Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Kültür Sanat

Fransızlara ilk kurşun orada sıkılmış: Mersin’in kurtuluşu Arpa Tepe’de başladı

Mersin’in düşman işgalinden kurtuluşunun 101. yılı kutlanırken, mücadelenin ilk meşalesinin yakıldığı Akdeniz ilçesinin Nacarlı Mahallesi’nde bulunan Arpa Tepe, yeniden düzenleniyor. O dönem Mersin’e tek geçiş güzergahı olan bölge Nacarlı’yı alan Kuvayi Milliyecilerin, daha sonra aldıkları destekle birlikte Fransızları kentten çıkardığı biliniyor. Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak da düzenleme yapılan bölgede incelemelerde bulunarak, Türk bayrağını göndere çekti.

Koray Ünlü
MERSİN-
Mersin’in merkez Akdeniz ilçesine bağlı Nacarlı Mahallesi’nde bulunan Arpa Tepe, 101 yıl önce Mersin’in geleceğinin değişmesinin en önemli noktası oldu. Kentin giriş ve çıkışının olduğu tek bölge Fransızların kontrolündeyken, “300 yıl geçse de burayı alamazsınız” dedikleri yeri Kuvayi Milliyeciler, 3 gün içinde ele geçirerek, Mersin’in kurtuluş meşalesini yaktı. Kısa süre içinde Fransızları tüm Mersin’den temizleyen Kuvayi Milliyeciler, 101 yıllık bir zafere imza attı.

“Kurtuluşun nasıl gerçekleştiği anlatan yerlerden biri”

Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak, beraberindeki heyetle birlikte Arpa Tepe’de incelemelerde bulunarak, Türk bayrağını göndere çekti. Burada gazetecilere açıklamalarda bulunan Başkan Mustafa Gültak, Nacarlı’nın Mersin’in düşman işgalinden kurtulmasında önemli bir rolü olduğunu belirterek, “Bugün Mersin’in düşman işgalinden kurtuluş günü. İşte bu kurtuluşun nasıl gerçekleştiğini anlatan yerlerden biri de tam olarak burasıdır. Doğal olmayan kayalar üzerinde kazılar, yontmalar var. Buraları Fransızlar oda oda kullanmışlar. Çünkü kent tamamen ovaya hakim bir alan. Yani Mersin-Tarsus arasındaki, Adana-Mersin arasındaki tüm hareketleri ova üzerinden kontrol edebilecek bir mekan burası. Arpa Tepe gibi 2 tepeyi Fransızlar kontrol altına alarak, buradan tüm savaşı yönetmişler ve tüm geçişleri kontrol etmişler. Çünkü Mersin’i bağlayan köprü hemen Nacarlı’nın girişinde. Orayı da buradan kontrol ederek herhangi bir lojistik akışının veya askeri akışın önüne geçmişler” diye konuştu.

“Asıl savaşlar burada olmuş”

Kurtuluşun bu tepeden başladığının altını çizen Gültak, “Burada kazı yapmamızın sebebi de, buraya gelmemizin sebebi de budur. İlk önce bu Arpa Tepe ele geçirilerek, Sucular tarafından bir top getiriliyor ve bu topla Fransızlar rahatsız ediliyor. Daha sonra köprü ele geçiriliyor ve Tarsus’tan ve Adana’dan Kuvayi Milliye birliklerinin rahatlıkla geçişi sağlanıyor. Burada barınamayan Fransızlar daha sonra gelen destekle birlikte de Mersin’deki kontrollerini de elden kaçırıyorlar ve dolayısıyla 3 Ocak 1922 yılında tüm Mersin kurtulmuş oluyor. Burası çok önemli bir yer. Yıllarca burası atlanmış, önemsenmemiş, bakılmamış. Hem Osmanlı kaynaklarında hem de Fransa’nın kendi kaynaklarında burayla ilgili bilgiler vardır. 3 Ocak Mersin’in Düşman İşgalinden Kurtuluşunu kutluyoruz ama bu işin hikayesini bilmek lazım. 3 Ocak’tan önce yiğitlerimizin, şehitlerimizin, atalarımızın burada Nacarlı’da Fransızları nasıl def ettikleri, Nacarlı Köprüsü’nü nasıl ele geçirdiklerini ve sonrasında Mersin’in kurtuluşunun nasıl gerçekleştiğinin bilinmesi lazım. Çünkü asıl olaylar burada olmuş, savaşlar burada olmuş, Fransızlar buradan hükmetmişler. Burası düştükten sonra aslında Mersin kurtulmuş” şeklinde konuştu.

