerektiğini, diplomasi faaliyetlerinin sürmesinin önemli olduğunu ifade etti. Kandaş, “Bölgesel oturumlardan ziyade genel olarak açılım politikalarının ele alındığı oturumlar oldu (13. Büyükelçiler Konferansı). Bölge ülkelerindeki büyükelçiliklerle görüş alışverişinde bulunuldu, hepimiz için çok faydalı oldu. Her birimiz kendi kazanımlarımızla geri dönüyoruz. Afrika Evi’nin de kültürel ilişkiler açısından görünürlük anlamında büyük faydası olacak. Hem Türk halkı açısından burayı ziyaret ettikçe Afrika’nın el sanatları ürünlerini gördükçe onlarda da bir duyarlılık oluşuyor. Güney Afrika’nın ürünleri burada sergilenmiyordu bugüne kadar. Ben yanımda getirdim” ifadelerini kullandı.
Büyükelçi Kandaş, Afrika El Sanatları Pazarı ve Kültür Evi’nin diplomatik ziyaretlerde önemli bir rol oynayacağını, Afrikalı liderlerin buraya ayrı bir önem vereceğini belirtti.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Asayiş

Ankara’da 3 emniyet görevlisinin evlerinde arama yapıldı

Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne yönelik soruşturmada adı geçen ve İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılan 3 emniyet görevlisinin evlerinde arama yapıldı.

Eda KOÇ
ANKARA-Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 61 sanığın yargılandığı davaya, Ankara 32’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından devam ediliyor. Suç örgütü ile ilgili iddialarda adı geçen ve Ayhan Bora Kaplan’ın avukatı ile buluştukları iddiası sosyal medyada yer alan Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı M.Ç., Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü K.Ö. ve Şube Müdür Yardımcısı Ş.D., İçişleri Bakanlığı tarafından geçen hafta görevden uzaklaştırıldı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Ankara’daki bir organize suç örgütüyle ilgili sosyal medyada yer alan iddiaların açıklığa kavuşturulabilmesi için İçişleri Bakanlığımızca görevlendirilen mülkiye müfettişlerince, soruşturmanın selameti açısından Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü ve Müdür Yardımcısı görevlerinden uzaklaştırılmışlardır” denildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından da 3 emniyet mensubu hakkında resen soruşturma başlatıldı. ‘Suç işlemek için anlaşmak’, ‘Adil yargılamayı ve tanığı etkilemeye teşebbüs’, ‘Görevi kötüye kullanma’ ve ‘Suçluyu kayırma’ suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında emniyet görevlilerinin evlerinde arama ve el koyma işlemi yapıldı. Aramalarda bazı dijital materyallere el konuldu.

Soruşturma sürdürülüyor.(DHA)

Okumaya devam et

Genel

Yargıtay yeni başkanı Ömer Kerkez oldu

Yargıtay yeni başkanı 37’nci tur oylamada, 3’üncü Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez oldu.



Okumaya devam et

Çevre

DAUM Müdürü Doç. Dr. Sümer, İzmir Fayı’na dikkat çekti

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fayın olduğunu belirtti. İzmir’in son büyük depremini 1688 yılında yaşadığını ifade eden Doç. Dr. Sümer, “Depremin hangi fayda olduğunu bilmiyoruz. Eğer İzmir Fayı’nın Balçova segmentinde ya da Pınarbaşı segmentiyle beraber meydana geldiyse, o zaman İzmir Fayı özelinde rahatız demektir. Eğer 1688 depremi, Uzunada Fayı’nda olduysa, İzmir Fayı’nın zamanı gelmiş demektir. Çünkü bu fayda tespit edilen son deprem, 1510 yıl önce, 178 yılında. Dolayısıyla İzmir Fayı’na dikkat edilmesi gerekiyor” dedi.

KADİR ÖZEN
İZMİR-Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir‘i etkileme olasılığı bulunan karada ve denizdeki fayların etkisiyle ilgili bilgi verdi. Son 20 yıllık sürece değinen Doç. Dr. Ökmen Sümer, “Sadece İzmir özelinde değil, Ege yani Türkiye’nin batı kıyılarında 2002 ve 2004’te başlayan bir süreç var. Gökova Körfezi’nde bir deprem fırtınasıyla başlayarak, 2017’de Bodrum’da sürüp 2020’de bildiğiniz gibi İzmir depremi ve 2022’de Buca depremleriyle kuzeye taşınan bir hareketlilik söz konusu. Bu da özellikle kuzeyde deprem beklediğimiz faylar üzerindeki stresin de artmasına neden oluyor. Bu durumdan her fay, eşit miktarda etkilenecek anlamına gelmiyor” diye konuştu.

‘İZMİR’DE 6’NIN ÜZERİNDE DEPREM ÜRETEBİLECEK 25’E YAKIN FAY VAR’

Dokuz Eylül Üniversitesi olarak, hangi fayların nasıl etkilendiğini yaptıkları çalışmalarla az çok ortaya çıkardıklarını vurgulayan Doç. Dr. Sümer, “Şimdi hangi faylar tehlikeli? Öncellikle ilk önce tehlikesiz olanlardan bahsedelim. İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fay var. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayı’nın güney segmenti gibi faylar deprem üretmişler, tarihsel dönemlerde. Yani 1389, 1040 gibi, MS 47 gibi. En son 1992’de Doğan Bey’de yaşadığımız deprem gibi. 2005’te özellikle Gülbahçe’nin güneyinde yaşadığımız 5.9’luk depremler gibi. Bu faylarda deprem tekrarlama periyoduna baktığımızda rahat faylar olarak değerlendirebiliriz. Çünkü Ege’nin tamamına baktığımızda, buradaki fayların 1500 ila 2 bin yılda bir, 7’ye yakın bir deprem ürettiğini gösteriyor. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayının güney segmentinde deprem olmuş, o nedenle orada çok büyük deprem riski beklemiyoruz” ifadelerini kullandı.

‘ÖNCE HAVZADA ÇALIŞMA YAPMAK GEREKİYOR’

Nelere dikkat edilmesi gerektiğini de anlatan Doç. Dr. Ökmen Sümer, “İki şey çok önemli. Deprem ne zaman ve ne büyüklüğünde olacak? Bu sorular önemli. Ama öncelikle deprem olsun olmasın ilk yapmamız gereken şey, deprem bilincini geliştirmek. Bunu ilköğretim seviyesinden itibaren yapmak. Yani sosyal sorumluluk projeleriyle halkımızı deprem konusunda eğitmemiz gerekiyor. Depremde nasıl davranacaklarını bilmeliler ki bu ikincisi ve en önemlisi. Özellikle yerel yönetimlere çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Mikro bölgeleme çalışmaları önemli. Büyük alanlarda yapılacak yer bilimsel çalışmalar olmadan mikro bölgelemeye gitmek bizi geriletebilir. Yapılması gereken, önce büyük alanlardaki yer bilimsel verileri toparlamak. Havzaya bakacağız. Bilimsel verilerini çıkartacağız. Sonra bizim yönelebileceğimiz yerlerde mikro bölgeleme çalışmaları yapacağız. Yeni yer bilimsel verilerini oluşturmalıyız. Dolayısıyla Konak gibi özellikle Kaşıyaka ve Mavişehir gibi alanlarda bizim Bornova Havzası’nda yaptığımız gibi büyük alanlardaki yer bilimsel verilerin mutlaka elde edilmesi gerekiyor” diye konuştu.


Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.