Kültür Sanat

DHA’ya Yılın Haber Ajansı ödülü

İstanbul İş İnsanları Derneği’nin düzenlediği 8’inci Türkiye Marka Zirvesi’nde Demirören Haber Ajansı (DHA) ‘Yılın Haber Ajansı’ olurken, CNN Türk de ‘Yılın Haber Kanalı’ ödülüne layık görüldü.

Murat DELİKLİTAŞ-Mustafa Mert KARACA
İSTANBUL-İstanbul İş İnsanları Derneği tarafından düzenlenen 8’inci Türkiye Marka Zirvesi ödül töreni, dün akşam İstanbul’da gerçekleşti. Tören öncesi, ‘İhracatın Yol Haritası’ ve ‘Markalar Konuşuyor’ başlıklı iki panelin yapıldığı zirveye iş, sanat, basın ve cemiyet dünyasından yaklaşık 400 kişi katıldı.

ÖDÜLÜ DHA ÇALIŞANLARI ADINA ALIYORUM 

Türkiye Marka Zirvesi ile ilgili tanıtım ve konuşmaların yapılmasının ardından gerçekleşen törende, Demirören Haber Ajansı’na ‘Yılın Haber Ajansı’ ödülü verilirken, CNN Türk de ‘Yılın Haber Kanalı’ ödülüne layık görüldü.DHA ve CNN Türk adına ödülleri alan DHA Genel Müdürü Celal Korkut, “Biz Demirören Haber Ajansı olarak, Türkiye’nin en ücra köşesine yayılan haber ağımızda, en nitelikli, en doğru haberi, en hızlı şekilde yayıncı kuruluşlara yetiştirmeye çalışıyoruz.

İşimizi de en iyi şekilde yaptığımıza inanıyoruz. Bizi ödüle layık gören Türkiye Marka Zirvesi’ne çok teşekkür ederiz. Ödülü, büyük bir özveriyle çalışan DHA çalışanları adına alıyorum” dedi.

Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’in ‘Kültür Sanat Özel Ödülü’, Sinop Belediye Başkanı Metin Gürbüz’ün ‘Türkiye’de Yılın Mutlu Şehri’ ödülünü aldığı törende, toplamda 52 kurum ve kişiye ödül dağıtıldı. ‘Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü almak için sahneye çıkan şarkıcı Demet Sağıroğlu, mini bir konser vererek sevilen şarkılarını seslendirdi.(DHA)

Okumaya devam et

Genel

ÖZGÜR BASIN, MUTLU TOPLUM DEMEKTİR…

“Basın özgürlüğü dünya genelinde tehdit altında. Özgür ve mutlu bir toplum, özgür basın ile mümkündür”

SAMSUN-Samsun 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yusuf Ziya Çakır, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü nedeniyle bir mesaj yayımladı.

Başkan Çakır mesajında şu görüşlere yer verdi;

“Birleşmiş Milletler (BM) 3 Mayıs 1994 yılında aldığı bir karar ile aynı gün Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlanmaya başlandı. Son yıllarda basın özgürlüğü sadece az gelişmiş demokrasilerde değil, çok gelişmiş ve ileri demokratik ülkelerde bile tartışılır hale gelmiştir. Bazı medya kuruluşları ise ekonomik kaygılarla ayakta kalabilmek adına yayın ilkelerinden ve etik değerlerden taviz vermeye başlamıştır. Bu durum medya bağımsızlığını ve basın özgürlüğünü de tehdit etmektedir.

Bunun yanı sıra, maalesef dünyanın birçok ülkesinde basın çalışanları büyük haksızlıklara uğramakta, baskıya ve şiddete maruz kalmaktadır. Özgür basının olduğu yerde daha özgür ve mutlu bir toplum olacaktır.

Bu düşüncelerin ışığında, ülkemizde basın özgürlüğünün çok daha ileri noktalara taşınmasını istiyor, halkın sesi olan tüm gazetecilerimizin 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü kutluyor, meslektaşlarıma başarılar diliyorum.”

Okumaya devam et

Kültür Sanat

Osmanlı’da bir devre adını veren ‘Köprülüler’ memleketi Samsun’da yaşatılıyor

Osmanlı’da ‘Köprülüler Devri’ olarak bir döneme adını veren Vezirköprülü sadrazamlar, Samsun Müzesi’nde yaşatılıyor.

Erdi Demir
SAMSUN-
Köprülü ailesinin kurucusu Köprülü Mehmed Paşa aslen Arnavutluk asıllı. Devşirme olarak Enderun’a yerleştirilen paşa, Samsun’un Köprü ilçesinden bir hanımla evlendi ve burayı ikinci memleketi olarak gördü. Sadrazamın Osmanlı’da daha önceden görülmemiş yetkileri elinde toplamasının ardından ilçenin Köprü olan adı, Vezirköprü olarak adlandırılmaya başlandı.

17’nci yüzyılda Osmanlı’da Kösem Sultan’ın etkin olduğu ve 4. Mehmet’in 6 yaşında tahta çıktığı dönemde devletin başına getirilen Köprülüler, Osmanlı’yı içinde bulunduğu kaotik ortamdan çıkartıp, tekrar şaşalı günlerine geri döndürmüştü. Osmanlı’da bir döneme adını verecek kadar hizmetlerde bulunan Vezirköprülü sadrazamlar Köprülü Mehmed Paşa, Oğlu Fazıl Ahmet Paşa ve damadı Kara Mustafa Paşa’nın 27 yıl boyunca devlet yönetiminin elinde bulundurması Samsun Müzesi’nde ziyaretçilere aktarılıyor. Müzede, 3 sadrazamın balmumu heykellerinin yanı sıra bilgilendirme yazıları, Osmanlı dönemine ait savaş malzemeleri ve araç gereçleri de sergileniyor.

Samsun Müzesi’nde kendilerine ayrılan köşede Köprülü ailesi hakkında, “17. yüzyıl ortalarından itibaren saltanata önemli vezir ve sadrazamlar yetiştirmişti. Köprülü ailesinin kurucusu olan Köprülü Mehmed Paşa’nın 1656 tarihinden itibaren kesintisiz olarak oğlu Fazıl Ahmet Paşa, damadı Kara Mustafa Paşa ile birlikte 27 yıl boyunca devlet yönetimini elinde bulundurmuştu. Kara Mustafa Paşa’nın Viyana yenilgisi adeta Köprülü ailesi için de bir dönüm noktası olmuştur. Aile bu tarihten itibaren hiçbir zaman eski gücünü elde edememiş olsa da Abaza Siyavuş Paşa, Köprülü Fazıl Mustafa Paşa, Amcazade Hüseyin Paşa, Köprülüzade Numan Paşa ve Abdullah Paşa da sadrazamlık makamına yükselen aile üyeleridir. Kars ve İstanbul milletvekillikleri, dışişleri, devlet bakanlığı ve başbakan yardımcılığı da yapan edebiyatçı, edebiyat tarihçisi ve Türkolog olan Ord. Prof. Dr. Mehmet Fuat Köprülü (1890-1966) de bu aileden gelmektedir” ifadeleri yer alıyor.

Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği müzede ayrıca Köprülü ailesi ile ilgili olarak, “17. yüzyıl başlarından itibaren Osmanlı’da değişim ve dönüşüm faaliyetleri kısa süreli çalkantılar yaşanmasına yol açmıştır. 17. yüzyıl ortalarından itibaren mutlak otoriteyi ele geçiren Köprülü Mehmed Paşa saray içerisindeki konumunu güçlendirirken Anadolu, Balkanlar ve Orta Doğu’da büyük imar faaliyetlerinde bulunmuştur. Bu şekilde hem kendinden sonraki aile fertlerine zengin vakıflar bırakmış, hem de halk nazarında devlet otoritesinin gücünü yansıtmayı amaçlamış olmalıdır. Köprülü Mehmed Paşa’nın ilk olarak imar faaliyetinde bulunduğu yer Vezirköprü’dür. Burada önce bir konak, han, arasta, namazgah ile Kedeğre/ Köpri kasabasının su yollarının tamiri, çeşmeler yaptırmıştı. Gümüşhacıköy, Turhal, Hekimhan, Safranbolu, Bilecik, Bozcaada, İstanbul ve Balkanlarda cami, mescit, namazgah, medrese, han, hamam, mektep, sebil ve çeşmeler yaptırdığı kitabe, vakfiye ve arşiv belgelerinden öğrenilmektedir” bilgileri yer alıyor.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.